Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2048 E. 2023/915 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

ESAS NO : 2019/2048
KARAR NO : 2023/915

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : Doç. Dr. … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21.02.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/72 E., 2019/152 K.

DAVACI : … – (…)
VEKİLİ : Av. … – E tebligat
DAVALI : … – …

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkilinin davalı kooperatifin … numaralı paylarına sahip olduğunu, bu ortaklıkları nedeniyle kooperatife olan herhangi bir borcunun bulunmadığını ve yeni yönetim tarafından tahakkuk ettirilmiş olan faiz borcunun da zamanaşımına uğramış olması nedeniyle müvekkilinden tahsil edilemeyeceğini ileri sürerek müvekkili tarafından kooperatife haksız olarak ödenen ve kooperatif nezdinde sebepsiz zenginleşmeye yol açan 169 numaralı pay için 2.186,-TL ve 173 numaralı pay için 1.510,-TL tutarın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yetkilisi davacının 30.01.2012 tarihinde …’tan 169 numaralı payı, …’tan ise 173 numaralı payı satın aldığını, borçların ortaklık paylarının satın alınmasından önce mevcut olduğunu ve bu hususun kooperatif kayıtları gösterilmek suretiyle davacıya tebliğ edildiğini, satış tarihinden sonraki borçları ödemekte temerrüde düşmeyen borçlunun önceki maliklerin borçlarından da sorumlu olduğunu; ne var ki önceki yöneticilerin yakınlarına ait bu payların satışı aşamasında davacıyı borçlar konusunda bilgilendirmediğinin anlaşıldığını ve davacının bunlardan haberdar olmamasında kusurunun bulunmadığını belirtilerek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince “…davacının 31.01.2012 tarihinde dava dışı …’a ait 169 numaralı kooperatif hissesi ile dava dışı …’a ait 173 numaralı kooperatif hissesini 31.01.2012 tarihinde 185 numaralı yönetim kurulu kararı ile devir aldığı, bu tarih itibarıyla davacının bu hisselere ait olan aidat borçlarını düzenli olarak ödediği gibi üye kayıt defterlerinin incelenmesinde bu tarihler itibarıyla davacının üyeliğe kaydının yapıldığı, bu hususun davalı tarafın beyanları ve kayıtları ile de sabit olduğu, davalı Kooperatif tarafından yapılan incelemeler sonucu Temmuz 1997-Haziran 2017 tarihleri arası ödenmemiş aidat borçlarının tespit olunduğu, bu nedenle davalıya bildirimin 24.08.2017 tarihinde yapıldığı, bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere bu kapsamda davacının 2012 öncesi aidat borçları olan 169 nolu hisse için 2.186,00-TL ve 173 nolu hisse için 1.510,00-TL yi 24.01.2018 tarihinde davalı hesabına yatırdığı, davalı Kooperatif 31.07.2016 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısında eski yönetim kurulu üyeleri hakkında yapılan suç duyurusu nedeniyle Ankara CBS tarafından yürütülen soruşturma kapsamında takipsizlik kararı verildiği, yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca 2012 yılı öncesi tespit edilen aidat borçlarından davacının zamanaşımı nedeniyle bir sorumluluğunun bulunmadığı, yasada sayılan zamanaşımını kesen veya durduran sebeplerin somut hadisede oluşmadığı…” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde :
– İlk derece mahkemesi kararının kararın ortaklar arası eşitliği ortadan kaldırdığını,
– Davacının satın aldığı paylara ait borçları bilmediği ve bilse dahi sorumlu olmadığı yönündeki iddiasının mahkemece kabul edilmesinin yasaya ve genel kurul kararlarına aykırı olduğunu, ortakların şahsen sorumlu olduğu bir kooperatife giren kimsenin kooperatife girişinden önce doğmuş borçlardan da sorumlu olacağını,
– Kooperatifler Kanunu’nda aidat ve gecikme cezalarının beş yıllık zamanaşımına tâbi olduğuna dair bir hüküm bulunmadığını, borcun varlığını kabul etmemekle beraber söz konusu borcun zamanaşımına uğramış olması halinde dahi ödenmiş bulunan ve eksik borç niteliği alan bu borcun iadesi talebinin reddedilmesinin gerektiğini ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif tarafından talep edilen aidat borcunun ödenmemiş olan faiz kısmına ilişkin menfi tespit ve ödenen aidatların iadesine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 120’inci maddesinin 1 numaralı fıkrası uyarınca davacı yargılama harçları ile gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
Harçlar Kanunu’nun 30’uncu maddesi harcın eksik olduğunun anlaşılması halinde yapılacak işlemi göstermekte, 32’nci maddesi ise eksik harcın tamamlanmaması halinde müteakip işlemlerin yapılamayacağı konusunda emredici bir hüküm içermektedir.
Davacı vekili tarafından başlangıçta dava değeri 3.696,- TL olarak gösterilmiştir. Ancak belirtilen meblağ davacının ödemiş olduğu ve iadesini talep ettiği aidat borcudur. Davacının bu iade talebi haricinde bir de sorumlu bulunmadığını öne sürerek menfi tespit davasına konu ettiği aidat borcunun faiz kısmı mevcuttur.
Buna göre İlk Derece Mahkemesince, davacının kooperatif ortaklığının önceki tarihte doğan aidat borcunun faizinden sorumlu olmadığına ilişkin menfi tespit talebi yönünden, Harçlar Kanunu’nun anılan düzenlemeleri uyarınca harcın tamamlanması için davacıya süre verilmesi; harç ikmal edildiğinde yargılamaya devam edilmesi, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılması (HMK m.150) gerekirken, bu istemi yönünden harç tamamlatılmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355’inci maddesi uyarınca, esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Kararın kaldırılması nedenine göre davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığı anlaşılmıştır.
HÜKÜM :
1- Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/72 E., 2019/152 K sayılı dava dosyasında verdiği 21.02.2019 günlü kararın ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
Kararın kaldırılması nedenine göre davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m.359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m.302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
17.05.2023 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK m.353/1-a ve 362/1-g gereğince KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi. (GK Yazım Tarihi: 22.05.2023)

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır