Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/248 E. 2023/2014 K. 19.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/248
KARAR NO : 2023/2014

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : Doç. Dr. … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22.10.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2014/320 E., 2018/841 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, kooperatif tarafından yapılan bağımsız bölümlerden birinin 1997 yılında noter huzurunda çekilen kur’a sonucu vaziyet planı esas alınıp, arsa büyüklüğü de dikkate alınmak sureti ile ödedikleri şerefiye payı karşılığı davacının kullanımına tahsis edildiğini, kur’a çekimi sonucu davacıya tahsis edilen bağımsız bölümün etrafında bulunan ve bahçe olarak kullanılan alanda yaptıkları ölçüm sonucu vaziyet planında belirtilen miktardan daha az yeri kullandığının belirlendiğini, yapılan ölçüm sonucu evin batı cephesinde 24 m2 kadar yerin fazladan tahsis edildiğini, buna karşılık doğu cephede 38.50m2 eksik yer tahsis edildiğinin belirlendiğini, bu ölçüm sonucu 14.50 m2 kadar eksik yeşil alan kullandığının ortaya çıktığını, bu yeri kullanmasına engel olan davalı kooperatifin davacıya ait olması gereken yere yönelik müdahalesinin önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili müvekkili kooperatifin henüz bağımsız bölümleri ayırmak sureti ile ferdileştirme işlemi yapmadığını, bu nedenle davacıya ait 44 numaralı bağımsız bölüm de dahil hiçbir ortaklarına sınırları belirlenmiş ve onların kullanımına özgülenmiş alan tahsisi yapılmadığı, bu nedenle davacıya ait alana müdahale edildiğinden söz edilemeyeceği, ortak alanlarda yapılan düzenlemelerin imar planlarına uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince “…1992 yılı vaziyet planına göre davacıya ait 44 nolu villanın bahçesinde bilirkişi raporuna ekli krokide görüldüğü üzere duvar yapılmak sureti ile 27.33 m2 küçülme belerlenmekle birlikte, ancak bağımsız mülkiyete geçilip, kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanmasına başlandığında vaziyet planının belediye tarafından onaylanması ve tapu müdürlüğüne sunulacak resmi belgeye bağlanması halinde bağımsız bölüm sahibinin tek başına kullanabileceği alandan söz edilmesinin mümkün olduğunu, henüz kooperatif yapısı devam etmekte olup kat mülkiyetine geçilmediği için sadece davacının kullanımına tahsis edilen alandan söz edilemeyeceği, bu nedenle davacıya ait yere müdahale olmakla birlikte kat mülkiyetine geçilip vaziyet planına bağlanılıp, tapuya tescil edilmediği sürece ortak yerlerden herkesin yararlanma hakkının bulunduğu, bu nedenle müdahalenin sona erdirilmesi isteğinin yerinde olmadığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde :
– Anılan bağımsız bölümün müvekkiline tahsis edildiğinin ve bu alana el atıldığı hususunun tartışmasız olduğunu,
– Davalı kooperatifin ayni, müvekkilinin ise kişisel hak sahibi olduğu kabul edilse dahi ayni hak sahibinin kişisel hakka saygı göstermesi gerektiğini,
– Şerefiye bedelinin tahsis edilen alan gözetilerek belirlendiğini ve müvekkilince ödendiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif ortağına tahsis edilen alana yönelik el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Davacının anılan taşınmaz üzerindeki 44 numaralı bağımsız bölümün tahsis hakkına sahip olduğu, mülkiyetin henüz davacıya geçmediği ve davacının kullanımında bulunan zeminin davalı kooperatif tarafından duvar yapılmak suretiyle 1992 yılı vaziyet planına göre 26,87 m2 küçültüldüğünde tereddüt bulunmamaktadır.
Bu durumda davacıya tahsis olunan zeminin küçültülmesi bakımından, davacının henüz mülkiyet hakkına sahip olmadığı ve taşınmazın tamamının halen kooperatifin mülkiyetinde bulunduğu düşünüldüğünde el atmanın önlenmesine konu olamayacağı, davacının ödediği şerefiye karşılığında tazminat da talep etmediği dikkate alındığında ilk derece mahkemesince varılan sonuca varılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine yönelik istinaf başvuru sebeplerinin reddi gerekmiştir (HMK m.356/2).
HÜKÜM :
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 356’ncı maddesinin 2 numaralı fıkrası uyarınca davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL’den peşin olarak yatırılan 35,90 TL’nin düşümü ile kalan 233,95 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
4-Kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine
5-HMK m.359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına
19/12/2023 tarihinde duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, HMK m.361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi. (GK Yazım Tarihi: 19.12.2023)

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır