Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2314 E. 2023/407 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2314 – 2023/407
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
ESAS NO : 2019/2314
KARAR NO : 2023/407

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/984E., 2019/544K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalının davacı kooperatif ortağı iken kendisine tahsis ve teslim edilip tapusu verilen bağımsız bölümü sattığını, kooperatife karşı parasal yükümlülüklerini yerine getirmemek için kooperatif ortaklığından istifa ettiğini, daireyi satın alan kişinin kooperatife ortak olmak istemediğini, davalının çıkma talebinin kooperatife bildirilmediğini, davalı hakkını almış olmasına rağmen kooperatifin henüz … parseldeki ortaklarına tapularını devir etmemiş olduğunu, ortaklarına karşı tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunduğunu, ayrıca … parsel ile ilgili olarak iskan ruhsatı için ödenmesi gereken masrafların olduğunu, davalının çıkma talebinin Kooperatifler Kanunu 23. ,TMK 2 ve 3. maddeleri hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek, davalının ortaklık hak ve borçlarının devam ettiğinin tespitini, davalının çıkma hakkını kullandığı kabul edilir ise davalının kooperatif ortaklığından ayrılması sonucu … nolu bağımsız bölümün çıkma tarihindeki gerçek değerinin tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL’nin çıkma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, istifa öncesi döneme ilişkin bütün aidat borçlarının ödendiğini, istifanın tek taraflı kullanılan ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan bir hak olduğunu, istifa tarihi itibarıyla kooperatife herhangi biri borç bulunmadığını, konutların 2005 yılında teslim edildiğini, kooperatifin sadece site yönetimi vazifesi gördüğünü,1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 81.maddesine 5983 sayılı Kanunun 2.maddesi ile eklenen yeni hüküm nedeniyle kooperatiften çıkarılan kişilerin konutunun geri istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini talep istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “… konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Davamıza konu kooperatif bakımından ferdileştirme işlemlerinin yapıldığı ve konutun iadesinin talep edilemeyeceği görülüyor ise de; usulüne uygun alınan bilirkişi raporunda da üzerinde durulduğu üzere davalı tarafından hiç bir yükümlülük bulunmaksızın, konut da iade edilmeyerek ayrılınması halinde ileride tasfiyeden doğacak ve mevcut derdest davalardan sadır olacak giderlerin kalan ortaklar tarafından ödenmesi zorunluluğu ortaya çıkacak, bu husus davalının diğer ortaklar aleyhine sebepsiz zenginleşmesine yol açacaktır. Kooperatifin tasfiyesi tamamlanmadan her ne suretle olursa olsun ayrılan ortağın aidat ödeme yükümlülüğü devam etmelidir. Açıklanan nedenlerle davalı… TC kimlik numaralı …’nın davacı … ortaklığının ve hak ve borçlarının devam ettiğinin tespitine…” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Cevap dilekçesindeki hususları tekrar ederek, istifası nedeniyle borcu olmadığını, istifa tarihinden sonraki dönem aidatlarının davalıdan talep edilemeyeceğini, davacının tapu iptali ve tescil talebinin taşınmaz değeri üzerinden harçlandırılmadığını ve bu talep yönünden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin eksik değerlendirildiğini beyan ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif ortaklığından kaynaklanan hak ve yükümlülüklerin devam ettiğinin tespiti, olmadığı takdirde davalıya devir ve tescili yapılan taşınmazın değerinin tespiti ile davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun “Ortaklıktan çıkma serbestisi-tazminat” başlığını taşıyan 10. maddesi:
“Her ortağın kooperatiften çıkma hakkı vardır. Çıkma keyfiyetinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmesi halinde ayrılmak istiyen ortağın, muhik bir tazminat ödenmesine dahi hüküm anasözleşmeye konulabilir. ”
Aynı Kanun’un “Ortaklıktan çıkmayı kabulden kaçınma” başlığını taşıyan 13. maddesi:
“Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir.”hükümlerini içermektedir.
1163 sayılı Kanunun 1. maddesinde açıklandığı üzere kooperatifler, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan ve tüzel kişiliği haiz ortaklıklardır.
Kooperatifin kuruluşunda kurucu ortaklar kuruluşun gerçekleşmesiyle ortak sıfatını aslen kazanırlar. Daha sonraki evrede ise giriş talebinin kabulü yoluyla veya payın bir başkası tarafından devir alınmasının yönetim kurulu tarafından kabulüyle ortaklık gerçekleşir. Bir diğer ihtimal olarak ortaklığın taşınmaz mülkiyetine veya bir teşebbüsün işletilmesine bağlandığı durumlarda, taşınmazın veya işletmenin devir alınması hâlinde ortaklık sıfatı kazanılır. Son olarak ise ana sözleşmede hüküm bulunması durumunda miras ile kooperatif paydaşlık hakkı kazanılır. Kooperatif ortağı olunmasında “açık kapı ilkesi” geçerlidir. Ortak olmak için yöneticilerin istekleri değil, objektif şartların gerçekleşmesi yeterlidir. Kooperatif ortaklığına girmek için gerçek kişilerin medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmaları gerekir. Ortak olmak isteyen gerçek ve tüzel kişiler, kooperatif ana sözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvururlar. Yine açık kapı ilkesi gereği ortak sıfatını kazanan herkesin kooperatiften çıkma hakkı olduğu gibi, ana sözleşmede açıkça belirtilmiş olan nedenlerle ortağın ihracına karar verilmesi de mümkündür(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/23-1690 E, 2020/724 K sayılı kararı).
Somut olayda, davalının kooperatif üyeliği nedeniyle kendisine tahsis ve teslim edilen taşınmazı dava dışı üçüncü kişiye sattığı ve kooperatif ortaklığından çıkma talebini noter yoluyla davacı kooperatife bildirdiği sabittir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler kapsamında davacının istifasının kooperatife ulaştığı 13.07.2016 tarihinde davalının ortaklığının sona erdiğinin kabulü gerekir. Ancak;
Kooperatif ortaklığından istifa edenlerin, kooperatifçe ortakları için yaptırılan daireler üzerinde hakkı kalmayıp, dairenin kooperatife iadesi ile ancak ayrıldıkları yıl bilançosuna göre payına düşeni talep edebilmesi mümkündür. Başka bir deyişle, ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesi gerekir. (Yargıtay 23. HD. 13.12.2012 tarih ve 5200 E., 7357 K., 22.05.2012 tarih ve 769 E., 3526 K. Yargıtay 11. HD. 13.03.2008 tarih ve 2006/11210 E., 2008/3143 K., 13.03.2008 tarih ve 2006/11193 E., 2008/3190 K. sayılı ilamları) İstifa eden ortağın ise, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 15. ve anasözleşmenin 17. maddesi uyarınca, kooperatiften ayrıldığı yılın bilançosunun görüşüldüğü genel kuruldan bir ay geçtikten sonra, kooperatife ödediği miktarları talep edebileceği tabîdir.
Bu kuralın istisnası 1163 sayılı Kanun’un 81/2. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede, “Konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Ancak tescil tarihinden itibaren 6 ay içerisinde usulune uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz. (Ek cümle: 3/6/2010-5983/2 md.) Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar.” hükmü kabul edilmiştir. Mahkemece, davacı kooperatifin tasfiye halinde olduğundan hareketle gerekçe tesis edilmişse de kooperatifin tasfiye halinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; İlk Derece Mahkemesince davalının ortaklığının sona erdiği kabul edilerek davacı kooperatifin terditli olan ikinci talebi ile ilgili delillerin toplanması sonucu karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde hatalı değerlendirmeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmediğinden Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1. maddesinin a-6 bendi uyarınca dosyanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; HMK m. 353/1,a.6 gereğince, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/984E., 2019/544K. sayılı dava dosyasında verdiği 28/06/2019 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
01/03/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2023

Başkan Üye Üye Katip