Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/1900
KARAR NO : 2023/1877
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22.03.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/133E., 2019/264K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
Asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl davada davacı vekili; müvekkilinin davalı … üyesi olduğunu, tüm üyelik edimlerini yerine getirmesine rağmen kooperatif yönetimi tarafından üyeler arasındaki eşitlik kuralı dışına çıkarak kura çekimi sonrası 14 nolu bağımsız bölümün tamamlanmadığını ve hazır halde olduğu halde davalı kooperatif ve davalı … tarafından müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin hali hazırda içinde oturduğunu ve fiilen kullanıldığını, müvekkiline dairesinin teslim edilmediğini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; sözleşme konusu … parselde kayıtlı taşınmazlarda arsa sahipleri uhdesinde kalıp, iskan alınması teminatı olarak duran bağımsız bölüm sayısının toplam bağımsız bölümlerin %25’inden az olduğunu, ana taşınmazlar için iskan alınmadan, iskan alınması teminatı olan bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ve tescilinin arsa sahiplerine karşı dava edilemeyeceğini, davacı ile müvekkili arasında edim yükleyen bir sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin arsa sahiplerinden olduğunu, … parselde kayıtlı taşınmaz için, arsa sahipleri ile diğer davalı kooperatif ile Yenimahalle 2. Noterliğinde 02.05.2006 başlangıç tarihli, 9694 yevmiye nolu Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, bu davanın Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine konu tüm arsa sahiplerinin haklarını etkileyecek nitelikte olduğundan, tüm arsa sahiplerine dava açıp birleştirmek üzere davacıya mehil verilmesi gerektiğini, ödemezlik defi olarak ana taşınmazlara iskan alınması, noksan işler bedeli ile gecikmeden doğan kira kayıplarını yasal faiziyle birlikte depo etmek üzere davacıya mehil verilmesini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili; müvekkilinin üyesi bulunduğu… 66 sıra numarası ile kaydolduğunu ve Kooperatifin … nolu parselde yapılmakta olun konutlardan davaya konu 14 numaralı bağımsız bölüm üzerinde çekilen kura ile hukuken hak sahibi olduğunu, kooperatif yönetimi tarafından diğer üyelere tapuları ve daireleri devir ve teslim edilmesine karşın kura sonucunda müvekkiline düşen 14 nolu bağımsız bölümün kooperatif yönetimi ile aralarında kat karşılığı inşaat sözleşmesi olan arsa maliklerinden … ve … tarafından üyeler arasında eşitlik ilkesine aykırı biçimde müvekkiline teslim edilmediğini, söz konusu 14 nolu bağımsız bölümün müvekkili adına tescili için … ve …’e karşı müvekkili tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/24 Esas sayısı ile görülmekteyken Yenimahalle Tapu Sicil Müdürlüğüne yazılan ihtiyati tedbir müzekkeresine verilen cevap ile arsa üzerinde …’in de malik olarak 1/107 hisse sahibi olduğunun öğrenildiğini ve …’in de davalı olarak davaya dahil edilmesi için bu davanın açılması gerektiğini belirterek, öncelikle Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/24 Esas sayılı dosyası ile bu dosyanın birleştirilmesine, … nolu parselde kaytıl taşınmazın dava konusu 14 nolu bağımsız bölümünün hak sahibi davacı … adına devir ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişi kuruluna tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan 11/02/2019 tarihli rapora göre, davacının taraf olmadığı “düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi, kat, daire karşılığı inşaat mukaveleleri’nden dolayı incelenen dava dosyasında herhangi bir temlikname olmadığından davacının talebinin yerinde olmadığı, asıl dava ile birleşen davada, maddi tazminat isteğinin dava konusu taşınmazın 3.kişilere devri halinde istenildiğini, ancak dosya içeriğinde bulunan 09/03/2017 tarihli dava konusu taşınmaza ait tapu kayıt belgesinde dava tarihi ile bilirkişi raporunun yazım tarihinde de davalı arsa sahipleri …, … ve …’in halen tapu sicilinde kayıtlı oldukları görüldüğünden maddi tazminat hesaplaması yapılamadığı, davacı …’in 31/12/2018 tarihi itabiriyle kooperatife olan toplam aidat ve faiz borcunun 17.988,89-TL olduğu, ayrıca Yenimahalle Belediyesine yol katılım bedeli olarak da 646,39-TL borcunun bulunduğu, ancak davalı … Kooperatifi’nin 23/01/2019 tarihli yazısında konu borçların, başlangıç tarihinin Nisan 2016 olduğu tespit edilmiş ve bu nedenle dava tarihi olan 15/01/2016 tarihi itibariyle davacı …’in davalı … Kooperatifi’ne herhangi bir borcunun bulunmadığının rapor edildiği, söz konusu rapor mahkememizce değerlendirildiğinde; davacının, davalı kooperatif ile diğer davalılar arsa sahipleri arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesine taraf olmadığı, dosya kapsamında davalı kooperatifin kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı hakkını davacıya temlik ettiğine dair herhangi bir temliknamenin bulunmadığı, bundan dolayı davacı tarafın, taraf olmadığı bir sözleşmeden dolayı davalı arsa sahiplerinden hak talep edemeyeceği, bu hususta bilirkişiler tarafından yapılan tespit ve belirlemenin yerinde olduğu ve mahkememizce kabul edildiği, bu nedenden ötürü arsa sahibi olan davalılar ve birleşen dosya davalısına karşı davacı tarafından açılan davanın reddinin gerektiği, yine davalı kooperatif yönünden açılan dava değerlendirildiğinde, kooperatif ile arsa sahipleri arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin bulunduğu, söz konusu inşaat sözleşmesinin 7.maddesinde satış yetkisinin düzenlendiği, söz konusu madde de “….Binaların tamamının bitirilip iskan raporu dahil eksiksiz olarak teslim edilmesine müteakip kalan dairelerin satışı yetkililere verilecektir…” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, dava tarihi itibariyle Yenimahalle Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün dosyamıza vermiş olduğu 30/06/2017 tarih ve 895 sayılı yazı cevabına göre kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı inşaat ile ilgili iskan başvurusunun bulunmadığı, söz konusu inşaatın iskanının olmadığının belirtildiği, Yenimahalle Belediye Başkanlığı’nın yazı cevabı ve davalılar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 7.maddesi göz önüne alındığında, iskan ruhsatı alınana kadar davalı arsa sahiplerinin kooperatif hissesine düşen %25’lik tapuyu uhdelerinde tutma hakkının bulunduğu, mevcut olayımızda iskan raporu alınmadığından kooperatifin hissesine düşen %25’lik tapuyu kooperatifin arsa sahiplerinden henüz talep hakkının doğmadığı, kooperatifin henüz kendisinin talep hakkı doğmayan bir tapuyu davacıya vermesinin mümkün olmadığı, buna yönelik tazminat ödemesinin de mümkün olmadığı, bundan dolayı bilirkişi kurulunun kooperatif yönünden yapmış olduğu belirlemenin de yerinde olduğu ve kooperatif yönünden açılan davanın da reddinin gerektiği anlaşılmış ve tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde yukarıda anlatılan gerekçe doğrultusunda mevcut ve birleşen davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş ise de karşı davanın olmadığını, birleşen davanın olduğunu, hükme esas alınan 11.02.2019 tarihli bilirkişi kurulu raporuna yönelik somut itirazlarının hiçbirinin dikkate alınmadığını, taşınmazın müvekkili adına tescili için tapu maliklerine, husumet yöneltilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığını, kooperatifin 23.01.2019 tarihli yazıda dava tarihi itibariyle davacının davalı kooperatife borcu bulunmadığını belirttiğini, dava konusu taşınmazın kura sonucu davacıya isabet ettiğini, davalı kooperatif tarafından 23.01.2019 tarihli yazı ve 27.12.2019 tarihli yazılardan dairenin devri için arsa sahiplerinin kooperatife vekaletname verdiğini, müvekkilinin başvurması halinde tapu devrinin yapılacağının belirtilmiş olup esasen davanın davalı kooperatif tarafından kabul edildiğini, davalı kooperatifin 23.01.2019 tarihli yazı ile davacının aidat borcunu ödemesi halinde tapu devrinin yapılacağının ileri sürüldüğünü, ancak dava tarihi itibariyle davacının kooperatife aidat borcunun olmadığının sabit olduğunu, arsa sahiplerinin devir için kooperatif yönetimine vekaletname verdiğinin davalı kooperatifçe kabul ve beyan edildiğini, bu durumun mahkemenin ret gerekçesini geçersiz kıldığını, bu kapsamda mahkemenin ret gerekçesinde var olan sözleşmenin 7. maddesindeki iskan alınması şartının da artık bir geçerliliğinin kalmadığını, iskan sorunu söz konusu olsaydı bile bir tek davacıya tapusunun verilmediğini, diğer tüm üyelerin tapularını aldıkları dikkate alındığında, tapu devri için sözleşmenin 7. maddesindeki iskan şartından söz edilemeyeceğini, aksi halde hakkaniyet ve eşitlik ilkesinden söz edilemeyeceğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliğine dayalı tapu iptali, tescil ve tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/133E., 2019/264K. sayılı dava dosyasında verdiği 22.03.2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL’den peşin olarak yatırılan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 225,45 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
22.11.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 23.11.2023
Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır