Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2037 E. 2023/1021 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/2037
KARAR NO : 2023/1021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : Doç. Dr. … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13.02.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/336 E., 2019/117 K.
DAVACI :
VEKİLİ : Av. …- (E-tebligat)
DAVALI :

Davalı tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı …’in Müflis…’nin kayıtlı ortağı olduğunu, müflis kooperatif hakkında Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.11.2012 Tarih, 2010/437 Esas, 2012/525 Karar sayılı dava dosyasında iflas kararı verildiğini, kararın kesinleşmesi üzerine 28.03.2014 tarihinde yapılan 2. alacaklılar toplantısında iflas idare kurulunun tespit edildiğini ve iflas müdürlüğünde yetkilendirildiklerini, iflas masasının ve iflas idaresinin İİK çerçevesinde oluşturulmasının ardından sıra cetvelinin ilan edildiğini ve kesinleştirildiğini, masanın alacaklarının tahsili işlemlerine iflas müdürlüğünün gözetiminde başlanıldığını, bunun için tüm ortakların hisselerinin ve mevcut borçlarının tespit edildiğini, davalının aidat borcu bulunduğunu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini, kooperatifin tüzel kişiliğinin 2012 yılı Kasım ayına kadar devam ettiğini ve davalının da bu tarihe kadar kooperatifin resmen ortağı olduğu için borcun zamanaşımına uğramasının söz konusu olmadığını belirterek itirazın iptaline ve % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, iflas idaresinin yetkilendirmesi olmadan icra takibine geçilemeyeceğini, aidat bedeli alacağının zaman aşımına uğradığını, Müflis…’nin … pazar yerinde tezgahların kiralanması amacıyla kurulmuş bir kooperatif olduğunu, üyesi olduğu kooperatiften 2009 Ağustos ayında ayrıldığını, pazar yeri tezgahını kapatarak Kızılbey Vergi Dairesi nezdinde ticareti terk ettiğini bildirdiğini, pazar yerinde kalan tezgahların kooperatif başkanı tarafından satıldığını, kalan malzemelerin de Çankaya Belediyesi tarafından kaldırıldığını, bu nedenle kooperatifin kuruluş amacını yitirdiğini, 2009 yılından bu yana hiçbir faaliyet alanı kalmayan kooperatifin aynı dönemde ticareti terk etmiş olması sebebiyle hiçbir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddine ve % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Davalı zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Davacının talebi 2009 yılı ve sonrasına ait kooperatif aidat alacağına ilişkin olup davacı kooperatifin 27/11/2012 tarihinde iflas ettiği, iflasın açılması ile iflas masası alacakları yönünden zamanaşımı süresinin kesileceği dikkate alınarak davalının zamanaşımı itirazının reddine,

İcra takibinin davacı müflis kooperatifitin iflas idare memuru tarafından başlatılması nedeniyle davalının yetkisiz kişi tarafından icra takibinin başlatıldığına yönelik itirazı yerinde görülmemiştir.
Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, kooperatif kayıtları incelenmek suretiyle alınan 25/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının davacı kooperatifte 4 ayrı hissesinin bulunduğu, iflas tarihine kadar 4.920,00 TL aidat borcu, 27/11/2012 iflas tarihine kadar %18 üzerinden 1.152,00 TL işlemiş faiz, 27/11/2012 iflas tarihinden 23/01/2015 icra takip tarihine kadar %9 üzerinden 954,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam alacağının 7.026,75 TL olduğu görüş ve kanaati belirtilmiştir.
Davacı vekili icra takip tarihinin 30/05/2016 olduğunu, raporda icra takip tarihi olarak 23/01/2015 tarihinin dikkate alındığını, bu nedenle faiz hesabının hatalı olduğunu belirterek rapora itiraz etmiş, itirazın yerinde olduğu, hesaplamanın mahkememizce re’sen yapılabileceği dikkate alınarak ek rapor alınmamıştır.
Toplanan delillere, bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacı müflis kooperatiftte 4 adet üyeliğinin bulunduğu, bu üyelik nedeniyle davalının 4.920,00 TL aidat borcu, 27/11/2012 iflas tarihine kadar %18 oranında 1.152,00 TL işlemiş faiz, iflas tarihinden 30/05/2016 icra takip tarihine kadar %9 oranında 1.552,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.624,84 TL borçlu olduğu anlaşıldığında davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptaline ve alacağın likid ve belirlenebilir olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı istinaf dilekçesinde özetle:
Yerel mahkemenin zamanaşımına ilişkin itirazlarını hatalı değerlendirdiğini, kooperatifin hiçbir faaliyet alanının kalmaması ve kuruluş amacını yitirmiş olması nedeniyle ortaklık sıfatının da ortadan kalktığını, buna karşın hükme esas alının bilirkişi raporunda, ortaklık devam ediyormuş gibi aidat hesaplandığını ve aidat tutarlarına 27.08.2009 ve 23.01.2015 tarihleri arasındaki dönem için faiz işletildiğini;
Kooperatif üyesi olarak, aidatların ne şekilde belirlendiği ve aidat miktarının hangi dönemde ve ne oranda artırılacağı konusunda taraflarına hiçbir bilgi verilmediği gibi genel kurulun ne zaman nerede toplanacağı duyurulmadığından alınan kararlara itiraz etme imkanı da bulunmadığını, bilirkişi tarafından genel kurul toplantılarının taraflarına tebliğ edilip edilmediği araştırılmaksızın tüm tebligatların taraflarına yapıldığı varsayılarak ve tüm genel kurul toplantılarından haberdarmış, onları kabul etmiş algısı yaratılarak eksik ve yüzeysel değerlendirme ile rapor hazırlandığını;
Müvekkilinin, davacı tarafından alacağın tahsiline yönelik olarak başlatılan takipte hiçbir kusuru bulunmadığını, aidat ve aidat fark bedeli alacağına faiz işletilmesi için temerrüt koşullarının da oluşmadığını;
Somut olayda alacağın yargılamayı gerektirdiğini, yani likit olmadığını, bu nedenle hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalının istinaf itirazları yerinde görülmediğinden aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara yönelik istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tapu iptali ve tescile, üyelik tespitine, tahsis hakkına dayalı davalarda olduğu üzere üyelik sıfatının devamına ve üyeliğe sıkı sıkıya bağlı talepler ile ilgili olan, diğer anlatımla üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlıklarda üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı süresi işlemez. Somut olayda ise talep, üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgili olup 818 sayılı Borçlar Kanununun 126/4 (TBK’nın 147/4.) maddesi uyarınca, kooperatif ile ortağı arasındaki 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır.
Dosya içeriğinden, davalının 4 adet kooperatif ortaklığının bulunduğu, bu ortaklıkları nedeni ile 27.11.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda da yazılı olduğu üzere aidat asıl alacağı toplamının 4.920,00-TL olduğu anlaşılmıştır. Ancak takip tarihi olan 30.05.2016 tarihinden geriye doğru 5 yıllık süreden önceki alacakların zaman aşımına uğradığı saptanmakla davalı tarafından yöntemince yapılan zaman aşımı savunmasına değer verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın tümden kabulüne karar verilmiş olması doğru bulunmamıştır.
Buna göre yapılan hesaplamada, davalının 27.05.2011 ve öncesine ait borçlarının zaman aşımına uğradığı, bu tarihten takip tarihine kadar olan asıl borcunun 3.160,00-TL; işlemiş faiz tutarının (talebe göre iflasa kadar 399,60-TL, iflastan sonra ise 613,21-TL olmak üzere toplam) 1.012,81-TLolduğu; buna göre faizler dahil toplam borcun 4.172,81-TL olduğu belirlenmiştir.
Bu durumda Dairemizce, davalının istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararı düzeltilerek, davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan hususlara ilişkin sair istinaf sebeplerinin reddine.
II-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile:
Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/336 E., 2019/117 K. sayılı dava dosyasında verdiği 13.02.2019 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
“1-Davanın kısmen kabulü ile:
Davalı borçlunun Ankara 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/11234 E. sayılı takip dosyasında 3.160,00-TL asıl alacak, 1.012,81-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.172,81-TL’ye ilişkin itirazının iptaline.
Asıl alacak 3.160,00-TL’ye icra takip tarihi olan 30/05/2016 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, takibin bu koşullarla devamına.
Fazlaya ilişkin istemin reddine.
İ.İ.K. m. 67 uyarınca kabul edilen 4.172,81-TL üzerinden %20 oranında icra inkâr tazminat tutarı olan 834,56-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine.
Davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine.

2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 285,00 TL harçtan peşin alınan 130,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 155,00-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı 130,22 TL peşin harç toplamı 161,40-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Suç üstü ödeneğinden yapılan 600,00 TL bilirkişi masrafının 328,00-TL’sinin davalıdan; 272,00-TL’sinin ise davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; 47,00 TL tebligat ve posta giderinin 25,00-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine. Kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına.
6-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının talep halinde taraflara iadesine,”

III-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
IV-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 84,10-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
V-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
07.06.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 12.06.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip