Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1710 E. 2023/1950 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1710 – 2023/1950
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/1710
KARAR NO : 2023/1950

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25.02.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2014/306E., 2019/197K.
DAVACI : EKREM KORKMAZ – 10328418210
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
DAVA İHBAR OLUNAN :
VEKİLLERİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili …’ın halen üyesi bulunduğu davalı kooperatifin amacını gerçekleştirmek için yüklenici firmayla yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu edilen arsaların temini sırasında müvekkilinin yaptığı katkının (arsalar müvekkilin de aralarında olduğu 7 kurucu üyenin kooperatife ödediği aidatlar ile satın alındığı ve kooperatifin sonrasında kayda değer bir aidat toplamadığı için) karşılığının müvekkilince tahsil edilemediğini, müvekkilinin kurucu üye olduğunu, henüz 7 üye varken tüm arsaların temin edildiğini, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldıktan sonra kooperatifin aidat toplamadığını, gider oluşturacak bir faaliyette de bulunmadığını, sadece genel kurul toplantıları yapıldığını, müvekkilinin üyelikten ihraç edildiğini, açılan dava sonucunda ihraç kararının iptal edildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkilinin genel kurullara çağrılmadığını, usulsüz bildirimler yapıldığını, davalı kooperatif tarafından sanal üyeler kaydedildiğini, bu üyelere birer daire tahsis edildiğini ancak müvekkiline hiç tahsis yapılmadığını ileri sürerek, davalı kooperatifçe üyeleri adına yapılan tüm tahsislerin ve bu tahsisler doğrultusunda üyeler adına yapılan tescil ve ferdileştirme işlemlerinin iptalini, yapıldı ise kura çekiminin iptalini, arsaların temini sırasında müvekkilinin yaptığı aidat ödemesinin davalı kooperatifin arsaların alımları için ödemiş olduğu toplam bedele oranı kadarının müvekkiline aidiyetinin tespiti ile adına tahsis edilen bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile müvekkili adına tapuya tescil suretiyle tahsis edilmesini, tapu iptali ve tescilin mümkün bulunmaması durumunda taşınmazların rayiç bedellerinin dava tarihinden itibaren TCMB avans faizi oranında işleyecek faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kooperatifin bir kısım arsa sahiplerince ellerindeki tarlayı kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle değerlendirmek için bir arsa kooperatifi amacıyla kurulmuş olduğunu, üyelerin çoğunluğunun tarla üzerinde hissesi olan ve gerçek taşınmaz payını kat karşılığı vermek ve payı oranında daire almak üzere kooperatife ortak olduklarını, bir kısım üyelerin ise arsa maliki olmayıp ya sonradan arsa payı verdiklerini ya da diğer üyelerden temlik almış olduklarını, kooperatifin iddia edildiği gibi kurulup para toplayıp piyasadan arsa almamış olduğunu, davacı tarafın bir miktar para ödemiş ancak arsa vermemiş bu nedenle de daireye hak kazanmamış olduğunu, ödediği paranın ise tasfiye sürecinde hesaplamalar yapılarak iade edileceğini, her ne kadar kağıt üzerinde arsa sahiplerinden tapu müdürlüğünde tapular asgari emlak beyan değerleri üzerinden bedel gösterilmek suretiyle alınmış gözüküyorsa da alınan tarla hisselerinin tamamının üyelere ait olduğunu, kooperatifin kuruluş aşamalarında hatta yüklenici firma adına güvenilir kişi olarak kooperatife kurucu ve yönetici olan davacının da 500 m²’lik bir arsa vermesinin söz konusu olduğunu, davacının yönetim kurulundan ayrıldığını, sadece kağıt üzerinde üye olarak kaldığını, kooperatifin kuruluşundan sonra resmi prosedüre göre arsalar kooperatif adına geçirildikten sonra yüklenici adına kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, daha sonraları ortaklardan yine bir kısım aidatlar toplandığını, davacının daire alabilmek için arsa vermesi gerekmekteyken süreç içinde vermemiş olduğunu, davacı diğer ortaklar ve yükleniciyle yaşadığı sorunlar sonucunda uzun zaman kooperatifle hiç ilgilenmediğini, yüklenici firma yetkilisi … ile olan bir kısım hukuki ihtilaflarına kooperatifi de kattığını, kooperatiften haksız olarak bir ya da iki daire istemiş olduğunu, davacının bir kısım ödemeleri usule aykırı olarak yatırdığından ve ortaklar arasındaki anlaşmazlık nedeniyle muhasip üyeliğinin sona erdirildiğini, davacının 2001 yılı defter ve belgelerini de teslim etmemiş olduğunu, davacının kooperatiften 8 adet daire isteyemeyeceğini sadece ödediği bedelleri isteyebileceğini, müteselsil sorumluluğu kabul etmediklerini savunarak, davacının isteyebileceği parasal haklarının tespitini, diğer tüm taleplerinin ve davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince “Dava; tapu iptali tescil olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Tüm deliller toplandıktan sonra mahallinde keşif yapılarak bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. 23/12/2014 tarihli raporda; “Davacının 21.05.2001 tarihinde Kayseri 2. Noterliğinin … yevmiye nosu ile tescil edilen … Koop.’nin kurucu üyesi olduğuna, Davalı kooperatif tarafından amacını gerçekleştirmek için satın alınan … Mah. Pafta … , parsel … nolu taşınmaz ile ilgili olarak dava dışı … A.Ş. İle yapılan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine göre daire yapımı için verilen arsadaki hisselerin kooperatifçe toplam 78.390.875.000 ETL ‘ye alınmış olduğuna, Davacının kooperatife yapmış olduğu ödeme miktarının 5.450.000.000 ETL olduğuna, Davalı kooperatifçe satın alınan parsel … nolu taşınmazın toplam fiyatı, yüklenici tarafından kooperatife verilmesi taaahhüt edilen toplam daire adeti nazara alındığında davacının bu katkı oranı kabul edildiğinden davacıya 5 adet dairenin isabet etmekte olduğuna, davacının katkı oranına isabet eden 5 adet dairenin dava tarihi itibariyle toplam değerinin 475.000.00 TL olduğu” belirtilmiştir.
Hukukçu bilirkişi 04/03/2015 tarihli raporda; “davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatife 2001 yılında yeni para değeri olarak 5.450,00-TL ödeme yaptığını, davalı kooperatifin ise 78.390,87-TL ‘ye üzerine bina yapılan arsaları aldığını, davacının kooperatifte bir üyeliği olması ve dairelerin ferdileştirme yoluyla üyelere devri sırasında 47 üye olduğu, davacının en az bir daire alma hakkı olduğunu bunun dışında, bu daire verilemez durumda ise kooperatife yapmış olduğu ödeme, bir üyenin yaptığı toplam ödeme esas alınarak 11 HD ‘nin belirlediği ölçütlerle tazminat talep edebileceği, yapı kooperaitflerindeki usule göre, kooperatiflerdeki usule göre kooperatifin fazla dairelerini satması halinde bunların bedellerinin risturn olarak bilançoda olması halinde üyelere dağıtılması gerektiği, bunun yapılmamış olması yönetim kurulunun sorumluluğunu gerektireceği, sonut olayda davacının iddiasına göre daire devirlerinde usulsüzlükler (dairelerin hiçbir bedel ödemeyen veya arsa yapı vermeyen üyelere devri ve üye olmayanlara devri) varsa, bunların kooperatife karşı aldığı daireleri geri vermek veya bu dairelerin bedelinin ödemek şeklinde tazminat yükümlülüğü içinde olacakları, bunlarla birlikte davacının iddiası ve dosyadaki bazı bilgilere göre kooperatif tüzel kişiliği altına gizlenmiş bir arsa yapı birlikteliği ortak girişiminin varlığının tam olarak ortaya konması halinde davacının diğer kurucu ortaklardan arsa payına denk gelen daire veya bunların bedelinin tazminat olarak istenebileceği” bildirilmiştir.
Davacı vekili 25/05/2015 tarihli açıklama dilekçesi sunmuştur. İtirazlar yönünden alınan 30/10/2015 tarihli ek raporda; Hukukçu-Mülk Bilirkişi …, İnşaat Mühendisi Bilirkişi … ve Serbest Muhasebeci-Mali Müşavir Bilirkişi … ek raporlarında özetle; “23/12/2014 tarihli raporumuz davalı kooperatif tarafından inşa ettirilen bloklardaki dairelerin özellikleri, dairelerin bulunduğu binaların yapı tarzı, kullanım alanları, taşınmazların şehir merkezine olan mesafesi, serbest alım satımlar, piyasa koşulları nazara alınarak dava tarihindeki tespit edilen değerlerinde bir isabetsizlik olmadığı” belirtilmiştir.
Hukuk bilirkişisi 17/06/2016 tarihli ek raporda; “belgelerin incelenmesinden kök raporda değindiğimiz şekilde davacı ile davalılar arasında kooperatif tüzel kişiliği paravan olarak kullanılarak kooperatif kurucu üyeleri arasında davalıların kooperatif tüzel kişiliği ardında aslında bir arsaya payı birlikteliği üzerinden kat inşaat yaptıran ortak girişim sözleşmesi ( adi ortaklık) meydana getirildiği, davacının buna göre, davalı paravan kooperatife kurucu üyelerden ortak girişimde elde edilen kazancı eşit olarak talep etme hakkına sahip olduğu, diğer bilirkişilerce belirlenen 5,14 dairenin veya bedelinin davalılardan talep edilebileceği” belirtilmiştir.
Daha sonra 17/10/2016 tarihli celsenin ara kararında belirtilen sebeplerle Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat yoluyla bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmıştır. 05/10/2018 tarihli raporda; “davacının davalı kooperatife üye olduğu; konut yapı kooperatifi olarak kurulan kooperatifin kuruluş aşamasında kurucular ve ödenen aidatlarla arsaların satın alınarak üzerinde dava dışı müteahhitle kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı, inşaatın ve dairelerin tamamlanması üzerine her bir ortağa, arsa maliyetine katılım oranında tahsis edilmek üzere kooperatif payına düşen dairelerden devredilmesi gerektiği ancak davalıya böyle bir devrin yapılmadığı, mahallinde keşif ve yerel bilirkişilerce yapılan hesaplamalar sonucunda davaya arsa maliyetine katılım oranı göz önünde bulundurularak, 5.14 adet daire düştüğü için bu sayıda dairenin tahsis edilmesi gerektiği ancak bu tahsis ve devrin yapılmadığı anlaşıldığından, 5.14 adet dairenin davacı adına tahsisine karar verilmesi gerektiği, bu dairelerin tapuda kooperatif üzerinde kayıtlı olması veya dairelerin devredildiği 3. kişilerin iyiniyetli olmamaları halinde tapu iptali ve tesciline karar verilmesi gerektiği, aksi taktirde kooperatifin sorumluluğuna başvurularak 5.14 adet dairenin bulunduğu mahaldeki rayiç değer tespitinin yapılarak ona göre kooperatiften tazminine karar verilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Ankara 14 Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilen talimat gereğince İnşaat Mühendisi Bilirkişi …, Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Bilirkişi Doç. Dr. … ve … Fakültesi Öğretim Üyesi Bilirkişi …’un 15/12/2017 tarihli raporlarında özetle; “davacının davalı kooperatife üye olduğu; Konut yapı kooperatifi olarak kurulan kooperatifin kuruluş aşamasında kurucular ve ödenen aidatlarla arsaların satın alınarak, üzerinde dava dışı müteahhitle kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı, inşaatın ve dairelerin tamamlanması üzerine her bir ortağa arsa maliyetine katılım oranında tahsis edilmek üzere kooperatif payına düşen dairelerden devredilmesi gerektiği ancak davalıya böyle bir devrin yapılmadığı, mahallinde keşif ve yerel bilirkişilerce yapılan hesaplamalar sonucunda davaya arsa maliyetine katılım oranı göz önünde bulundurularak, 5.14 adet daire düştüğü için bu sayıda dairenin tahsis edilmesi gerektiği, ancak bu tahsis ve devrin yapılmadığı anlaşıldığından 5.14 adet dairenin davacı adına tahsisine karar verilmesi gerektiği, bu dairelerin tapuda kooperatif üzerinde kayıtlı olması veya dairelerin devredildiği 3. kişilerin iyiniyetli olmamaları halinde tapu iptali ve tescili karar verilmesi gerektiği, aksi taktirde kooperatifin sorumluluğuna başvurularak, 5.14 adet dairenin bulunduğu mahaldeki rayiç değer tespitinin yapılarak ona göre kooperatiften tazminine karar verilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Ankara 14 Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilen talimat gereğince İnşaat Mühendisi Bilirkişi …, Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Bilirkişi Doç. Dr. … ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Bilirkişi …’un 15/10/2018 tarihli ek raporlarında özetle; “… Hukuk Fakültesi … tarafından 04/03/2015 tarihinde düzenlenen raporunda özetle; “davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatife 2001 yılında yeni para değeri olarak 5.450,00-TL ödeme yaptığını, davalı kooperatifin ise 78.390,87-TL ‘ye üzerine bina yapılan arsaları aldığını, davacının kooperatifte bir üyeliği olması ve dairelerin ferdileştirme yoluyla üyelere devri sırasında 47 üye olduğu, davacının en az bir daire alma hakkı olduğunu bunun dışında, bu daire verilemez durumda ise kooperatife yapmış olduğu ödeme, bir üyenin yaptığı toplam ödeme esas alınarak 11 HD ‘nin belirlediği ölçütlerle tazminat talep edebileceği, yapı kooperatiflerindeki usule göre, kooperatiflerdeki usule göre kooperatifin fazla dairelerini satması halinde bunların bedellerinin risturn olarak bilançoda olması halinde üyelere dağıtılması gerektiği, bunun yapılmamış olması yönetim kurulunun sorumluluğunu gerektireceği, sonut olayda davacının iddiasına göre daire devirlerinde usulsüzlükler (dairelerin hiçbir bedel ödemeyen veya arsa yapı vermeyen üyelere devri ve üye olmayanlara devri) varsa, bunların kooperatife karşı aldığı daireleri geri vermek veya bu dairelerin bedelinin ödemek şeklinde tazminat yükümlülüğü içinde olacakları, bunlarla birlikte davacının iddiası ve dosyadaki bazı bilgilere göre kooperatif tüzel kişiliği altına gizlenmiş bir arsa yapı birlikteliği ortak girişiminin varlığının tam olarak ortaya konması halinde davacının diğer kurucu ortaklardan arsa payına denk gelen daire veya bunların bedelinin tazminat olarak istenebileceği” bildirilmiştir.
Hukukçu-Mülk Bilirkişi …, İnşaat Mühendisi Bilirkişi … ve Serbest Muhasebeci-Mali Müşavir Bilirkişi …’nın 30/10/2015 ek raporlarında özetle; “Davacının 21.05.2001 tarihinde Kayseri 2. Noterliğinin … yevmiye nosu ile tescil edilen … Koop.’nin kurucu üyesi olduğuna, davalı kooperatif tarafından amacını gerçekleştirmek için satın alınan … Mah. Pafta …, parsel … nolu taşınmaz ile ilgili olarak dava dışı …. A.Ş. ile yapılan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine göre daire yapımı için verilen arsadaki hisselerin kooperatifçe toplam 78.390.875.000 ETL’ye alınmış olduğuna, davacının kooperatife yapmış olduğu ödeme miktarının 5.450.000.000 ETL olduğuna, davalı kooperatifçe satın alınan parsel … nolu taşınmazın toplam fiyatı, yüklenici tarafından kooperatife verilmesi taaahhüt edilen toplam daire adeti nazara alındığında davacının bu katkı oranı kabul edildiğinden davacıya 5 adet dairenin isabet etmekte olduğuna, davacının katkı oranına isabet eden 5 adet dairenin dava tarihi itibariyle toplam değerinin 475.000.00 TL olduğu” belirtilmiştir.
Davacı; davalı kooperatifin üyesi ve kurucu ortaklarındandır. Kooperatifin kurulması sırasında diğer üyelerle beraber değişik miktarlarda ödemeler yapmıştır. Davalı kooperatife ödenen aidatlar ile dava konusu taşınmazların inşa edildiği arsalar satın alınmıştır. Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri yoluyla dava konusu taşınmazlar (daireler) davalı kooperatife sağlanmıştır. Yönetim kurulu kararlarına uygun şekilde kat karşılığı inşaat sözleşmelerine binaen kooperatifin payına düşecek dairelerin yine kooperatif üyelerine/ortaklarına paylaştırması amaçlanmıştır. Kooperatifçe, kooperatife düşecek dairelerin ortakları arasında paylaştırılması kararı da alınmıştır. Dolayısıyla kooperatif ortaklarının üyelik için aidat yerine taşınmaz verdikleri ve sonrasında da arsa üzerinde yapılan dairelerden daireyi almayı hak ettikleri şeklindeki iddialar kesin olarak ispatlanamamıştır. Kooperatife arsa satmış görünenlerin kooperatif üyesi oldukları tespit edilmiştir. Her ne kadar da davalı kooperatifçe söz konusu arsaların tapuda satış gibi gösterildiği yani gerçekte böyle olmadığı, muvazaalı olarak bu şekilde işlem yapıldığı iddia edilmişse de hiç kimse kendi muvazaasına dayanarak kendi lehine hak iktisap edemeyeceğinden davalı kooperatifin bu beyanları, itiraz ve iddiaları hukuken geçerli olmadığından dikkate alınmamıştır.
Davalı kooperatifçe yapılan 09/06/2011 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararla, satın alınan taşınmazlar (arsalar) üzerinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak bu taşınmazlar üzerinde her türlü hukuki işlem ve tasarrufta bulunmak konusunda yönetim kuruluna yetki verilmiştir. Yönetim kurulu kararına uygun şekilde kooperatifçe dava dışı müteahhit arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmıştır, müteahhit tarafından yapılacak dairelerin %35′ nin kooperatife verilmesi konusunda anlaşmışlardır. Buna göre davalı kooperatife düşen daire sayısı 74’tür. Kooperatifin 28/06/2006 tarihli genel kurulundan alınan karar ve eşitlik ilkesine göre her bir üyeye ayrıcalık tanınmaksızın eşit şekilde daire mülkiyetinin devredilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Tapu Sicil Müdürlüğünden gelen tapu kayıtlarına göre dava dışı müteahhit tarafından kooperatife (A,B ve C bloklarda) toplam 57 adet daire devredilmiştir. Davalı kooperatifçe bu dairelerden üyelerine yapılan dağıtımlar dikkate alındığında bazı dairelerin üye olmayanlara devredildiği bilirkişilerce tespit edilmiştir. Davalı kooperatifin daireleri 3. kişilere devretmesi nedeniyle üyelerine verecek dairesinin bulunmaması halinde ise Yargıtayın emsal kararlarına uygun şekilde hesaplama yapılarak davacının hak ettiği karşılığın bedel yani tazminat olarak ödenmesi gerekir. Bu yönden bilirkişi heyetlerinin raporlarında da ayrıntılı olarak açıklandığı, tespit edildiği ve hesaplandığı üzere davacının davalı kooperatifçe yaptırılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi sonucunda davacının payına düşen daire sayısının 5,14 adet daire olduğu anlaşılmıştır. Bu dairelerin ödenmesi borcu davalı kooperatife aittir. Bu dairelerin tapuda davalı kooperatif adına kayıtlı ve tescilli olması halinde tapularının iptali ile davacı adına tescili gerekir. Şayet bu daireler tapuda davalı kooperatif adına kayıtlı olmayıp 3. kişilere devredilmiş ise 3. kişi tapu kayıt maliklerinin ancak kötüniyetle bu daireleri iktisap ettiklerinin ispatı halinde dairelerin 3. kişiler adına olan kayıtlarının yani tapularının iptali ile davacı adına tesciline karar verilebilir. Karine olarak taşınmazı tapudan satın alan 3. kişilerin iyiniyetli oldukları yasaca kabul edildiğinden bu karinenin aksini yani iktisap ederken kötüniyetle iktisap ettiklerini ispat yükü davacıdadır. Tüm dosya kapsamı birlikte nazara alındığında davacının, kötüniyetle iktisap iddiasını kesin olarak ispat edemediği anlaşılmıştır. Bu nedenlerle davacının hak ettiği tespit edilen 5,14 adet dairesinin karşılığı bedelini davalı kooperatiften talep hakkının olduğu yani 5,14 adet daire bedeli kadar davacının davalı kooperatiften alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Bir başka anlatımla kat karşılığı inşaatların ve dairelerin tamamlanmış olması nedeniyle davalı kooperatifin her bir ortağına, arsa maliyetine katılma oranında tahsis edilmek üzere kooperatif payına düşen dairelerden devri gerektiği ancak davacı ortağa böyle bir devrin yapılmadığı, davacının arsa maliyetine katılma oranına göre yapılan bilirkişi hesaplamalarına binaen davacı ortağa 5,14 adet daire isabet ettiği için davalı kooperatifçe bu dairelerin davacıya devri ve tahsisi gerektiği ancak bu devir borcunu yerine getirmediği ve tapuları da davalı kooperatif adına olmadığından tapudan devrini yapmasının da mümkün olmadığı anlaşıldığından davacıya isabet eden 5,14 adet dairenin rayiç bedelinin davalı kooperatiften tahsili ile davacıya ödenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bilirkişi heyetlerinin raporlarına göre işbu 5,14 dairenin toplam bedeli = 488.300 TL olarak hesaplandığından işbu bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı kooperatiften alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
İşbu daire bedelinin ödenmesi borcunun davalı kooperatife ait olması, diğer davalıların bu konuda bir borç ve sorumluluklarının olmaması nedeniyle davacının diğer davalılar hakkındaki davasının ise sübut bulmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacının terditli alacak/tazminat talebi hakkında bir karar verilmiş olduğundan diğer terditli talebi hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkemenin terditli olarak açtıkları tapu iptali ve tescili davalarını “kooperatif dışındaki davalılar iyi niyetlidir” şeklinde kabul ile reddettiğini, davalı …’in herhangi birisi olmadığını, müvekkilini zararlandırıcı işlemleri yapan yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı … için tedbirli taşınmazları kötüniyetle iktisap etmediğinin nasıl düşünülebildiğini, davalı yönetim kurulu üyelerinin kötüniyetli olduklarının daha başka hangi delille ispat edilebileceğini, kooperatif yönetim kurulu üyesi davalıların da, davalı tasfiye memurlarının da zararlandırıcı işlemlerinden dolayı hem Kooperatifler Kanununa muhalefet suretiyle ve hem de haksız fiil nedeniyle sorumluluklarının olduğunu, kararın kabul ile sonuçlanan kısmını istinaf etmediklerini bildirerek, davalı … adına tapuya kayıtlı 4 adet taşınmazın tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline, müvekkilinin bakiye 108.300,- TL alacağının da yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı Tasfiye Halinde …Kooperatifi Başkanlığı istinaf dilekçesinde özetle: Davanın 169.557,-TL’lik kısmı için harç ikmal edildiğini, kalan kısım için harç ikmal edilmediği halde 488.300,-TL tazminata karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının kooperatife ne arsa ne de para vermediğini, davalının … İnşaat firmasının yetkilisinin kardeşi olduğunu ve sadece kooperatifin işlerini takip etmesi için üye yapıldığını, davacının ödeme yaptığı varsayılsa bile sadece yaptığı ödemelerin bu güne uyarlanarak iadesi gerektiğini, dosyada alınan tüm bilirkişi raporlarının kök rapor esas alınarak hazırlandığını, bilirkişi raporlarının yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bilirkişilerce davacıya tek üyeliği olduğu belirtildikten sonra nasıl 5,14 adet daire verilmesi gerektiği sonucuna varıldığının anlaşılmadığını, bilirkişilerin düştüğü çelişkinin giderilemediğini, diğer üyelerin ödemeleri ile kabul etmemelerine rağmen davacının ödediği belirtilen 5.450,-TL’nin karşılığının yarım daire dahi etmediğini, ilk rapordaki 5,14 daire karşılığı tespitinin tüm bilirkişi raporlarında tekrarlandığını, alınan tüm raporlarda kooperatif tarafından sonradan belediyeden alınmış olan ek arsalar ve bunların hesabının hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, hesaplamaya dahil edilmediğini, tüm raporların hatalı ve eksik olduğunu bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliğine dayalı tapu iptali tescil ve tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/306E., 2019/197K. sayılı dava dosyasında verdiği 25.02.2019 tarihli kararına yönelik taraf vekillerinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
Davalı …’in taşınmazları üstündeki ihtiyati tedbirin kaldırılması isteminin karar henüz kesinleşmediğinden reddine,
2-a) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL’den peşin olarak yatırılan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 225,45 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına
b) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 33.355,77 TL’den peşin olarak yatırılan 8.338,94 TL’nin düşümü ile kalan 25.016,83 TL’nin davalı Tasfiye Halinde …Kooperatifi Başkanlığından alınarak Hazine’ye gelir kaydına
3-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
06.12.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 06.12.2023

Başkan Üye Üye Katip