Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/213 E. 2023/456 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/213
KARAR NO : 2023/456
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/319 E.-2018/599 K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI :

Taraf vekillerince; yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili 09.06.2017 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin … Genel Müdürlüğü tarafından verilen kredi kapsamında davalı kooperatifin ortağı iken, 16.06.2015 tarihinde davalı kooperatif ortaklığından ihraç edildiğini, ihraç kararının kesinleştiğini, kooperatifin 21.02.2016 tarihli yazıyla … Genel Müdürlüğü tarafından verilen kredinin ödenmesi ve borcu yoktur yazısı getirilmesi halinde yönetimsel giderler kesildikten sonra geri kalan bedelin iade edileceği, kredinin kooperatif tarafından ödenmesi isteniliyorsa, onay veriliyorsa, bunun bildirilmesi ve kredi ödemesi yapıldıktan sonra yönetimsel giderlerin düşülmesinden sonra kalan bedelin müvekkile iade edileceğini bildirdiğini, müvekkili tarafından kredinin kooperatif tarafından ödenmesi hususunda bir yetki yahut onay verilmediğini, kooperatif tarafından müvekkiline gönderilen 08.05.2017 tarihli yazı ile, … Genel Müdürlüğü borçlarına karşılık (müvekkilinin onayı olmadan) 73.264,00 TL yatırıldığı, bugüne kadar müvekkilinin kooperatife 128.441,52 TL ödemesi olduğu, kredi ödemesi sonra kalan bedelin 55.177,52 TL olduğu, üyelikten çıkarılma gününden itibaren yapılmayan ödemeler olan Şerefiye Bedeli 13.133,00 TL, Çevre Düzenleme 6.000,00 TL Tapu Bedeli 9.551,00 TL 2014 yılı ara ödeme 30.000,00 TL ve 2015 yılı ara ödeme 500,00 TL için tahakkuk eden toplam faiz miktarı olan 16.835,72 TL ve kuruluş gününden itibaren o zamana kadar olan 9.650.11 TL’nin mahsup edilerek 28.691,69 TL’nin müvekkiline iade edileceğinin bildirildiğini, 10.05.2017 tarihinde müvekkilinin banka hesabına 28.691,69 TL ödeme yapıldığını, mahsup edilen bedellerin haksız olduğunu, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma eylemlerinden dolayı ceza yargılaması devam eden kooperatif yönetiminin ortaklara ek ödeme külfeti getirdiğini, müvekkilince aidat ödemeleri … Kredisi kapsamında yapılmış olmasına rağmen haksız olarak ihraç edilmesinin ardından müvekkilinden ek ödemelerin faizi adı altında 16.835,72 TL gibi haksız bir kalemin bedelden mahsup edildiğini, faiz adı altında kesilen bedelin tamamının iade edilmesi gerektiğini, yine davalı tarafça müvekkilinin ödediği bedelden yönetimsel gider miktarı adı altında hiçbir tablo, gösterge, makbuz, plan gösterilmeden 9.650,11 TL haksız kesinti yapıldığını, müvekkilinin ortak olduğu tarihten beri aidatlarını ödediğini, ödenen bu miktarların içimde yönetimsel giderlerin zaten mahsup edildiğini, ayrıca kabul anlamına gelmemek üzere yönetimsel giderin miktar olarak çok fazla olduğunu, haksız alınan bedelin müvekkiline iade edilmesi gerektiğini, yine kabul anlamına gelmemek üzere müvekkiline ödenen bedelin müvekkilinin üyelikten çıkarılma kararının alındığı genel kurul kararı sonrası yapılan yılsonu bilançosunun genel kurulca kabulüyle kesinleşmesinden 1 ay sonra muaccel hale geleceğini, müvekkiline salt ana para verildiğini, müvekkilinin bu faiz alacağının ödenmesi gerektiğini, haksız kesilen tutarların 12.05.2017 tarihli ihtarnameye rağmen müvekkiline ödenmediğini, kooperatif kayıtları ellerinde olmadığından belirsiz alacak davası açtıklarını ileri sürerek,
Müvekkilinin ödediği bedelden faiz adı altında haksız olarak düşülen 16.835,72 TL’nin ve yıl sonu bilançosu kabulü kararından 1 ay sonra muaccel hale geldiği tarihten itibaren işletecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,
Müvekkilinin ödediği bedelden yönetimsel gider adı altında haksız olarak mahsup edilen 9.650,11 TL’nin ve yılsonu bilançosu kabulü kararından 1 ay sonra muaccel hale geldiği tarihten itibaren işletecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,
Müvekkiline iade edilen 28.691,69 TL’nin muaccel olduğu yıl sonu bilançosu kabulü kararından 1 ay sonrasından ödeme tarihine kadar işlemiş avans faizi tutarından şimdilik 2.500,00 TL.’nin muaccel hale geldiği tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
Karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının ilk iki alacak kalemini net olarak belirttiğini, üçüncü alacak talebini de kesin olarak belirleme imkânı bulunduğundan belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacının tüm taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacının müvekkili kooperatife … kredisi ile girdiğini, …’ın inşaatın aşamalarına göre kooperatifin taşınmazlarına koyduğu ipotek teminatına dayalı olarak davacı adına kooperatife ödeme yaptığını, davacının Ankara 53. Noterliğinden 09.04.2010 tarih ve … yevmiye ile müvekkili kooperatife … ile yapılacak işlemler için vekaletname verdiğini, müvekkilince davacıya gönderilen 08.05.2017 tarihli yazıda 128.441,52 TL ödediği yazılmış ise de bu miktarın … tarafından davacı adına ödenen miktar olduğunu, davacının …’a olan borcu ödenmeden davacı ile ilgili ipotek kalkmayacağından davacının ya da müvekkilinin …’a bu ödemeyi yapması gerektiğini, davacının bir kez de 21.02.2016 tarihli yazı ile ihtar edilmesine rağmen … ile ilgili borç ödemesini yapmadığını, müvekkilince gerekli kesintiler yapılarak davacıya ve …’a ödemesini yaptığını, bilânçoda geçmiş yıllarda ve cari yılda zarar (olumsuz gelir gider farkı) görülüyorsa bu zararlardan ortağa düşen pay hesap edilerek, kendisine yapılacak iadeden mahsup edileceğini, davacının faiz talebini açıklaması gerektiğini, sadece yasal faiz talep edilebileceğini, davacının genel kurul tarafından belirlenen ödemeleri süresi içinde ödememesi halinde gecikme faizi borcu ödemekle yükümlü olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamına göre; davacının 04/09/2010 tarihinde kooperatife üye olduğu, 16/06/2015 tarihinde ihraç edildiği ve ihracın 16/09/2015 tarihinde kesinleştiği sabittir.
Davacının yapmış olduğu ödemelerin hesabı ve çıkma alacağının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 16/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının sunduğu belgere, … kredisi ödemelerine göre toplam 128.441,52 TL ödemesi bulunduğu, davalı kooperatif tarafından … kredisinin davacı adına kapatılması nedeniyle yapılan 73.264,00 TL ödeme, davacıya kısmen iade edilen 28.691,69 TL ile davacının gecikme faizi borcu 16.681,51 TL ve genel gider 1.137,50 TL’nin mahsubu sonucu davacının 8.666,82 TL asıl alacak, 7.509,35 TL faiz alacağının bulunduğu hesap edilmiştir. Taraf vekillerince rapora karşı itiraz dilekçeleri sunulmuşsa da, raporda yapılan hesaplamalar ve değerlendirmeler hüküm kurmaya elverişli bulunduğundan itirazlar yerinde görülmemiştir.
Buna göre; ortaklığı sona eren davacının alacak talebinde kısmen haklı olduğu, dava dilekçesindeki anlatım ve sonuç talepte alacağın ferileriyle birlikte talep edildiği anlaşıldığından bilirkişi tarafından hesaplanan asıl alacak ve birikmiş faiz (asıl alacak haline gelmekle) isteminin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” denilerek, davanın kısmen kabulüne, 19.935,84 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 17. maddesinde ve kooperatif ana sözleşmesinde gecikmeden kaynaklı faiz borcunun mahsup edileceğine ilişkin bir düzenlemenin yer almadığını, buna rağmen hükme esas alınan bilirkişi raporunda Yargıtay içtihatlarına atıf yapılarak Kooperatifler Kanununun 16/son maddesine göre faiz ödenmesi görüşünün benimsendiğini, 1163 Sayılı Yasanın 16/son maddesinin “Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” düzenlemesini içerdiğini, devam eden 17. maddesinde kooperatiften ayrılan üyenin çıkma payının nasıl hesaplanacağının açıkça belirtildiğini, buna göre çıkma payından sadece yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra aidat ödemelerinin bakiyesinin çıkma payı olarak müvekkiline ödenmesinin gerektiğini,
Bilirkişi raporunda 2011 yılı Ağustos ile 2015 yılı Ağustos dönemleri baz alınarak, akçalı yükümlülükler yerine getirilmediğinden dolayı birikmiş faiz borcunun hesaplaması yapıldığını ve çıkma payı alacağından tenzil edildiğini, bu faiz hesaplamasının yasada yeri olmadığını,
Davalı kooperatif tarafından üyelikten çıkarılma gününden itibaren yapılmayan ödemeler olan Şerefiye Bedeli 13.133,00 TL, Çevre Düzenleme 6.000,00 TL, Tapu Bedeli 9.551,00 TL, 2014 yılı ara ödeme 30.000,00 TL ve 2015 yılı ara ödeme 500,00 TL için tahakkuk eden toplam faiz miktarı olan 16.835,72 TL’nin mahsup edildiğinin belirtildiğini, aylık %1 gecikme zammı ilave edilerek hesaplama yapıldığını, öncelikle müvekkilinin asıl borcu bulunmadığını, asıl borcun bulunmadığı durumda feri borç olan faiz borcunun bulunmasının mümkün olmadığını,
Müvekkili tarafından ödenen 128.441,52 TL içerisinde şerefiye bedeli 13.133 TL ve çevre düzenlemesi 6.000 TL’nin zaten yer aldığını, ödeme 31.01.2011 tarihinde kooperatife yapılmış olup, 2011 yılı Ağustos ayından itibaren ödenmediği savıyla faiz işletilmesinin yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkilinin konutunu kooperatiften süresinde alamadığını, kooperatifin teslim etmediği konutların hatta kat irtifakı bile kurulmayan taşınmazların şerefiye bedeli, çevre düzenlemesi, tapu ve iskan bedelini müvekkilinden talep ettiğini, bu borçlar müvekkili açısından doğmadığından faizlerinin de doğmasının mümkün olmadığını,
Benzer şekilde tapu ve iskan bedeli olarak 9.551 TL ana paranın gecikme faizinin hesaplandığını ve müvekkilinin alacağından kesinti yapıldığını, müvekkilinin üyelikten çıkarıldığı için tapu ve iskan işlemlerinin yerine gelmediğini, dolayısıyla bu bedelden dolayı sorumluluğu bulunmadığından faizin hesaplanmasının hatalı olduğunu,
Başka bir husus ta giriş aidatları ile … kredisi hariç bedel alınmayacak olmasına rağmen, kooperatif tarafından yöneticilerin dolandırıcılığı sebebiyle üyelerden ek ödemeler talep edilmesinin kooperatifin amacına aykırı bir bedel olduğunu, nitekim müvekkilin bu toplu ödemeyi yerine getiremediğinden kooperatiften çıkartıldığını, zaten müvekkili ödeme yapsa idi üye olarak kalacağını ve konu edineceğini, faiz adı altında kesilen paranın tamamının müvekkiline iade edilmesinin gerektiğini,
Ayrıca müvekkilinin 16.06.2015 tarihinde kooperatiften ihraç edildiğini, raporda 2015 Eylül ayına kadar faiz hesaplanmasının da hatalı olduğunu,
05.04.2014 tarihli genel kurul kararında, geçmişe dönük şerefiye bedeli, çevre düzenleme, tapu ve iskan bedeli alacaklarının gecikmesi halinde %1 gecikme zammı uygulanacağının karara bağlandığını, kooperatif ana sözleşmesinde ve yasada geçmişe dönük borçlar için gecikme zammı alınamayacağı düzenlenmiş olup, karar tarihi olan 05.04.2014 tarihinden sonra üyelere faiz uygulanmasının gerektiğini, bu durumda bilirkişinin 05.04.2014 tarihinden öncesi için %1 faize göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu,
Kooperatif tarafından yönetimsel gider miktarı adı altında hiçbir tablo, gösterge, makbuz, plan gösterilmeden 9.650,11 TL haksız kesinti yapıldığını, bilirkişi raporunda toplam genel gider payının 241.150,15 TL olduğu 212 üye olması sebebiyle de müvekkilinin hissesine düşen payın 1.137,50 TL olduğunun tespit edildiğini, dolayısıyla fark bedelin de alacağın muaccel olduğu 15.06.2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesinin gerektiğini,
Müvekkilinin toplam ödemesi 128.441,52 TL’den 1.137,50 TL gider payının mahsubuyla müvekkiline ödenmesi gereken tutarın 127.304,02 TL olduğunu, bu alacağın muaccel olduğu 15.06.2016 tarihinden kooperatifin ödeme yaptığı 15.02.2017 tarihine kadar işlemiş faiz(%9) tutarı 7.690,56 TL olup toplam asıl alacak+ yasal faiz tutarının 134.994,58 TL olduğunu, kooperatif tarafından yapılan 73.264 TL ödemenin mahsubu ile kalan ana para borcunun 61.730,58 TL olduğunu, bu tutarın kooperatifin ödeme yaptığı 10.05.2017 tarihine kadar işlemiş faiz(%9) tutarı 1.278,58 TL olup toplam asıl alacak+ yasal faiz tutarının 63.009,16 TL olduğunu, kooperatif tarafından yapılan müvekkiline yapılan 28.691,69 TL ödemenin mahsubu halinde kalan ana para borcunun ise 34.317,47 TL olduğunu, dolayısıyla kooperatifin ödeme yaptığı 10.05.2017 tarihinde halen bakiye 34.317,47 TL çıkma payı borcu bulunduğunu, bu bedelin yasal faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesi gerektiğini, talepleri 28.985,83 TL olduğu için davanın tamamının kabul edilmesi gerektiğini,
Kararda alacağa dava tarihinden itibaren yasal işletilmesine karar verildiğini, oysa bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere 2015 yılı hesapları 14.05.2016 günlü genel kurulda görüşülerek kabul edilmiş olup, 1 ay sonrası olan 15.06.2016 tarihinde çıkma payı alacağının muaccel olduğunu, bu nedenle müvekkilinin çıkma payı alacağına 15.06.2016 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek, 16.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda davacı yanın 8.666,82 TL asıl çıkma payı alacağı ve bu alacağa ilişkin olarak 7.509,35 TL işlemiş faizi bulunduğu sonucuna ulaşıldığını, bilirkişi raporunda davacının kooperatife üye olduğu tarihten, ortaklığının sona erdiği tarihe kadar genel giderlerden sorumlu tutulması gerekirken yalnızca son dönem genel giderlerden sorumlu tutulduğunu, 24.09.2018 tarihli ek raporda davacı yanın alacak miktarının alternatifli olarak hesaplanması ile anapara tutarının 19.935,84 TL olduğu sonucuna ulaşıldığını, bu raporda da itirazlarına rağmen davacının yalnızca son dönem genel giderlerden sorumlu tutulduğunu, üye olduğu dönem boyunca bir ortağın kooperatifin genel (yönetimsel) giderlere katlanmaması düşünülemeyeceği gibi; ortaklıktan ayrıldıktan sonra da geçmiş döneme ait ve gider olarak harcaması yapılmış bu giderlerin ortaklıktan ayrılan kişiye iade edilmesinin düşünülemeyeceğini, bu durumun üyeliği devam eden ortaklarına karşı büyük bir eşitsizlik yaratacağını,
Mahkemece hükme esas alınan 16.04.2018 tarihli raporda 8.666,82 TL asıl alacak, 7.509,35 TL faiz alacağı toplam 16.176,17 TL alacak bulunduğu hesap edilmiş olmasına rağmen, kararın hüküm kısmında 19.935,84 TL alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğunu,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesindeki hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca taraf vekillerinin davacının çıkma payı alacağından mahsup edilen genel gider tutarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Dava, çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Bir kooperatif ortağı, istifasının noter ihtarı ile kooperatife ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar aidat borçlarından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesi uyarınca sorumlu olup, üyelerin ödemeleri arasındaki eşitliğin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarih itibariyle bu şekilde sağlanması gerekir. Kural olarak ortak, üyesi olduğu kooperatifin belirlediği inşaat finansmanı ve genel giderlere ilişkin aidat borçlarının, sonradan istifa etmiş ya da ihraç edilmiş olsa dahi istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar doğan kısmından sorumludur.
Her üye, üye olurken, üyeliğinin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar devam edeceğini bilmekte olup, aidat ödemelerini ihracın kesinleşmesine ya da noterden gönderdiği istifanın tebliğine kadar yapması ve kooperatifin hesabına aktarması tüm ortakların yararına olup, eşitlik ilkesinin de bir gereğidir. Zamanında ödense idi kooperatifin kasasına girecek olan aidatın, çıkma payının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/1. ve anasözleşmenin 15/1. maddesi uyarınca istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği yılın bilançosunun onaylanması suretiyle kesinleşmesini izleyen bir ayın sonunda muaccel olduğu tarihe kadar, kasada beklemesinde ve nemalanmasında tüm ortakların yararı bulunduğu kuşkusuzdur.
Ortak ile kooperatif arasında istifanın ulaştığı tarih itibariyle hesaplaşma yapılması gerektiği gibi, çıkma payının ödenmesi sırasında hesaplaşma tekrar gerçekleşecek olup, esasen ortağın çıkma payını talep edip etmeyeceğinin, bu talebin zamanaşımına uğrayıp uğramayacağının henüz belli olmadığı bir aşamada kooperatifçe ortağın istifa ya da ihraç tarihine kadar oluşan borçlarını talep etmekte hukuki yararı vardır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/1. ve anasözleşmenin 15. maddeleri gereğince, kooperatiften ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, bilançonun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir.
Somut olayda, hakkındaki ihraç kararı 16.09.2015 tarihinde kesinleşen davacı ortak tarafından 15.05.2016 tarihinde muaccel olan çıkma payı alacağından haksız olarak mahsup edilen tutarlar talep edilmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/1. ve anasözleşmenin 15/1. maddesi uyarınca çıkma payının ödenmesi aşamasında hesaplaşma yapılmaktadır. Ortaktan tahsil edilen tutarın tekrar ortağa çıkma payı olarak iade edilmesi söz konusu olmayacağından kooperatifçe faiz borcu adı altında ödeme talep edilmesi (bu tutarların davacı ortak tarafından ödenmesi halinde çıkma payı ile ilgili hesaplaşma sırasında tekrar ortağa ödenmesi gerekeceğinden) ve fazla genel gider payının mahsubu doğru olmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında davacının ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesinin düşülmesi doğru olmuşsa da, Kooperatifler Kanununun 16/son maddesinin, ortağın çıkma payını talep ettiği, bir başka anlatımla kooperatif ile çıkarılan davacı arasında hesaplaşmanın yapılacağı aşamaya kadar uygulanmasının mümkün olduğu gözardı edilerek, davalı kooperatifçe yapılan faiz borcunun mahsubu işleminin uygun bulunması hatalı olmuştur.
Bu durumda Dairemizce, davacı talebi doğrultusunda çıkma payı alacağından 16.835,71 TL. faiz borcu mahsup edilmeksizin ve davacının ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanan 1.137,50 TL. genel gider payının mahsubuyla davacının çıkma payı alacağı aşağıdaki gibi hesaplanmıştır.
Toplam Ödeme ……………………………… 128.441,52 TL.
Gider Payı (-) ……………………………….. 1.137,50 TL.
Kalan Alacak ……………………………….127.304,02 TL.
Kredi Borcunun Kapatılması İçin Koop. Ödenen Tutar (-) 73.264.00 TL.
Yapılan İade Tutarı (-) …………………………… 28.691,69 TL.
Bakiye Alacak ……………………………………25.348,33 TL.
Faiz Alacağı

DÖNEMİ
GÜN
BORÇ MİKTARI
FAİZ ORANI
FAİZ TUTARI
15.06.2016-15.02.2017
245
127.304,02
%9
7,797,37
16.02.2017-10.05.2017
83
54.010,02
%9
1.121,33
11.05.2017-09.06.2017
29
25.348,33
%9
183,78 TOPLAM
9.102,48

Bu durumda İlk derece Mahkemesince, davacının bakiye 25.348,33 TL. çıkma payı alacağı ile 9.102,48 TL. işlemiş faizi toplamı 34.450,81 TL talep edebileceği, ancak bu kalemler yönünden talebinin 28.985,83 TL. olduğu gerekçesiyle, taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, kök bilirkişi raporundaki asıl alacak ve işlemiş faizi tutarları ile toplam tutmamasına karşın ek rapordaki toplam alacak tutarı yazılmak suretiyle çelişkili ve yanılgılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre Dairemizce, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararı düzeltilerek davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, taraf vekillerinin genel gider tutarına yönelik İSTİNAF BAŞVURULARININ ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.10.2018 tarih ve 2017/319 E., 2018/599 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın KABULÜNE, 28.985,83 TL’nin, 25.348,33 TL’sine dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.980,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 495,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.485,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 495,00 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 531,00 TL harç ile 134,30 TL tebligat ve posta gideri ile 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 98,10 TL. istinaf yoluna başvurma harcı, istinaf aşamasında yapılan 86,00 TL. posta gideri olmak üzere toplam 1.849,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak yatıranlara iadesine,”
III-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
IV-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
V-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
08.03.2023 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 238.730,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 09/03/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza