Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/231 E. 2021/1502 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 01.11.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
Davacı ve davalı vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; kooperatifin iflasına karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, Kooperatifler Kanunu, anasözleşme ve yüksek yargı kararları gereği kooperatif ortaklarının taahhüt etmiş oldukları ortaklık paylarını ödemeleri gerektiğini, dolayısıyla ortakların kooperatifin iflas etmesine neden olan borçlarından sorumlu olduklarını, kooperatifin iflasına karar verilmeden önceki son bilançoya göre kooperatif ortaklarının bugüne kadar yapmış oldukları ödemenin belirtildiğini, ancak davalının…. numaralı daire için bugüne kadar yapması gereken ödemeyi yapmadığını ve Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün….. E. sayılı dosyası üzerinden 17/07/2017 tarihinde başlatılan takibe kötüniyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, vaki itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına ve takip konusu alacağın % 20‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin peşin ödemeli ortak olduğunu, kendisine 18/02/2005 tarihinde ortaklık senedi verildiğini, kooperatif yönetim kurulunun 18/02/2005 günlü, 69 sayılı kararı ile 83.200,00 TL bedelle…… numaralı daireye bağlı kooperatif hissesine ortak alındığını, mahkememizin …. sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda peşin ortak olduklarının kabul edildiğini ve bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığını, davacı kooperatifin normal ortaklardan toplamaya çalıştığı aidatları peşin ödemeli ortaklardan da toplamaya çalıştığını, müvekkilinin peşin ödemeli ortak olması nedeniyle bir borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince; “Dava; kooperatif üyeliği nedeniyle doğduğu iddia edilen alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
SS… Kooperatifi hakkında Mahkememizin 19/06/2012 tarih, …… K sayılı ilamı ile iflas kararı verilmiştir. İflas idaresi tarafından, kooperatifin borçlarının ödenmesine yönelik olarak aidatları ödemeyen üyeler hakkında takipler başlatılmıştır.
Davacı, alacaklı olduğu iddiasıyla davalı hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün…. E sayılı dosyasında, 107.922, 00 TL asıl alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 01.08.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 04.08.2017 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
Dava, hak düşürücü süresi içinde açıldığından işin esasına girilmiştir.
Davalı üyenin, peşin bedel ödemek suretiyle kooperatife ortak olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, iflas idaresi tarafından talep edilen aidatın miktarı, peşin bedel ödemek suretiyle ortak olan üyelerden istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Kooperatif kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme sonucu alınan 17/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalının peşin bedel ödemek suretiyle ortaklık sıfatını kazandığı, kendisine … nolu dairenin isabet ettiği, bu ortaklığa ait kayıtlarda 164.583 TL ödeme bulunduğu, mevcut ve iptal edilmemiş genel kurul kararları ve özellikle 21/09/2008 tarihli olağanüstü genel kurul kararı ile alınan eşitleme kararları kapsamında daire maliyet bedelinin 166.000,00 TL olduğu, buna göre davalının 3.140,84 TL borcunun bulunduğu, eşitleme kararının anasözleşmeye aykırı olduğu düşünüldüğü takdirde ise davalının borcunun bulunmadığı kanaati belirtilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna yönelik itirazda bulunulmuşsa da, bilirkişi tarafından davacı kayıtları ve alınan genel kurul kararları, davalının ortaklığının niteliği, kabul beyanı ve ödeme belgeleri uyarınca yapılan hesaplama uygun bulunduğundan yeniden inceleme yapılması düşünülmemiştir.
Buna göre; davacı kooperatifte peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığı bulunan davalının, ödemeleri ile genel kurullarda alınan kararlar ve eşitleme kararı uyarınca ödemesi gereken miktarlar hesaplandığında 3.140,84 TL borcu bulunduğu, eşitlemeye dair genel kurul kararının iptal edildiğine ilişkin bir delil bulunmadığından bilirkişi raporundaki bu hesaba göre alacak borç değerlendirmesi yapılması gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne..” gerekçesi ile “1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE, Davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyasına vaki itirazının 3.140,84 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine, 2-Hükmedilen alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: mahkemece ek rapor alınmadan karar verildiğini, bilirkişinin 2. hesaplama yönteminde daire bedeline, şerefiye bedeli, altyapı bedeli, tapu masrafı, genel yönetim gider payını eklemediğini ve nedenini de açıklamadığını, bu nedenle kararın bu yönüyle kaldırılarak daire bedeline bu sayılan bedellerin de eklenerek yeniden hüküm tesis edilmesini, aksi takdirde itirazlarını karşılar ek rapor alınmasını, davalının istinaf başvuru dilekçesinde de belirttikleri üzere bir kısım peşin para verilmesi ve kalan kısmın taksitle ödenmiş olması nedeniyle mutlak eşitlik ilkesi yönünden davalının üyeliğinin normal üyelikten farkı olmadığının kabulü gerektiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: bilirkişi raporunda, iki türlü hesaplama yapıldığı, birinci tür hesaplamada alt yapı bedellerinin gerçek miktarı hesaplandığında 30.000,00 TL’den daha düşük bir miktar ortaya çıkacakken, genel kurulda alınan miktar bile hesaba katılsa müvekkilin yine de borcu bulunmadığını, ikinci hesaplama yönteminin ise kabul edilemez olduğunu, müvekkilinin peşin ödemeli ortak olarak yalnızca genel yönetim, alt yapı ve çevre giderlerinden dolayı sorumlu olduğunu, davacının ortak olduğu tarihten sonra alınan kararlar ile durumunun ağırlaştırılamayacağını, icra inkar tazminatına karar verilmesinin doğru olmadığını, davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu, bu nedenle davalı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerektiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değişik 341/(1) maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesiyle HMK’na eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında karar tarihi itibariyle 3.560,00 TL’dir.
HMK’nın 341/(4). maddesi hükmüne göre alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, asıl istemin kabul edilmeyen bölümü, anılan kesinlik sınırını geçmeyen davalı tarafın, istinaf hakkı bulunmamakta ise de, aynı Kanun’un 348/(1). maddesi uyarınca, davacı tarafça, kesinlik sınırı üzerinde kalan miktara yönelik istinaf yoluna başvurulması halinde, davalı tarafın, katılma yolu ile istinaf hakkı saklıdır.
Somut olayda, dava dilekçesinde, 53.961,00-TL icra takibine yönelik itirazın iptali istenmiş olup, İlk derece mahkemesince 3.140,84 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, davalı tarafça kabul edilen kısma yönelik istinaf başvurusu yapılmıştır. Davalı tarafın istinafı katılma yoluyla da değildir.
Alacak davalarında istinaf (kesinlik) sınırı belirlenirken, yalnız alacağın aslı (asıl talep) nazara alınır: faiz, icra tazminatı (İİK m. 67, m. 69, m. 72) ve (ihtarname, delil tespiti ve yargılama giderleri gibi) giderler hesaba katılmaz. (Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medenî Usul Hukuku, Ağustos 2016 S: 672)
Kesin olan kararlara yönelik istinaf istemleri yönünden HMK m. 346/1 uyarınca mahkemece bir karar verilebileceği gibi, m. 352 uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebileceğinden, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına ve istinaf incelemesi yapılan tarafın sıfatına göre, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b. maddeleri uyarınca, davalı vekilinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE,
2- Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, HMK m. 353/1,b,1 gereğince Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dava dosyasında verdiği 01/11/2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL’den peşin olarak yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 23,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 214,55 TL’den peşin olarak yatırılan 53,65 TL’nin mahsubu ile kalan 160,90 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
20.10.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 20.10.2021
Başkan … Üye … Üye … Katip …