Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1436 E. 2022/1369 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1436 – 2022/1369
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(H Ü K M Ü K A L D I R A R A K
Y E N İ D E N H Ü K Ü M K U R U L M A S I)
ESAS NO : 2019/1436
KARAR NO : 2022/1369

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09.02.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2015/438 E., 2018/100 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin müflis şirkette 12.10.1998 – 28.12.2006 tarihleri arasında iş akdiyle çalıştığını, Ankara l. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/569 E., 2013/504 K. sayılı ve 11.07.2013 tarihli kararı ile borçlu şirketin iflasına karar verildiğini, iflas işlemlerinin Ankara 21. İflas Müdürlüğü’nün 2013/17 sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, iflas kararından sonra yasal süresi içerisinde 308 başvuru numarasıyla müvekkilinin 263.116,66-TL alacağını masaya bildirdiğini, iflas masasının 109.548,31-TL’yi kabul ettiğini, 153.568,35-TL alacağı ise reddettiğini, buna ilişkin kararın müvekkiline 09.07.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, bu nedenle davayı yasal süresi içerisinde açtıklarını, kıdem tazminatı için iş akdinin feshi tarihi olan 28.12.2006 tarihinden iflas tarihi olan 11.07.2013 tarihine kadar en yüksek mevduat faizinin uygulanarak masaya kayıt taleplerinin kabulü gerekirken red edilmesinin yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, ayrıca ihbar tazminatı ve maaş alacakları yönünden de müflis şirketin 29.01.2007 tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünü, bu tarihten iflas tarihine kadar ihbar tazminatı için yasal faiz, maaş alacakları için ise bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte alacağın masaya kaydı talebinin de yasaya uygun olduğunu belirterek müvekkilinin reddedilen alacağının iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı iflas idare memuru, iflas idaresinin İİK’nun 226. maddesi gereğince masanın menfaatini gözetmekle yükümlü olduğunu, davacının alacak talebindeki denetime elverişli olmayan faiz vb. taleplerin reddedildiğini ve davanın açılmasına davacının sebebiyet verdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Yargılamada toplanan deliller, benimsenen 02.11.2016 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya evrakına göre; 1475 sayılı Yasa’nın 14. maddesi uyarınca işveren kıdem tazminatı yönünden fesihle birlikte mütemerrit olduğundan davacının, kıdem tazminatı için fesih tarihi olan 28.12.2006 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizini talep edebileceği, ihbar tazminatına yasal faiz işletilmesi gerekmekte olup, kıdem tazminatında olduğu gibi işveren fesih tarihi itibariyle yasa gereği mütemerrit olmadığından faiz talep edilebilmesi için ayrıca temerrüde düşürülmesi gerektiği, davacının işvereni daha önce temerrüde düşürdüğü tespit edilememiş olduğundan en erken Ankara 24. İcra Müdürlüğü’nün 2012/4932 E. sayılı takibinin başlatıldığı tarihten itibaren faiz talep edilebileceği, müflis işveren, davacının kendisinden toplam 47.025,87-TL tutarında ücret alacağı bulunduğunu kabul ve beyan etmiş olmakla davacının 47.025,87-TL tutarındaki ücret alacağını talep edebileceği, sonuç olarak 02.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda hesap yöntemi ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere davacının 70.049,16-TL alacağı yönünden kayıt kabul talebinin yerinde olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile 70.049,16-TL’nin davalının iflas masasına davacı alacağı olarak kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mahkemece delillerin toplandığını, dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek masaya kaydı talep edilebilecek alacak miktarı konusunda rapor alındığını, bilirkişi raporunda talep edilebilecek alacakların hesapladığını ancak ihbar tazminatı ve ücret alacaklarına işlemiş faizler için işverenin temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle bu alacaklar yönünden taleplerinin yerinde olmadığı görüşüne yer verdiğini, bu gerekçeye katılmadıklarını; İİK’nun 195. maddesinde iflasın açılması ile müflisin borçlarının muaccel olacağının ve iflasın açıldığı güne kadar faiz ve takip masraflarının ana paraya ilave edilerek masaya kaydedileceğinin öngörüldüğünü, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.12.2006 tarihli kararıyla İşveren ….’nin iflasına karar verildiğini, kararla birlikte tüm çalışanların iş akdinin feshedildiğini, fesihten sonra işverence, müvekkilinin tüm alacaklarını gösteren 29.01.2007 tarihli belgenin düzenlendiğini, bu belgeyle alacakların iflas masasına bildirildiğini, 29.01.2007 tarihli belgede müvekkilinin ihbar tazminatı ve ücret alacaklarının da işverence hesaplandığını, bu nedenle 29.01.2007 tarihli belgeyle birlikte ihbar tazminatı ve maaş alacakları yönünden de müflis şirketin temerrüde düştüğünü, bu tarihten iflas tarihine kadar ihbar tazminatı için yasal faiz, maaş alacakları için ise bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizle birlikte alacağın masaya kaydı gerektiği yönündeki taleplerinin yasaya uygun olduğunu; Borçlar Kanunu ve emsal mahkeme kararlarına, İİK’nun 195. ve TMK’nun 2. maddelerine göre temerrüdün gerçekleştiğini, bu nedenle davalı işverenin temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle, ihbar ve ücret alacaklarına ilişkin işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı yönündeki yerel mahkeme gerekçesine katılmadıklarını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, işçilik alacağının iflas masasına kaydı istemine ilişkindir.
Alacağın iflas masasına kaydı için yapılan başvurunun değerlendirilmesinde iflas idaresine tahkik ve tetkik yetkisi tanınmıştır (İİK m.230/I), ancak idare bu yetkisini kullanırken sınırsız bir takdir hakkına sahip değildir. İdare gerçek olmayan alacakların masaya kaydına engel olmak suretiyle tasfiyenin selametini ve gerçek hak sahiplerinin haklarına kavuşmasını sağlamakla yükümlüdür.
İİK’nin 195. maddesine göre iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Asıl alacağa iflastan sonra da, faiz işlemeye devam ederse de, bu ancak tasfiye bakiyesi kalırsa ayrıca ödenir. Kayıt kabul davalarında tahsile değil, alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinilir. Alacağın ödenmesi ancak tasfiye sonunda masa mevcudunun sıra cetveline uygun biçimde dağıtımı aşamasında gerçekleşir ve alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceği ancak bu aşamada anlaşılabilir.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının kalan işçilik alacaklarının aslı hesaplanmış, ancak işçilik alacaklarından iflas tarihine kadar işlemiş faizi 29.01.2007 tarihli işveren tarafından işçiye verilmiş işçilik ücretleri ile kıdem ve ihbar tazminatı miktarını gösterir belge dikkate alınmaksızın iflastan önce işverenin temerrüde düşürülmediği belirtilmek suretiyle eksik hesaplama sonucu yapılmış, İlk Derece Mahkemesince bu miktar üzerinden hüküm kurulmuştur.
Dairemizce işverenden sadır olan 29.01.2007 tarihli belge ile işverenin işçilik alacaklarını belirlediği, ayrıca temerrüt ihtarına gerek olmadığı kanaatine varılarak ek bilirkişi raporu alınmış olup anılan tarihin temerrüt tarihi olarak kabulü ile iflas masası tarafından kabul edilen 109.548,31-TL’ye ilaveten 140.461,25-TL’nin daha masaya kaydı gerektiği tespit edilmiştir.
Bu durumda HMK m 356/2 uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın 140.461,25-TL üzerinden kısmen kabulüne dair aşağıdaki gibi yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/438 E., 2018/100 K. sayılı dava dosyasında verdiği 09.02.2018 tarihli HÜKMÜNÜN KALDIRILMASINA, YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA.

Buna göre:
“1-Davanın kısmen kabulü ile, 140.461,25-TL davacı alacağının iflas masasının birinci sırasına kaydına.
Fazlaya ilişkin istemin reddine.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70-TL’nin mahsubu ile kalan 53,00-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafça yatırılan 27,70-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
4-Davacı tarafça sarf edilen 210,38-TL posta davetiye masrafı, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti toplamı 1.810,38-TL yargılama giderinin kabul-ret oranına göre 1.655,77-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine. Kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına.
5-A.A.Ü.T. uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya; (istinaf yasa yoluna başvurmadığı dikkate alınarak)2.180,00-TL vekalet ücretinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
6-Gider-delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgili tarafa iadesine.”

II-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
III-A.A.Ü.T. uyarınca 5.500,00-TL istinaf duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
27.09.2022 tarihinde, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, davacı vekili …’in yüzüne, davalı vekilinin yokluğunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 29.09.2022

Başkan Üye Üye Katip