Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2057 E. 2022/1031 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
……

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17.06.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : ……
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müflis kooperatifin yönetim kurulu üyesi olarak kooperatifin 138.720,00-TL kadar borcunu şahsi parasından ödediğini, bu alacağının da kooperatif muhasebe kayıtlarına işlendiğini, daha sonradan kooperatif hakkında iflasının açılmasına karar verilince, bu alacağını iflas masasına yazdırmak üzere yazılı dilekçe ile belgelerini de ekleyerek başvurduğunu, ancak davalı iflas idaresince ilişikte gönderilen 20.01.2015-16 tarih/sayılı karar ve ekindeki sıra cetveli ile alacağının tamamının reddedildiğini ve sıra cetveline kabul ve kayıt edilmediğini, iflas idaresince alacağının reddi ve gerekçelerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek 138.720,00-TL alacağının müflis kooperatifte olduğunun tespiti ile alacağının masaya kayıt ve kabulü ile sıra cetveline (1. sırada) dahil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı İflas İdaresi vekili, kayıt kabul davasının incelenebilmesi için davanın süresinde açılması gerektiğini, davacının alacağının masaya kaydını talep ettiğini, masanın yaptığı inceleme sonucunda talep edilen alacağın yargılamayı gerektiği gerekçesiyle reddedildiğini, iflas idaresinin yaptığı inceleme sonucu verdiği kararın usul ve esas bakımından doğru olduğunun anlaşıldığını, davacının başvurusunda sunulan belgelerin alacağın varlığını net ve kesin olarak kanıtlamaya yetmediğini, bu nedenle iflas idaresinin talebi reddetmesinin yasaya uygun olduğunu, kayıt kabul davasında ispat külfetinin davacı yana ait olduğunu, davacının açtığı davada hiçbir belge ve kanıt ortaya koyamadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…Davalı kooperatifin Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.03.2013 gününü 2012/91 esas, 2013/155 karar sayılı dosyası üzerinden iflasına karar verilmiştir. Davacı taraf alacağının iflas masasına kaydının yapılması için 20.01.2015 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunmuş, iflas idare memurluğunun 2013/3 sayılı dosyasından 20/01/2015 tarih ve 16 sayılı kararı ile alacağın reddine karar verilmiş, söz konusu sıra cetveli ve 2. alacaklılar toplantısı davacıya 22.05.2015 tarihinde tebliğ edilmiş olduğundan davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yargılama sürecinde davacı tarafından dosyaya sunulan senet örnekleri, dava dışı avukat … tarafından imzalanan 10.05.2016 tarihli belge dosyaya delil olarak alınmış, davalı kooperatif defterleri de temin edilerek 10.05.2016 tarihli bilirkişi raporu ve 26.07.2017 tarihli bilirkişi raporu ve itirazları değerlendirir ek raporlar alınmıştır.
Davacı taraf alacağının yönetim kurul üyesi olarak kooperatif borçlarını ödemek için kooperatife verdiği borç paralardan kaynaklandığını iddia etmektedir. Davacı tarafından dosyaya sunulan davalı kooperatifin 2013 yılı muavin defter kaydında davacının 101.520,00-TL alacaklı olduğu görülmektedir. Yine davacının 2013 yılı ilk 6 aylık döneminde aylık 200,00-TL’den toplam 1.200,00-TL huzur hakkı alacağı da gözükmektedir. Söz konusu alacak bilirkişilerce belirlendiği üzere kooperatif yevmiye ve defteri kebirinde de yer almaktadır. Davacı taraf ayrıca lehtarı …, borçlusu kooperatif olan her biri 12.000,00-TL tutarlı 3 adet senedi dosyaya sunmuş olup bu senetleri kendisinin ödediğini iddia etmektedir. Avukat … tarafından imzalanan 10.05.2016 tarihli belgede, kooperatifin davalı olduğu bir kısım davalardan dolayı davacıdan bahsedilen 3 ayrı senedi aldığı ve senetlerin vadesinde tahsil edildiği ifadesi bulunmaktadır. Davacının kaydını istediği 138.720,00-TL alacak, muavin defterinde kayıtlı 101.520,00-TL alacak, 1.200,00-TL huzur hakkı ve 3 ayrı senet toplamı 36.000,00-TL’nin tamamından ibarettir. Alınan bilirkişi raporları ile genel kurul tutanakları incelenmiş ve genel kurullarda, kooperatifin ortaklarından veya 3. kişilerden borç alması yönünde bir karara rastlanmamıştır.
Davalı tarafça dosyaya sunulan her biri 12.000,00-TL tutarlı lehtarı dava dışı …, borçlusu kooperatif olan ve davacının kefil olarak imzaladığı senetlerin davacı tarafından dosyaya sunulmuş olması ve dava dışı … tarafından düzenlenen, senetlerin davacı tarafından ödendiğine dair ibarenin yer aldığı belgenin, davacının iddiasını ispatlayıp ispatlamadığının tartışılması gerekmektedir. Senetlerin ödenmiş olması, ödemenin davacı tarafça yapıldığını göstermemektedir. Davacı taraf kooperatifin yönetim kurulu üyesi olduğundan fiili ödeme davacı tarafından yapılsa dahi ödemede kullanılan nakdin kooperatife ait olması olasılığı bulunmaktadır. Davacı taraf senet bedellerinin kendi mal varlığına dair nakit ile ödendiğini geçerli delillerle ispatlamalıdır. Dava dışı … tarafından düzenlenen belge 10.05.2016 tarihli olup senetlerin vadesinden 4 yıl sonrasında düzenlenmiştir. Davacının iddia ettiği alacağın 101.520,00-TL sinin kooperatif defterlerine kayıtlı olması da tek başına alacağın varlığını kabule yeterli görünmemiştir. Ziraa davacı, kooperatifin yönetim kurulu üyesi olup defterlere ve kayıtlara ulaşım imkanı bulunmaktadır. Kooperatifin ana sözleşmesinde sadece kredi finans kuruluşlarından borç alınabileceği, şahıslardan borçlanılamayacağı düzenlemesi olup genel kurul tutanaklarında ya da yönetim kurulu kararlarında da şahıslardan borç alınmasına dair herhangi bir karar bulunmadığı gibi davacıya borçlanıldığına dair özel bir kayıtta söz konusu değildir. Davacının ikinci bilirkişi raporunda belirlenen 580,00-TL huzur hakkı alacağı konusunda ise davacının iflas ideresine müracaatında ayrıca huzur hakkı kalemi adı altında bir talebinin olmadığı, bunun yanında 2012 yılı genel kurul toplantısında huzur hakkının sadece kooperatif başkanına, ikinci başkana ve muhasip üyeye verilmesinin kararlaştırıldığı, davacının ise dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere sadece yönetim kurulu üyesi olduğu, bu durumda huzur hakkıda alamayacağı gözetilerek davanın reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davalının harcamalarının başkan ve ikinci başkanın çift imzası ile yapılabildiğini, kooperatifin defter kayıtlarının düzenlenmesinin muhasebecinin, başkan ve ikinci başkanın sorumluluğunda olduğunu, bilirkişi tarafından tespit edildiği gibi olay tarihinde kooperatifin borca batık olduğunu, kooperatifin borçlarını ve ödemelerini yapabilme imkanı olmadığını, müvekkilinin iyi niyetle ve kooperatifin borca batıklıktan kurtulabileceği umuduyla herhangi bir faiz vs beklentisi olmaksızın senet, borç belgesi ve benzeri bir belge talep etmeksizin kooperatif adına ödemeler yaptığını; ayrıca mahkeme kararları uyarınca ödenmesi gereken toplamda 74.000,00-TL tutarlı senetlerin kooperatif adına Av. … lehine düzenlendiğini ve kefil olarak imzaladığını, vadesinde senetler ödenirken 36.000,00-TL’yi de kendi mal varlığından ödediğini, senetlere karşı ödemeler yapıldığında hayatın olağan akışına uygun olarak ödeme karşılığında senetlerin teslim alındığını, ancak herhangi bir belge alınmadığını, mahkemenin tespit ettiği gibi huzur hakkının 2012 genel kurul toplantısında kooperatif başkanına, ikinci başkana ve muhasip üyeye verilmesi kararlaştırıldığını, müvekkilinin zaten muhasip üye olduğunu, davanın reddi yönünde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/324 E., 2019/506 K. sayılı dava dosyasında verdiği 17.06.2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 36,30-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
15.06.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16.06.2022
……..