Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1811 E. 2022/2098 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

ESAS NO : 2019/1811
KARAR NO : 2022/2098

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07.03.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/526E., 2019/160K.
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; 89/ 1 Birinci Haciz İhbarnamesi’nin müvekkilerine ulaşmadığını, 89/ 2 İkinci Haciz İhbarnamesine ise müvekkillerince süresinde itiraz edildiğini, müvekkillerinin, davalıya borçlarının bulunmadığı, müvekkillerin icra dosyası borçlusu şirkete de bir borçlarının bulunmadığını, yapılan takibin kötüniyetli olduğunu, müvekkillerinden …’nın hissesini; 08/01/2013 tarih ve … yevmiye numaralı, Nizip 1. Noterliği’nin Devir Sözleşmesi ile …’na devrettiğini, diğer müvekkili … hissesini; 10/05/2013 tarih ve… yevmiye numaralı, Nizip 1. Noterliği’nin Devir Sözleşmesi ile …’a devrettiğini, 23/03/2013 tarih ve … sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile de; müvekkili …’nin hisse devri, müvekkili …’in de yetki iptallerinin ilan edildiğini, 22/05/2013 tarih ve … sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile de; müvekkili …’in hisse devrinin ilan edilmiş olduğunu, hakkaniyete ve gerçekliğe aykırı olarak, hiç bir şekilde ticari ilişkisi kalmadığını belirterek, esasa girilmeksizin haciz ihbarnamesinin iptaline, Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün 2016/2870 Esas sayılı dosyasına konu menfi tespit davalarının kabulü ile borçlu olmadıklarının tespitine, kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; görev itirazlarının olduğunu, görevli ve yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacıların iddialarının aksine tüm haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun olarak davacılara tebliğ edildiğini, davacılar tarafından süresinde bu tebligatlara itiraz edilmediğini bunun üzerine kendilerine ayrı ayrı İİK md 89/2 gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davacılar tarafından icra dosyasına sunulan 04.07.2018 tarihli dilekçede İİK md 89/2 gereğince gönderilen haciz ihbarnamesinin 11.05.2018 günü kendilerine tebliğ edildiğini ikrar etmiş olduklarını, bunun dışında davacılar ile borçlu arasında alacak-borç ilişkisi mevcut olup gerekirse ve talep halinde taraf defterleri üzerinde inceleme yapıldığı takdirde davacıların esasa ilişkin itirazlarında da haksız olduklarının ortaya çıkacağını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava, İİK’nın 89/3 maddesi gereğince borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2016/2870 sayılı icra dosyası, Ticaret Sicil Gazetesi Örnekleri, Nizip 1. Noterliğinnce düzenlenen Limited Şirket hisse Devri Sözleşme asılları ve diğer belgeler dosyada mecuttur.
Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2016/2870 sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının …. Şti, borçlunun …. Şti olduğu, 19.300,00 TL asıl alacak, 1.854,39 TL Faiz, 1.930,00 TL %10,00 Tazminat 81,60 TL İhtiyati Haciz Masrafı, 400,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 23.565,99 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının 05/03/2015 tarihli 20.500,00 TL bedelli 1 adet çek, … seri nolu 14/10/2014 tarihli fatura, sevk irsaliyesi, cari hesap ekstresi ve ticare defter kayıtları olduğu anlaşılmıştır.
Davacıların borçlu şirketin ortağı oldukları ve şirket borçlarından sorumlu oldukları gerekçesi ile davacılara İİK’nın 89 maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiği, bu kapsamda borç ilişkisinin niteliğinin ticari nitelikte olduğu anlaşıldığından davalının görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2016/2870 sayılı icra dosyasında alacaklı- davalı vekilinin 15/12/2017 tarihli dilekçesi ile şirketin ortağı ve yetkilisi olan davacılar ile dava dışı kişilerin şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye borcunu getirmedikleri, şirketin malvarlığını ve parasını zimmetlerine geçirdikleri için borçlu durumda olduklarını, Yargıtay HGK kararına göre şirket ortaklarına İİK 89 maddesi gereğince haciz ihbarı gönderilebileceğini, bu nedenle dosya hesabı yapılarak 1 .haciz ihbarnamesinin gönderilmesi talebi üzerine davacılara İİK’un 89. maddesi gereğince 03/04/2018 tarihinde 1., 11/05/2018 tarihinde 2. haciz ihbarnameleri gönderildiği ancak ihbarnamalere süresinde itiraz edilmediği gerekçesiyle 29/06/2018 tarihinde 3 haciz ihbarnamesinin gönderildiği, davacıların 3. haciz ihbarnamesine;1 haciz ihbarnamesinin kendilerine tebliğ edilmediği, 2.haciz ihbarnamesine süresinde itirazda bulunduklarını buna rağmen 3.haciz ihbarnamesinin düzenlenerek kendilerine tebliğ edildiğini beyan ederek itiraz ettikleri itirazlarının ekine PTT posta gönderisi ve alındısı sundukları görülmüştür. Her ne kadar davacılar vekilince 1 haciz ihbarnamesinin kendilerine tebliğ edilmediği belirtilmiş ise de 03/04/218 tarihinde 1. haciz ihbarnamesinin davacılara tebliğ edildiğine dair tebligat parçalarının dosya arasında olduğu tebliğin usulsüz olduğuna dair icra mahkemesine yapılmış bir şikayet bulunmadığı, yine 2 haciz ihbarnamesine itiraza dair dosya arasında bir itiraz dilekçesi bulunmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin bu yöndeki itirazları nazara alınmamıştır. Bu kapsamda davacılara 3.haciz ihbarnamesinin 29/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, iş bu davanın yasal 15 günlük sürede 12/07/2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
22/11/2018 tarihli celsede; Nizip Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak Nizip 1. Noterliğinin 08/01/20136 tarih ve … yevmiye nolu, 10.05.2013 tarih, … yevmiye numaralı devir sözleşmelerinin suretlerinin istenilmesine karar verilmiş olup, Nizip 2. Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat cevabı belirtilen Limited Şirket Hisse Devri Sözleşme asıllarının mahkememize gönderilmiştir.
İİK Madde 89 – (Değişik: 18/2/1965-538/49 md.) düzenlemeye göre ;
Hamiline ait olmıyan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Ha-ciz ihbarnamesi).Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.
Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesi-nin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.
(Değişik üçüncü fıkra: 17/7/2003-4949/22 md.) Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı tesli-me zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildi-rimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hak-kında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mec-burdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde yirmi-sinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkûm edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir. (1)
Türk Ticaret Kanunu 573 maddesine göre Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur. Ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler.
Limited şirketlerde, şirket ortağının şirket tüzel kişiliğine sermaye koyma borcu olması, şirket tüzel kişiliğinin, şirket ortağında mal, hak ve alacağının bulunması halinde, bu alacak kalemleri, şirketin şahsi alacaklıları tarafından İcra ve İflâs Kanunu 89. maddesi uyarınca haczedilebilir. Şirket ortağı, şirket tüzel kişiliğine karşı üçüncü kişi konumundadır. Şirket borçlarından dolayı kural olarak ortaklık tüzel kişiliğinin sorumlu olması, ortağın, ortaklık tüzel kişiliğine göre üçüncü kişi sayılıp sayılmaması ile ilgili değildir. Ortak, şirket tüzel kişiliğine göre üçüncü kişidir ve ortaklığın, ortaklardan alacağının bulunması halinde, şirket alacaklıları, şirket ortağına bu alacaklar için üçüncü kişi sıfatıyla haciz ihbarnamesi gönderebilir (Uyar, Talih: İcra ve İflas Kanunu Şerhi, 2006, s. 7603; Ayhan, Rıza: Limited Şirketlerde Ortakların Sorumluluğu, İstanbul 1992 s. 55; İyilikli, Ahmet Cahit: Borçlunun Üçüncü Kişilerdeki Mal, Hak ve Alacaklarının Haczi, Ankara 2011 s. 177- 178).
Buna göre somut olay değerlendirildiğinde; alacaklı davalı tarafından dava dışı borçlu …. Şti aleyhine icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine borçlu şirketin ortakları olduğu ve şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye borcunu getirmedikleri gerekçesiyle davacılara 03/04/2018 tarihinde 1., 11/05/2018 tarihinde 2. haciz ihbarnameleri gönderildiği ancak davacılarca ihbarnamalere süresinde itiraz edilmediği, bu nedenle 29/06/2018 tarihinde 3. haciz ihbarnamesinin gönderildiği, takibe konu borcun 2014 yılında doğduğu fakat davacı …’nın dava dışı borçlu …. Şti hissesini; 08/01/2013 Tarih ve … Yevmiye numaralı Nizip 1. Noterliği’nin Devir Sözleşmesi ile …’na devrettiği, diğer davacı … hissesini; 10/05/2013 Tarih ve… Yevmiye numaralı Nizip 1. Noterliği’nin Devir Sözleşmesi ile …’a devrettiği, 23/03/2013 Tarih ve … sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile de; davacı …’nin hisse devri, davacı …’in yetki iptallerinin ilan edildiği, 22/05/2013 Tarih ve … sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile de; davacı …’in Hisse Devrinin İlan edilmiş olduğu, bu kapsamda borcun doğduğu tarihte davacıların borçlu şirkette ortak olmadıkları, şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye nedeniyle borcun doğduğu tarihte şirkette ortak olmayan davacılara İİK 89 maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderilmesinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: öncelikle İİK 89.md dayalı menfi tespit davalarında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, mahkemenin görevsiz olduğunu, ortaklık payının devredilmiş olmasının şirkete olan borçların ödenmesini engellemediğini, payı devralan ortakla birlikte sermaye borcu ve sermaye borcu ile sınırlı olmak üzere şirket alacaklılarına karşı olan sorumluluğun devam edeceğini, şirketin ticari defterlerinin incelenmediğini, sermaye borcu için ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, davanın açılmasına davacıların sebebiyet verdiğini, davacıların 1. ve 2. haciz ihbarnamesine itiraz etmediklerini, yargılama giderlerinden davacıların sorumlu olması gerektiğini bildirerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nın 89/3 maddesi gereğince menfi tespit istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve 3568 E., 6425 K. ve 17.12.2015 tarih ve 7065 E., 17162 K., sayılı ilamları da bu yöndedir.
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, borçluya borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmektedir.
01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476)
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HMK’nın 353/(1)-a.3 maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak kararın kaldırılması nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça istinaf istemine konu edilmese dahi istinaf mahkemesince re’sen gözetilmelidir.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, İİK’nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre dairemizce, HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca, HMK’nin 114(1).c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden red kararı verilmesi ve HMK’nin 20. maddesinde belirtilen görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemlerin yerine getirilmesi için esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,a.3. gereğince, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/526E., 2019/160K. sayılı dava dosyasında verdiği 07.03.2019 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
28.12.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28.12.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır