Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2275 E. 2021/682 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
,,,
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2018
ESAS-KARAR NUMARASI :,,,

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı borçlu aleyhine faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz ile borcun 107.948,98 TL değil 39.108.22 TL olduğunu beyanla, asıl alacağın 68.840.76 TL’lik kısmına ve borcun likit olmadığı iddiası ile faiz, masraf, harç ve vekalet ücretine karşı kısmi itirazda bulunduğunu, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeni ile takibin durduğunu, tarafların arasındaki hukuki ilişkinin davalı … A.Ş.’ye ait araçların tamir, bakım ve onarımına ilişkin ticari ilişkiden kaynaklandığını, takibe konu alacağın dayanağının 55 adet faturadan oluştuğunu, davalının taraflar arasındaki ticari ilişkiye, fatura bedel ve içeriklerine dair bir itirazının olmadığını, takibe konu alacağın ödenmemiş 55 adet 2016 yılı Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ait faturalar olduğunu, taraflar arasında 2016 yılı Nisan ayı faturalarına ilişkin olarak 23/05/2016 tarihinde ve 2016 Mayıs ayı faturalarına ilişkin olarak ise 21/06/2016 tarihinde BS mutabakatı yapıldığını, buna göre tarafların takibe konu faturalar ve bedelleri hususunda anlaşmış olduğunu ileri sürerek , davanın kabulü ile borçlunun kısmi itirazının iptaline ve icra takibinin tüm ferileri (harç, masraf, faiz ve vekalet ücreti) ile devamına, davalı borçlunun % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı ile sözleşme yapılarak hizmet almaya başlamasından bir süre sonra, bakım onarım hizmeti nedeni ile motorlu araçlar için yapılan harcamaların dikkat çekici biçimde arttığının gözlendiğini, müvekkili şirketin yapmış olduğu inceleme neticesinde 2015, 2016 yılları arasında verilen hizmet karşılığı düzenlenen faturaların bir bölümünün mükerrer olduğu, bir bölümünün fazladan fatura edildiği, bir kısım fatura içerisinde belirtilen değişim ve onarımların yapılmadığı, bazı parçaların değişmiş gibi gösterilse de değiştirilmediği, bazı parçaların da çıkma tabir edilen ikinci el olduğunun saptandığını, sözü edilen işlemlerinin toplamının 68.840,76 TL tuttuğunu ve bu konuda iade fatura düzenlendiğini, davacı tarafından bu faturanın kabul edilmediğini, davacının belirtilen eylemleri nedeni ile suç duyurusunda bulunulduğunu savunarak, haksız ve yersiz açılan davanın reddi ile davacı yanın haksız takibi nedeniyle en aşağı % 20 oranında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “… taraflar arasında araçların tamir, bakım ve onarımına ilişkin ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça icra takibine dayanak gösterilen 55 adet faturanın hem davacı hem de davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davacı tarafından bu faturalardan kaynaklanan 107.948,98 TL alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine davalının bu borcun 68.840,76 TL’lik kesimine yönelik itirazda bulunduğu ve kalan 39.108,22 TL’nin 15/07/2016 tarihinde icra dosyasına yatırdığı anlaşılmaktadır. Davalının itirazının temelinde davacıya hitaben düzenlediği 15/06/2016 tarihli,….nolu ve 68.840,76 TL tutarlı iade faturası bulunmaktadır. Davalı tarafça iade faturasının dayanağı olarak sunulan belgeler incelendiğinde, davalının kendi iç denetiminde oluşturmuş olduğu tutanakları, davacının faturalarını, kendi personelinin yazışmaları, otomaks hesap ekstrelerini, tanık listesini, ihtarname, iade faturası ve eklerini içerdiği, davalının kendi personelince düzenlenen tutanakların 24/05/2016 ve 25/05/2016 tarihli olduğu, ancak 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin davacı faturalarının içeriğinin yani davacı tarafından faturalara yansıtılan tutarların sorgulandığı tutanakların tarihleri ile fatura tarihleri arasında bir yılı bulan zaman aralığının bulunduğu, fatura tarihlerinden çok sonra tutanak tutularak davalı tarafından düzenlenen iade faturasına dayanak tutulmasının çelişkili olduğu ortadadır. Kaldı ki, davacı bu faturayı ihtarname ile kabul etmeyerek davalıya geri göndermiştir. Tüm bu açıklamalar neticesinde, takip tarihi itibarıyla davalının davacıya 108.003,67 TL (takipte 107.948,98 TL talep edilmiş) borcunun bulunduğu, davalının 15/06/2016 tarihli,…. nolu ve 68.840,76 TL tutarlı iade faturasına istinaden, icra takibine konu borcun fatura miktarındaki kesimine yönelik itirazında haksız olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, davanın kabulüne, davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra dosyasıyla yapılan takibin 68.840,76 TL’lik asıl alacak kesimine yönelik itirazının iptaline, takibin 68.840,76 TL asıl alacak ile bu alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek, İİK’nun 67/2 maddesi gereğince davalı borçlunun itirazında haksızlığına karar verilen tutar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak davanın kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Bilirkişinin, hazırladığı raporun eksik ve hatalı olduğunu, mahkemece savunmalarının temelini oluşturan fatura içerikleri ile ilgili hiçbir inceleme yapılmaksızın sadece tutulan tutanakların geç tutulmasından bahisle gerekçe kurulduğunu, taraflarınca kesilen iade faturası ekinde detaylı açıklamaların verildiğini, hangi faturanın mükerrer tutulduğu, hangisinin gerçek dışı olduğunun tespitinin yapıldığını, davacının müvekkili şirkete ait araçlara orijinal parça taktığını iddia ederek fatura kesmişken yapılan tespitlerde bu parçaların çıkma olduğunun görüldüğünü, bu açıklamalar ve tespitlerin hiçbiri araştırılmaksızın hukukçu olmayan bir bilirkişinin sadece şirketlerin defter kayıtlarının incelemesi sonucu hazırladığı rapora itibar ederek karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, fatura içeriğine 8 gün içerisinde itiraz edilmemesinin fatura dayanağı temel borç ilişkisinin ifa edildiği anlamını taşımadığını, borcun likit bir borç olmadığını, davalının mükerrer ve gerçeğe aykırı olarak kestiği faturalar nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet verdiğini beyan ederek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki araç tamir, bakım ve onarımına ilişkin hizmet sözleşmesi gereği düzenlenen faturalara dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nce …. sayılı dava dosyasında verilen 27/03/2018 tarihli karara yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.702,51 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 1.175,62-TL’nin mahsubu ile kalan 3.526,89 -TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
21/04/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır