Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2508 E. 2023/1869 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2508 – 2023/1869
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/2508
KARAR NO : 2023/1869

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/993 Esas-2019/290 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili bankanın ilgili şubesi ile dava dışı müşterisi şirket arasında 31.12.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, kredinin teminatı olarak şahsi kefalet ve ipotek alındığını, bu amaçla Bursa ili, İnegöl ilçesinde bulunan bir taşınmazın 2 ve 5 nolu bağımsız bölümleri üzerinde 30.12.2014 tarihinde 1.000.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, söz konusu taşınmazların teminat değerinin tespiti amacıyla davalı şirketten ekspertiz hizmeti alındığını, davalı tarafından düzenlenen 24.12.2014 tarihli raporda 2 nolu bağımsız bölüm için 100.000,00 TL, 5 nolu bağımsız bölüm için ise 400.000,00 TL olmak üzere toplam 500.000,00 TL değer tespiti yapıldığını, müvekkili banka tarafından da dava dışı kredi müşterisine 414.000,00 TL bedelli kredi tahsis edilip kullandırıldığını ancak kredi borcunu dava dışı şirketin ödememesi üzerine 02.02.2016 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi ve genel haciz yolu ile takibe geçildiğini, takip sürecinde her iki taşınmazın toplam değerinin 230.000,00 TL olarak belirlendiğini ve icra müdürlüğünün satış kararı sonrası her iki taşınmazın toplam 256.000,00 TL bedelle müvekkili banka tarafından satın alındığını, bedelin dava dışı şirketin borcuna mahsup edildiğini, müvekkilinin dava dışı borçlu şirketten toplam 263.727,96 TL alacağı kaldığını, müvekkilinin davalı şirketin özen yükümlülüğüne aykırı davranması ve hatalı raporu sonucu zarara uğradığını, davalı tarafından taşınmazların gerçek değerlerinin tespit edilmesi durumunda kredi limitinin azami 220.400,00 TL olacağını, müvekkilinin davalının hatalı raporu uyarınca 179.600,00 TL fazla limit tahsisi yaptığını ve bu miktar kadar zarara uğradığını ileri sürerek 179.600,00 TL’nın avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı bankanın iddialarının yerinde olmadığını, müvekkili tarafından hazırlanan rapordaki değerin icra müdürlüğünün talimat dosyası ile alınan rapordaki değer veya taşınmazın ihale tarihindeki değerleri ya da davacı bankanın haricinde aldığı raporlardaki değerlerin karşılaştırılmasının mümkün bulunmadığını, davacının müvekkiline başvuru koşullarının oluşmadığını, davacının kendi kusuru ile zarara sebep olduğunu, müvekkilinin düzenlediği rapor ile davacının uğradığını iddia ettiği zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacı bankanın icra müdürlüğü tarafından hazırlanan kıymet takdir raporuna itiraz etmediğini, ayrıca hesaplanan zarar bedelinin de hatalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Davacı banka ile dava dışı … … Ltd. Şti.arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış kredi tahsil edilmiş ve kullandırılmıştır. Verilen kredinin teminatı kapsamında … Parselde kayıtlı 2 ve 5 nolu bağımsız bölümler üzerinde 30/12/2014 tarihinde 1.000.000,00-TL bedelli ipotek tesis edilmiştir. Söz konusu kredi limitinin dayanağını teşkil eden bağımsız bölümlerin değerlemesi … A.ş.tarafından yapılmış olmakla söz konusu tarihte 2 nolu bağımsız bölümün değeri 100.000,00-TL, 5 nolu bağımsız bölümün değeri ise 400.000,00-TL olarak takdir edilmiş buna istinaden de davacı tarafından 414.000,00-TL kredi kullandırılmıştır. Mahkememizce yapılan değerleme davalı tarafından yapılan değerlemenin doğru olup olmadığı ve buna dayalı olarak davacının herhangi bir zararının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davalı tarafından söz konusu tarihte yapılan değerlemenin yerinde olup olmadığı hususunda mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi ile mahkememize sunulan 27/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; 27.04.2018 değerleme tarihinde 2 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin toplam değerinin 128.480 + 359.800 = 488.280 (Dörtyüzseksensekizbinikiyüzseksen)TL. olabileceği, 30/12/2014 değerleme raporu/ ipoteğin tesis edildiği tarihte 2 ve 5 nolu bağımsız bölümlerin toplam değerinin 94.600 + 265.000 = 359.600 (Üçyüzellidokuzbinaltıyüz) TL olabileceği, buna göre davalı tarafından 2 ve 5 nolu bağımsız bölüm için toplam 500.000 TL değer takdir edildiği dikkate alındığında, 500.000 – 359.600=140.400 (Yüzkırkbindörtyüz)TL anılan taşınmazların değerinin yüksek tespit edildiği bildirilmiştir. Mahkememizce yapılan itirazlar doğrultusunda mahalli rayiç değerlere göre söz konusu taşınmazların değerleme tarihi itibari ile değerlerinin tespiti amacıyla taşınmazların bulunduğu Bursa İnegöl Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat neticesinde aldırılan 24/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazın eksik ve üstün özellikleri göz önüne alınarak, taşınmazın bulunduğu mevkii, konumu, imar durumu, yüzölçümü, daha önce bölgede yapılan değerlemeler, keşif tarihindeki nitelikleri gibi değerine etki edecek unsurları da göz önünde tutularak; tüm objektif unsurlar ayrı ayrı mukayese edildiğinde, … Parsel de kain; dava konusu 2 bağımsız bölüm numaralı meskenin değerinin 14/12/2014 tarihi itibariyle 100.000,00-TL, 5 numaralı işyerinin değerinin 14/12/2014 tarihi itibariyle 365.000,00-TL olarak tespit edildiği bildirilmiştir.
Tarafların itirazlarının değerlendirilmesi için ek rapor alınmış 28/01/2019 tarihli sunulan ek raporda; 24/10/2018 tarihli kök bilirkişi raporunda verilen görüşlerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olarak hazırlanan bilirkişi raporu denetime elverişli olması nedeni ile kabul edilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede talimat mahkemesince aldırılan bilirkişi raporu içeriğine göre mahalli rayiçler uyarınca 2 nolu bağımsız bölümün değerinin değerleme tarihi itibari ile 100.000,00-TL, 5 nolu bağımsız bölümün 365.000,00-TL olduğu kabul edilmiş olmakla davalı tarafından yapılan değerlemede 2 nolu bağımsız bölümün 100.000,00-TL, 5 nolu bağımsız bölümün 400.000,00-TL değer biçildiği, taraflar arasında imzalanan Değerleme Hizmet Sözleşmesinin 11.10.maddesi ile 12/01/2017 tarih ve 29946 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Bankaların Değerleme Hizmeti Almaları Ve Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi Ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik’in 21.maddesi uyarınca %20 oranında farkın makul kabul edildiği buradan hareketle 2 nolu bağımsız bölüm yönünden herhangi bir fark olmayışı, 5 nolu bağımsız bölüm yönünden %8.75 fark olduğu ve mevcut farkın yasal ve sözleşme sınırları içerisinde olduğundan davacı tarafından kullandırılan kredi açısından davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığı kabul edilmiş olmakla davanın reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Müvekkili banka ile dava dışı müşterisi arasında imzalanan kredi sözleşmesine teminat olarak ipotek tesis edildiğini, taşınmaz değerinin davalı şirket tarafından toplam 500.000,00 TL olarak belirlenmiş olup bu nedenle dava dışı şirkete 414.000,00 TL kredi tahsis edildiğini ancak borç ödenmeyince taşınmazların icra kanalıyla 195.000,00 TL bedelle müvekkili bankaya ihale edildiğini, davalının hatalı değerlendirme raporu sonucu müvekkilinin zarara uğradığını, gerçek değerin belirlenmesi halinde müvekkilinin dava dışı şirketten en fazla 220.400,00 TL kredi tahsis edeceğini, bu nedenle müvekkilinin 179.600,00 TL zarara uğradığını, mahkemece alınan raporlar arasında çelişkiler olduğunu, yeniden rapor alınması gerektiğini, mahkemenin son rapora göre karar verdiğini, davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

UYUŞMAZLIK :
Uyuşmazlık; davacı banka ile dava dışı müşterisi arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak üzerinde ipotek tahsis edilecek taşınmazlar için davalı şirketten gayrimenkul değerlendirme hizmeti alındığı ve davalının taşınmazların değerinin çok üzerinde tespit yaptığı ve bu nedenle davacı bankanın dava dışı müşterisine fazla kredi tahsis etmesinden dolayı zarara uğrayıp uğramadığı, bir başka deyişle davalının yüklendiği edimi gereği gibi yerine getirip getirmediği hususlarında toplanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davacı banka ile dava dışı müşterisi arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak üzerinde ipotek tahsis edilecek taşınmazlar için davalı şirketten gayrimenkul değerlendirme hizmeti alındığı ve davalının taşınmazların değerinin çok üzerinde tespit yaptığı ve bu nedenle davacı bankanın dava dışı müşterisine fazla kredi tahsis etmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/993E., 2019/290K. sayılı dava dosyasında verdiği 29/03/2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubuyla kalan 225,45 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
22/11/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza