Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1472 E. 2023/1768 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/1472
KARAR NO : 2023/1768

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17.04.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/69 E., 2019/379 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında 17.12.2014 tarihli “Proje Danışmanlık Hizmet Alım Sözleşmesi” bulunduğunu, sözleşme uyarınca düzenlenen faturanın tahsili için Ankara 56. Noterliği’nin 08.09.2015 tarih ve 12881 yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ancak fatura bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün 2015/21190 E. sayılı takip dosyası ile takibe geçildiğini, ancak takibe itiraz edildiğini beyan ederek itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin, davacının da katkıları ile hazırladığı Yeni Teknolojik Makineler ile Kapasite Arttırımı ve Uluslar Arası Pazar Payını Artırma Projesi’nin elektronik ortamda Bakanlığa gönderildiğini ve uygun bulunduğunu, ancak Bakanlıkça istenilen belgelerin hazır edilmesinin şart koşulduğunu, bitişik komşu taşınmaz maliki …’in muvafakatinin sağlanamadığını, sözleşmenin 7. maddesine göre projenin hibe almaya hak kazanması ve uygulanması durumunda başarı primine hak kazanılacağını, hibe sözleşmesinin imzalanmaması nedeniyle uygulanma aşamasına geçilemediğini beyan ederek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…Dava konu Yeni Teknolojik Makineler ile Kapasite Arttırımı ve Uluslar Arası Pazar Payını Artırma Projesi’nin elektronik ortamda Bakanlığa gönderildiği ve uygun bulunduğu, ancak, Bakanlıkça istenilen belgelerin hazır edilmesinin şart koşulduğu, bitişik komşu taşınmaz maliki …’in muvafakatinin sağlanamadığı bu nedenle eksik evrakj bulunduğundan bahisle davalı şirketin hibeyi alamadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamında dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak 29.05.2017 tarihinde bilirkişi kurulundan alınan raporda, taraflar arasındaki danışmanlık sözleşmesi kapsamında, başvuru belgelerinin hazırlanması ve projenin hazır hale getirilmesi konusunda davacının sorumlu olduğunu, komşu parsel malikinin muvafakatinin alınmasının da danışman davacının sorumluluğunda olduğunu, davalının, davacının kusuru ile hibeyi alamadığını, belirtmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede projenin hazırlanmasının davacının sorumluluğunda olduğu belirtilmiş, davacının ücrete hak kazanabilmesi içinde projenin hibeye hak kazanması ve uygulanması şart koşulmuştur. Dosya kapsamında projenin başarısız olmasının eksik evrak ile yapılan başvurudan kaynaklandığı ve bu eksikliğinin başvuru yapılırken davacı tarafından tamamlanmasının gerektiği, davalının aldığı herhangi bir hibenin olmadığı gibi bunun sorumluluğunun da davalıya yüklenemeyeceği anlaşılmış, davacı herne kadar yapmış olduğu takipte haksız ise de kötü niyetli olduğu tespit edilememiştir. Bu nedenle davanın reddine ve davalının koşulları bulunmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre danışman olan müvekkili tarafından hazırlanan ve Bakanlığa teslim edilen projenin hibe almaya hak kazanmasına rağmen davalı tarafından mücbir sebep sayılan haller dışında uygulanmaması durumunda da danışmanın başarı primine hak kazanacağının belirlendiğini, davalının, Bakanlık tarafından sağlanan hibeyi almaya hak kazandığını, ancak Bakanlık tarafından talep edilen evrakları ibraz edemediğini ve bu sebeple hibe sözleşmesini imzalamadığını, davalının kendi kusuru ile hibe sözleşmesini imzalamamasının mücbir sebep olarak değerlendirilemeyeceğini, bu anlamda sözleşmenin açık hükmü gereği müvekkilinin başarı primine hak kazandığını, ancak mahkeme tarafından sözleşme hükümleri dikkate alınmaksızın hüküm tesis edildiğini;
Bilirkişi raporunda, davalının hibe sözleşmesini imzalaması için gerekli olan belgeyi temin edememesinin davalıya yüklenebilecek bir kusur niteliğinde olmadığı, eksik belge sebebi ile hibe sözleşmesinin imzalanmadığı ve bu şekilde müvekkilinin başarı primine hak kazanamayacağının belirtildiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının giderilmediğini;
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre müvekkilinin, başarılı olan firmalardan talep ettiği başarı primine, sonuçlar açıklanır açıklanmaz hak kazanacağını ve yine sözleşmeye göre müvekkilinin başarı primine hak kazanmasının Bakanlık ile davalının hibe sözleşmesi imzalaması şartına bağlı olmadığını, mahkeme tarafından sözleşmenin yorum gerektirmeyecek nitelikteki açık hükümlerinin hatalı şekilde değerlendirildiğini;
Müvekkili firmanın sorumluluğunun, projenin tekliflendirilmesine kadar olan süreyi kapsadığını, bu tarihten sonra Bakanlık tarafından talep edilecek her türlü ek bilgi ve belgenin sunulmasından davalı tarafın sorumlu olduğunu, davalı firmanın proje başvurusu sırasında noter onaylı bir muvafakatnamenin alınması gerektiğini bildiği halde, proje başvurusunun noter onayı olmayan bir muvafakatname ile yapılması talimatında bulunduğunu ve hibe sözleşmesini kendi kusuru ile imzalayamadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

Dava, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesi kapsamında, ödenmeyen başarı primi faturası bedelinin tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/69 E., 2019/379 K. sayılı dava dosyasında verdiği 17.04.2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 225,45-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına.
08.11.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 09.11.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır