Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2609 E. 2023/1355 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2609 – 2023/1355
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(İ S T İ N A F D İ L E K Ç E S İ N İ N R E D D İ )
ESAS NO : 2019/2609
KARAR NO : 2023/1355

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/923 Esas-2019/625 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Taraf vekillerince, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 15.08.2016 başlangıç tarihli, (1) yıl süreli, 2.529.589,68 TL bedelli Özel Koruma ve Güvenlik Hizmet Alımına ilişkin sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak yükümlülüklerini yerine getirdiğini, sözleşmenin devamı sırasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından … Sendikasının işçiler adına toplu iş sözleşmesi yapması için yetkilendirildiğini, durumun müvekkiline bildirildiğini, müvekkilinin de Kamu İşveren Sendikası olan TÜHİS’e toplu iş sözleşmelerini yürütmesi için yetki verdiğini ancak sözleşmenin bitişine (1) yıldan az kalması nedeniyle toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından yürütülüp 22.05.2017 tarihinde sonuçlandırılıp yürürlüğe girdiğini, ancak toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkının davalı tarafından ödenmediğini, oysa “Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımlarında Toplu İş Sözleşmesinden Kaynaklanan Fiyat Farkının Ödenmesine Dair Yönetmeliğin” 4.maddesi uyarınca Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmelerinde de fiyat farkının ödenmesi gerektiğini, ayrıca 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 8.maddesi uyarınca da davalının bu fiyat farkını ödemesi gerektiğini, davalıya yazılı olarak yapılan müracaatın reddedildiğini, bu nedenle dava açılmasının zaruri olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nın, alacağın doğduğu tarihten itibaren avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiş, dava sonra talebini 863.988,12 TL’na yükselterek ıslah harcını yatırmıştır.
Davalı vekili, davanın haksız açıldığını, davacının düzenlediği fiyat farkı faturalarının iade edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Özel Koruma ve Güvenlik Hizmeti Alım Sözleşmesi uyarınca davacının davalıdan 15/11/2016 – 31/05/2017 tarihleri arasında doğan toplu iş sözleşmesi fiyat farkını, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül 2017 tarihlerinden doğan toplu iş sözleşmesi hak ediş bedellerini talep etmesinin haklı olup olmadığı, haklı ise alacağının ne miktarda olduğu noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.

Davalı defterleri ve dosyadaki tüm sözleşme ve taraflarca sunulan belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, mali müşavir bilirkişi … 17.09.2018 tarihli raporunda özetle ; “personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkının ödenmesine dair yönetmelik” hükmü ilgili maddesine göre hem de “Kamu ihale sözleşmeleri kanunu” hükmüne göre ve ayrıca T.C. Yüksek Hakem Kurulunun 09.05.2017 tarihli kararına göre neticelenmiş olan toplu iş sözleşmesine göre davalı tarafın ödemesi gereken asıl borcun 863.988,12.-TL, işlemiş faizi 22.677,69.-TL olmak üzere toplam 886.665,81.-TL olduğu bildirilmiş, davalı vekilince bu rapora itiraz edilmiştir.
Davalı vekilinin 1.bilirkişi raporuna yaptığı itirazlarının değerlendirilmesi ve 15.11.2016-31.05.2017 tarihleri arasına ilişkin toplu sözleşme fiyat farkı ile 2017 yılı haziran, temmuz, ağustos ve eylül aylarına ilişkin toplu sözleşme fiyat farkı ve aynı aylara ilişkin hakediş alacağı olup olmadığı, varsa bu alacakların kalem kalem ne kadar olduğu davacının düzenlediği fatura ve defterleri ile uyumlu olup olmadığı konularında rapor aldırılmak üzere dosyamız sayıştay denetçi bilirkişiden rapor alınmak üzere Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, Prof Dr. …’nun 29.04.2019 tarihli raporunda özetle ; davacının toplu iş sözleşmesinden doğan fiyat farkını talep etmekle haklı olduğunu, davacının davalıdan 30.10.2017 dava tarihi itibarıyla 15.11.2016-31.05.2017 tarihleri arasına ilişkin toplu sözleşme fiyat farkı ile 2017 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarına ilişkin toplu sözleşme fiyat farkı ve aynı aylara ilişkin hakediş alacağı kapsamında 963.445,25.-TL alacaklı bulunduğunu, davacının bu alacağın doğduğu tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte talep etme hakkına sahip olduğu yönünde görüş bildirmiş, davalı vekili bu rapora da itiraz etmişse de, rapor taraflar arasında yapılan sözleşme ve yasal mevzuat hükümleri gözetilerek düzenlendiği gibi 1.bilirkişi raporunu da doğruladığından rapor hükümde esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı değerlendirmesinde; taraflar arasında 15.08.2016 tarihinde 60 personel ile 1 yıl süreli özel koruma ve güvenlik hizmeti alımına ilişkin sözleşme imzalandığı, işe başlama tarihinin 09.09.2016 , bitirme tarihinin ise 09.09.2017 olduğu, sözleşmenin devamı sırasında davalının bir kısım hakediş ödemeleri ile toplu sözleşme fiyat farkını davacıya ödemediği, bilirkişi …’nun ayrıntılı ve gerekçeli raporunda açıkladığı üzere 15.11.2016-Eylül 2017 tarihleri arasındaki döneme ilişkin 243.014,63.-TL, toplu iş sözleşmesi fiyat farkı alacağı ile Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül 2017 aylarına ilişkin 720.430,62.-TL hakediş alacağı olmak üzere toplam 963.445,25.-TL alacağının doğduğu ancak istemden fazlaya karar verilemeyeceği anlaşıldığından, davanın aşağıdaki biçimde kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı vekilince her bir alacağın doğum tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi isteminde bulunulmuş ise de, davalı borçlunun dava tarihinden önce herhangi bir şekilde temerrüde düşürüldüğü davacı tarafça kanıtlanamadığından davacının faiz başlangıcına ilişkin istemine değer verilmemiş, dava ve ıslah tarihlerinden itibaren aşağıdaki biçimde avans faizi yürütülmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkemece dava tarihinden itibaren avans faizine hükmedildiğini, oysa kendilerinin başvuru tarihinin 11.07.2017 olduğunu, bu tarihten itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Asıl işveren tarafından işçilere ödenip ödenmediği belli olmayan Toplu İşyeri Sözleşmesi farkı konusunda karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının ödemeye ilişkin belge sunmadığını, bu hususta araştırma yapılmadığını, rapor alınmadığını, bu bedelin işçilere ödendikten sonra talep edilmesi gerektiğini, davanın kabulünün doğru olmadığını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIK :
Uyuşmazlık; taraflar arasında akdedilen özel koruma ve güvenlik hizmetlerine ilişkin sözleşme dolayısıyla toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkının ilgili yönetmelik ve 4735 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca davalı işveren tarafından davacı yükleniciye ödenmesinin gerekip gerekmediği, bir başka ifade ile davacının fiyat farkından kaynaklanan bir alacağının bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında akdedilen özel koruma ve güvenlik hizmetlerine ilişkin sözleşme dolayısıyla toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkının ilgili yönetmelik ve 4735 sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca davalı işverenden tahsili istemine ilişkindir.
I-Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden;
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
II-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden;
İlk Derece Mahkemesince, “Dava ve ıslah dilekçesinin kabulü ile, 863.988,12.-TL’nin davalıdan tahsiline, hükmedilen bu bedele 1.000,00.-TL’lik kısmına dava tarihi olan 30.10.2017 tarihinden itibaren, bakiyesine ise ıslah tarihi olan 18.12.2018 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuş, davacı vekili tarafından “1.000,00 TL’lık kısma” işletilecek faizin başlangıç tarihi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Hüküm tarihi itibarıyla miktar veya değeri 4.400,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin verilen kararlar kesin olduğundan davacı tarafın istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 341/2.maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte anlatılan nedenlerle; Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/923E., 2019/625K. sayılı dava dosyasında verdiği 18/09/2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (2) nolu bentte anlatılan nedenlerle davacı vekilinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu (07.07.2023 tarih ve 32241 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7344 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile 492 sayılı Harçlar Kanununa Bağlı Tarifelerde Yer Alan Maktu Harç Tutarlarının Yeniden Belirlenmesine Dair Karar) uyarınca alınması gereken 269,80 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubuyla kalan 225,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
20/09/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı yönünden KESİN, davalı yönünden; HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 20/09/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza