Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/23 E. 2022/1983 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davalı kooperatifin üyesi olan müvekkiline borçlu bulunduğu aidat tutarını ödemediği gerekçesiyle Kanunda belirtilen şartlara uyulmadan iki defa noterden ihtar çekildiğini, daha sonra 20.10.2017 tarih ve 14 sayılı yönetim kurulu kararıyla ihracına karar verildiğini, müvekkilinin ihtarnamelerde yazılı miktarda aidat borcu bulunmadığını, faiz oranının fahiş olduğunu, ihtarnamelerde aidat miktarı ve faiz oranına ilişkin açıklık bulunmadığını, yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile TBK’nın 88 ve 120. maddeleri uyarınca hesaplamaların yanlış olduğunu, müvekkilinin 1. ihtarnameden sonra ana para borcu ile olması gereken faizi ödediğini ileri sürerek, ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; ihtarnamelerin Yasaya, ana sözleşmeye ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu, yönetim kurulu kararlarının genel kurul kararlarına uygun olduğunu, davacının katıldığı genel kurullarda kararlara ihtirazı kayıt eklemediğini, faiz oranı indiriminin borcunu gecikme faizi ile ödeyen diğer kooperatif üyelerine haksızlık teşkil edeceğini, 2016 yılı genel kurulunda borcunu ödemeyen üyelerin hisselerinin kooperatif tarafından 35.000,00 TL bedel karşılığında satın alınması kararı alınmış olup davacı üyenin bu hususa yanaşmadığını, diğer taraftan kooperatiflerin TTK’nın 124. maddesinde ticaret şirketleri arasında sayıldığını, kooperatifin işlerinin ticari iş olmasının doğal sonucu olarak genel kurulunda almış olduğu kararla aidat borçlarına ilişkin olarak belirleyeceği gecikme zammını istediği oranda kararlaştırma hakkı bulunduğunu, faiz oranlarının fahiş veya hukuka aykırı olmadığını, davacının yıllardır aidat borçlarını aksattığını, hukukun hiç bir zaman haksızı korumayacağını, davacı tarafından ihtirazi kayıt koyulmaksızın gerçekleştirilen kısmi ödemenin borcu kabul niteliği taşıdığını, davacının iddiasının aksine ikinci ihtarnamenin tebliğinden sonra 09.10.2017 tarihinde ödeme yaptığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Toplanan deliller ve dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; davalı kooperatif tarafından ihtarnamelerin düzenlenmesinde ana sözleşmenin 14. maddesinde açıklanan parasal yükümlülüğün 30 gün geciktirilmesinin beklenmediği, Kooperatifler Kanunu’nun 27. maddesine aykırı olarak ikinci ihtarname ile 1 ay yerine 30 günlük ödeme süresinin verildiği, Kanun ile tanınan sürenin ortağın aleyhine olacak şekilde değiştirilemeyeceği, ihtarnamelerdeki borç miktarlarının gerçeği yansıtmadığı, bu nedenle ihtarnamelerin borç miktarı yönünden de usulsüz olduğu, ayrıca TBK’nın yürürlüğe girdiği 01.07.2017 tarihinden sonrası için TBK’da yapılan düzenleme ile belirlenen temerrüt faiz oranlarının esas alınmaması nedeniyle faiz borcunun da yanıltıcı olduğu, bu sebeplerle ihraç kararlarının geçerli olmadığı” gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı kooperatif yönetim kurulunun 20.10.2017 tarihli ve 2017-13 sayılı davacı …’ın ortaklıktan çıkarılması hakkındaki kararının iptaline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bazı Yargıtay kararlarında 01.07.2012 tarihe kadar genel kurulca kabul edilen gecikme cezası miktarının uygulanacağı, 01.07.2012 tarihinden sonra yeni TBK’nın yürürlüğe girmesi ile beraber buradaki düzenlemelerin dikkate alınması gerektiği belirtildiği halde, bazı kararlarda ise 01.07.2012 tarihinden önceki dönemlere de yeni TBK’daki düzenlemelerin uygulanması gerektiğinin savunulduğunu, TTK’nın 124. maddesinde kooperatiflerin ticari şirketler arasında sayıldığını, TTK’nın 19. maddesi uyarınca ticaret şirketi olan kooperatif için ticari iş niteliğini haiz olgunun, aradaki ilişkinin sözleşme ilişkisi olması nedeni ile diğer taraf için de ticari iş niteliğini haiz olduğunu ve tarafların faiz oranını diledikleri gibi kararlaştırabildiklerini, gerekçeli kararda itirazlarının kabul edilmeme sebeplerinin açıklanmadığını, mahkeme heyetince birebir bilirkişi raporundaki olguların karara yazıldığını, bu durumun adil yargılanma hakkının ihlâli anlamına geldiğini, ortak aleyhine bir durum yaratılmadığının muhtelif dilekçelerle izah edilmesine karşın mahkemece görmezden gelindiğini, somut olayda 30 gün ve 1 aylık süreler verilmesinin sonucu değiştirmeyeceğini, ihtarnamelerin şekli unsurları taşıdığını, borçlu tarafından ihtirazı kayıt yapılmaksızın yapılan ödemenin borcun kabulü niteliği taşıdığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı kooperatif ana sözleşmesinin 14/2. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup bu tür davalarda mahkemece öncelikle, aidat borcunun davacıya ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödenmesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Dosyada mevcut kooperatif anasözleşmesinin 14. maddesinin parasal yükümlülükler ile ilgili ihraç prosedürüne ilişkin 2. fıkrasında ihraç kararı verilmeden önce parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortaklara 10 günlük ödeme süresi içeren ilk ihtarnamenin gönderilmesi gerektiği öngörülmüştür.
Davalı kooperatif tarafından keşide edilen 23.08.2017 tarihli birinci ihtarnamede, 2017 yılı Ağustos ayı dahil olmak üzere belirlenen borç miktarının ödenmesi istenilmiş olup, ödeme günü üzerinden 30 gün geciktirilmiş borcun istenmesi koşuluna uyulmamıştır.
Bu durumda mahkemece, ilk ihtarnamenin şekli bakımından incelenmesine başlanıp, ödemesi 30 gün geciktirilmemiş aidat borcunun yer aldığı bu ihtarnameye dayalı olarak ihraç kararı verilemeyeceği gerekçesiyle yetinilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu gerekçe dışında ayrıca ikinci ihtarnamenin şekli unsurlarının bulunmadığının tespiti ile ayrıca ihtarnamelerde istenen borcun gerçek borcu yansıtmadığına ilişkin esasa ilişkin gerekçelere de dayanılması doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, İlk derece Mahkemesi kararını gerekçe yönünden düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.09.2018 tarih ve 2018/49 E., 2018/557 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“Davanın KABULÜ ile,
Davalı … Yönetim Kurulu’nun 20.10.2017 tarihli ve 2017-13 sayılı davacı …’ın ortaklıktan çıkarılması hakkındaki kararının İPTALİNE,
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettiren davacı yararına AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 153,00 TL posta gideri ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 829,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Taraflarca yatırılan ve artan gider ile delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,”
III-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubuyla kalan 44,80 TL.’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
IV-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
V-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
14.12.2022 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15/12/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza