Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2546 E. 2022/1030 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/2546
KARAR NO : 2022/1030

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12.12.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2013/370 E., 2018/998 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, borçlu Müflis …Şti’nin dava dışı arsa sahipleri ile Ankara 53. Noterliği’nin 08.06.2006 tarih ve … yevmiye sayısıyla akdettiği AVM inşaat sözleşmesi ile kendisine özgülenen 200 nolu dükkanı 325.000,00-TL bedelle müvekkiline satmak üzere 29.08.2006 tarihli sözleşme ile anlaştıklarını, sözleşme gereğince bedelinin, … Sitesi’ndeki bir adet dairenin takası ile karşılandığını, müflis şirket yetkililerine Ankara 53. Noterliği’nin 10.08.2006 tarih ve … yevmiye sayısı ile satış ve devir yetkisi için vekalet verildiğini, şirketin ise dükkanı bitirerek teslim etmediği gibi Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/490 esas 2012/96 karar sayısı ile iflasına hükmedildiğini, iflas masasına yapılan başvurunun taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin satım akdi olduğu, iadesi istenen ödemeye şirket kayıtlarında rastlanmadığı gerekçesi ile reddedilerek 4. sıra kapsamında değerlendirildiğini, oysa müflisin beyanından taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin açık şekilde anlaşılabildiğini, TTK’nun 66. ve 84. maddeleri uyarınca kanuna uygun olarak ve uygun olmayarak tutulan defterlerin sahibi ve halefleri için aleyhe delil sayıldığını, vekaletname ile müflis şirket tarafından satılan davacıya ait daire bedelinin şirket hesabına geçtiğini belirterek iflas masasının kaydı istenen alacağın 4. sıra kapsamında reddine ilişkin 10.08.2012/157 sayılı kararın iptaline, alacağın sıra cetveline kaydına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının alacağını somut delillerle kanıtlayamadığını, ticari defter ve kayıtlarda dava konusu ödemeye rastlanmadığını, davacının eksik belge ile başvurması sebebiyle başvurunun reddedildiğini, dava açılmasının sorumluluğunun davacıya ait olduğunu belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…Taraflar arasında tanzim edilen harici satış sözleşmesi ile davalı şirketin müteahhitliğini üstlendiği iş merkezinde inşa edeceği bir adet dükkanın davacıya satıldığı, bedeli ödendiği halde davalının iflası nedeniyle taşınmazın tapusunun davacıya verilmediği, iflas masasına başvurduğu, talebin reddedildiği, bu nedenle dava konusu alacağın faizi ile birlikte davalı müflis şirketin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesi talebiyle derdest davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının iddiasına esas harici satım sözleşmesi olup sözleşmeye göre bağımsız bölümün değeri 325.000,00-TL olup nakden ödendiği belirtildiğini ancak davacı kendisine ait dairenin takas yoluyla davalı şirkete verdiğini ve davalıya verdiği vekaletnameye istinaden üçüncü şahsa satıldığını, satın aldığı bağımsız bölümünün bedelinin bu şekilde ödendiğini iddia etmektedir. Davalı şirketin ticari kayıtlarında gerek adi yazılı sözleşmede belirtilen 325.000,00-TL bedel gerekse de davacının dairesinin takas yoluyla alındığına veya vekaleten satışının yapılarak bedelinin satılan dükkana mahsuben alındığına dair her hangibir kayıt mevcut değildir. Vekaletname ve taşınmaz satış akitleri ile tapu kayıtlarına göre davacıya ait taşınmaz dava konusu sözleşmenin tanzim tarihinden önce olup gerek satış akitleri gerek tapu kayıtlarına göre davalı şirkete verilmiş bir vekaletname olmadığı gibi şirket yetkilisi tarafında da yapılmış bir satış mevcut değildir.
Davanın niteliği gereği davacının sözleşme kapsamındaki bedeli müflis şirkete ödediğini ispatlaması gerekir. Olayımızda davacı bunu ispatlayamadığından subut bulmayan davanın reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkili tarafından davalı şirket yetkilisine verilen 10.08.2006 tarihli vekaletname ile müvekkiline ait taşınmazın satışının ilgili vekaletname ile 25.08.2006 tarihinde yapıldığının açık olduğunu, bunun yanında davalının ticari defterlerinde gerek adi yazılı sözleşmede belirtilen 325.000,00-TL bedel gerekse de davacının dairesinin takas yoluyla alındığına veya vekaleten satışının yapılarak bedelinin satılan dükkana mahsuben alındığına dair kayıt bulunmadığından bahsedilmişse de davalı şirketin ticari kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığından lehine delil oluşturmayacak olup bu aşamadan sonra taraflarınca gösterilen deliller ile değerlendirme yapılabileceğini; müvekkilinin, şirket yetkilisi olan …’e, kendine ait taşınmazın devri konusunda vekaletname verdiğini, işbu vekaletname ile müvekkiline ait taşınmazın dava dışı …’a satıldığını, müvekkilinin …’i müflisin yetkilisi olması dışında hiçbir surette tanımadığını, müvekkilinin kendisine verileceğine güvendiği dükkan için işbu vekaletnameyi verdiğini ve dükkan bedelini satış yapmak suretiyle ödediğini, müvekkili ile müflis arasındaki ilişkinin iflas idare memurluğu tarafından da satım sözleşmesi olarak kabul edildiğini ve talebin 4. sıra kapsamında değerlendirildiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/370 E., 2018/998 K. sayılı dava dosyasında verdiği 12.12.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 36,30-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
15.06.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16.06.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …