Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1491 E. 2022/1296 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/1491
KARAR NO : 2022/1296

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/625E., 2019/317K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davacı tarafından davalıya ait ‘…’ ve ‘…” ın internette tanıtımı amacıyla sosyal medya hizmeti konusunda sözleşme yaparak davalıya hizmet verildiğini, ancak ücretinin ödenmediğini, Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2016/6556 sayılı dosyasında alacağın tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın yüzde 20 sinden az olmayacak şekilde icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; ispat yükünün davacıda olduğunu, iddiasını geçerli hukuki delillerle ispatlaması gerektiğini, davacının tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davalının davacıya borcu olmadığını, iddiaların gerçek dışı olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Dava, hizmet sözleşmesi uyarınca düzenlenen faturalara dayalı alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. (İİK. madde67)

2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Ankara 31.İcra Dairesinin 2016/6556 sayılı takip dosyasının istendiği dosya arasına konulduğu, incelenmesinde; faturaya dayalı olarak 22/03/2016 tarihinde 4.803,35 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun yasal süre içinde borca ve faize itiraz ettiği, takibin durduğu davacının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı görülmüştür.
Dava dilekçesi ekindeki deliller incelenmiş, uyuşmazlığın niteliğine göre 6100 sayılı HMK nın 222. maddesi gereğince ticari defterlerin mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmesine karar verilmiş, cevap dilekçesinde ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayanan davalıya ticari defterlerini sunması için ihtarlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen, ticari defterlerini ibraz etmediğinden ve bulunduğu yeri bildirmediğinden davacının defterleri üzerinde inceleme yapılmıştır.
Davacı vekili tarafından ticari defterlerinin yerinin bildirilmesi üzerine, dosya bilirkişi raporu hazırlanmak üzere … ve …’a tevdi edilmiş, bilirkişi heyetince verilen 07/11/2017 tarihli raporda; “dosya kapsamında sunulan belgeler ve internet ortamından haricen yapılan araştırmalardan, davacı şirket tarafından davalı şirkete takibe konu faturalar içeriği hizmetin verildiğinin tespit edilemediği, davalı şirket ticari defterleri incelenememiş olup incelemenin davacı şirket ticari defter kayıtları ile dosya kapsamından yapıldığı, davacı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu ve açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığının görüldüğü, davacı şirketin davalı şirket adına düzenlediği takibe konu toplam 4.637,40 TL tutarındaki bir adedi “Sosyal Medya Hizmeti” bir adedi ise “Alan Adı” içerikli olan irsaliyeli faturaların davacı kayıtlarında yer aldığı, davalı şirketin borcuna karşılık bir ödemede bulunmadığı ve 22/03/2016 olan takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 4.637,40 TL alacağının bulunduğunun ticari defterlerden tespit edildiği, davacı tarafça 165,95 TL işlemiş faiz talebinde bulunulduğu, mevcut davada faize yönelik itirazın da iptali talep edilmiş ise de takip öncesi döneme ilişkin T.B.K’nun 117. Maddesi anlamında davalının temerrüte düşürüldüğü konusunda dosya kapsamında bir belgeye rastlanılmadığı” bildirilmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna itirazları üzerine, Elektrik-Elektronik ve Bilgisayar Mühendisi … tarafından verilen 17/10/2018 tarihli raporunda; “davacının alan adları alımı ve bir aylık sosyal medya hesaplarının alan adı alım açılış ve ilk kurulum hizmetlerini yaptığı, bu nedenle dosya içerisindeki teklifin (mail trafiğine göre onaylandığı) ücret kısmına göre, yapılan faturalandırmaların doğru olduğu, davacı isteminin haklı olduğu, davacının bu kapsamda 2.900,00 TL + KDV = 3.422,00 TL tutarında Sosyal Medya Hizmeti ve 1.030,00 TL + KDV = 1.215,40 TL alan ad alımı hizmeti olarak düzenlenmiş olan faturalar kadar alacaklı olduğunun” bildirdiği görülmüştür.

Bilirkişi raporu HMK 281 şerhi ile birlikte taraflara tebliğ edilmiş, rapora itiraz edilmemiştir. Bilirkişi raporu ayrıntılı gerekçeli ve denetime uygun olup uyuşmazlık konuları ile tarafların iddia ve savunmalarını kapsayacak şekilde düzenlendiğinden hükme esas alınmıştır.
Netice olarak taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 4.637.40 TL asıl alacak yönünden davanın kabulüne, davalı temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faize ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacının icra inkar talebi bakımından ise, İİK nun 67/2. Maddesi gereğince fatura alacağının borçlu tarafından belirlenebilir (likit alacak) olduğu kabul edilerek hüküm altına alınan asıl alacak için davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: alınan bilirkişi raporlarının eksik inlemeye dayalı, hatalı raporlar olduğunu, tüm itirazlarının dikkate alınmadığını, hizmetin verilmediğini, tebligatların usulüne uygun olmadığını, hatalı hüküm kurulduğunu bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesi uyarınca düzenlenen faturalara dayalı alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/625E., 2019/317K. sayılı dava dosyasında verdiği 15/03/2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 316,78-TL’den peşin olarak alınan 79,20-TL’nin düşümü ile kalan 237,58-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
14/09/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …