Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2060 E. 2023/1035 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2060 – 2023/1035
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/2060
KARAR NO : 2023/1035

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18.10.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/32E., 2018/651K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilli şirketin 07.01.2018 tarihli ihale ile Ankara, Kastamonu, Kırıkkale ve Çankırı İşletme Müdürlüklerinin sorumluluk alanındaki aboneleri kapsayan 2. İhbarname dağıtımı, borçdan dolayı enerji kesme – açma hizmetini yüklendiğini, sözleşme eki idari şartnamenin 26.3.1 maddesi (c) bendinde işçilik ücretlerinin nasıl belirleneceğinin düzenlendiğini, SGK işveren payı işçilik ücretlerine dahil olduğu halde davalı tarafın SGK işveren payını hariç tutarak ödeme yaptığını, aksi takdirde istihkakların ödenmeyeceğini bildirdiğini ve baskı uyguladığını, müvekkili şirketin sorumlu olmamasına rağmen SGK işveren payını ödemek zorunda bırakıldığını, bu işlemin hatalı olduğu davalıya 03/04/2008 tarihinde bildirilmesine rağmen davalının sözleşmeye aykırı uygulamasını devam ettirdiğini, müvekkili şirketin hak edişlerine bir an evvel kavuşmak ve ticari hayatını idame ettirebilmek için 03/04/2008 tarihli dilekçesi ile tüm yasal haklarını saklı tutarak hak edişleri imzaladığını ileri sürerk, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,- TL ve KDV’sinin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 25.12.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile 423.635,98 TL’nin kesinti tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, sözleşme eki şartnamede hak edişlere itiraz usulü ve şeklinin belirtildiğini, kesinleşen hak ediş açısından davacının bir hakkının kalmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava, ticari nitelikli hizmet sözleşmesi nedeniyle hak edişlerden haksız olarak yapıldığı iddia edilen kesintilerin istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava, belirsiz alacak davası olarak açılmış olup, davacı vekilinin 26/12/2017 tarihli ıslah talebi üzerine yargılama, miktar itibariyle mahkememiz heyeti tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Davalı vekili her ne kadar zamanaşımı definde bulunmuş ise de, taraflar arasında hizmet sözleşmesi ilişkisi bulunması nedeniyle BK’nın 125. ve TBK’nın 146.maddeleri uyarınca on yıllık zamanaşımı süresi uygulanması gerektiğinden zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasında 07/12/2007 tarihinde imzalanan “İkinci İhbarname Dağıtımı, Borçtan Dolayı Enerji Kesme-Açma Hizmet Alımı Sözleşmesi”nin 9.2. maddesinde, delil sözleşmesi niteliğindeki Hizmet İşleri Genel Şartnamesi sözleşme eki olarak sayılmıştır.
Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. maddesine göre, yüklenicinin geçici hakedişleri, itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de Hak ediş Raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hak ediş raporunun “İdareye verilen…tarihli dilekçemde yazılı ihtirazi kayıtla” cümlesini yazarak ya da bu anlama gelecek bir itiraz şerhiyle imzalaması gereklidir. Eğer yüklenicinin, hak ediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar, yetkililer tarafından hakediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa, en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorundadır. Yüklenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hak edişi olduğu gibi kabul etmiş sayılır.
Davacı tarafından, davalıya sunulan 03/04/2008 tarihli dilekçenin “İhtirazi Kayıt” olduğu iddia edilmiş ise de, dilekçe incelendiğinde, hak edişin ikinci diliminin ödenmemesi nedeniyle zor durumda kalınıldığı, kanuni haklar saklı kalmak kaydıyla personel maaşlarının ve bordroların belirtilen şekilde düzenleneceğinin belirtildiği, Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. maddesinde ön görülen şekilde şekli şartlara uyulmadığı görülmüştür.
Bunun dışında, davacı vekili tarafından taraflar arasında düzenlenen hak edişlere sözleşme eki Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. maddesinde belirtildiği usule uygun olarak itiraz edildiği de iddia ve ispat edilememiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler tarafından düzenlenen 25/07/2018 tarihli raporda, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ilişkisi değerlendirilmediğinden iş bu rapora itibar edilmemiştir.
Toplanan deliller ve dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında imzalanan Hizmet Alım Sözleşmesinin 9.2. maddesinde, delil sözleşmesi niteliğindeki Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin sözleşme eki olarak sayılması, davacı vekili tarafından geçici hak edişlere Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. maddesinde belirlenen usulde itiraz edildiğinin iddia ve ispat olunmaması nedenleriyle, davacı şirketin hak edişleri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı kanaatine varılmakla davanın reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: itiraz edilecek bir hak ediş olmadığını, hak edişlerin o ay verilen hizmete göre hazırlanıp sunulmuş olduğunu ve itirazı da gerektirmediğini, hak ediş ödemelerinin avans mahiyetinde olup kesin hesap ve ibra mahiyeti taşımadığını, davalı kurumun taraflar arasındakı sözleşmenin eki Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 26.3.1 maddesinde yer alan işveren payı dahil maddesini Türkiye’nin bir çok bölgesinde bu şekilde uygulandığını, bazı bölgelerde ise işveren payı hariç olarak uygulayarak, eşitlik ilkesine aykırı bir durum yarattığını, TEDAŞ Yönetim Kurulunun 03.04.2008 tarihli ve 13-129 K. sayılı kararı ile onaylanan Mart /2008 tarihli şartnamesinin 26.3.1. maddesinde yer alan “İşveren payı dahil işçilik ücretleri” ibaresi yanlış anlaşılmalara meydan vermemek için kaldırılarak, “SSK işveren payı işçilik giderlerine ayrıca dahil edilecektir” ibaresinin konulduğunu, davalı kurumun böylece ortadaki eşitsizliği ve yanlış anlamaları ortadan kaldırmak amacıyla değişiklik yapma ihtiyacını duyduğunu ve sonra yapılan sözleşmelerde bu maddeyi düzelttiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında hak edişlerden haksız olarak yapıldığı iddia edilen kesintilerin istirdadı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/32E., 2018/651K. sayılı dava dosyasında verdiği 18.10.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’den peşin olarak alınan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
07.06.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08.06.2023

Başkan Üye Üye Katip