Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1745 E. 2022/2091 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1745 – 2022/2091
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/1745
KARAR NO : 2022/2091
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/507E., 2019/342K.
DAVACI
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkil şirketin 06.09.2011 tarihli rüzgâr enerji santral bağlantı hakkı ihalesine katılarak 3,63 kr/kwh teklifi ile ihaleyi kazandığını, ihaleyi kazandıktan sonra taraflar arasında 23.01.2012 tarihinde “RES KATKI PAYI ANLAŞMASI” başlıklı sözleşme imzalandığını, 10 MW olan proje gücünün 19,2 MW güce çıkması nedeni ile taraflar arasında 30.09.2015 tarihli yeni RES katkı payı anlaşması imzalandığını, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan 9,6 MW Aliağa RES projesi için 12.02.2013 tarih ve EÜ/4270-2/02549 sayılı lisans alındığını, bu lisans kapsamında davaya konu RES katkı payı tutarının davalı tarafından hesap edilerek müvekkiline gönderildiğini, müvekkilinin söz konusu bedele itiraz etmişse de bu itirazın davalı tarafından kabul edildiğini, davalının yaptığı hesaplamanın hukuka uygun olmadığını, sözleşmeye konu Aliağa RES projesi Eylül 2014 tarihinde işletmeye alındığını, sözleşmenin 3. maddesi gereği … tarafından düzenlenen 20/01/2017 tarihli … fatura numaralı 2.111.906,85 TL bedelli fatura düzenlenerek müvekkil şirkete gönderildiğini, davalının sözleşmeye aykırı davrandığını ve sürelere uymadığını, söz konusu fatura akabinde müvekkilinin sözleşmeye ve yönetmeliğe bağlı yaptırımlara uğramamak için ihtirazi kayıtla 06.02.2017 tarihinde ödemeyi ihtirazi kayıtla yaptığını ancak davalı tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun olmadığını, sözleşme ve yönetmelikteki formülde TÜFE bedelinin başlangıç tarihini teklif yılından başlayacağına dair bir ifadenin yer almadığını, aksine sadece bir önceki yıl TÜFE oranının uygulanacağının açıkça yazıldığını, davalının RES Katkı Payı bedelini hesaplarken uyguladığı formülün Sözleşme ve Yönetmeliğe aykırı olduğunu, yanlış uygulamanın etkisinin 20 yıl boyunca da süreceği dikkate alınmadığını, sözleşmenin tek taraflı olarak hazırlandığını, müvekkilinin dahli ve tartışmasına açık olmayan şekilde hazınlandığını, davalının müvekkiline sunduğu genel işlem şartları niteliğinde olan RES Katkı Payı Anlaşmasının hükümlerinin hazırlayanın lehine olarak yorumlanması Borçlar Kanununun ilgili amir maddesine terk düşmek anlamına geldiğini ileri sürerek….’nin 20/01/2017 tarihli … fatura numaralı 2.111.906,85 TL bedelli faturası kapsamında (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) fazla ödenen 687.059,93 TL’nin ödeme tarihi olan 06/02/2017 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; konuya ilişkin yönetmelik, taahhütname, teklif mektubu ve RES Katkı Payı anlaşmasından oluşan eklerin bir bütün olarak değerlendirilmesinin gerektiğini, çünkü anlaşma, taahhütname ve teklif mektubunun aynı yönetmeliğin eki olduğunu ve aynı tarihte yayımlandığını, Yönetmeliğin 9.maddesi ile RES Katkı Payı Anlaşmasının 10.maddesinde yer alan hükümlerde ödeme yükümlülüğünün üretim tesisinin ilk geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren başlayacağının yazılı olduğunu, yarışma yönetmeliği bu yönetmeliğin eki Teklif Mektubu ve Taahhütname ile RES Katkı Payı Anlaşmaları uyarınca faaliyetlerin sonucunda bir Katkı Payı ödemesi yapması gerektiğini özgür iradesiyle kabul ettiğini, ancak gelinen aşamada faturalarını itirazsız ödeyip dava konusu edilen faturayı kabul etmeyerek huzurdaki davayı açmasının iyiniyetli olmadığını, davacının imzaladığı metinlerin yönetmeliğin ayrılmaz parçası olduğunu, davada idari yargının görevli olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “… açıklan ihaleye verdiği teklifi kabul edilerek RES santrali kurma ve işletme hakkı kazanan davacının davalı şirket ile RES Katkı payı sözleşmesi imzaladığı, davacı tarafından santralin kurularak işletmeye başlandığı, davalı tarafından sözleşme kapsamında KATKI PAYI faturası düzenlenerek davacıdan tahsilinin istendiği, davacının itirazî kayıt ile ödeme yaptığı ve yapılan tahsilatın sözleşme ve yönetmeliğe aykırı olup fazla tahsil edildiği iddiasıyla fazla tahsilatın davalıdan tahsili talebiyle derdest davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, RES Katkı Payı hesaplamasının teklif mektubuna göre mi yoksa RES Katkı payı sözleşmesine göre mi yapılacağı noktasında toplanmaktadır. Türk Borçlar Hukukuna göre sözleşmeye bağlılık ve sözleşme serbestisi ilkeleri bulunmakta olup bu ilkelere göre sözleşmenin aynen uygulanması esastır. Sözleşme öncesi yapılan teklifler icap mahiyetinde olup sözleşme imzalandıktan sonra artık icaplar değil sözleşme hükümleri geçerlidir. Taraflar arasında düzenlenen RES Katkı Payı anlaşmasının 3.maddesinde katkı payının nasıl hesaplanacağı açık bir şekilde düzenlenmiş olup, söz konusu düzenleme aynı zamanda yönetmeliğe de uygundur. Yani sözleşme yasa ve ahlaka da aykırı olmadığı için geçerli olup tarafların anayasası sayılan sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekir. Bu durumda davalı tarafından sözleşme hükümlerine aykırı sözleşmeden önceki teklif mektubunda belirtilen kriterlere göre hesaplama yapılarak davacıdan talepte bulunulması sözleşme ve mevzuata aykırı olduğundan sözleşmedeki hesaplamaya göre fazladan talep ve tahsil edilen 687.059,93 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesi…” yönünde davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Öncelikle cevap dilekçesindeki hususları tekrar ederek; dava konusu faturanın idari sözleşmeden kaynaklandığını, idari sözleşmelerden kaynaklanan iptal ve tam yargı davalarının idari yargıda görülmesi gerektiğini, faturanın sözleşme gereği yönetmelik ve ekleri olan taahhütname, teklif mektubu formu ile anlaşma hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda hesaplanması gerektiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki RES katkı payı anlaşması kapsamında davalıya fazladan ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/507E., 2019/342K. sayılı dava dosyasında verdiği 08/05/2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 46.993,06 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak alınan 11.748,26 TL’nin mahsubuyla kalan 35.244,8‬0 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
28/12/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28/12/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır