Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2329 E. 2023/1497 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/2329
KARAR NO : 2023/1497
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : Doç.Dr. … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2017
ESAS-KARAR NUMARASI : 2014/1251 Esas-2017/960 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu ve gecikmiş aidat nedeniyle müvekkili kooperatife borcu bulunduğunu, alacağın tahsili için girişilen takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilinin tüm ödemelerini davacı kooperatif ile sözleşme imzalayan yüklenici firmaya yaptığını ve taşınmazın tapusunu aldığını, davacı kooperatif yönetiminin defter ve kayıtları usulüne uygun olarak tutmadığını, müvekkilinin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Taraflarca bildirilen deliller toplandıktan sonra mahkememizce uyuşmazlık konusu hakkında kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişi ve mali konularda uzman bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti 22.06.2016 tarihli raporlarında özetle; davalı davacı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatif kayıtlarına göre 400,00 TL dışında herhangi bir ödemesinin gözükmediğini, ancak 5.558,00 TL dava dışı müteahhide ödeme yaptığının davacının kabulünde olduğunu, bu durumda toplam ödemesinin 5.958,00 TL olduğunu, kooperatifçe alınan genel kurul kararlarına göre takip tarihi itibariyle ödenmesi gereken aidat tutarının 22.040,00 TL olduğunu, davalı tarafça ödenen 5.958,00 TL’nin mahsubu ile davalı borcunun 16.082,00 TL olarak devam ettiğini, davalının ödenmeyen aidat borcuna TBK m.120 hükmü dikkate alınarak Yargıtay 23 HD’nin içtihatlarına göre hesaplanan faiz tutarının 20.486,86 TL olduğunu buna göre davalının takip tarihi itibariyle toplam borcunun 36.568,86 TL olacağını, ancak davacının takip talinde 13.880,00 TL anapara ve 32.092,50 TL işlemiş faiz talep edildiğini dosyamıza bildirmişlerdir.
Taraflarca bilirkişi raporuna itiraz edildiğinden, bilirkişilerden itirazlar yönünde ek rapor hazırlamaları istenmiş, bilirkişiler … 16/01/2017 tarihli ek raporlarını dosyaya sunmuşlardır. Bilirkişiler ek raporlarında; kök raporlarındaki kanaatlerinde bir değişme olmadığını, bununla beraber davalının zamanaşımı def’i haklı kabul edilirse, davalının davacı kooperatife 10.400,00 TL anapara ve 2.374,50 TL faiz ile sorumlu olmasının söz konusu olacağı sonuç ve kanaatine varıldığını dosyamıza bildirmişlerdir.
Tapu iptali ve tescil, üyelik tespiti, tahsis hakkına dayanan davalar gibi üyeliğe sıkı sıkıya bağlı talepler ile ilgili olan davalarda üyelik devam ettiği sürece zamanışımı süresi işlemez. Ancak üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgili davalar TBK’nun 147/4 maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tâbidir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 21.12.2015 tarihli ve 2015/2279 E., 2015/8309 K. sayılı bir kararı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 16.03.2015 tarih ve 2015/1772 E., 2015/1652 K. sayılı kararı) TBK’nın 147/4 maddesi ve Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin yukarıda belirtilen kararları gereği parasal yükümlülüğe davalı işbu itirazın iptali davasında alacak 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, davacı kooperatifin dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık döneme ait üyelik parasal yükümlülüklerini talep edebileceği, 5 yıldan önceki dönemlere ait alacakların zamanaşımına uğradığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalı kooperatif 11/08/1991 tarihli Genel Kurulun 7. maddesi ile alınan karar ile B Grubu Belsin kısmı inşaatlarının çıkan kesin hesaplarının anlaşma doğrultusunda kabul edilmesi için Yönetim Kurulu’na yetki verilmiştir. 27/10/1992 tarihli Olağanüstü Genel Kurul’un 3. maddesi ile alınan karar ile de arsa alımı hakkında yönetim kuruluna yetki verilmesi, daire karşılığı alınan arsanın A tipi, bedel karşılığında alınacak arsanın ise B tipi olarak tiplendirilmesi yönünde yönetim kuruluna yetki verilmiştir. Yönetim Kurulunda 15/12/1992 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile kooperatif inşaatlarının A ve B Grubu olarak adlandırılmasını yapmışlardır. Söz konusu Genel Kurul kararları, sabit fiyatla ve peşin bedelle üyelik olduğunu ortaya koymamaktadır. Kooperatif ile yüklenici arasında imzalanan 15/12/1992 tarihli İnşaat Sözleşmesinde bir kısım üyelerin ödemelerinin yükleniciye yapılacağı yönünde bir hüküm yoktur. Davalı müteahhide ödeme yapmış olması halinde dahi diğer üyeler gibi kesin maliyet hesabı ile belirlenen bedeli ve genel gider payını ödemek durumunda olacaktır. Kooperatifin Genel Kurul kararlarında A Tipi ve B Tipi olarak adlandırılan üyelikler için farklı aidat belirlenmesi yoluna da gidilmemiştir. 1992 tarihli Genel Kurulda alınan tiplendirme kararının sonuçlarının bir farklılık taşıması sözkonusu değildir. Esasen tiplendirme üzerinde durulan daire karşılığı arsa alımı ve bedel karşılığı alımıdır. Ancak kooperatif üyeleri arasında farklılık yaratacak bir husus olmamıştır. Yani aynı tiplerde konut tahsis edilen üyelere farklı kesin maliyet çıkarıldığına dair bir Genel Kurulda bir karar alınmadığı gibi, sonuçta ödenecek kesin maliyetlerin farklı belirlendiğine dair bir durum da yoktur. Böyle bir durum olsaydı, bu hususun açıkça Genel Kurulda yer alması gerekirdi. 11/08/2001 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurulda B Tipi olarak anılan bölümde kesin maliyet çıkarılması için genel kurula yetki verilmiştir. Ancak böyle bir kesin maliyet komisyonu kurulmamış, kesin maliyet hesabı yapılıp üyelere gönderilmemiştir. Yani alınan bu karar uygulanmamıştır. Yine aynı genel kurulun 10. maddesinde alınan arsa satış kararı da üyelerin farklı bir statüde olduklarına dair bir bilgi ortaya koymamaktadır. Sadece B Tipinin müteahhidine arsa satışına ilişkin bir karar niteliğindedir. Bu karar da üyeleri farklı statüye geçirdiğine dair bir sonuç içermemektedir. Bu nedenlerle mahkememizce, davacının kooperatifin diğer üyeleri gibi aidat yükümlülüğünün devam ettiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Mahkememizce alınan ek bilirkişi raporunda; davalının yaptığı ödemeler de gözetilerek davacı kooperatifin zamanaşımına uğramayan ve talep edebileceği 2007 Mayıs – 2012 Mayıs dönemleri arasındaki aidat asıl alacağı 10.400,00 TL, TBK’nun 120. maddesi dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucu belirlenen gecikme faizi miktarı ise 2.374,50 TL olarak belirlenmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, itirazın iptali ile takibin 21.840,00 anapara ve 24.132,50 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 45.972,50 TL üzerinden devamına karar verilmesini talep etmiş olup, davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarı 10.400,00 TL’si asıl alacak ve 2.374,50 TL’si gecikme faizi olmak üzere toplam 12.774,50 TL olduğundan, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, fazlaya ilişkin isteminin reddine karar vermek gerekmiş, alacak likit olduğundan takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İİK’nın 67. maddesindeki %40 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davacının takip başlatmakta kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Müvekkilinin kura çekiminden sonra üye olduğunu, tüm ödemeleri yaptığını ve taşınmazın tapusunu aldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIK :
Uyuşmazlık; davalının üyesi olduğu davacı kooperatife aidat borçlarını ödememesi nedeniyle davacının giriştiği takibe davalının itirazının yerinde olup olmadığı, bir başka deyişle davacı kooperatifin üyesi davalıdan alacaklı olup olmadığı ve miktarı hususlarında toplanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatife aidat borcunun tahsili için açılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1251E., 2017/960K. sayılı dava dosyasında verdiği 30/11/2017 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 872,62 TL istinaf harcından peşin alınan 218,15 TL’nın mahsubu ile bakiye 654,47 TL’nın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
04/10/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 04/10/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza