Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1854 E. 2023/524 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/1854
KARAR NO : 2023/524

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/1257 Esas-2019/271 Karar
DAVACI : … -…
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu ve üyelikten kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, kendisine tahsis edilen dairesini tapudan devraldığını, müvekkilinin konut maliyetinin tamamını ödemek suretiyle peşin bedelli üye konumuna geldiğini, davalı kooperatifin eski yüklenicisi tarafından müvekkili aleyhine tasarrufun iptali davası açıldığını, davalı kooperatifin de 23.10.2017 tarihli yazısı ile müvekkilinden kesin maliyet hesabı ve genel gider borcu toplamı olarak 27.701,00 TL talep ettiğini, daha önce de 25.07.2017 tarihli ihtarname ile 11.750,00 TL borcunun olduğunu bildirdiğini, bu ihtar ve yazının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davalıya hiç bir borcu bulunmadığını, davalı kooperatifin 10.09.2015 tarihli makbuz ile müvekkilinin o tarih itibarıyle borcunun olmadığını kabul ettiğini, bu tarihten sonra müvekkilinin borcunun bu miktar olmasının mümkün olmadığını, davalı kooperatifin tüm ortaklara daire teslimi yapmadan kesin maliyet hesabı yapmasının mümkün olmadığını, öncelikle geçici maliyet hesabının yapılıp usulüne uygun olarak ortaklara tebliğ edilmesi gerektiğini, bu yapılmadan kesin maliyet hesabının çıkarılamayacağını ileri sürerek müvekkilinin davalı kooperatife 27.701,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu ve davacıya isabet eden dairenin kendisi tarafından teslim alınıp 2016 yılında tapu işlemlerinin tamamlandığını, müvekkili kooperatifin kesin maliyet hesabının 2012 yılında yapıldığını ve kesinleştiğini, bu maliyetin 2016 yılında yeniden değerlendirilip eskalasyon farkının hesaplandığını, bu miktarın %10 risk payı, genel gider payı, mantolama farkı, şerefiye bedelinin de eklenerek davacıya borcu olan 27.701,00 TL’nın ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini, ancak davacının borcunu ödemediğini, açılan davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Davacı kooperatif, davalıya gönderdiği 25.07.2017 tarihli “İhbarname” ile ekindeki maliyet tablosunda dökümü yapılan 27.701,00 TL.nin ödenmesini, aksi halde yasal yollara başvurulacağını bildirmiştir. İcra takibi ve dava tehdidi altında bulunan davacının işbu menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır.
Kooperatif konusunda uzman nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden alınan raporda, davacıdan kooperatif esas sözleşmesi 61-63.maddelerine uygun olarak hesaplanmış ve usule göre kesinleştirilmiş belli bir kesin maliyet olmaksızın eskalasyon farkı istenemeyeceği, davacının üyeliği devam ettiği için ancak üyelikten ayrılma halinde kooperatif esas sözleşmesinin 61-E maddesine göre istenebilecek risk payının da istenemeyeceği, şerefiye bedelinin istenebilecek bir rakam olduğu, mantolama farkının ise ancak kesin maliyet payı dışında ödendiği belgelendirildiği takdirde istenebileceği, davacının ödemiş olduğu 120.013 TL’ye karşın davalı kooperatifin sadece isteyebileceği genel gider (2013-2014-2015 ve 2016 yılı) miktarı karşısında, davalı kooperatifin bu bedelleri talep etmediği, borcun varlığının tespiti bakımından ise davacının kooperatife en az (120.013-95.195) 26.818 TL fazla ödeme yaptığından, bu dönem genel gider maliyeti bilinmemekle birlikte, borcu olma ihtimalinin olmadığı kanaatine varılmış, itiraz üzerine aynı bilirkişiden alınan 08.02.2019 tarihli ek raporda da kök rapordaki kanaatte bir değişme olmadığı belirtilmiştir.
Davalı vekili, ek rapora itiraz dilekçesinde kooperatif esas sözleşmesi 61-63.maddelerine uygun olarak kesin maliyetin tekrar yapılarak 15.12.2018 tarihinde tebliğe çıkarıldığını ileri sürerek yeniden ek rapor alınmasını talep etmiştir. Ancak 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki, “her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” denilerek her davanın, açılmasına kadar gerçekleşen hukuki ve maddi vakıalara göre sonuçlandırılması gerektiği benimsenmiştir. Bu nedenle davacı vekilinin davanın açılmasından 1 yıl geçtikten sonra davacıya gönderdiği kesin maliyet hesabına göre değerlendirme yapmak mümkün değildir.
Yapılan yargılama sonucunda bilirkişi kök ve ek raporuna göre 25.07.2017 tarihli “İhbarname” ekindeki maliyet tablosundan dolayı davacının davalıya 27.701,00 TL borçlu olmadığı anlaşılmıştır. Bilirkişi raporu; fennî sıhhati haiz, dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli bulunduğundan hükme esas alınarak davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı kooperatif vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkemenin eksik ve hatalı değerlendirme sonucu karar verdiğini, raporlara itirazlarının değerlendirilmediğini, üyeler arasında eşitsizlik yaratıldığını, müvekkilinin konut maliyetlerini güncellediğini, davacının kendi maliyet bedelini 2012 yılında ödemediğini ve 2015 yılında tapusunu aldığını, müvekkili kooperatifin kesin maliyet bedelini üyelerden alması gerektiğini, şayet davacı 2012 yılında ödeme yapmış olsa borcundan kurtulmuş olacağını, davacının fazla ödeme yaptığı hususunun söz konusu olmadığını, müvekkili kooperatifin davacıdan eksik bedeli talep ettiğini, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIK :
Uyuşmazlık; davalı kooperatif üyesi olan davacının davalı kooperatife kesin maliyet bedeli, genel gider payı, şerefiye payı, mantolama ücretinden kaynaklanan tüm borcunu ödeyip ödemediği ve davalı kooperatife borcu olup olmadığı, bir başka deyişle davalı kooperatifin 23.10.2017 tarihli yazısı ile davacıdan talep ettiği 27.701,00 TL bedelin yerinde olup olmadığı hususlarında toplanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davalı kooperatif üyesi olan davacının davalı kooperatife kesin maliyet bedeli, genel gider payı, şerefiye payı, mantolama ücreti nedeniyle borçlu olup olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1257E., 2019/271K. sayılı dava dosyasında verdiği 21/03/2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 1.892,25 TL istinaf harcından peşin alınan 473,07 TL’nın mahsubu ile bakiye 1.419,18 TL’nın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
22/03/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 22/03/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza