Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/203 E. 2023/288 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T…. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/203
KARAR NO : 2023/288
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ … 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2014/576 E.-2018/521 K.
DAVACI : … -…
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davalı … ile müvekkili arasında imzalanan Ankara 10. Noterliği’nin 18.07.2012 tarihli ve … yevmiye sayılı kooperatif hisse devri sözleşmesi ile müvekkilinin davalının diğer davalı kooperatifteki hissesini devraldığını, müvekkilinin Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşmede yer alan üyelik koşullarını taşıdığını, müvekkilinin davalı kooperatife gönderdiği Ankara 10. Noterliği’nin 16.12.2013 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile hisse devri sözleşmesi gereğince üyeliğinin kayıtlara alınması talebini bildirdiğini, ancak davalı kooperatif tarafından gönderilen 31.12.2013 tarihli cevabi ihtarname ile “…’ın hissesini müvekkilden farklı kişilere de devrettiği, buna dair Ankara 6. Noterliği’nin 11.09.2012 tarihli ve … yevmiye numaralı, Ankara 38. Noterliği’nin 05.07.2013 tarihli ve … yevmiye numaralı sözleşmelerinin bulunduğu, ayrıca …’ın yönetim kurulu üyeliği sırasında bir takım usulsüz işlemlerinin bulunduğu, bu nedenle de hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, bu nedenle devir sözleşmesine dayalı üyelik kaydı talebimizin yerine getirilmeyeceği” açıklamasının yapıldığını, davalı kooperatif yönetim kurulunca keyfi ve müvekkili ile bağlantısı olmayan gerekçelerle taleplerinin yerine getirilmemiş olmasının hatalı olduğunu, davalı kooperatifin bildirdiği diğer devir sözleşmelerinin müvekkili ile yapılan sözleşmelerden sonraki tarihlere dayandığını, hukuki değerlerinin bulunmadığını, devir sözleşmesi ile üyelikten kaynaklanan hakların müvekkiline geçtiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunun tespitine, davalı …’a ait üyelik kaydının kooperatif kayıtlarından terkini ile müvekkilinin üyeliğinin 18.07.2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kooperatif kayıtlarına işlenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili; diğer davalı …’ın kooperatif başkanı olduğu dönemin sonunda yapılan 27.06.2013 tarihli genel kurulda yönetim kurulunun ibrası geri bırakılarak kooperatif başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğini, yeni yönetim kurulunun seçildiğini, yeni yönetimin yaptığı incelemelerde eski yönetim kurulu üyeleriyle ilgili kooperatifin amacını ve geleceğini tehlikeye sokan yolsuzluk ve usulsüzlüklerin tespit edildiğini, eski başkan … ve diğer eski yöneticiler hakkında zimmet, görevi kötüye kullanma, nitelikli dolandırıcılık, belgede sahtecilik, genel kurulun devredilemez yetkilerini kullanma, kanuna ve usule aykırı üye kaydetme suçlamalarıyla Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın 2013/110527 nolu hazırlık sayılı soruşturmanın devam ettiğini, davacı ile diğer davalı arasında haksız çıkar sağlamaya ve kooperatifi zarara uğratmaya yönelik kötüniyetli işbirliği olduğunu, dava konusu hisse devir sözleşmesi yapılmadan önce diğer davalı … tarafından davacıya hiçbir aidat ve katılım payı yükümlülüğü getirilmeden önce bir başka yönetim kurulu üyesinin imzası taklit edilerek üyelik kararı alındığını, sahteciliği anlaşılınca tek imzalı olarak değiştirildiğini ve 03.03.2012 tarihli batıl bir kararla kooperatife üye yapılmak istendiğini, daha sonra … hakkında yapılan cezai ve hukuki takipleri etkisiz hale getirip mal kaçırmak ve haksız menfaat temin etmek için dava konusu -Ankara 10. Noterliğince düzenlenen 18.07.2012 tarih ve … yevmiye numaralı kooperatif hisse devir sözleşmesinin yapıldığını, bu devir sözleşmesinin düzenlendiği 18.07.2012 tarihinden başlayarak diğer davalı …’ın kooperatif başkanı olarak kaldığı 27.06.2013 tarihine kadar geçen yaklaşık bir yıllık süre içerisinde tarafların gerçek iradelerini yansıtmayan bu sözleşmenin karşılıklı olarak gizlenip muvazaalı olarak işleme konulmadığını, yönetimin değişmesi, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin ortaya çıkmasından sonra haksız menfaat temin etmek ve kooperatifi zarara uğratmak için kasıtlı olarak bu sözleşmenin işleme konulduğunu, sözleşme işleme konulmadan önce davalı …’ın zimmetinde görünen 54.373,80 TL’nin tahsili için Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2013/ 17691 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını ve davalının bu takibe itiraz etmesi sonucu Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/623 E. sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açıldığını, bu arada …’ın aynı kooperatif hissesini Ankara 6. Noterliği’nce düzenlenen 11.09.2012 tarih … yevmiye numaralı sözleşme ile önce …’a, daha sonra Ankara 38. Noterliği’nce düzenlenen 05.07.2013 tarih … yevmiye numaralı sözleşme ile Köroğlu Grup Restoran Gıda Turizm İnş. Temizlik Taah. San. Tic. Ltd. Şti.’ne devrettiğini, dava konusu sözleşmenin tarafların gerçek ve ortak iradelerini yansıtmadığını, haksız menfaat temini amacıyla yapıldığını, kanunun emredici hükümlerine, kamu düzenine ve ahlak kurallarına tamamen aykırı muvazaalı bir sözleşme olduğunu ve 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 19. ve 27. maddelerine göre hükümsüz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili; husumet itirazında bulunarak uyuşmazlığın davacı ile kooperatif arasında olduğunu, davacının devir sözleşmesini teminat olarak aldığını ancak daha sonra tescilini yaptırmadığını, davacının talebinin ancak kooperatife ulaştığı tarihte geçerli olacağını, eskiye yönelik tescil talebinin geçerli olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Yapılan yargılamada toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı …’in devir tarihinden yaklaşık 15 ay sonra ihtar keşidesi suretiyle “üyeliğe kaydını ” talep ettiği, adı geçenin üyeliğe kaydının mezkur devir senedine dayalı olmayıp kooperatif ile dava dışı şirket arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 3.2 maddesinin son bendine dayandırıldığının görüldüğü, Yönetim kurulunun bu hususla ilgili 03.03.2012 tarih ve 77 sayılı kararında “oy çokluğu ile alınmıştır” denilmiş ise de karar altında sadece davalı … … imzasının bulunduğu, davalı Kooperatif Ana Sözleşmesinin 46.maddesinde “Kooperatif adına düzenlenecek evrakın muteber olması veya kooperatifi ilzamı için kooperatif ünvanı altında temsile yetkili olanlardan ikisinin imzası gereklidir hükmünün mevcut olduğu, davalı …’nın da aralarında bulunduğu yöneticiler için yapılan şikayet nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/ 10527 Hz sayılı soruşturma dosyasına sunulan bilirkişi raporunda da vurgulandığı üzere tek imza ile alınan kararın hukuken “yok”’ hükmünde olduğu, diğer taraftan Ana Sözleşmenin GENEL KURUL başlıklı 23.maddesinin ( 11) bendinde ” kooperatif ortak sayısı ile yapılacak konut sayısını tespit etmek ” genel kurulun görevleri arasında sayıldığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun Genel kurul başlıklı 42. maddesinde de “Genel Kurul bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır. Genel Kurul, aşağıdaki yetkilerini devir ve terk edemez” denildiği, maddenin 8. bendinde ” Yapı kooperatiflerinde; kooperatifin ortak sayısı ile yapılacak konut veya işyeri sayısını tesbit etmek” görevinin de sayıldığı, buna göre kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak ortak sayısının belirlenmesine ilişkin Yönetim kurulu kararının da hukuki geçerliliğinin bulunmadığı, ayrıca davalı kooperatifin 27.06.2013 günlü genel kurul toplantısında gündemin 7. maddesinde: “Yönetim kurulunca imza edildiği şifai olarak bildirilen sözleşme ve bu sözleşme uyarınca 2008 yılı ve sonrasında altı yeni üyenin kayıt olunduğu ifade edilmiş ise de genel kurul’ca oybirliği ile sözleşmenin iptaline,Yönetim Kurulunca genel kurula sunulmaksızın üye kabul edilen kişilerin üyeliklerinin kabul edilmeyeceği oy birliği ile kabul edildi. Her iki hususta bilinen ve bilinmeyen yönetim kurulu kararı oy birliği ile iptal edildi. Yönetim kurunun bu hususlar nedeniyle ibrasının geri bırakıldığı oy birliği ile kabul edildi” şeklinde karar alındığı, Kooperatif Yönetim Kurulunun Hisse Devir Senetlerinin düzelme tarihinden çok sonra 17.06.2014 tarihinde Süha … hakkında ihraç kararı vermiş olmasının da adı geçenin üyelik sıfatının bu tarihe kadar devam ettiğini gösterdiği, bu nedenlerle kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak yönetim kurulunca alınan “üyelik kararı”nın hukuka uygun olmadığı, davalı …’nın iki ayrı tarihte düzenlenen devir senetlerinin biriyle hissesini tam olarak …’a devir ettiği, diğer senet ile de 1/2 payını şirkete devir ve temlik ettiği, şirkete yaptığı 1/2 devir keyfiyeti davalı … …’ın Üyelik Defterindeki kayıtlarına şerh verilmiş ise de, Kooperatif Ana Sözleşmesinde ortaklarca birer pay taahhüt edildiği, davalı … …’ın da 1 pay sahibi ortak olduğu, öncelikle Koop. mevzuatı uyarınca Kooperatifte ortaklığın bir bütün olduğu, bütün hak ve vecibeleriyle devredilebileceği ve devralınabileceği, bu itibarla ortaklığın kısmen devrinin mümkün olmadığı, bu nedenle de şirkete yapılan 1/2 hisse devrinin hukuki geçerliliğinin bulunmadığı, …’a yapılan hisse devrinin kooperatife bildirildiği ve üyeliğin kabul edildiğine ilişkin bir delil sunulmadığı, iki taraf arasında yapılan devir sözleşmesi kooperatife bildirilmediği ve kooperatif yönetim kurulunca kabul edilmediği sürece hukuki bir değer taşımadığı, böyle bir sözleşmenin sadece devir etmek ve devralmak isteyen arasında kalmış bir işlem olduğu ve kooperatifi bağlamadığı, bu nedenle adı …’ın davalı kooperatif üyeliğinin gerçekleşmediği, tescil talebinin kooperatife yönetilmesi gerektiğinden davalı …’ın pasif husumet ehliyetinin olmadığı” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; sunulan ilk ve ikinci bilirkişi raporlarının çelişkili olduğunu, son bilirkişi raporunun ise raporlar arasındaki çelişkiyi gidermek bir yana yeni bir çelişki yarattığını, bu raporda her iki raporun aksine; “davalı …’nın 17.06.2014 tarihinde kooperatif üyeliğinden çıkarıldığı, dolayısıyla üyelik devrine konu olabilecek bir hissenin kalmadığı” görüşünün bildirildiğini, mahkemece müvekkili hakkında eksik ve hatalı değerlendirmeler içeren ikinci bilirkişi raporundaki değerlendirmeler gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verildiğini, Yargıtay içtihatları doğrultusunda raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İlk derece Mahkemesi tarafından müvekkilinin davasını 03.03.2012 tarihli “…. Şti. ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin konut adetli başlıklı 3/1 maddesinin son fıkrası gereği …’in üye kaydına oy çokluğu ile karar verildiği” şeklindeki yönetim kurulu kararına dayandırdığını, bu kararın üyeliğin devri ile bir ilgisi olmayıp, bambaşka bir ilişki ile ilgili olduğunu, davanın dayanağının 18.07.2012 tarihli hisse devir sözleşmesi olduğunu,
Kooperatif üyeliğinin devrinin gerçekleşmesi için her hangi bir yönetim kurulu kararına da gerek olmadığını, üyeliğin devrinin kooperatife bildirilmesini geçerlilik koşulu olmayıp sadece (kooperatifin kimi muhatap alacağı, kimin aidatlardan sorumlu olduğu, kimin genel kurula davet edileceği gibi) usuli işlemler için önem teşkil ettiğini,
Davalı …’ın ceza soruşturmasına konu olan usulsüz işlemlerinin de dava ile ilgisinin bulunmadığını, bu durumun kooperatifin iç ilişkisi olduğunu, esasen müvekkilinin hisseyi devraldığı tarihte yönetim kurulu başkanı olan diğer davalının usulsüz işlemlerinden müvekkilinin de zarar gördüğünü,
03.03.2012 tarihli yönetim kararından anlaşılacağı üzere kooperatif ile üçüncü kişi … A.Ş. arasında bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunmakta olup, … A.Ş ile müvekkilinin babası …’in … A.Ş ile ilgili olan borç alacak ilişkisinden dolayı … A.Ş tarafından müvekkiline üyelik verileceğinin belirtildiğini, bu şekilde davalı …’ın yönlendirmesi ile yönetim kurulu kararı alındığını,
İlk bilirkişi raporunda müvekkilinin “üyeliği devir aldığına ilişkin davalı kooperatife bildirim yaptığı Ankara 10. Noterliğinin 16.12.2013 tarih … yevmiye nolu ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 17.12.2013 tarihi itibari ile üyeliğinin tespitine karar verilmesinin uygun olacağı” şeklinde mütaalası bulunduğunu,
İlk derece Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere diğer devirlere itibar edilmesine imkân bulunmadığını,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Dava, kooperatif ortağı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından;
Sadece yönetim kurulu başkanı sıfatıyla davalı … tarafından imzalanan 03.03.2012 tarihli yönetim kurulu kararında, “.. ….Şti ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin konut adedi başlıklı 3.2 maddesinin son fıkrası gereği …’in üye kaydına oy çokluğu ile karar veril”diğinin belirtildiği,
Davacı ile davalı … arasında düzenlenen Ankara 10. Noterliğinin 18.07.2012 tarih ve … Y. sayılı hisse devir sözleşmesiyle davalı …’ın davalı kooperatifteki hissesini davacıya devrettiği,
Davalı … ile dava dışı … arasında imzalanan Ankara 6. Noterliğinin 11.09.2012 tarih ve … Y. sayılı hisse devir sözleşmesiyle davalı …’ın davalı kooperatifteki hissesini adı geçene devrettiği,
Davalı … ile dava dışı …. … Ltd. Şti. arasında imzalanan Ankara 38. Noterliğinin 05.07.2013 tarih ve … Y. sayılı hisse devir sözleşmesiyle davalı …’ın davalı kooperatifteki hissesinin 1/2’sini adı geçene devrettiği,
Davalı kooperatif kayıtlarında … ve …. … Ltd. Şti.’nin üyeliklerine ilişkin bir kayıt bulunmadığı,
Kooperatif Üye Kayıt Defterinin 38. sahifesine davacının üye olarak kaydedildiği ve 29.06.2012 tarihli genel kurul toplantısı hazirun cetvelinin 38. sırasında davacının adının yazılı olduğu,
Davacı vekili tarafından davalı kooperatife gönderilen 16.12.2013 tarih ve … Y. sayılı ihtarname ile 18.07.2012 tarihli hisse devir sözleşmesinden söz edilerek üye kaydının yapılmasının istendiği,
Davalı kooperatifçe davacı vekiline gönderilen 31.12.2013 tarihli cevabi ihtarnameyle davalı … tarafından yapılan hisse devirlerinden söz edilerek, bu devir işlemlerinin haksız menfaat amacıyla yapıldığı, suç teşkil ettiği, …’ın kooperatifin eski yönetim kurulu başkanı olduğu, pek çok sanal üyelik kararı aldığının tespit edildiği, hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, yasal koşullarının bulunmaması ve suç teşkil eden eylem niteliğinde olması nedeniyle ortaklık talebinin yerine getirilmesinin mümkün olmadığı hususlarının ihtar edildiği,
Davalı kooperatifin 27.06.2013 tarihli genel kurulunun 7. gündem maddesinde, “Yönetim Kurulunca imza edildiği şifahi olarak bildirilen sözleşme ve bu sözleşme uyarınca 2008 yılı ve sonrasında altı yeni üyenin kayıt olunduğu ifade olunmuş ise de, genel kurulca oybirliği ile sözleşmenin iptaline, Yönetim Kurulu’nca Genel Kurul’a sunulmaksızın üye kabul edilen kişilerin üyeliklerinin kabul edilmeyeceği oy birliği ile kabul edildi. Her iki hususta bilinen ve bilinmeyen Yönetim Kurulu kararları oy birliği ile iptal edildi, Yönetim Kurulu’nun bu hususlar nedeniyle ibrasının geri bırakıldığı oybirliği ile kabul edildi.” şeklinde karar alındığı,
Davacının da genel kurul kararında sözü edilen bu altı üyeden biri olduğu,
Bu altı üyeden ikisi olan dava dışı …vekili tarafından, davalı kooperatif aleyhine iş bu dava dilekçesindeki iddialara benzer iddialarla davalı kooperatife üye olduklarının tespiti ve 27.06.2013 tarihli genel kurulun iptali talebiyle dava açıldığı, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.06.2015 tarih ve 2014/831 E., 2015/322 K. sayılı kararıyla, davacıların davalı kooperatifte ortaklıklarının bulunmadığı, genel kurulun iptali davasını da açamayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacılar vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 01.06.2017 tarih ve 2015/8916 E., 2017/1663 K. sayılı kararıyla; “Mahkemece davacıların üye olmadıklarından bahisle bu davayı da açamayacakları gerekçesiyle husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmişse de, davacıların yönetim kurulu kararı ile kooperatife üye olarak alındıkları sabittir. Her ne kadar kararda katılım payı alınmaması hususu da belirtilerek üyeliklerin peşin ödemeli ortaklık olduğu düşünülmüşse de yönetim kurulunun genel kurul kararı olmaksızın peşin ödemeli ortak alma ve kaydetme yetkisi bulunmamaktadır. Ancak bu husus davacıların üyelik kayıtlarının geçersizliği sonucunu doğurmayıp üyeliklerinin normal üyelik olduğunun kabulünü gerektirir. Bu durumda ise davacıların davaya konu genel kurul kararının iptalini isteme ve bu hususta dava açma hak ve yetkileri mevcuttur…. Aksi yöndeki mahkeme kabulü yerinde olmayıp işin esasına girilerek yönetim kurulunca herhangi bir şekilde üyeliğe kabul kararı alınması sonrasında genel kurulun daha sonra alacağı bir kararla söz konusu yönetim kurulu kararını ve oluşturulan üyelikleri geçersiz sayma yönünde bir karar alması mümkün olmayıp üyelik şartlarını taşıması ya da başkaca ihracı gerektiren bir durum bulunması halinde ortaklıktan çıkarmaya ilişkin yasa ve anasözleşmede belirtilen prosedür uygulanmak suretiyle bir karar verilebileceği gözetilerek davaya konu genel kurul kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde husumetten ret kararı verilmesi doğru görülmemiş” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildiği, aynı Dairenin 11.12.2018 tarih ve 2017/2818 E., 2018/5747 K. sayılı kararıyla davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının reddine karar verildiği, bozma kararı sonrası Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.03.2019 tarih ve 2019/10 E., 2019/205 K. sayılı kararıyla, davanın kabulüne, davalı kooperatifin 27.06.2013 tarihli olağan genel kurul toplantısının 7. Nolu kararının iptaline karar verildiği, karara karşı davalı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 12.12.2019 tarih ve 2019/2362 E., 2019/5297 K. sayılı kararıyla, hükmün onanmasına karar verildiği, aynı Dairenin 08.07.2020 tarih ve 2020/771 E., 2020/2532 K. sayılı kararıyla davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının reddine karar verildiği,
06.11.2014 tarihli Yönetim Kurulu kararında, yasal iki ihtara rağmen parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen …’ın kooperatif ortaklığından çıkarılmasına ilişkin 11.06.2014 tarihli Yönetim Kurulu kararının tebliğinden itibaren iptal davası açılmaması ve genel kurula itiraz edilmemesi nedeniyle 21.09.2014 tarihinde kesinleştiğinin belirtildiği,
Anlaşılmıştır.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, davacının üye kayıt defterinde kaydının bulunduğu, 29.06.2012 tarihli genel kurul hazirun cetvelinde adına yer verildiği. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 01.06.2017 tarih ve 2015/8916 E., 2017/1663 K. sayılı kararında belirttiği üzere, davacının herhangi bir şekilde üyeliğe kaydedildikten sonra genel kurulun daha sonra alacağı bir kararla söz konusu yönetim kurulu kararını ve oluşturulan üyelikleri geçersiz sayma yönünde bir karar almasının mümkün olmadığı, üyelik şartlarını taşımaması ya da başkaca ihracı gerektiren bir durum bulunması halinde ortaklıktan çıkarmaya ilişkin yasa ve anasözleşmede belirtilen prosedür uygulanmak suretiyle bir karar verilebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek, davanın kısmen kabulüne, davacının talebi doğrultusunda hisse devir sözleşmesine dayalı olarak üyeliğe kabulüne karar verilmesini istediği 16.12.2013 tarihli ihtarnamesinin davalı kooperatife tebliğ edildiği 17.12.2013 tarihi itibariyle davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine, üyeliğin tespitine ilişkin kararın infazı aşamasında davalı tarafça üyeliğin tescili yapılacağından üyeliğinin kooperatif kayıtlarına işlenmesine yönelik talebinin reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.07.2018 tarih ve 2014/576 E., 2018/ 521 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın kısmen KABULÜNE, davacı …’in 17.12.2013 tarihi itibariyle davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine, üyeliğinin kooperatif kayıtlarına işlenmesi isteminin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL. karar ve ilam harcından peşin alınan 25,20 TL.’nin mahsubu ile kalan 154,70 TL’nin davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL. vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 341,00 TL. tebligat gideri, 25,73 TL. posta gideri, 1.000,00 TL. bilirkişi ücreti, 50,00 TL bilirkişi yol ücreti, 98,10 TL. istinaf yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 1.514,83 TL. yargılama giderinin davanın kabul oranına göre takdiren 1.136,12 TL.’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,”
III-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
IV-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
15.02.2023 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16/02/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza