Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1523 E. 2023/395 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/1523
KARAR NO : 2023/395

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2015/766 E.-2019/123 K.
DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında 23.02.2013 tarihinde imzalanan Borç
Yapılandırma ve Sabitleme Sözleşmesi’nde sözleşmenin konusunun, “Taraflar arasında konu olan borçlunun …. Şti.’ne vermiş olduğu ve onların cirosu üzerinden alacaklı …. Şti.’ye geçen … Şubesi 0367739 nolu 50.000,00 TL’lik çek, yine … Şubesi… nolu 50.000,00 TL’lik çek ve yeni sipariş edilen malzemelerin bakiyesi olan 40.000,00 TL’lik borcun karşılıklı anlaşma ile 152.000,00 TL olarak ödenmesi ile ilgili olarak aşağıda belirtilen ödeme şekline uygun yapılması kaydıyla sabitlenmesi ve yapılandırılmasıdır.” şeklinde açıklandığını, davalı şirketin sözleşmede belirtilen ödeme planlarına uymayıp dava konusu borcunu ödemediğini, Ankara 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/375 E sayılı dosyasıyla ihtiyati haciz kararı alındığını ve Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2012/16557 E. sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, Ankara Asliye 1. Ticaret Mahkemesi’nin 30.12.2013 tarih ve 2012/276 E. sayılı kararı ile davalının iflasına karar verildiğini, 152.000,00 TL’nin kaydı için iflas masasına başvurulduğunu, iflas idaresince 18.11.2014 tarih ve 61 nolu kararı ile “alacağın kesin, net ve her türlü tartışmadan uzak şekilde ispat edilemediği” gerekçesiyle kayıt başvurusunun reddine karar verildiğini ileri sürerek, esasa ve sıraya ilişkin itirazlarının kabulü ile alacaklarının masaya kaydının yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı iflas idaresi vekili; davacının iddia ettiği alacağa karşı zaman aşımı def’i, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunda ise hakdüşürücü süre itirazında bulunduklarını, sıra cetveline itiraz ve kayıt kabul davalarında alacağı olduğunu iddia eden tarafın alacağın kaynağını başka belgelerle de ispat etmesi gerektiğini, iflas idaresinin alacağın kabul veya reddine karar verirken iflas hukukunun kamusal olma niteliğini göz önüne alarak, masaya kayıtlı diğer alacaklıların haklarını korumak yükümlülüğü altında olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Davacının iş bu eldeki kayıt kabul davasının dayanağı olarak bildirilen “borç yapılandırma ve sabitleme sözleşmesi”nin 23/02/2013 tarihinde imzalandığı, bu süreçte müflis şirketin tüm yapılandırma ve mali işlerinde kayyum yetkisi ve izninin gerekliliği yasal zorunluluk olup anlaşmaya imza atanın – ki bu yetki ve imzaya itiraz edilmese dahi resen dikkate alınması gerekmekle – şirketin muhasebecisi konumundaki mali yetkilisi bulunduğu belirlenmiştir.
Diğer yönden işlem dayanağı olarak sunulan sözleşme ve işlemleri kapsamında müflis şirket ile dava dışı taşeron “…Ltd.Şti” arasındaki ticari emtia alım satımında teslim olgusunun kanıtlanamadığı belirlenmiştir.
Mali müşavir raporunda; Davacı tarafından müflis şirkete 2011-2012 dönem sonu itibariyle 196.229,60 TL tutarında fatura kesildiği, bu şirket tarafından müflis borcuna karşılık olduğu mali müşavir tarafından değerlendirilen … ..Ltd.Şti. tarafından 230.190,00 TL’lik çek keşide edildiği, çeklerin 147.200,00 TL’lik bölümünün iade edildiği, borç bakiyesinin şüpheli alacak hesabına kaydedildiği görülse dahi bu durumların iflas eden şirket kayıtlarında tespit edilemediği gibi taşeron …’nın müflis şirkete 1.203.319,96 TL borcunun bulunduğu görülmektedir.
Davanın yanları arasında kanıtlanamayan ticari ilişki çerçevesinde bu durumda davacının, dava dışı …Ltd.’den olan alacağını keşide edilen çekler vasıtasıyla teslimi yine görülmeyen emtia verilmesi olgusuna dayalı biçimde müflis şirketten temine veya borç kaydı ile alacaklı görünme iddiasına mahkememizce değer verilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Bu durumda, davacı davasını kanıtlayamadığı, borç yapılandırma sözleşmesinin müflis şirketi bağlamayacağı, teslimi kanıtlanamayan ve ticari ilişkinin kanıtlanamadığı noktada davacının alacak iddiasına değer verilemeyeceği, 3. kişi (… ..Ltd.Şti’)nin mal teslimi iddiasına dayalı düzenlenmiş çekleri ibrazından kaynaklı beyan ve iddialarının, bu arada müflis şirkete 1.203.319,96 TL borçlu olması da dikkate alındığında müflisin iflas öncesi borçlu bulunduğunu kanıtlamaya yeterli ve inandırıcı görülmediği kanaatine varılmış, bu nedenlerle bilirkişi raporunun içeriği değerlendirmeye alınmış ise de sonucuna hukuki yönden değer verilememiş…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece Mahkemesince bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verildiğini, davalının 23.02.2013 tarihli borç yapılandırma ve sabitleme sözleşmesinde isim ve imzası bulunan şirketin muhasebecisi konumundaki mali yetkilisi … yetki ve imzasına itirazda bulunmadığını, bu sözleşme uyarınca taşeron dava dışı …. Ltd. Şti. tarafından müvekkil davacı şirkete keşide edilen çek bedellerinin ödenmesinin taahhüt edilerek emtia temininin sağlanmaya çalışıldığının sabit olduğunu, müflis şirket ile dava dışı taşeron … … Ltd. Şti. arasındaki ticari emtia alım satımında teslim olgusunun kanıtlanamadığı belirlenmişse de kendilerince kantar fişleri ve sevk irsaliyeleri sunulmuş olup mahkemenin bu yargısını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, bu sözleşme kapsamında müvekkilince dava dışı şirkete nakliyeci isim ve imzası bulunan sevk irsaliyeleri ve dava dışı …. Ltd. Şti.’ne ait kaşe ve imza bulunan kantar fişleri ile toplam 25.828,43 TL tutarında emtianın dava dışı şirkete teslim edilmek üzere üçüncü kişilere teslim edildiğinin sabit olduğunu, her ne kadar mali müşavir raporunda; müvekkili davacı şirket tarafından müflis şirkete 2011-2012 dönem sonu itibariyle 196.229,60 TL tutarında fatura kesildiği, bu şirket tarafından müflis borcuna karşılık olduğu mali müşavir tarafından değerlendirilen … ..Ltd.Şti. tarafından 230.190,00 TL’lik çek keşide edildiği, çeklerin 147.200,00 TL’lik bölümünün iade edildiği, borç bakiyesinin şüpheli alacak hesabına kaydedildiği görülse dahi bu durumların iflas eden şirket kayıtlarında tespit edilemediği gibi taşeron …’ın müflis şirkete 1.203.319,96 TL borcunun bulunduğu görülmekte olduğu iddia edilmekte ise de, davalı şirket ile dava dışı 3. taşeron şirketin işbu borçlardan müşterek ve müteselsil sorumlu olduklarını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, alacağın iflas sıra cetveline kaydı istemine ilişkindir.
Gerekçeli karar başlığında davalı şirketin “Müflis” sıfatına yer verilmemiş olduğu görülerek, gerekçeli karar başlığı HMK’nın 304/(1). maddesi uyarınca düzeltilmiştir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubuyla kalan 135,50 TL.’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
4-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
01.03.2023 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 238.730,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza