Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2140 E. 2022/2095 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2140 – 2022/2095
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/2140
KARAR NO : 2022/2095

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 02.07.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/150E., 2019/656K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; taraflar arasındaki RES Katkı Payı Anlaşması uyarınca davalı … tarafından 2017 yılı net elektrik enerjisi üretimi üzerinden düzenlendiği bildirilen 01.02.2018 tarihli ve … no.lu RES katkı payı faturası bedelinin sözleşme ve yönetmeliğe uygun olan hesaplama yöntemine göre hesaplanmadığını, yönetmeliğe ve sözleşmeye göre hesaplama yapıldığında ödenmesi gereken tutarın 310.597,34 TL olduğunu, buna göre davalı …’a aradaki fark olan 189.039,08 TL iade faturası gönderildiğini ancak …’ın 09.02.2018 tarihli ve … numaralı iade faturası ile bu faturayı iade ettiğini belirterek; ihtirazi kayıtla ödenen 09.02.2018 tarihli ve … no.lu iade faturasının iptali ve şimdilik 1.000-TL’lik kısmının taraflarına iadesini istemiştir. Davacı vekili 24.04.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 189.039,08 TL olarak belirlemiş, bu bedelin 09.02.2018 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile davalıdan tahsili talep etmiş, 17.05.2019 tarihli celsede ise faiz başlangıç tarihini 15.02.2018 tarihi olarak düzelttiklerini bildirmiştir.
Davalı vekili; yapılan işlemin ilgili mevzuata ve taraflar arasındaki anlaşmalara uygun olduğunu, konuya ilişkin yönetmelik, taahhütname, teklif mektubu formu ve RES katkı payı anlaşmasından oluşan eklerin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava; taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalı tarafından tanzim edilen 09.02.2018 tarihli iade faturası nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti ile ödenen bedelin davalıdan tahsiline ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı idarenin taraflar arasındaki anlaşma hükümlerine aykırı bir yorum yaparak RES katkı payının hesaplanmasına ilişkin formülün mahiyetini değiştirdiğini, Tüfe hesaplamasının yıllık bazda yapılması gerekirken kümülatif olarak yapıldığını, müvekkili şirketin, davalı tarafından tahakkuk ettirilen faturayı ödeme süresi içinde ve yasal hesaba göre ödemekle yükümlü olduğu kısmı ödediğini, itiraza konu 189.039,08 TL’lik kısma ilişkin ise iade faturası kestiğini ancak bu faturanın iade edilmesi üzerine 15.02.2019 tarihinde ihtirazi kayıtla ödeme yapmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek, 09.02.2018 tarihli ve … no.lu iade faturasının iptali ile müvekkilinin borcunun olmadığının tespiti ile ödenen bedelin istirdadına karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili ise cevap dilekçesi ile özetle; yargı yolu itirazında bulunarak idari yargının görevli olduğunu, yapılan hesaplamanın ve düzenlenen faturanın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, sözleşmenin imza aşamasından evvel davacı şirket tarafından kuruma sunulan teklif mektubu esas alınmak suretiyle değerlendirme yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, fatura ile talep edilen alacağın sözleşmelere uygun hesaplanıp hesaplanmadığı, aykırılık varsa miktarı noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar davalı tarafça görevli mahkemelerin idare mahkemeleri olduğu gerekçesi ile yargı yolu itirazında bulunulmuş ise de; davalı şirketin, idare değil, özel hukuk hükümlerine tabi bir İktisadi Devlet Teşekkülü olduğu, uyuşmazlık konusunun idari bir işlem veya eylem niteliğinde bulunmadığı, tacir olan taraflar arasındaki sözleşmenin idari nitelikte bir sözleşme olmadığı, her iki tarafında özel hukuk tüzel kişisi ve tacir olduğu, davanın konusunun taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan borçsuzluğun tespiti olduğu hususu dikkate alındığında görevli yargı yolunun adli yargı yolu olduğu dikkate alınarak bu yöndeki itiraza itibar edilmemiştir.(Aynı yönde karar için Bkz Ankara BAM 23. H.D 19.01.2018 Tarih ve 2017/1932 Esas ve 2018/38 Karar)
Dosya kapsamına göre; ödenecek RES katkı payının hesaplanması, 3 farklı yerde tariflenmiş olup, bunlar; davacı tarafından sunulmuş olan Teklîf Mektubu, taraflar arasında imzalanan RES Katkı Payı Anlaşması ve Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliğinin 9’uncu maddesidir. Yönetmelik ve sözleşme içerisinde tariflenen hesaplama yöntemlerinin birbirleriyle aynı ancak teklif mektubunda tariflenen hesaplamanın diğer yöntemden farklı olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olaydaki ihtilafın çözülmesi için; hesaplamanın hangi yönteme göre, yani Yönetmelik ve Anlaşmada tariflendiği şekilde mi, yoksa Teklif Mektubunda tariflendiği şekilde mi yapılması gerektiği hususunun aydınlatılması gerekmektedir.
Taraflar arasında düzenlenen 28.02.2012 tarihli RES Katkı Payı Anlaşması’nın (3). maddesi ile davacı tarafın ödemesi gereken RES katkı payı tutarının nasıl hesaplanacağı açık bir şekilde düzenlenmiş olup, davaya konu, 09.02.2018 tarihli iade faturasının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan sözleşmenin 3. maddesine göre RES katkı payı hesaplanarak ödeme yapılmalıdır.(Ankara BAM 23. H.D 21.02.2019 Tarih ve 2017/1552 Esas ve 2019/272 Karar)
Mahkememizce sözleşmenin 3.maddesine göre RES katkı payının hesaplanması ve bu yönde değerlendirilme yapılması amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, denetime ve dosya kapsamına uygun olmakla hükmün tesisinde esas alınan Bilirkişi Dr. … tarafından sunulan raporda özetle, sözleşme kurulmadan önce davacı tarafça sunulan teklif mektubunun dikkate alınmayacağı, sözleşmenin 3.maddesine göre RES katkı payının hesaplanması gerektiği, buna göre 2017 yılı için ödenmesi gereken katkı payının KDV dahil, 310.597,33-TL olarak hesaplandığı, buna göre davacının RES Katkı Payı Bedeli faturasının 189.039,08-TL’lik kısmı için borçlu olmadığı (499.636,41-310.597,33=189.039,08-TL) belirtilmiş olmakla, davanın kabulüne karar verilmiş, davalının dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla, alacağın 1.000,00 TL’lik kısmına dava tarihinden, kalan kısmına ise ıslah tarihinden itibaren avans faizi(tarafların sıfatı-işin niteliği nazara alınarak) yürütülmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: dava konusu uyuşmazlık idari yargı mercilerinde çözümlenmesi gerektiğini, yerel mahkemenin istinafa konu kararının, yargı yolu dava şartı noksanlığı bakımından hukuka aykırı olduğunu, dava konusu faturaların idari sözleşme niteliğinde olduğu açık olan RES katkı payı anlaşması hükümleri uyarınca düzenlendiği dikkate alınarak, idari bir sözleşmeden kaynaklanan dava konusu uyuşmazlığın çözümünün idari yargı mercilerine ait olduğunu, yerel mahkeme kararının öncelikle (yargı yolu) dava şartı noksanlığı bakımından bozulmasına karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararında, RES katkı payı anlaşması ve teklif mektubunun aynı Yönetmeliğin aynı tarihte yayımlanan ekleri olduğunun göz ardı edildiğini, anlaşmanın 3. maddesine göre RES katkı payının hesaplanması gerektiği yönünde yapılan değerlendirmelerin hukuka aykırı olduğunu, Yönetmelik, ekleri ve içeriği birbirinden ayrı değerlendirilerek, aralarında hukuken var olmayan hiyerarşik bir ilişki kurmak suretiyle anlaşmaya öncelik verilmesinin, hukuka uygun bir yaklaşım olmadığını, Yönetmeliğin, Taahhütname, Teklif Mektubu Formu ve RES Katkı Payı Anlaşmasından oluşan ekleri ile bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, Yönetmelik ekinde yer alan RES katkı payı anlaşmasının, yarışmayı kazanan davacı şirketin sunmuş olduğu ve yine aynı Yönetmelik ekinde örneği bulunan teklif mektubunu temel alan bir anlaşma olduğunu, zira yarışma sonucunda bağlantı hakkı kazanan şirket ile müvekkili kurum arasında, anlaşma metninin imzalanacağının doğrudan Yönetmelik maddesi ile düzenlendiğini, Yarışma Yönetmeliğinin bütünlüğü içerisinde ek olarak bulunan, Teklif Mektubu Formu ve RES Katkı Payı Anlaşması arasında yaptırım gücü açısından bir karşılaştırma yapılmasının doğru olmadığını, Yerel Mahkemenin kararına dayanak yapılan bilirkişi raporunda yer alan; “Taraflar arasındaki anlaşmada, davacının sunduğu teklif mektubuna, sadece 3. maddede, toplam RES Katkı Payı tutarının hesaplanması ile ilgili kr* E* TÜFE formülünde, kr değerinin açıklanması sırasında yer verilmiştir.” şeklindeki tespitin tamamen hatalı olup, eksik inceleme yapılmasının bir tezahüründen ibaret olduğunu, Mahkemenin, RES katkı payı hesabının, teklif mektubundaki hesaplama şeklinden farklı olarak düzenlendiği, RES katkı payı ile ilgili faturaların sözleşme hükümlerine göre hesaplanması gerektiği yönündeki gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, Yönetmelik gereği, RES katkı payı tutarının, teklif mektubu formu içeriği, anlaşmanın 3. maddesi ve Yönetmeliğin 9. maddesi birlikte göz önüne alınmak suretiyle bu şekilde hesaplanmasının bir zorunluluk olup, müvekkili kurumca Yönetmeliğe uygun şekilde yapılan hesaplama ile düzenlenen dava konusu RES katkı payı faturalarında hukuka aykırılık bulunmadığını, davacı tarafından sunulan ve yarışmaların asli unsuru olan teklif mektubunda, toplam RES katkı payı tutarının, teklif yılından ödemeye esas üretim yılına kadar Türkiye İstatistik Kurumu tarafından ocak ayında açıklanan yıllık tüketici fiyat endeksi (TÜFE) oranın güncelleştirilerek müvekkil kuruma ödenmesi kabul ve taahhüt edildiğini, istinaf başvurusuna konu yerel mahkeme kararında, Yönetmeliğin bir bütün halinde değerlendirilmesi gerektiğini, ekinde yer alan teklif mektubu ile anlaşma hükümlerinin birbirini tamamlayıcı mahiyette olduğu ve aralarında bir çelişki bulunmadığı gözardı edilerek, farklı bir hesap şekli içerdikleri şeklindeki hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, teklifin sabit fiyat kabul edilerek, bu tutarın kümülatif değil, her yıla ait TÜFE oranında belirlenecek artışa göre hesaplanması gerektiği yönündeki davacı iddiasının kabulü, Yönetmelik ve eklerindeki düzenlemelere aykırı olduğu gibi, formülde yer alan TÜFE endeksinin uygulanma amacına da uygun olmadığını davanın reddi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki RES Katkı Payı Anlaşması uyarınca davalı tarafından tanzim edilen 09.02.2018 tarihli iade faturası nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti ile istirdat istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/150E., 2019/656K. sayılı dava dosyasında verdiği 02.07.2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 12.913,20-TL’den peşin olarak yatırılan 3.228,30-TL’nin düşümü ile kalan 9.684,90-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
28.12.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28.12.2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır