Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2317 E. 2023/1189 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T…. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/2317
KARAR NO : 2023/1189

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18.04.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/601 E., 2019/331 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı … Kooperatifi’nin ortağı, davalıların ise anılan kooperatifin yönetim kurulu üyeleri olduklarını, kooperatif ortaklarından dava dışı … ile …’in noter kanalı ile gönderdikleri istifa dilekçeleri ile ortaklıktan ayrıldıklarını, ortaklığın devamı sırasında kooperatifin bu şahısların da bulunduğu bir kısım ortağın tapularını verdiğini, …’in kooperatif tarafından tapusu verilen … nolu bağımsız bölümü muvazaalı olarak …’a; …’nun da aynı parselde kayıtlı … nolu bağımsız bölümü muvazaalı olarak … isimli şahsa satıp, kooperatif ortaklığından istifa ettiklerini, kooperatif tarafından …’nun taşınmazı sattığı kişi aleyhine Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/326 esas sayılı dosyasında, …’in sattığı kişi aleyhine ise Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/367 esas sayılı dosyasına, tapu iptali ve tescil/tazminat istemli dava açıldığını, davalar kooperatif lehine seyrederken davalı yönetim kurulu üyelerinin davayı kasten takip etmeyerek davaların açılmamış sayılmasına neden oldukları gibi istifa eden bu iki ortağı başvuruları üzerine 14.05.2014 tarih ve 76 numaralı kararı ile hiç bir fark veya tazminat almadan yeniden ortaklığa kabul etmek sureti ile kooperatifi ve dolaylı olarak müvekkilini zarara uğrattıklarını, bu taşınmazların, üyelerin ödediği tutarın iki katından çok daha fazla değer ettiklerini, davalıların adı geçen müstafi iki ortağa karşı açılan davalara devam etmeleri, ayrıldıkları yıl bilançosunda paylarına düşen genel gider paylarını düştükten sonra kalan parayı iade etmeleri ve bunun karşılığında da iki adet daireyi geri almaları gerektiğini, kooperatifin ne kadar zarara uğradığı bilinmediğinden davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle 10.000,00-TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kooperatife ödenmesine, hükmedilen tazminata 14.05.2014 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamışlar, davalı … vekili ve diğer davalılar süresinden sonra sunmuş oldukları beyan dilekçelerinde ve duruşmalardaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…Dosya kapsamına, toplanan delillere, iddia, savunma, bilirkişi raporlarına göre; …. Kooperatifinin ortaklarından … ve …’in kooperatif tarafından tahsil edilen bağımsız bölümleri 3. kişilere satıp kooperatiften istifa ettikleri, kooperatif tarafından adı geçen ortaklara ve bu ortaklardan bağımsız bölüm satın alan kişilere karşı açılan tapu iptali ve tescil/tazminat davalarının takipsiz bırakılması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği, istifa eden üyelerin yeniden ortak olma talepleri üzerine kooperatif yöneticileri olan davalılar tarafından boş olan üyeliklerine tekrar alındıkları, adı geçenlerin üyelikten ayrıldıkları tarihten başlayarak kooperatife olan borçlarını ödedikleri, kooperatif genel kurulu tarafından üyeliğe kabul edilen istifa eden ortaklardan diğer üyelerin ödediği tutardan daha fazla bir tutar alınacağına ilişkin alınmış bir genel kurul kararının olmadığı, eski üyelerinin … ve …’nun boş bırakılan üyeliklerine geri dönme isteklerinin kabul edilmesinde ana sözleşmeye aykırı bir yön bulunmadığı, davalı kooperatif yönetim kurulu üyelerinin kooperatifi zarara uğrattıklarına ilişkin davacı tarafın iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davanın reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Dava tarihinde ve öncesinde davalıların, dava dışı kooperatifin yönetim kurulu üyeleri olduğunu, gerek 1163 sayılı Kanun ve gerekse ana sözleşme hükümleri gereğince görevlerini titizlik ve doğrulukla yapmak, kooperatifi zarara uğratacak iş ve işlemlerden kaçınmak zorunda ve yine kusurlarından ileri gelen zararlardan müteselsilen sorumlu olduklarını, dava konusu uyuşmazlıkta, davalıların bu ilkelere aykırı davranarak kasti davranışları ile dava dışı kooperatifi zarara uğrattıklarını;
Davalıların, tapularını alan istisnai ortaklardan olmalarına rağmen sırf akçalı sorumluluktan kaçınmak üzere ortaklıktan istifa eden iki ortağı yasa ve ana sözleşmeye aykırı olarak bu durumu genel kurul gündemine getirmeden ve fark almadan yeniden ortaklığa aldıklarını ve bu nedenle kooperatifi zarara uğrattıklarını, ilk derece mahkemesince bu husus üzerinde durulmadığını, soyut olarak birikmiş aidat borçlarının tahsil edildiği gerekçesine dayanıldığını;
Bu çerçevede, ilk derece mahkemesinin yapması gerekenin ortaklığa yeniden alınan iki müstafi ortağın, istifa ettikleri yıl bilançosuna göre kooperatiften olan alacaklarını hesaplatmak, yeniden ortaklığa alındıkları tarih itibariyle, kooperatiften tapularını aldıkları iki adet dairenin rayiç değerini tespit ettirmek ve aradaki farkı tazminat olarak hüküm altına almaktan ibaret olduğunu, yeniden ortaklığa alınan iki müstafi ortağın, yönetim kurulu üyesi olan davalıların hukuka aykırı kasti davranışları nedeniyle kooperatif aleyhine zenginleştiklerini, bu zenginliğin kooperatif malvarlığına girmesine davalıların engel olduklarını;
Davalı yönetim kurulu üyelerinin, ortaklıktan istifa eden iki ortak aleyhine Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/326 E. ve Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/367 E. sayılı dosyaları ile ” tapu iptal ve tescil” davası açtıklarını, genel kuruldan bir karar almadan ve davalar kooperatif lehine seyrederken, sebepsiz yere karşı tarafla sulh olduklarını ve davaları takipsiz bırakarak açılmamış sayılmalarına neden olduklarını, bu durumun dahi, hukuki sorumluluklarını gerektirecek nitelikte olup, mahkemece bu yön üzerinde durulmadan davanın reddine karar verilmesinde hukuki isabet bulunmadığını;
Diğer yandan 1163 sayılı Kanun’un yollaması ile olayda uygulanma imkanı olan 6102 sayılı TTK’nun 555/2. maddesine aykırı olarak vekalet ücretinin tamamından müvekkilinin sorumlu tutulduğunu, müvekkilinin, doğrudan kendi şahsı adına değil de, kooperatif tüzel kişiliğine tazminat ödenmek üzere dava açtığı dikkate alınarak, vekalet ücretinin tamamından dava dışı … Kooperatifi’nin sorumlu tutulması gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, kooperatif yöneticilerinin kooperatifi zarara uğrattıkları iddiası ile sorumluluklarından kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/601 E., 2019/331 K. sayılı dava dosyasında verdiği 18.04.2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 269,80-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 225,40-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin Dairemiz tarafından yapılmasına.
11.07.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 13.07.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …