Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/182 E. 2022/2128 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/182
KARAR NO : 2022/2128
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/11/2016
ESAS-KARAR NUMARASI : 2014/215 E.-2016/497 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili şirketin alacaklarının bir kısmına karşılılık dava dışı …. A.Ş.’nin davalıdan olan muaccel alacağı 122.164,00 USD (226.285,85 TL)’yi Ankara 44. Noterliğinin 26.02.2014 tarih ve… Y. sayılı temliknamesi ile devraldığını, davalının dava dışı dava dışı …. A.Ş.’ye cari hesap nedeniyle borçlu olduğunu, bu hususun ihtilaflı olmayıp mutabakat metninde yer aldığını, temliknamenin davalıya bildirildiğini, davalının ihtarname tebliğine rağmen borcu ödemediğini, 14.04.2014 tarihli yazısıyla temlik işleminin kabul edilmediğini bildirdiğini, BK’nın 163. maddesine göre alacağın temliki sözleşmesinin geçerliliğinin resmi şekle bağlanmadığını, sadece yazılı şekle tâbi tutulduğunu ileri sürerek, 226.285,85 TL’nin 05.03.2014 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafın husumeti kendisine borcu olan … A.Ş.’ye yöneltmesi gerektiğini, müvekkili ilgili ihtisas daireleri ile yapılan yazışmalar sonucunda alacağın temliki şartları gerçekleşmediğinden dava dışı şirketin müvekkili şirketten olan alacağını davacıya temlik etmemiş olduğunun anlaşıldığını, dava dışı … A.Ş. ile müvekkili şirket arasındaki 15.01.2010 tarihli “Yönetilebilir Hizmetler Çözüm Ortaklığı Sözleşmesi”nin “Sözleşmenin Devri, Alacağın Temliki” başlıklı 19. maddesinin “Sözleşme, Türk Telekom’un onayı dışında kısmen veya tamamen devir edilemez ve Sözleşmeden doğan para alacağı dahil olmak ancak bununla sınırlı olmamak üzere herhangi bir Yüklenici alacağı temlik edilemez. Yüklenici, bu husustaki talebini yazılı olarak Türk Telekom’a bildirir. Türk Telekom’ca yapılacak değerlendirme sonrasında talebin uygun bulunması ve devir ya da temlik edilecek alacaklı firmanın da yazılı talebi alındıklar sonra devir veya temlik gerçekleştirilir. Yüklenicinin sözleşme konusu alacağını temlik etmek istemesi durumunda, bu talep temlike ilişkin belgelerle birlikte Türk Telekom’un tamamen kendi takdirinde olmak üzere değerlendirilerek karara bağlanır. Yüklenicinin bu hususta herhangi bir itirazı olmayacaktır.” düzenlemesi ile alacağın temlikinin müvekkili şirketin onayına tâbi tutulduğunu, genel hüküm değerindeki Borçlar Kanununun 184. maddesinin “borçlunun rızası aranmaz” hükmüne dayanılmasının taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin özel hükmü karşısında mümkün olmadığını, dava dışı …’in müvekkili şirketten olan alacağını davacı yana temlik etmek için onay almak üzere yazı ile müvekkilinden talepte bulunmuş ise de bu talebin uygun bulunmadığının yazı ile taraflarına bildirildiğini, ayrıca uygun bulunmuş olsa dahi taraflar arasındaki sözleşmenin 19. maddesi uyarınca ayrıca devir ya da temlik edilecek alacaklı firmanın da yazılı talebinin alınması şartının arandığını, davacı yanın böyle bir talep yazısının bulunmadığını savunarak, davanın öncelikle husumet nedeniyle, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “İncelenen dosya kapsamı, sözleşme, mutabakat, temlik sözleşmesi, temlik sözleşmesinin davalı şirkete ihbarı, davalı şirketin red cevabı karşısında dava dışı … … AŞ.’nin borçlu olduğu davacı şirkete alacaklı olduğu, davalı şirketteki 122.164,00 USD (226.285,85 TL)’lik alacağını Ankara 44. Noterliğinin 26/02/2014 gün ve… yevmiye nolu temliknamesi ile temlik ettiği, bu temliknamenin bir suretinin davalıya gönderildiği, ayrıca davalı şirkete 05/03/2014, 07/03/2014 ve 11/03/2014 tarihlerinde temlik için izin dilekçesi verildiği, 10/04/2014 tarihinde alacaklı olduklarını gösterir cari hesap mutabakat yazısını ekledikleri, mutabakat belgesinde davalı şirket yetkililerine ait imza bulunmadığı, 14/04/2014 tarihinde temliknamenin kabul edilmediğini davacı tarafa bildirildiği, ayrıca dava dışı … … AŞ.’ nin defterlerinin incelendiği, bu defter kayıtlarına göre davalı şirketin dava dışı şirkete 31/12/2014 tarihi itibariyle 256.179,62 TL borçlu olduğu, davalı defter kayıtlarına göre ise dava dışı şirkete borcunun bulunmadığı, kesilen ceza faturaları dikkate alındığında 366.431,96 TL davalı şirketin alacaklı olduğu, bu hususların tespiti yönünden bilirkişi raporu alınması uygun ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin yorumlanması ve alacağın temliki hükümlerinin irdelenmesinin mahkememiz tarafından yapılabileceği kabul edilerek bu yönden bilirkişi raporu dikkate alınmamıştır.
Davalı şirket ile dava dışı … … AŞ. arasında imzalanan Yönetilebilir Hizmetler Çözüm Ortaklığı Sözleşmesinin, “Sözleşmenin devri, alacağın temliki” başlıklı 19. maddesinde; “Sözleşme Türk Telekomun onayı dışında kısmen veya tamamen devredilemez ve sözleşmeden doğan para alacağı dahil olmak ancak bununla sınırlı olmamak üzere herhangibir yüklenici alacağı temlik edilemez, yüklenici bu husustaki talebiini yazılı olarak Türk Telekoma bildirir. Türk Telekomca yapılacak değerlendirme sonrasında talebin uygun bulunması ve devir ya da temlik edilecek alacaklı firmanın da yazılı talebi alındıktan sonra devir veya temlik gerçekleştirilir. Yüklenicinin sözleşme konusu alacağını temlik etmesi durumunda, bu talep temlike ilişkin belgelerle birlikte Türk Telekomun tamamen kendi takdirinde olmak üzere değerlendirilerek karara bağlanır. Yüklenicinin bu hususta herhangibir itirazı olmayacaktır.” şeklinde düzenlendiği, davalı şirketten alacaklı olduğunu belirten dava dışı … … AŞ.’nin sözleşmenin bu açık hükmüne rağmen davalı şirkete sormadan ve temlik talebi uygunluğu hakkında olurunu almadan davacı şirket ile noterden temlik sözleşmesi düzenleyerek alacağını temlik ettiği görülmüş,
818 sayılı BK’nın 162 (6098 sayılı BK’nın 183) maddesindeki; “Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir.
Borçlu, devir yasağı içermeyen yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kişiye karşı, alacağın devredilemeyeceğinin kararlaştırılmış bulunduğu savunmasını ileri süremez.” hükmü karşısında; kanunda aranan şartlar dışında alacağın temlikinin yapılabileceği, ancak temlike engel şartlardan olan sözleşmedeki engelleyici hükmün (somut davamızda sözleşmenin 19. maddesi) bulunmasına göre davacının bu temlikname kapsamında davalıdan alacağı tahsil edemeyeceği anlaşıldığından, tarafların tüm delilleri mahkememizce değerlendirilerek temlik sözleşmesinin, davalı ile dava dışı … … AŞ. arasında imzalanan “Yönetilebilir Hizmetler Çözüm Ortaklığı Sözleşmesi”nin 19. maddesi gereği geçerli olmadığı ve davacı temlik alan yönünden ise; davacı ile dava dışı şirket arasındaki sözleşmeden ve devir yasağından alacağın temliki sözleşmesi içeriğine göre davalının haberdar olduğu ve davalı şirketin bizzat davacı şirkete temlik taleplerinin kabul edilmediğine ilişkin cevap karşısında TBK’nın 183/2. maddesinin uygulanma koşullarının da oluşmadığı (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/4541-4308 sayılı kararı ile aynı dairenin 2015/6846 esas 2016/1208 karar sayılı kararı)” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Temlik Sözleşmesinin “Temlik Konusu Alacak” kısmında, “Telepresence Sistemleri Ek Protokolü” yazılı olduğunu, temlik metninde de Telepresence Sistemleri Ek Protokolü’nden kaynaklanan alacağın temlik edildiği açıklamasına yer verildiğini, hatta temlik sözleşmesine dava dışı … A.Ş.’nin davalı … … A.Ş.’deki ek protokolde yazılı iş nedeniyle oluşan alacağın gösterildiği cari hesap ekstresinin eklendiğini, mahkemece alacağın kaynağının Yönetilebilir Hizmetler Çözüm Ortaklığı Sözleşmesi olarak görmesi ve bu sözleşmeden kaynaklı alacağın temlik yasağına tabi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinin doğru olmadığını,
Müvekkilinin temlik konusu alacağı dava dışı … A.Ş.’den temlik almadan önce cari hesap bilgilerini incelediğini, alacağı davalı kurum nezdinde teyit ettiğini ve artık sözleşmeden bağımsız kesinleşmiş alacak olduğunu gördüğünü, bu haliyle alacağın sözleşmeden bağımsız bir hale geldiğini ve cari hesap alacağına dönüştüğünü, bu durumun bir teyidinin de, davalı ….’nin 10.04.2014 tarihinde … şirketine cari hesap kapanış bakiyesinin 226.285,85 TL olduğunu gösterir imzalı bir mutabakat metni göndermesi olduğunu,
6102 sayılı TTK’nın Cari Hesaba ilişkin 89. ve devamı maddelerine göre iki kimsenin para, mal, hizmet ve diğer hususlardan dolayı birbirlerindeki alacaklarını ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip, bunları kalem kalem zimmet ve matlup şekline çevirerek hesabın kesilmesinden çıkacak bakiyeyi isteyebileceklerine dair bulunan mukaveleye cari hesap denildiğini, davalının 10.04.2014 tarihli mutabakat metninde dava dışı … A.Ş.’ye 31.03.2014 tarihi itibariyle cari hesap kapanış bakiyesinin 226.285,85 TL olduğunu bildirdiğini,
TBK 183/2 hükmünde “Devir yasağını içermeyen yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kişiye karşı alacağın devredilemeyeceğinin kararlaştırılmış bulunduğu savunması ileri sürülemez.” düzenlemesinin yapıldığını,
Temlik sözleşmesinde yer verilen protokol tamamen bağımsız bir satım ilişkisini düzenlediğinden ve temlik yasağı da içermediğinden alacağın devrine engel bir hal bulunmamakla birlikte, dava dışı … A.Ş. ile davalı … … A.Ş. arasında kesinleşmiş bir cari hesap bakiye alacağı oluşması ve hatta yazılı mutabakata bağlanması karşısında, TBK. m. 183/2 de düzenlenen yazılı bir borç tanıması olarak da kabul edilmesi gerektiğini,
Müvekkilinin alacağı temlik aldıktan sonra, noter kanalıyla 26.02.2016 tarihinde davalıya temliknamenin tebliğ edildiğini, davalının buna rağmen temlik yasağı def’inde bulunmadığını, arada bir kaç defa daha uyarı yapılmasına rağmen yine itiraz ileri sürülmediğini, davalı şirkete en son 11.04.2016 tarihinde durumun tekrar ihtar edilmesi üzerine temliğin taraflarınca kabul edilmediğinin bildirildiğini ve borcun ödenmediğini, bu durumda makul bir sürede temlik yasağı(devir yasağı olduğunu kabul etmemekle birlikte) def’i ileri sürülmediğine göre devrin kabullenilmiş sayılması gerektiğini, bu aşamadan sonra ileri sürülecek devri yasağı def’inin, hakkın kötüye kullanımı kapsamında kalacağını,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, dava dışı şirketten temlik alınan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından;
Ankara 44. Noterliğinin 26.02.2014 tarih ve … Y. sayılı “Temlikname”si ile, dava dışı … …. A.Ş.’nin davalı … … A.Ş.’den olan …Sistemleri Ek Protokolünden kaynaklanan alacağı 122.164 USD’yi davacıya temlik ettiği,
Dava dışı şirket ile davalı arasında temlik sonrası yazışmalarda … Sistemleri Satınalma Ek Protokolünün, 15.01.2010 tarihli Yönetilebilir Hizmetler Çözüm Ortağı Sözleşmesine ek olarak yapıldığının belirtildiği,
10.04.2014 tarihli, dava dışı şirket yetkilisi ile davalı yetkililerinin imzasını taşıyan Cari Hesap Mutabakatında, davalının 31.03.2014 tarihi itibariyle 122.164,78 USD karşılığı 226.285,81 TL. borç bakiyesinde mutabık oldukları,
Davalı tarafın 11.04.2014 tarihli yazısı ile dava dışı şirkete, 14.04.2014 tarihli yazısı ile davacıya temlik talebinin kabul edilmediğinin bildirildiği,
Anlaşılmıştır.
Dava dışı temlik eden şirket ile davalı arasındaki Yönetilebilir Hizmetler Çözüm Ortaklığı Sözleşmesinin, “Sözleşmenin devri, alacağın temliki” başlıklı 19. maddesinin, “Sözleşme Türk Telekomun onayı dışında kısmen veya tamamen devredilemez ve sözleşmeden doğan para alacağı dahil olmak ancak bununla sınırlı olmamak üzere herhangibir yüklenici alacağı temlik edilemez, yüklenici bu husustaki talebiini yazılı olarak Türk Telekoma bildirir. Türk Telekomca yapılacak değerlendirme sonrasında talebin uygun bulunması ve devir ya da temlik edilecek alacaklı firmanın da yazılı talebi alındıktan sonra devir veya temlik gerçekleştirilir. Yüklenicinin sözleşme konusu alacağını temlik etmesi durumunda, bu talep temlike ilişkin belgelerle birlikte Türk Telekomun tamamen kendi takdirinde olmak üzere değerlendirilerek karara bağlanır. Yüklenicinin bu hususta herhangibir itirazı olmayacaktır.” hükmünü,
TBK’nın 183. maddesi, “Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir.
Borçlu, devir yasağı içermeyen yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kişiye karşı, alacağın devredilemeyeceğinin kararlaştırılmış bulunduğu savunmasını ileri süremez.” hükmünü içermektedir.
İlk derece Mahkemesince ve hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, 10.04.2014 tarihli mutabakat belgesinde davalı şirket yetkililerine ait imza bulunmadığı tespiti yapılmışsa da, mutabakat belgesinde davalı şirket kaşesi üzerinde iki imza bulunduğu görülmüş olup, davalı tarafça bu imzaların aidiyetine ilişkin herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2021 tarih ve 2018/(15)6-565 E., 2021/1464 K. sayılı kararında; “Sözleşmeden doğan devir yasağının üçüncü kişilere mutlak olarak ileri sürülmesi bazı hâllerde haksızlıklara yol açabilir. TBK’nın 183/2. maddesi bu yasağı yumuşatmak amacıyla bir istisnaya yer vermiştir. Bu hükümle sözleşmeden doğan temlik yasağının bir istisnası getirilmiştir. Bu hükmün uygulanabilmesi için aşağıdaki koşullar aranacaktır:
a) Borçlu alacaklıya alacağın varlığını tanımış (ikrar etmiş) olmalıdır.
b) Borçlunun bu tanıması (ikrarı) bir senede (belgeye) dayanmalıdır.
c) Alacaklı borç tanımasını (ikrarını) içeren bu senetten doğan alacağını üçüncü kişiye devir etmiş olmalıdır.
d)Üçüncü kişi taraflar arasında devir yasağından iyiniyetle haberdar olmamalıdır (Kılıçoğlu Ahmet M.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2012, s. 791). Bu koşullar mevcut ise, devir yasağına rağmen üçüncü kişiye yapılan devir geçerlidir. Ancak alacağı temellük eden üçüncü şahıs, devir yasağını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, bu hükümden yararlanamaz.” açıklaması yapılmıştır.
İlk derece Mahkemesince, hem dava dışı şirket ile davalı arasındaki sözleşmenin 19. maddesindeki temlik yasağı sebebiyle temlikin geçerli olmadığı sonucuna varılmış, hem de imza bulunmadığı tespiti yapılmasına rağmen muhtemelen (dosyada TBK’nın 183/3. maddesi kapsamında “devir yasağı içermeyen yazılı bir borç tanıması” tanımına uyan başka bir belge olmaması nedeniyle) cari hesap mutabakatına dayalı olarak “davacı temlik alan yönünden ise; davacı ile dava dışı şirket arasındaki sözleşmeden ve devir yasağından alacağın temliki sözleşmesi içeriğine göre davalının haberdar olduğu ve davalı şirketin bizzat davacı şirkete temlik taleplerinin kabul edilmediğine ilişkin cevap karşısında TBK’nın 183/2. maddesinin uygulanma koşullarının da oluşmadığı” benimsenmiştir.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, dava dışı şirket ile davalı arasındaki, imzaları inkâr edilmeyen cari hesap mutabakatının TBK’nın 183/2. maddesindeki “devir yasağı içermeyen borç tanıması” niteliğinde olduğu, temliknamede ve davalı tarafından davacıya hitaben yazılan yazıda, dava dışı şirket ile davalı arasındaki Yönetilebilir Hizmetler Çözüm Ortaklığı Sözleşmesinin temlik yasağını içeren 19. maddesinden söz edilmediği, davacının devir yasağını bilerek alacağı temlik aldığına ilişkin dosyada herhangi bir delil ve belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı ve çelişkili gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek davanın kabulüne, kabulüne karar verilen alacağın davalı tarafça davalıya temlikin kabul edilmediğinin bildirildiği 14.04.2014 tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.11.2016 tarih ve 2014/215 E., 2016/497 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın KABULÜNE, 226.285,85 TL.’nin 14.04.2014 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 15.457,60 TL.’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.864,40 TL.’nin düşümü ile kalan 11.593,19 TL.’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihindeki AAÜT uyarınca, 34.680,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 3.893,40 TL. ilk masraf, 130,00 TL. tebligat gideri, 29,00 TL. posta gideri, 400,00 TL. bilirkişi ücreti, 85,70 TL. istinaf yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 4.538,10 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak yatırana iadesine, “
II-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
III-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
28.12.2022 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza