Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2031 E. 2022/1788 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/2031
KARAR NO : 2022/1788

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08.05.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/102E., 2019/433K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : .
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkilinin davalı kooperatifin 15/09/1989 tarihinden bu yana üyesi olduğunu, müvekkilinin davalı kooperatif üyeliği ile ilgili kredi kullanımı için dahi kooperatif yönetimine vekaletname ve taahhütname verdiğini, üyelik ve kooperatif yönetiminin o dönem bildirdiği kararlar gereği bir çok defa üyelik aidatlarını da yatırdığını, muavin defter kayıtlarında da yaptığı ödemelerin belgelerle sabit olduğunu, davalı kooperatifin 1998 yılında müvekkiline mektup göndererek Toplu Konut Kredisi kullanma için gerekli başvuru formlarını ve belgelerin temini için müvekkili ile irtibata geçtiğini, müvekkilinin gerekli belgeleri ve vekaletnameyi kooperatif yönetimine ulaştırdığını, davalı kooperatif yöneticilerinin kooperatif genel kurullarını, özellikle 2000 yılından sonra düzenli bir şekilde yapmadıklarını, düzenli çalışmayan kooperatif yönetimleri, genel kurullar ve kooperatif faaliyetleri ile ilgili müvekkiline uzun zamandan bu yana yazılı ya da sözlü bilgi verilmediğini, müvekkilinin de uzun süre adresi sabit olmayan ve çoğu kez kapalı adreste sadece evrak üzerinde faaliyet yürüten kooperatife ve yöneticilerine ulaşamadığını, davalının arsa kooperatifi olduğu içinde herhangi bir ciddi giderinin olmadığı düşüncesiyle kooperatifin faaliyetlerinin askıya alındığı kanısını taşıdığını, müvekkilinin yaptığı araştırmada kooperatif yönetiminin kooperatifi yasalara uygun bir şekilde yönetmediğinin anlaşıldığını, müvekkilinin Ankara 32. Noterliği’nin 26/12/2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı kooperatife olan borç durumu ve inşaatın seviyesini öğrenmek üzere ihtarname gönderdiğini, davalı kooperatif yönetiminin verdiği 04/01/2017 tarihli cevapta her hangi bir üyelik kaydına dair belgeye ulaşamadıklarını, üye olup olmadığının belli olmadığını, ayrıca müvekkili ile ilgili bir ihraç kararı dahi alınmış olabileceğini ancak buna dair de ellerinde belge olmadığını bildirdiklerini, yine söz konusu yazıda kooperatif yönetiminin 2000 yılı ve sonrasını esas aldıklarını da beyan ettiklerini, ancak müvekkilinin davalı kooperatife üye olduğunu, davalı kooperatif tarafından düzenlenen üye kayıt formu, ödeme belgeleri, muavin kayıtları ve diğer belgelerle bu durumun sabit olduğunu belirterek müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine, davalı kooperatife üye diğer üyelerin ödemiş olduğu ancak müvekkilinin kooperatife ulaşamadığı dönem işleyen birikmiş aidat borçlarının miktarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif yetkilileri; davacının taraflarına Ankara 32. Noterliği’nden gönderilmiş olan iki ihtarnamede kendi adına ve ayrıca babası …adına ait kooperatif üyelikleri ile borç tutarlarını sorgulayan yazıları gönderdiğini, ellerinde bulunan tüm belgeleri incelemelerine rağmen iddia edilen kooperatif ortaklığına dair hiçbir kayıt bulunamadığını, kooperatifin 1988 yılında kurulduğunu, davacının 28 yıl boyunca kooperatife başvurmadığını, hakkında hiçbir belge ve kayıt bulunmayan davacının kooperatif hesaplarında bulunmayan ödemelerine ilişkin olarak ödeme makbuzlarını dosyaya sunması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı kooperatife ait kayıtlar, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden genel kurul toplantı tutanakları ile hazirun cetvelleri celp edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Davalı Kooperatif tarafından davacı adına düzenlenen Ortaklık Formunun, 15/09/1989 tarihli … sayılı olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından sunulan banka dekontlarına göre 08/09/1989-08/01/1992 dönemlerinde çeşitli tarihlerde davacı tarafından davalı adına ödemeler yapıldığı görülmüştür.
Davalı kooperatife ait 25/06/2000-04/01/2017 tarihleri arasında yapılan genel kurul toplantı tutanaklarında davacının isminin bulunmadığı, hazirun listesinde davacının isminin yer olmadığı anlaşılmıştır.
Davacının davalı kooperatife hitaben düzenlediği Ankara 32. Noterliği’nin 26/12/2016 Tarihli ihtarnamesinde, davacının kooperatifin …nolu üyesi olduğu belirtilerek kooperatife ulaşılamadığından kooperatifin inşaat durumu ve borç miktarının bildirilmesinin istenildiği görülmüştür.
Davalı tarafından davacıya hitaben düzenlenen Ankara 32. Noterliği’nin 04/01/2017 Tarihli cevabi ihtarnamesinde, davacının üyeliğine dair kooperatif kayıtlarında bilgi bulunmadığı 2000-2016 tarihleri arasında davacının ödemesinin bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davalı kooperatif kayıtları yerinde incelenmek suretiyle alınan 02/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; önceki yönetim tarafından üye kayıt defteri ve yönetim kurulu karar defterlerinin yeni yönetime sunulmadığına dair tutanaklar tutulduğu, davalı kooperatifin ticari defter ve kayıtlarının büyük kısmının olmadığı, ancak 1997-2000 yıllarına ait genel mizanın bilgisayar çıktısı olarak yer aldığı, mizan kaydında davacının isiminin 1997 yılında …nolu üye olarak kayıtlı olduğu, davacının 4.467.000 (eski) TL ödemesinin bulunduğu, 2000 yılı mizan kaydında ise davacının üye kaydı yer almakla birlikte “ihraç” notu düşüldüğü ve ödemesinin yine 4.467.000 TL olarak kayıtlı olduğu, 2000 yılı sonrasındaki genel kurul tutanakları ekindeki hazirun cetvellerinde davacının isminin bulunmadığı, davacının son aidat ödemesini 1992 yılında yaptığı, davalı kooperatife ihtarname keşide ettiği Aralık 2016 tarihine kadar kooperatifle herhangi bir suretle irtibata geçtiğine dair bilgi bulunmadığı, kooperatifçe verilen ihraç kararının davacı tarafından da zımnen benimsenmiş olduğu, yaklaşık 24 yıl sonra açılan davanın MK 2. Maddesine aykırı olduğu görüş ve kanaati belirtilmiştir.
Toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı kooperatife üye olduğu, mevcut olan kooperatif kayıtlarında davacının 1997 yılında üye olarak kayıtlarda yer aldığı, 2000 yılında davacının üye kaydının yanında “ihraç” şerhinin bulunduğu, davacının en son üyelik aidatını 1992 yılında ödediği, bu tarihten davalı kooperatife gönderdiği 26/12/2016 tarihli noter ihtarnamesine kadar davacının sessiz kaldığı, davalı kooperatife başvurmadığı, herhangi bir ödeme yapmadığı, aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesinin üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, yani üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği anlamına geldiği, bu durumda aradan geçen süre dikkate alındığında davacının ihraç kararını benimsediğinin kabulü gerektiği, davanın TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı olduğu anlaşıldığından davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: İyiniyet tartışmasının davalı taraf beyanında bulunmaksızın mahkemece hüküm dayanağı yapıldığını, tanık delillerinin değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunun subjektif olduğunu, hukuka aykırı olduğunu, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1015 E sayılı dava dosyasının incelenmediğini, delil listelerinde yer aldığından incelenmemesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı kooperatifin davalıyı Genel Kurula davet etmediğini, davacının ihracına dair yapılmış hiçbir bildirimin olmadığını, değişen hesap bilgilerinin davacıya bildirilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/102E., 2019/433K. sayılı dava dosyasında verdiği 08.05.2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL’den peşin olarak alınan 44,40-TL’nin düşümü ile kalan 36,30-TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
16.11.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16.11.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır