Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2608 E. 2023/996 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/2608
KARAR NO : 2023/996

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : Doç. Dr. … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03.10.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/347 E., 2019/562 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ : Av. … – E tebligat
DAVALILAR : 1- …
VEKİLİ : Av. … – E tebligat
: 2- … – …
: 3- … – …
VEKİLLERİ : Av. … – E tebligat

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, arsa maliki olan diğer davalılarla davalı kooperatif arasında 08.04.2005 günü düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını,
Çekilen kur’ada… numaralı bağımsız bölümün müvekkiline isabet ettiğini ve bu bağımsız bölümün yaklaşık yedi yıldır fiilen müvekkilinin kullanımında olduğunu,
Müvekkilinin bütün parasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini,
Kooperatifin 83 ortağının bulunduğunu ve kooperatife karşı parasal yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmeyen ortaklar da dahil olmak üzere müvekkili dışındaki ortakların büyük çoğunluğunun tapularını aldığını, bu durumun eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürerek anılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili yüklenicinin kararlaştırılan bağımsız bölümlere hak kazanabilmesinin, taraflar (davalı kooperatif ve arsa sahipleri) arasında düzenlenmiş olan sözleşme hükümlerinin uygun şekilde ifası ile mümkün olduğunu, inşaatın süresinde teslim edilmediğini ve halen yapı kullanma ruhsatının alınmadığını, eksik imalatlar nedeniyle Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/545 E. sayılı dosyasında nama ifa talepli davanın derdest olduğunu;
Aynı şekilde taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı gecikme cezası alacağı için Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın kabulüne karar verildiğini;
Davacının aralarında sözleşmesel bir bağ bulunmayan müvekkillerinden talepte bulunmasının mümkün olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı kooperatif vekili davacının davaya konu taşınmazın bedelini ödediğini ve aidat borcunun bulunmadığını, ancak diğer davalı … … ve …’in kooperatifle imzaladığı sözleşme gereğince tüm dairelerin teslimini yüklenici kooperatife gerçekleştirmediğini, diğer yandan diğer davalılar tarafından sözleşmeye dayalı gecikme cezası alacağının tahsili için Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan dava sonucunda müvekkili kooperatifin 277.400,-USD ceza ödemeye mahkum edildiğini, arsa sahipleri ile müvekkil kooperatif arasında akdedilen sözleşme gereği, arsa sahibi tarafından yükleniciye inşaatın bitirilmesini engelleyici güçlük çıkarmayacağı taahhüt edilmesine rağmen açılan davalar nedeniyle %97’si bitmiş inşaatın tamamlanmasının engellendiğini, dava konusu taşınmazın mülkiyetinin kooperatifin elinde bulunmaması nedeniyle ifa imkansızlığının söz konusu olduğunu, bu sebeple davanın tescil yükümlülüğünde olan ve halen bağımsız bölüm mülkiyetini elinde tutan diğer davalılara yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince “.. Niza konusu edilen… numaralı daire mal sahibi ile yüklenici arasındaki paylaşıma göre, yüklenici kooperatife düşen daireler arasındadır. Kooperatifin çektirdiği kur’a neticesinde de davacıya tahsis edilmiştir. Kooperatifin diğer üyelere konut tahsisi yaptığı, davacının konutunun tapusunun arsa sahibi tarafından devredilmemesi nedeniyle davacıya tapu devri yapılamadığı açıktır. Davacı, yüklenici olan kooperatifin halefidir. Tapuda hak talep edebilmek için yüklenicinin edinimini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmesi gerekmektedir. Nizalı uyuşmazlıkta davacının halefi olan davalı kooperatifin (yüklenicinin) edimlerini eksiksiz yerine getiremediği (halen iskan alınmamıştır) belirlenmiştir. Öte yandan, yüklenicinin edinimini süresinde yerine getirmemesinden kaynaklı olarak Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılmış, mahkemenin 2018/134 E., 2017/276 K. sayılı ilamı ile mal sahipleri lehine 277.400,00 USD cezai şarta hükmedilmiş ve karar kesinleşmiştir. Bu ilam da nazara alındığında, nizalı dairenin, teminat niteliğinde olduğu görülmektedir. Bu durumda davacı yararına tapu iptal ve tescil…” koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir
Davacı vekili istinaf dilekçesinde:
– İlk derece mahkemesi kararının taraflar arasındaki sözleşmeler incelenmeksizin, eksik incelemeye dayalı olarak verildiğini;
– İlk derece mahkemesinin davaya konu bağımsız bölümlerin teminat kapsamında kaldığı yolundaki saptamasının bir dayanağının bulunmadığını,
– Ferdileşme hususunun değerlendirilmediğini,
– Yapı kullanım izin belgesi alınması için gösterilen çabaların arsa maliklerinin hukuka aykırı tutumları ile engellediği hususunun göz ardı edildiğini,
– Bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını,
– Müvekkilinin kooperatife karşı herhangi bir borcunun bulunmadığının saptanmasına rağmen borcu olan üyelere tapularının kooperatif tarafından verildiğinin yerel mahkemece değerlendirilmediğini ve bu durumun eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğunu, mülkiyet ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, davaya konu binada iskan alma çalışmalarının bitmek üzere olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili tarafından 20.11.2020 tarihinde sunulan beyan dilekçesinde davacının vefat ettiği, davaya dilekçenin ekinde sunulan mirasçılar …, … ve …’ün vekaletnameleri ile devam edileceği belirtilmiş, mirasçılık belgesi ve vekaletname dilekçe ekinde sunulmuştur.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE :
Dava; kooperatif ortaklığına dayalı tapu iptal ve tescil işlemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine, mahkemece dava tarihindeki hukuki durum ve şartlar kapsamında değerlendirme yapılmasına, devam eden davaların sonuçlanması ve değişen şartlar itibariyle tekrar dava açılmasının mümkün bulunmasına göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-HMK m. 353/1-b,1 gereğince; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/347 E., 2019/562 K sayılı dava dosyasında verdiği 03.10.2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’den peşin olarak yatırılan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
5-HMK m.359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
31.05.2023 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK m.361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi. (GK Yazım Tarihi: 01.06.2023)

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır