Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2347 E. 2023/1087 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/2347
KARAR NO : 2023/1087

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : Doç. Dr. … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26.06.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/110 E., 2019/596 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, … İşletme Müdürlüğü’nde, hizmet alım ihalesi neticesinde davalı şirket bünyesinde çalışan …’ın iş sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğini, … tarafından açılan işe iade davası nedeniyle Şanlıurfa 2. İş Mahkemesi’nin 2014/538 E., 2015/153 K. sayılı dosyasında iş sözleşmesindeki feshin geçersizliğinin tespiti ile davanın kısmen kabulüne, işe başlatmama tazminatı ve 4 aya kadar boşta geçen süre için ücret talebinin kabulüne karar verildiğini, ilamın Şanlıurfa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2016/2476 E. sayılı dosyasında takibe konulduğunu ve 22.03.2016 tarihinde 17.113,97-TL ödeme yapıldığını, davalı tarafından ödenmesi gereken tutarın müvekkilince ödenmesi sebebiyle davalı hakkında Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2016/8706 E. sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını ve borca ve yetkiye itiraz edildiğini, ihale sözleşmesindeki yetki şartı nedeniyle Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu beyan ederek itirazın iptali ile %40’dan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, Şanlıurfa 2. İş Mahkemesi’nin 2014/538 E., 2015/153 K. sayılı dosyasında, müvekkili şirket yönünden ayrı ayrı hesaplama yapıldığını ve dolayısıyla her bir şirketin sorumluluk miktarlarının farklı gösterildiğini, işyerinin veya bir bölümünün devri halinde devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işverenin birlikte sorumlu olduğunu, devredenin sorumluluğunun iki yıl ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin ilgili tazminat yönünden yükümlülüğünün bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede açıkça tazminatlardan sorumlu olunduğuna dair hüküm bulunmadığını, sözleşmede sorumluluğa ilişkin açık hüküm bulunmaması halinde yüklenicinin kendi dönemine ilişkin tazminatın yarısından sorumlu olacağını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…Davacıya ait … İşletme Müdürlüğünde, açılan ihaleler sonrası davalı şirkeler ile imzalanan sözleşmeler uyarınca davalı şirketler tarafından bu hizmetler yerine getirilmiştir.
Hizmet alımana konu işte 01/12/2006 – 07/07/2014 tarihleri arasında hizmet sözleşmesi ile çalışan dava dışı … tarafından Şanlıurfa 2. İş Mahkemesi’nde işçilik alacaklarının tahsili amacı ile 06/08/2014 tarihinde 2014/538 Esas numarası verilen dava açılmıştır. Yapılan yargılama sonucu 2015/153 Karar sayı ve 10/03/2015 tarihli karar ile işe iadesine karar verildiği, ancak davacının işe iadesinin yapılmaması üzerine Şanlıurfa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2016/2476 Esas sayılı icra takibi başlatılmıştır. İlamda belirtilen asıl alacaklar, işlemiş faizleri, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve diğer ek alacaklar için sonuç olarak davacı tarafından 22/03/2016 tarihinde 17.113,97 TL ödeme yapılmıştır. Şanlıurfa İş Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacımız…ile birlikte …. Şirketi davalı olarak gösterilmiştir.
Dava dışı 3. kişi … 01/12/2006 – 07/07/2014 tarihleri aralığında davalı şirkette SGK’lı olarak çalışmıştır.
Davacı tarafından ödemesi yapılan kıdem tazminatı yönünden davalı kendisinde gerçekleşen çalışma süresine bağlı olarak sorumlu olup, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı ve asıl alacaklar dışında ödenen faiz ve yargılama giderleri yönünden davalı şirketin sorumlu olduğu miktara karşılık gelen orana bağlı olarak giderlerden de sorumlu olması gerektiği kabul edilmiştir.
Gerekçeleri itibarı ile somut olaya uygun ve denetime açık olduğu için hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen 18/04/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından yapılan ödemenin 17.113,97 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiği, davalı yerine ödeme yaparak davalıların sebepsiz zenginleşmelerine neden olan davacının ödediği miktar için talep edilen takip tarihinden itibaren davacı talebi ile bağlı kalınarak değişen oranlı yasal faizi talep etmesinin mümkün olduğu, hüküm altına alınan alacağın likit olduğu ve davacının takibe haksız itiraz ettiği anlaşıldığından davacı lehine icra inkar tazminatına, davanın kabulüne…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkili şirket ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, iş mahkemesinin dosyası dikkatli bir şekilde incelendiğinde müvekkili şirket yönünden ayrı ayrı hesaplamaların yapıldığının ve dolayısıyla da her bir şirketin sorumluluk miktarının farklı olduğunun görüleceğini;
İşçinin iş akdinin, ihalenin bitmesi ve işçinin ihaleyi yeni alan şirkette çalışmaya başlaması sebebiyle sona erdiğini, dolayısıyla davacının bütün hak ve alacaklarının, ihaleyi yeni alan şirkete geçtiğini, müvekkili şirket nezdinde herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını;
Somut olayda müvekkilinin devir tarihi 2 yılı geçtiğinden sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirket aleyhine açılan dava yönünden bir kısım alacaklar zamanaşımına uğramasına rağmen yerel mahkemece bu hususun yeterince incelenmediğini;
Borçlar Kanunu’nun ilgili maddesi gereği taraflar arasında yapılan sözleşmede ve sözleşmenin eki sayılan idari şartnamede, teknik şartnamede ve diğer belgelerde yüklenici firmanın işçilerinin tüm hak ve alacaklarından sorumlu olduğuna dair hükümlerin bulunmaması halinde yüklenici firmaların kendi dönemlerini kapsayan miktarın yarısından sorumlu olacağını;
Somut dosyada müvekkili şirketin herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacı tarafça müvekkili şirket yönünden dava açılırken iş mahkemesinde verilen karara aykırı bir şekilde ödenen miktarın tamamının müvekkilinden talep edildiğini, davacının çalıştığı diğer şirketlerin de tazminatlar yönünden kendi dönemlerine ilişkin sorumlulukları bulunduğunu, bu durumda söz konusu şirketlerin davaya dahil edilmesi gerekirken yerel mahkemece eksik inceleme sonucu karar verildiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

Dava, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi kapsamında davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/110 E., 2019/596 K. sayılı dava dosyasında verdiği 26.06.2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 1.169,06-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 292,27-TL harcın düşümü ile kalan 876,79-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
14.06.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15.06.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır