Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1789 E. 2022/1991 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1789 – 2022/1991
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/1789
KARAR NO : 2022/1991

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/444 E., 2019/382 K.

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkili tarafından 18.08.2015 günü … Sigortası yaptırıldığını, 19.08.2015 günü müvekkiline ait CNC dik işleme tezgahının arızalandığını ve zarar gören parçaların dava dışı …. Şti tarafından değiştirildiğini, müvekkilinin bu tamirat için 29.178,27-TL ödediğini, bu durumun sigorta şirketine bildirildiğini ancak davalının müvekkiline gönderdiği 16.02.2016 tarihli yazıda hasarın poliçe vadesinden önce meydana geldiğinden bahisle ödemenin yapılmayacağının bildirildiğini ileri sürerek müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı hasar bedelinin riziko’nun gerçekleştiği 19.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili hasarın meydana geldiği tarihin şaibeli olduğunu, poliçenin 18.08.2015 tarihinde saat 18:38’de düzenlendiğini, hasar iddiasının ise 19.08.2015 tarihinde saat 09:00 sıralarında öne sürüldüğünü, poliçe düzenlenmeden önce sigorta şirketinden yetkili kişilerin gidip tüm makine ve ekipmanları kontrol ettiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, 2014 yılından beri ekonomik sebeplerle poliçe yaptırmayan davacı tarafın hasardan 1 gün önce primini peşin ödemek suretiyle poliçe yaptırmış olmasının dikkat çekici olduğunu, poliçenin düzenlenmesi aşamasında iş yerinin görülmediğini, hasara ilişkin ekspertiz raporunda hasarın kullanıcı hatası sonucunda gerçekleştiğinin belirtildiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere hasar bedeli için %10 oranında muafiyet uygulanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince sigortacının geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu ve kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerektiği; makinedeki arızanın poliçenin düzenlenmesinden yaklaşık 10 saat sonra gece vardiyasında ustaların hatalı makine ayarı yapmasından kaynaklandığı, sigorta yapılmadan önce sigortalanan malların sağlam olup olmadığını kontrol etme yükümlülüğünün davalıda olduğu, davalı şirket tarafından bunun aksini kanıtlayacak her hangi bir bilgi ve belgenin dosyaya ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 26.260,44 TL’nin davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü 10.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde:
– Rizikonun gerçekleştiği zaman konusundaki şaibe giderilmeden dosyanın karara çıkartılmasının hukuka aykırı olduğunu,
– Davaya konu poliçenin 18.08.2015 günü saat 18:38’de düzenlendiğini, rizikonun poliçenin tanziminden yaklaşık 10 saat sonra 19.08.2015 günü saat 09:00’da meydana geldiğini,
– Sigortalı işyerinin, acente tarafından kendilerini iletilen ilk iki poliçe teklifini reddettiğini, riziko gerçekleşmeden hemen önce davalının bizzat kendisinin teklif istediğini,
– Türk Ticaret Kanunu’nun 1458 ve 1439’uncu maddeleri doğrultusunda rizikonun gerçekleşip gerçekleşmediğinin veya poliçe düzenlenirken rizikonun gerçekleştiğinin davacı tarafından gizlenip gizlenmediğinin belirlenmesi gerektiğini,
– Davacı tarafından rizikonun poliçe kapsamı içinde gerçekleştiğinin ispat edilemediğini,
– Makinenin olağan kullanımından kaynaklanan aşınma ve eskimelerin sigorta kapsamı dışında olduğunu, buna rağmen collet ve timing belt olarak tabir edilen 1.380,74 TL tutarındaki parça değişiminin tazminata dahil edilemeyeceğini,
– Aynı şekilde, yenilenen spindle ünitesinin daha sonra tekrar sorun çıkarması üzerine meydana gelen hasar sonucu servis garantisi kapsamında 0647410 numaralı yansıtma faturaya konu 1.239,01 TL’nin sigorta teminatı kapsamında olmadığını,
– Poliçenin 200.000,-TL üzerinden yapıldığını, oysa tesiste 1.600.000,-TL tutarında makine bulunduğunu; ilk derece mahkemesinin eksik sigorta hususunu göz önüne almadığını,
– Delillerin kararda tartışılmadığını ve sırf bilirkişi raporuna atfen karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, makine kırılması sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirHukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/444 E., 2019/382 K sayılı dava dosyasında verdiği 07/05/2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.793,85 TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 449 TL’nin mahsubuyla kalan 1.344,85‬ TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
14/12/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,-) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15/12/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır