Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2603 E. 2023/1849 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

ESAS NO : 2019/2603
KARAR NO : 2023/1849

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17.09.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/105 E., 2019/622 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde/duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirketçe dava dışı …’ne ait … adresindeki iş merkezi için 04.03.2017- 04.03.2018 tarihleri arasını kapsayan KOBİ paket sigorta poliçesi tanzim edildiğini, 25.07.2017 tarihinde alışveriş merkezinde yangın meydana geldiğini, olayın hemen ardından ekspertiz incelemesi ve Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/146 D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını, ekspertiz çalışmaları neticesinde tespit edilmiş olan 14.413,49-TL hasar bedelinin 13.09.2017 tarihinde sigortalısına ödendiğini, müvekkilinin hasara sebep olan kişiye ve zarardan kanunen sorumlu bulunanlara rücu etme hakkı bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 14.413,19-TL’nin ödeme tarihi olan 13.09.2017 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu yangının dava dışı sigortalı … İş Merkezinin ana baca kanalında meydana geldiğini, iş merkezinin 7. katında başlayan yangının, iş merkezinin ana baca kanalında yarattığı ısı sebebiyle müvekkili şirketin baca çıkışında bulunan ısı kapanının devreye girdiğini, yangının müvekkili şirket iş yerine sirayet etmesini ve baca kanalındaki hava akımını keserek zemin katta yangın çıkmasını engellediğini, zemin kattan 7. kata çıkan dikey bacalarda herhangi bir yangın olmadığını, 7. kattaki baca çıkışının yandığını, müvekkilinin yangının meydana gelmesinde hiçbir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/146 D.İş sayılı dosyasında alınan heyet raporunun hatalı ve eksik inceleme ile tanzim edildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; … AVM isimli iş yerinin zemin katında bulunan … adlı iş yerinin içinde pide ve mangal bacalarının binaların yangından korunması hakkında yönetmelik gereği temizliğinin yönetmeliğe uygun yaptırılmadığı, fırın bacısında biriken kurumun fırının alevli şekilde yanması ile bacı içindeki kurumların tutuşarak baca yangının çıkışına sebebiyet verdiği, alevlerin hızla yükselerek çatı katındaki motorların olduğu bölüme sıçradığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda yine bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirmede; yangının meydana geldiği ve eldeki dosyada davalı durumunda olan …. Şti. İşletmesinin bacaları temizlettirmemesi nedeniyle yangına sebebiyet vermekten 1/5 oranında kusurlu olduğu, bunun dışında 1/5 er oranda dava dışı … A.Ş. , … Sigorta A.Ş., Çankaya Belediye Başkanlığı, … AVM yönetimi’nin de kusurlu bulunduklarının belirtildiği anlaşılmıştır. Anılan nedenlerle toplam zararın 14.41349 TL olması ve davalının bu zararın 1/5’inden sorumlu bulunduğu gözetilerek talep edilen meblağın 1/5 oranında meblağ yönünden davanın kısmen kabulüne ve bu tazminata ödeme tarihi olan 13/09/2017 tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Yangının kiracı konumundaki davalı …. Ltd. Şti.’nin yükümlülüğündeki bakım görevini layığıyla yerine getirmeyip işletme bacalarını temizlettirmemesi sonucu gerçekleştiğini, bu nedenle davalının asli ve tam kusurlu olduğunu;
bilirkişi raporunda, hem davalının bacaları temizlememesi sebebiyle dava konusu yangının gerçekleştiğinin tespit edildiğini hem de işyerinin maliki, bacaları kontrol etmeyen AVM yönetimi ve ruhsat veren Çankaya Belediyesi’ni eşit derecede kusur verilerek çelişkili ve hukuki dayanaktan yoksun tespitlerde bulunulduğunu; bilirkişi raporunu düzenleyen heyete Borçlar Hukuku konusunda uzman bir bilirkişi eklenmesi ve tarafların sorumlu oldukları hukuk kurallarını düzenleyen kanun hükümleri göz önünde bulundurularak kusur dağılımı yapılması gerekirken bu şekilde hazırlanmayan raporun yetersiz ve hukuk kuralları ile bağdaşmayan tespitler içerdiğini;
Türk Borçlar Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri gereği gayrimenkulde gerçekleşen hasardan dolayı zarar gören üçüncü kişilere karşı gayrimenkul maliki ve kullananın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, dolayısıyla dava konusu olayda gayrimenkul maliki … İşl. Tic A.Ş. ve kiracı konumundaki davalı …. Ltd. Şti.’nin aralarındaki kusur dağılımı ne olursa olsun zararın tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını;
Yangının hemen ardından yangın mahalli hiç değiştirilmeden, olduğu gibi dururken ayrıntılı inceleme yapan uzman kişiler tarafından hazırlanan iki rapor ile yerel mahkeme dosyasından alınan ve olaydan çok sonra olay yeri incelenmeden hazırlanan rapor arasında fahiş çelişki bulunduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, TTK m 1472 uyarınca, KOBİ paket sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya yapılan ödemenin, olay nedeni ile sorumlu olduğu belirtilen davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay İBK’nin 22.03.1944 tarih ve 37 E., 9 K. sayılı kararında, “…Sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir diye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu davası için dava ikamesi icap eder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmayan bir borç için, iki ayrı kaza merciinde birden dava açılmış olabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise kanuna ve hukuka uygun düşmez.
Bu itibarla, sigortacının, sigorta poliçesinden münbais olmayıp, kanundan aldığı selahiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği davada hukuk mahkemesine başvurulması gerekir.” denmiştir.
Buna göre, TTK’nın 1472. maddesine dayalı tazminat davaları, sigorta şirketince halefiyet hakkına dayalı olarak açılmış olup, sigorta poliçesinden doğmadığından, mutlak ticari dava olduğu söylenemez. Bu davalarda davacı … şirketinin halefi olduğu sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 29.11.2016 tarih ve 13158 E., 9204 K., Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2016 tarih ve 1084 E., 1497 K., aynı Dairenin 20.09.2016 tarih ve 6280 E., 7990 K., 20. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2016 tarih ve 2015/15593 E., 2016/1517 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.
6100 Sayılı HMK’nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu davalar düzenlenilmiş olup, “ç” bendi, “Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları görürler.” hükmünü; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun Ek 1. maddesi ise, “Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, dava dışı sigortalı … ile davalı …. Ltd. Şti. arasındaki hukuki ilişki Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan kaynaklanmaktadır. Davacı … şirketince sigortalı yönetimin halefi sıfatıyla dava açılmış olup anılan yasal düzenlemeler uyarınca davaya bakmakla sulh hukuk mahkemeleri görevlidir.
HMK’nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HMK’nin 353/(1)-a.3. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak kararın kaldırılması nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususunun somut olayda olduğu gibi, açıkça istinaf konusu edilmese dahi istinaf mahkemesince re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Buna göre ilk derece mahkemesince, sulh hukuk mahkemesi görevli olduğundan, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulması doğru olmamış, Dairemizce HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
2-Kararın kaldırılma nedenine göre, davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte belirtilen nedenlerle, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/105 E., 2019/622 K. sayılı dava dosyasında verdiği 17.09.2019 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
Yukarıda (2) nolu bentte belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına.
II-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
III-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15.11.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17.11.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır