Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1509 E. 2021/1664 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : …. … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08.05.2019
ESAS-KARAR NUMARASI ….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife 1999 yılında üye olup hisse aldığını ve 13.02.2000 yılında yapılan kura çekimi sonucu ….. nolu meskenin adına tahsis edildiğini ve müvekkilinin halen bu taşınmazda oturduğunu, müvekkilinin 2009 yılında yapılan genel kurul toplantısında kanun ve ana tüzük hükümlerine aykırı olarak kararlar doğrultusunda alınan parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle üyelikten ihraç edildiğini, alınan bu kararın iptali için açılan davanın halen derdest olduğunu, müvekkiline tahsis edilen taşınmazın önce davalı …’e ondanda diğer davalı …’e satıldığının kendisine bildirildiğini, müvekkilinin davalı kooperatifin tek yanlı kararı ile ihraç edildiğini, yapılan satışların muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, müvekkilinin yasal olarak daire satmasının mümkün olmadığını, davacının üyelikten ihraç edildiğini, buna ilişkin davanın halen derdest olduğunu, tapuda yapılan devirlerin müvekkili ile bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olup dava konusu taşınmazı bu üyeliği nedeni ile aldığını ve tüm edimlerini yerine getirdiğini, müvekkilinin daha sonra bu taşınmazı diğer davalı …’e sattığını, davacının üyelikten ihraç edildiğini, bu nedenle davada taraf ehliyetininde bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğunu, müvekkilinin dava konusu daireyi bedelini ödemek suretiyle 29.09.2010 tarihinde diğer davalı …’den satın aldığını, müvekkilinin tayininin Kayseri’ye çıkması nedeni ile konut ihtiyacı için bu daireyi satın aldığını ve tapuda taşınmazın bu sorunlarına ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı için tapuya güvenerek satın alma işlemini yaptığını, müvekkilinin halen mağdur durumda olduğunu ve burada oturduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Yargılama sonunda toplanan tüm delillere göre davacı ve davalı …’in davalı kooperatifin ortağı olduğu, Kooperatif Anasözleşmesi’nin 62. maddesi uyarınca, Kayseri 1. Noterliği’nin 13.02.2000 tarihli …. yevmiye sayılı düzenleme şeklindeki kura çekiliş zaptı ile yapılan noter kurası sonucu dava konusu dairenin davacıya isabet ettiği ve bu şekilde davacı adına tahsis edildiği, daha sonra davalı kooperatifin yönetim kararı ile davacının üyelikten ihracına karar verildiği, dava konusu dairenin ferdileştirme yolu ile 01.06.2010 tarihinde davalı … adına tapuya tescil edildiği, bu davalının daireyi 27.09.2010 tarihinde davalı …’e sattığı, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….. Karar sayılı kesinleşmiş ilamı ile davacının kooperatif ortaklığından ihracına yönelik kooperatif yönetim kurulu kararının iptaline karar verildiği görülmüştür.
Kooperatif ortağının tescil isteminde için bu hisseye yönelik kooperatife tüm ödemeleri yapmış olduğunu, hiç bir edimi kalmadığını, daire sahibi olan diğer üyelerle eşit durumda bulunduğunu ispatlaması gerekmektedir. Kooperatife borcu olan ortak, tahsis edilen dairenin adına tescilini isteyemez. Ortağın kooperatife borcu olması durumunda, konutun tahsis edildiğinin tespitine ilişkin karara dayanarak borcunu ödemesi halinde tapu iptali ve tescil isteyebileceği tabiîdir (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, 11/06/2015 günlü 2015/421 Esas 2015/4509 Karar sayılı emsal kararı).
Mahkememizce benimsenen ve hükme esas alınan bilirkişi kurulunun raporunda davacının davalı kooperatife yapmış olduğu ödemelerin toplamının 29,746,00-TL olduğu, kooperatif genel uygulamasına göre, kooperatifin üyelerin adına tahsisli dairenin tapudan tescili işlemleri yapılan normal ortakların kooperatife yapmış olduğu ödemelerin ise 41.192,00-TL olduğu saptanmıştır. Kooperatif uygulamalarına göre kooperatife 41.192,00-TL ödeme yapan ortaklara tahsisli dairenin tapusu verilmekte olup davacı ise bu ortaklara nazaran 11.446,00-TL daha az ödeme yapmış olup kooperatife bu miktar daha borcu bulunmaktadır. Bu durumda dava tarihi itibariyle davalı kooperatife borcu bulunduğu anlaşılan davacının tapu iptali ve tescil isteyemeyeceği gerekçesiyle, dairenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline yönelik olan işbu davanın REDDİNE…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkilinin halen davalı kooperatifin üyesi olduğunu ve ihraç kararının iptal edildiğini, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, müvekkilinin dairesinin ihraç kararı kesinleşmeden davalı … adına tescil edildiğini, bu kişi tarafından da diğer davalı …’e satıldığını, davalı kooperatifin bazı yöneticilerinin görevini kötüye kullanma suçundan yargılandığını, satışların hukuka aykırı olduğunu, tahsis kararının şahsi hak sağladığını, bir ortağın izni olmadan başka şahsa tahsis edilemeyeceğini, davalı kooperatifin ferdileştirmeyi başka kişi adına yaptığını, satışların muvazaalı olduğunu, üyeliğin ihraç kesinleşmeden ferdileşme yapıldığını, kararın kaldırılması gerektiğini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık, davalı kooperatif üyesi olan davacının kura sonucu kendisine tahsis edilen ancak ferdileştirme sonucu davalı … adına tapuya tescil edilen ve bu davalı tarafından diğer davalı …’e tapuda devri yapılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescil talebinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davacıya kurada isabet eden dairenin başkalarına muvazaalı tahsisi ve devri iddiası ile açılan tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dava dosyasında verdiği 08.05.2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 14,90-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
10.11.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 11.11.2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …