Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1830 E. 2022/2039 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1830 – 2022/2039
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/1830
KARAR NO : 2022/2039

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 14.11.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2015/1812E., 2018/892K.
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davalı şirket tarafından müvekkili … lehine 18/04/2014 – 18/04/2015 tarihlerini kapsayan… numaralı ticari paket sigorta poliçesi düzenlendiğini, poliçede hırsızlık olaylarının da teminat altına alındığını, sigorta kapsamında bulunan trafolardan kablolar kesilip çalındığını, 21/04/2014 tarihinde Yapılan bakım işlemleri sırasında, TR – 3 trafo merkezinde topraklama kablosunun kesildiğinin belirlendiğini, 26/04/2014 tarihinde de TR 4 trafo merkezinde de topraklama kablosunun kesilerek alındığının fark edildiğini, 2 adet trafo merkezi dışında da 27 adet trafo merkezinde bulunan topraklama kablolarının kesilerek alındığının belirlendiğini, bunun üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, zararın tazmini için davalı sigorta şirketine de başvuruda bulunulduğunu, başvuruya rağmen davalı sigorta şirketince ödeme yapılmadığını, ayrıca zararın tespiti için Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/42 D.iş sayılı dosyası ile delil tespiti de yaptırıldığını, şirketin uğradığı zararın 53.201,21 TL olduğunun belirlendiğini, bu bedelin tahsilinin de talep edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile uğranılan zarar bedeli olan 45.171,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının davaya konu edilen taleplerinin ticari paket sigorta poliçesi kapsamında olmadığını, dava konusu hadisenin sigorta poliçesinin vade başlangıç tarihinden sonra meydana geldiğinin ispat edilmesi gerektiğini, trafo asma kilitlerinde kırık, kapılarında zorlama izi bulunmadan yapılan rutin incelemeler sonucu kabloların çalındığının tespit edildiğini, ancak bu hadiselerin ne zaman ve ne şekilde meydana geldiğinin tespit edilemediğini, idari soruşturma açılmadığı gibi emniyete veya savcılığına öğrenilir öğrenilmez müracaat edilmediğini, yapılan ihbar sonucu araştırma raporunda, hasarın poliçe döneminde olmadığı, burada çalışan ve bu trafolara erişme yetkisi olan kişilerle yapılan görüşmeler kaybolan topraklama kablolarının bu trafo binalarının yapıldığı zamanda çalınmış olabileceği, son üç yıl içinde bu binalara erişim için kullanılan her trafodaki 4 adet asma kilit olduğunu, bu kilitlerin bütün trafoları açacak şekilde ayarlandığının tespit edildiğini, bu rapora göre ve soruşturmanın devam etmesi nedeni ile müvekkili şirket tarafından ödeme yapılmaması kanaatinin oluştuğunu, olayın meydana gelmesinde emniyeti suiistimal suçunun oluştuğunu, emniyeti suiistimal halinin teminat kapsamına alınmadığını, 27 adet trafo merkezindeki kabloların, trafo merkezlerinin kilitleri dahi kırılmadan ve hiçbir zorlama izi olmadan poliçenin vade başlangıç tarihi olan 18/04/2014 tarihinden, çalınma hadisesinin öğrenildiği 21/04/2014 tarihine kadar çalınmış olduğunun kabulünün de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava, ticari paket sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/42 D. İş sayılı delil tespit dosyasının incelenmesinde, … tarafından tespit talebinde bulunulduğu, Elektrik Mühendisi … yaptığı inceleme sonucu düzenlediği 14/08/2014 tarihli raporunda, 27 adet elektrik dağıtım trafo merkezinde yapılan inceleme sonucu 727.544-1×50 NYLY kablo – 7,89TL/metre -470,5 metre = 3.669,90 TTL, 727.544-1×95 NYLY kablo – 22,50TL/ metre – 589 metre = 3.669,90 TL toplam zararın 16.922,40 TL olduğunu belirlemiştir.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/18428 soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde de, müşteki … tarafından kamu kurum ve kuruluşlarındaki eşya hakkında hırsızlık, kamu malına zarar verme ve işyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından soruşturma başlatıldığı, atılı suçun şüpheli veya şüphelileri yapılan tüm araştırmalara rağmen bulunamadığı ve açık kimliklerinin tespit edilemediği nedeni ile daimi arama kararı verildiği, soruşturmanın devam ettiği anlaşılmıştır.
Davacı tanığı…, yargılama sırasında usulünce dinlenmiştir.
Davacı tarafça fatura ve delillerin sunulmasından sonra mahallinde keşif icra edilmiş, bilirkişiler … refakate alınmış, bilirkişiler yaptıkları inceleme ve değerlendirmeler sonucu düzenledikleri 07/03/2017 tarihli raporlarında, dosya kapsamında meydana gelen olayının hırsızlık olarak değerlendirilmesi ve dava konusu hadisenin sigorta teminatı kapsamı dışında olan “emniyeti suiistimal” suçu olduğunu iddia eden davalının bu iddiasını ispat etmesi gerektiğini, aksi ispat edilemediği için dosya kapsamında meydana gelen hırsızlık olayının HSGŞ A, P’de belirtilen tanıma uygun olduğu ve hasar ve sonuçlarının poliçe kapsamı içerisinde ver aldığını, TTK m. 1409/2 hükmü uyarınca dava konusu olayın sigorta dönemi içinde veya sigorta teminatı kapsamında olmadığını iddia eden davalı sigorta şirketinin bu iddiasını ispat etmesi gerektiğini, başka bir deyişle davalı sigorta şirketinin poliçe özel ve genel koşullarına göre rizikonun gerçekleşmediğini veya zararın poliçe teminatı kapsamında olmadığını kanıtlaması gerektiğini, ancak bazı Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere dava konusu olayın özelliğine göre bu ispat yükümlülüğünün yer değiştirebileceğini, dava konusu ilgili hasarların 17/12/2013 tarihi ile 21/04/2014 tarihleri arasındaki zaman dilimlerinde gerçekleştiğinin anlaşıldığını, hasarların uzun bir süre zarfında farklı zamanlarda gerçekleştirilmiş olduğu kanaatinin uyandığı, ancak hırsızlık olayının bu tarihler arasındaki zaman dilimi içinde tam olarak ne zaman başladığının vc ne zaman bittiğinin net olmadığını, dosya kapsamında zarar miktarının belirlemenin mümkün olmadığını, zira dava konusu hadisenin sigorta koruma süresi içinde olup olmadığı ve bu dönemde ne miktarda zarar gerçekleşmiş olabileceğinin anlaşılamadığını, dolayısıyla zarar konusunda yukarıda belirtilen genel açıklamalar ve dosyada mevcut hesaplamaları belirtmekle yetinildiğini, sigorta sözleşmesinde yer alan özel şart gereği tespit edilecek hasar miktarı üzerinden tenzili muafiyet uygulanması gerektiğini, yalnızca geç bildirimin tazminat veya bedel artışına neden olmadığını, ancak bir ihtimal olayda daha erken bir tarihte adli makamlara ya da sigorta şirketine rizikonun gerçekleştiği ihbar edilse idi, rizikoyu gerçekleştiren 3. kişilere ulaşmanın daha mümkün olabileceği kanaatinin tamamen varsayım olduğunu, HSGŞ B.5/f.2 hükmü uyarınca, sigortacının belirlenen tazminatı, rizikonun gerçekleştiğini belirleyen bilgi ve belgelerin kendisine ulaşmasından itibaren en geç 30 gün içerisinde sigortalıya ödemek zorunda olduğunu, dolayısıyla 07/05/2014 tarihinden itibaren 30 günün geçmesiyle sigorta şirketi temerrüde düşmüş sayılması gerektiğini, netice itibariyle sigorta şirketinin 07/06/2014 tarihinden itibaren temerrüde düşmüş sayılacağını, dava konusu alacağın TTK’nda açıkça düzenlendiği için mutlak ticari işlerden sayılan taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanmış olmasına göre ticari iş olduğunu ve ticari temerrüt faizi uygulanması gerektiğini ve temerrüt tarihinden itibaren avans faiz oranı üzerinden faiz yürütülmesi gerektiği, TEDAŞ II. Bölge Elektrik Birim fiyatları kullanılarak yapılan hesaplamada 1×50 mm2 NYY 470,50 m x 10,04 TL + 34,87 ML montaj toplam 21.130,16 TL, 1×95 mm1 NYY 589,00 m. X19,18 TL +35,27 TL montaj bedeli toplam 32.071,05 TL genel toplamda 53.071,05-TL zararın oluştuğu kanaatine varıldığını belirlemişlerdir.
Dosya kapsamı ve yapılan itirazlar nazara alınarak bu bilirkişi kurulundan ek rapor alınmış, bilirkişiler 19/09/2017 tarihli ek raporlarında, dosyadaki bilgi ve belgeler kapsamında taraf itirazları doğrultusunda kök raporda belirtilenin aksine ticari paket sigorta sözleşmesinde belirtilen özel önlem şartı yerine getirildiği için hasar miktarı üzerinde tenzil muafiyet uygulamasının şartlarının oluşmadığını, diğer itirazlar yönünden kök rapordaki kanaatlerinde farklı bir değerlendirmeye gerek olmadığını, kök rapordaki tüm kanaatlerinin geçerli olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını belirlemişlerdir.
Davacının, davalı sigorta şirketi ile yapmış olduğu ticari paket sigorta poliçesi kapsamında işletmedeki demirbaş eşya ve malların hırsızlık rizikosuna karşı da teminat altına aldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıya ait saha üzerindeki trafoların topraklama kablolarının alınmış olma hadisesinin sigorta poliçesinin vadesi içinde meydana gelip gelmediği, davacının TTK’nun 1448. maddesine uygun davranıp davranmadığı ve sigorta poliçesi kapsamında davacının davalıdan tazminat telep etmekte haklı olup olmadığı ve miktarı noktalarında çıkmaktadır.
Öncelikle sigorta teminatı altına alınan menfaat mal sigortasına konu edilebilecek olup 6102 sayılı TTK’nın 1459. maddesi gereğince sigortacı sigortalının uğradığı gerçek zararı ödemekle yükümlüdür. Oluşan zararı ve zarar miktarını ise TMK’nın 6. ve HMK’nin 190. maddeleri gereğince sigortalının ispat etmesi gerekmektedir.
Hırsızlık sigortasının tanımına ve unsurlarına kanunda yer verilmemiş olup TTK’nın 1401 ila 1452. maddelerindeki genel hükümlere ve 1453 ila 1486. maddelerde düzenlenen zarar sigortası türü olan mal sigortasını düzenleyen TTK hükümlerine ve özellikle emredici düzenlemelere aykırı olmamak koşulu ile sigorta genel ve özel şartlarına göre bu tür sigortanın kapsamının tayin edilmesi gerekmektedir. Bu anlamda hırsızlık sigortası genel şartlarının yanı sıra sigorta ettiren ile sigortacı arasında düzenlenmiş olan poliçe özel şartları da uyuşmazlığın çözümünde dikkate alınması gerekmektedir.
Taraflar arasında akdedilen ticari paket sigorta poliçesinin 2. sayfasında hırsızlık klozunda, hırsızlık teminatının, mesai saatleri dışında sigortalı işletmede kapı/pencere/vitrinlerde kepenk veya demir parmaklık koruma, güvenlik firması ve/veya yetkililerce irtibatlı çalışır durumda alarm sistemi, özel güvenlik veya gece bekçisi koşullarından en az birinin alınmış olması kaydı ile geçerli olduğu yolundaki hükmün mevcut olduğu, mahkememizce yapılan keşif sırasında sigortalı işletmeye ait trafolarda kilitli demir kapıların bulunduğu anlaşılmakla poliçenin bu hükmünün koşullarına uyulduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda; 21-22/04/2014 tarihinde hırsızlık olayı olduğunun iddia edildiği ve 29/05/2014 tarihinde Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğu, iddiaya konu hırsızlık vakıası ile ilgili tahkikat bulunduğu anlaşılmaktadır.

Öte yandan “6102 sayılı TTK’nun 1409. maddesi hükmüne göre sigorta ilişkisi kurulduktan sonra teminat altına alınıp da doğan zararlardan sorumludur” yine 1409. maddenin 2. fıkrası hükmüne göre “Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin ya da bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir. Bu durumda, davacı sigortalı işyerinde hırsızlık olayının sigorta poliçesinin vadesi içinde meydana gelmediğini ve poliçenin teminatı kapsamında olmadığını ispat yükü davalı sigorta şirketine aittir. Davalı tarafça da rizikonun gerçekleşmediği ispat edilmemiştir.
Toplanan tüm deliller, dosya kapsamı, iddia, savunma, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/18428 Soruşturma sayılı dosyasının fotokopisi, Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/42 D. iş sayılı delil tespiti dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası taraflarca sunulan tutanak, kayıt ve belgeler, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan rapor ve ek rapor ile taraf vekillerinin bunlara karşı beyan ve itirazları, tanık anlatımları, faturalar, hakediş raporları, ekspertiz raporu, ifade tutanakları, diğer tüm deliller, dosya kapsamı ve hırsızlık sigorta poliçesi genel şartları incelenmek ve dikkate alınmak suretiyle davacıya ait saha üzerindeki trafoların topraklama kabloların kesilip alınma hadisesinin sigorta poliçesi teminatı kapsamında ve poliçeinn vadesi içinde olup olmadığı, poliçe teminatı kapsamındaysa bu hadise nedeniyle davacının davalıdan talep edebileceği bir zararı varsa miktarının kaç TL olduğu, davacının TTK’nun 1448. maddesi hükmüne uygun davranıp davranmadığı, ispat yükünün yer değiştirmesinin söz konusu olup olmadığı, ispat yükünün hangi tarafta olduğu, poliçe teminatı kapsamında tanzimi gereken bir zarar varsa tazminatın tenzili gerekip gerekmediği, tanzimi gerekli ise miktar ve oranın ne olması gerektiği, davacının davalıyı temerrüte düşürüp, düşürmediği, temerrüt tarihinin ne olması gerektiği gibi hususlarda ve tarafların daha önce alınan, rapor ve ek raporda itiraz ettiği hususlarda kapsamlı açıklamalar içerir ve somut uyuşmazlığın çözümüne yönelik sair hususlarda hüküm vermeye ve denetime elverişli ayrıntılı rapor tanzimi için Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığı ile yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. …’ dan oluşun bilirkişi kurulundan açıklamalı rapor alınmış, bilirkişiler yaptıkları inceleme ve hesaplamalar sonucu düzenledikleri 08/10/2018 tarihli raporlarında, dava dosyasındaki belge ve bilgilere göre hırsızlık olayının poliçenin düzenlenmesinden önce trafoların bakım tarihi olan 17/12/2013 tarihi ile trafolardan birine pano montajının yapıldığı 21/04/2014 tarihleri arasında gerçekleşmiş olma ihtimali bulunmakla birlikte kesin bir tarih tespitinin mümkün olmadığını, hırsızlık kolayının gerçekleşme tarihinin takdirinin mahkemeye ait olduğunu, mahkemece hırsızlık olayının 18/04/2014 – 21/04/2014 tarihleri arasında gerçekleşmiş olduğu kanaatine varılması durumunda 45.171,00 TL’ nin 07/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığını belirlemişlerdir.
Toplanan tüm deliller, dosya kapsamı, soruşturma dosyası içeriği, yapılan tespit sonucu alınan rapor içeriği, trafo merkezleri üzerinde yapılan keşif, dinlenen tanık anlatımı, trafo merkezlerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen tutanak içerikleri nazara alındığında, davacı kuruma ait 27 adet trafo merkezlerinde, kabloların kesilmek suretiyle hırsızlandığı, meydana gelen hırsızlık olayının taraflar arasında düzenlenen varlığı ve içeriği inkar edilmeyen Ticari Paket Sigorta Poliçesi kapsamında meydana geldiği, meydana gelen zarar miktarının toplam 53.201,21 TL olduğu ancak davacı kurum tarafından yapılan fiili harcamanın ve açılan davanın bildirilen değerinin 45.171,00 TL olduğu anlaşılmakla, davalı sigorta şirket ile davacı kurum arasında düzenlenen 18/04/2014 – 18/04/2015 dönemini kapsayan, Ticari Paket Sigorta Poliçesi kapsamında zararın oluştuğu anlaşılmakla, yapılan başvuru nazara alınarak temerrütün 07/06/2014 tarihinde oluştuğu anlaşılmakla, meydana gelen zarardan davalı sigorta şirketi sigorta poliçesi teminat limiti kapsamında ödemekle yükümlü olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla, davacının davasının kabulüne, 45.171,00-TL tazminatın temerrüt tarihi olan 07/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizini geçmemek üzere reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Olayın neden hırsızlık kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve olayın gerçekleştiği tarihin neden sigorta poliçesi kapsamında kaldığının gerekçede yer almadığını, bilirkişi raporuna atıf yapılmakla yetinildiğini, hükme esas olanan bilirkişi raporunda zararın miktarının tespiti konusunda hiçbir inceleme yapılmadığını, zarar miktarından %10 muafiyet indirimi yapılmadığını ve TTK 1448 md.gereğince tazminat bedelinden indirim yapılmamasının doğru olmadığını, keşifte tüm trafoların gezilmediğini, sadece trafolara ait kapılarda asma kilit bulunduğu gerekçe gösterilerek tenzili muafiyet uygulanmadığını, oysa poliçeye göre kapı pencere ve vitrinlerde kapak ve demir parmaklıklı koruma olması gerektiğini, pencerelere tırmanmanın mümkün olmadığı tespit edildiğine göre kapıları koruyan demir parmaklık da bulunmadığından tenzili muafiyet uygulanmasının mümkün olmayacağını söylemenin imkansız olduğunu, 07.03.2017 tarihli bilirkişi raporunda “tenzili muafiyet uygulanması” gerektiği tespitinin yapıldığını, mahkemece olayın neden hırsızlık ve poliçe kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ile ilgili hiçbir somut tespite yer verilmediğini, 07.03.2017 tarihli bilirkişi raporu ile olayın HSGŞ A-1’de belirtilen tanıma uygun şekilde gerçekleştiğini gösterir hiçbir somut delilin olmadığını, aksini ispat etmenin davacının yükümlülüğünde olduğunu, savcılık tarafından olayın hırsızlık olarak gerçekleştiğine dair herhangi bir tespitte bulunulmadığını, ispat yükünün yer değiştirdiğini, mahkemece gerekçe gösterilmeksizin hırsızlık olayının 18.04.2014 – 21.04.2014 tarihleri arasında gerçekleştiğinin kabul edildiğini, olayın mesai saatleri içerisinde gerçekleşip gerçekleşmediğinin de sabit olmadığını, hadisenin öğrenilmesinden hemen sonra idari ve adli soruşturma başlatılmamış olduğunu, ayrıca polis kayıtlarının silindiğini, TTK 1448 md.aykırı eylemler nedeniyle kusurun ağırlığı uyarınca indirim yapılması gerektiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, ticari paket sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1812E., 2018/892K. sayılı dava dosyasında verdiği 14.11.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.085,63-TL’den peşin olarak alınan 44,40-TL’nin düşümü ile kalan 3.041,23-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
21.12.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 21.12.2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır