Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2426 E. 2021/1286 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27.05.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili görevsiz … (Ankara) Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu 27.10.2015 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı/borçlu …’dan 7.576,54 TL alacaklı olan … Kooperatifinden alacağını 25.05.7015 tarihli 2015/4 sayılı kooperatif kararı ve 09.06.2015 tarihli temlik sözleşmesi ile temlik aldığını, aidat alacağının tahsili için davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün ….E. sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, kendisinin kooperatife herhangi bir borcu olmayıp kooperatifin kendisine borcu bulunduğunu, ayrıca yaratılan bu farazi borcu ödemesi ile ilgili veya temlik edildiğine ve temlik alacaklısına ödemesi ile ilgili kendisine herhangi bir uyarı da gönderilmediğini, 15.12.2006 tarihinde yönetim kurulu kararı ile dava dışı kooperatife şartsız üye olduğunu, daha sonra kendisinden talep edilen tüm tutarları ödediğini, davacı tarafın sunduğu hesap ekstresindeki tutarların bir kısmının sonradan iptaline dair kararlar bulunduğunu, daha sonra kendisine kooperatifin hesaplarına haciz konulduğundan aidatların ödenmemesinin söylendiğini, kendisine gönderildiği iddia edilen 12.04.2012 tarihli yazının hiç bir zaman gelmediğini, 11.09.2012 tarihinde kooperatife başvurarak ne kadar borcu olduğunu sorduğunda kendisine verilen cari hesap ekstresine göre kooperatife 674,00 TL. borcunun göründüğünü, kooperatife borçlu olduğu düşünülen diğer kişilerin borcu temlik edilmediği halde kendisinin borcu temlik edilmiş olup davacı ve kooperatifin bu hususta art niyetli davrandığını, olmayan borcuna itiraz edeceğini bildikleri ve kooperatifin tasfiyesinin bu nedenle uzayacağını düşündükleri için böyle bir hileli yola başvurduklarını, kaldı ki kooperatifin henüz davalarının bulunduğunu savunarak, davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

YARGILAMANIN SEYRİ VE SONUCU :
… (Ankara) Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne dair karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 31.05.2018 tarih ve … sayılı kararıyla; davacı tarafça dava dışı kooperatiften temlik alınan kooperatif üyesi olan davalının aidat ve işlemiş faiz borcu talep edildiği, bir başka anlatımla davalının kooperatif ortaklığına bağlı taleplerde bulunulduğu, davalının üyesi olduğu kooperatif davada taraf değilse de, alacağı kooperatiften temlik alan davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre çözümleneceğinden davanın aynı Kanunun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde olduğu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararları ile … ilçesinin Ankara Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresi kapsamına alındığı belirtilerek HMK’nin 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine; kararın kaldırılması nedenine göre davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş;
Dosyanın görevsizlik kararı ile gönderildiği İlk derece Mahkemesince; davacı ile dava dışı tasfiye halindeki kooperatif arasında kooperatif yönetim kurulunun 25.05.2015 tarihli ve 4 sayılı kararı uyarınca davalının aidat ve gecikme cezası borcu toplamı 7.576,54 TL’nin 09.06.2015 günlü adi yazılı “Alacağın Temliki Sözleşmesi” başlıklı belge ile davacıya temlik edildiği, temlik sözleşmesi TBK’nın 184. maddeye uygun olmakla geçerli bir sözleşme olduğu, bu karardan hemen sonra yapılan 28.06.2015 günlü olağan kooperatif genel kurulunda yönetim ibra işlemi yapıldığı, sonrasında da kooperatifin sicilden terkin edildiği, bilirkişi raporunda 01.01.2009 tarihinden itibaren ödenmeyen aidat ve gecikme cezası toplamının 8.990,47 TL olduğunun belirlendiği, davacı tarafça davalının temerrüde düşürülmediği, davalının takibe itirazında haklı olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, takibin 7.576,54 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin kooperatife koşulsuz girdiğini ve tüm borçlarını ödediğini, hatalı iş ve işlemlere karşı oy kullanmış olması nedeniyle yönetim kurulunca müvekkiline cephe alındığını, müvekkili dışında hiç kimsenin iddia olunan borcunun temlik edilmediğini ve hakkında icra takibine başlanmadığını, yönetim kurulunca müvekkiline borcu bulunup bulunmadığına dair herhangi bir açıklama yapılmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için davacının taleplerinin haklı olduğu varsayıldığında dava konusu taşınmazın müvekkili adına tescilinin mümkün olmamasının gerekeceğini, taşınmazın müvekkil adına tescilinin gerek dava dışı kooperatifin gerekse de davacının iddialarının asılsız olduğunu gösterdiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme ile hazırlandığını, İlk derece Mahkemesince yeni bir bilirkişi raporu alınmadığını, önceki yargılamada alınan hatalı rapora dayanılarak hatalı bir karar verildiğini, bilirkişi tarafından dava dışı kooperatifin yasal defterlerinin tamamının incelenmediğini, kaldı ki defterlerin ve kooperatif kayıtlarının usule uygun olmadığını, yine bilirkişi raporunda 2008-2015 yıllarına ilişkin genel kurul toplantılarında alınan kararlara istinaden belirlenen aidat ve gecikme faiz oranlarının belirlenmediğini, bilirkişi raporunda 2008-2015 yılları arasında ödenmeyen aidat bedellerine ilişkin olarak aylık gecikme faiz oranının %1,50 olarak esas alındığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kooperatif tarafından tutulan cari hesap kayıtlarından görüleceği üzere 2012 yılı ve sonrasında aylık gecikme faiz oranının %1 olarak esas alındığını ve bu oran üzerinden gecikme faizi hesaplandığını, müvekkili tarafından sunulan ödeme tablosu ile dava dışı kooperatifçe tutulan cari hesapta 2009 Ocak ayında müvekkili tarafından 2.250,00 TL tutarında peşin olarak aidat ödemesi yapıldığı sabit olmasına karşın hükme esas alınan bilirkişi raporunda bahsi geçen ödemenin incelemeye esas alınmadığını, kooperatifin tasfiye işlemleri usulsüz olup kooperatifin ihyası için açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dava, temlik eden kooperatife olan aidat ve gecikme faizi borcunun tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça icra takibine eklenen “Ortak Cari Hesap Ekstresi”nde davalının 30.01.2009 tarihinde yaptığı toplam 2.250,00 TL. ödemenin gösterildiği, bu ödeme dikkate alınarak alacak-borç hesabının yapıldığı, raporu hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu hususun dikkate alındığı anlaşılmış, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.05.2015 tarih ve ….. sayılı kararında, “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 gününden önce oluşan asıl borç için genel kurulca belirlenen faiz oranı, bu tarihten sonra ise 120’nci maddenin ikinci bendindeki sınırlandırılmış temerrüt faizinin uygulanması bakımından kademeli hüküm kurulması gerek”tiği belirtilmiştir. Takibin dayanağı cari hesap ekstresinde davalı ortağın borcunun hesaplanması sırasında Haziran 2012 öncesi dönemi için aylık %5, %3 oranları üzerinden gecikme faizi talep edildiği anlaşılmış olup, bilirkişi raporunda anılan Hukuk Genel Kurul Kararı doğrultusunda genel kurullarca belirlenen faiz oranları üzerinden davalının gecikme faizi borcunun hesaplanması gerekirken, bu dönem için de TBK’nın 120. maddesindeki sınırlandırılmış faiz oranı olan aylık %1,5 oranı üzerinden hesaplama yapılmıştır. Ne var ki davacı tarafça bu yönde bir istinaf başvurusunda bulunulmamıştır.
Diğer yandan takip talepnamesi ekindeki cari hesap ekstresinde Haziran 2012 sonrası dönemi için aylık %1 oranı üzerinden hesaplama yapılmıştır. Bilirkişi raporunda temlik eden kooperatifin talebi dikkate alınarak Haziran 2012 sonrası dönem için aylık %1 faiz oranı üzerinden hesaplama yapılması gerekirken aylık %1,5 oranı üzerinden hesaplama yapılmış, davalının borcunun 3.235,00 TL. asıl alacak, 5.755,42 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.990,47 TL. olduğu belirlenmiştir. Temlik belgesine göre davalının dava dışı kooperatife olan aidat ve gecikme cezası toplamı 7.576,54 TL. davacıya temlik edilmiştir. Bilirkişi raporunda bu tutarın 2.754,00 TL. asıl alacak, 4.822,54 TL. işlemiş faiz toplamı olduğu tespit edilmiştir.
Davacının talebiyle bağlı kalınarak karar verilmesi gerekeceğinden Haziran 2012 tarihi ile takip tarihi olan 17.09.2015 arasındaki dönem için faiz hesabı yapılması için ek rapor alınmasına gerek görülmemiş, yanlışlığın sonuca etkili olmadığı kabul edilmiştir.
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışına kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Yukarıda açıklandığı üzere temlik belgesinde aidat ve gecikme cezası toplamı 7.576,54 TL.’nin davacıya temlik edildiği belirtilmiş olup, davacı tarafça bu tutar asıl alacak olarak gösterilerek 211,11 TL. işlemiş faiziyle birlikte tahsili için icra takibine başlanmıştır. Bilirkişi tarafından takipte istenen asıl alacak tutarı 7.576,54 TL.’nin 2.754,00 TL.’sinin asıl alacak, 4.833,54 TL.’sinin gecikme faizi olduğu belirtilmesine rağmen icra takibinde TBK’nın 121/2 maddesi hükmüne aykırı olarak faize faiz işletilmesi sonucunu doğuracak şekilde asıl alacak ve gecikme faizi toplamı üzerinden icra takibi başlatılmış, İlk derece Mahkemesince de asıl alacak ve gecikme faizi toplamı olduğu belirlenen tutar asıl alacak olarak gösterilerek hüküm kurulmuştur.
Bu durumda Dairemizce, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca, davalı vekilinin diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.05.2019 tarih ve….. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1.-Davanın KISMEN KABULÜ ile … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 2.754,00 TL. asıl alacak, 4.822,54 TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.576,54 TL üzerinden, asıl alacağa %9 yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına,
Asıl alacak belirli ve likit olduğundan asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 517,55 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 129,39 TL’nin mahsubu ile noksan olan 388,16 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irad kaydına,
3.-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul miktarına göre hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4.-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince red miktarına göre hesaplanan 211,11 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5.-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma ve 129,39 TL peşin harç toplamı 157,09 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6.-Davacı tarafından yapılan 190,00 TL tebligat/müzekkere tebligat masrafı, 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 840,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre takdiren 815,00 TL.’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7.-Davalı tarafça yapılan (85,70+121,30=) 207,00 TL. istinaf yoluna başvurma harcı, 112,80 TL. tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 319,80 TL. yargılama giderinin davanın red oranına göre takdiren 9,60 TL.’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,”
III-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde, gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
IV-Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
22.09.2021 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 78.630,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 23.09.2021