Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1395 E. 2023/47 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/1395
KARAR NO : 2023/47
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/199 E.-2019/174 K.
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Taraf vekillerince, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacılar; 1999 yılında yapılan genel kurul kararına dayalı olarak kooperatif uhdesindeki… parsel sayılı taşınmazdan 19,5 dairelik arsa satışı yapıldığını, arsa hisse satış işleminin karar defterine yazıldığını, olağanüstü genel kurulda arsa hisse satış işleminin ibra edildiğini, davacılardan …’ün hissesini …’dan devraldığını, davacı …’in annesi …’ın hissesini diğer mirasçılarından devraldığını, davacı …’nın hissesinde bir değişiklik olmadığını, davalı kooperatifçe arsa hisselerine ait tapu kayıtlarının kendilerine devredilmediğini ileri sürerek, … parselde bulunan arsa hisse kayıtlarının iptali ile hisselerinin davacılar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; gayrimenkul satışı veya satış vaadinin resmi şekilde yapılması gerektiğini, müvekkili kooperatifin dava konusu arsanın zilyetliğini davacılara teslim etmediğini, Kanuna ve ana sözleşmeye göre gayrimenkul satışının genel kurul kararına bağlı olduğunu, 30.01.1999 tarihli genel kurulda “….arsaların satılmasına ve bu konuda yönetim kuruluna (ana sözleşmesine 44. mad. göre) ayrıca üyelerden gelen istek üzerine;…’dan oluşan komisyon oluşmasına oy birliği ile karar verildi…” şeklinde karar alındığını, komisyon kurulmadan yönetim kurulunca alınan satışa ilişkin kararın yok hükmünde olduğunu, davacıların komisyon kurulmaksızın ve hiç bir teklif alınmaksızın kendi belirledikleri kişilere, kendi belirledikleri en az bedel ile satış yapılmış gibi karar aldıklarını, 30.01.1999 tarihli 1998 yılına ait genel kurulda karar alınmasına rağmen 06.12.2000 yılına satış için hiçbir işlem yapılmadığını, 1999 yılına ait genel kurul kararında arsa satışına ilişkin hiçbir karar alınmamasına, şartları ve asgari bedeli belirlenmemesine rağmen yönetim kurulunun hukuk dışı iş ve işlemlere devam ederek davacılarla birlikte toplam 12 kişiye satış yapıldığına ilişkin karar aldığını, davacılardan yönetim kurulu üyesi …’ün kendine menfaat sağlayarak kendi adına arsa hissesi satın aldığını, hileli işlem yaptığını, …’ün bulunduğu yönetim kurulunun hukuk dışı kararları sebebiyle ibra edilmediğini, davacıların tüm bu hukuk dışı olaylar hakkında bilgi sahibi oldukları için 13 yıla yakın bir süredir hiçbir talepte bulunmadıklarını ve belki de kooperatif kayıtlarının ortadan kalkmasını beklediklerini, yapılan tüm iş ve işlemlerin kooperatif ortaklarının hak ve menfaatlerine aykırı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesinin 17.10.2017 tarih ve 2015/442 E., 2018/245 K. sayılı kararıyla; kooperatif genel kurulunun arsa satış kararına uygun olmaksızın, yönetim kurulu kararı ile arsa satışı ve tapuda resmi satış yoluyla yapılmayan işlemler de geçersiz olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 22.02.2018 tarih ve 2018/154 E., 2018/245 K. sayılı kararıyla; “Davalı kooperatif, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na tabi tüzel kişidir. Anılan yasanın 42/6.maddesi hükmüne göre kooperatiflerde, gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulün niteliği, yerinin ve azami fiyatının, satılacak gayrimenkulün ise asgari fiyatının belirlenmesi yetkisi kooperatifin en üst organı olan genel kurula tanınmıştır. Başka bir deyişle, kooperatifin tapuda malik olduğu veya şahsi hak suretiyle kazandığı bir taşınmazın bu konuda kooperatif genel kurulu kararı olmadan satışı olanaksızdır. Hatta yasanın açık hükmünde gösterilen yönteme uyulmadan yapılan satışa, sonradan icazet verme olanağı dahi bulunmamaktadır.
Kooperatifler Kanunu’nun 2/2. maddesindeki ”Yapı kooperatifleri ile konusuna taşınmaz mal temliki dahil bulunan diğer kooperatiflerin anasözleşmelerinde ortaklara taşınmaz mal temlik edileceği hakkındaki taahhütler başka bir resmi şekil aranmaksızın muteberdir. ”hükmü uyarınca kooperatifin ortağına taşınmaz mal temliki hakkındaki sözleşmelerin resmi şekle bağlı olmadığı hususu gözönünde bulundurulmalıdır.
Öte yandan, üye olmayan 3. kişilerin koooperatifin maliki olduğu taşınmazı, genel kurulun 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42/6 ve anasözleşmenin 23/9. madde hükmüne uygun satış kararı vermesi üzerine satın alması mümkün ve geçerlidir….
Somut olayda; Davalı kooperatif tarafından 30.01.1999 tarihli genel kurul kararı ile kooperatif bünyesinde bulunan taşınmazların satışına ilişkin karar alındığı ve bu hususun üyelere duyurulduğu, … parsel sayılı taşınmazın, 20.03.2001 tarihli yönetim kurulu kararı ile satışına dair karar alındığı anlaşılmıştır.
Kooperatifçe alınan 30.01.1999 tarihli genel kurul kararında, arsa satışının, davacı …’ün de aralarında bulunduğu 7 kişilik komisyon aracılığıyla yapılacağı belirtilerek gerek genel kurul gerek komisyon üyeleri tarafından yönetim kuruluna yetki verilmiştir. Kooperatifler Kanun’un 42/6. maddesi hükmüne uygun olarak asgari satış fiyatı gösterilmek suretiyle yönetime yetki veren alındığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, genel kurul tarafından yetki verilen yönetim kurulunun yaptığı satışın geçerli olduğunun kabulü ile gerektiğinde yerinde keşif yapılmak ve uzman bilirkişi raporu alınmak suretiyle, davacıların pay oranları belirlenerek oluşan sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde yazılı şekilde karar verilmesi”nin doğru olmadığı gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK.’nın 353/(1)-a.6. maddesi uyarınca esası incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince; “…18.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda; taşınmaz üzerinde bir yapı bulunmadığının daha evvel yapılan keşif ile tespit edilmiş olduğu, taşınmazın 12 kişiye satıldığı, yönetim kurulu kararı uyarınca davacıların paylarının hesaplandığı, buna göre, taşınmazın 1/12 payının davacı …, 1/4 payının davacı …, 1/12 payının ise davacı …’e isabet edeceği, diğer payların ise dava dışı kişilere satıldığı belirtilmiştir.
Davacı taraf 07/01/2019 tarihli dilekçe ile tapu iptali ve tescil istemlerini, dava konusu taşınmaza yapılacak 39 dairelik bloktan daire sayı ve numaraları bildirilerek açıklamış ve tescile de bu şekilde karar verilmesini talep etmiş ise de; her ne kadar 20/03/2001 tarihli yönetim kurulu kararında da satışa bu şekilde karar verilmiş ise de, taşınmazdaki kat irtifakının davadan önce 2013 yılında terkin edilmiş olduğu anlaşıldığından, mevcut tarla vasfındaki taşınmazla ilgili bu şekilde hüküm kurulması mümkün olma”dığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı kooperatif adına kayıtlı olan… parselde kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile taşınmazın 1/12 payının davacı …, 1/4 payının davacı …, 1/12 payının davacı … adına kayıt ve tescili ile kalan payın (1/6) davalı kooperatif üzerinde bırakılmasına, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; … parselin tapu kütüğünde “Kat İrtifakı” kaydı bulunan üç bloktan oluşan imarlı bir parsel olduğunu, 23.11.2018 dilekçelerinde; … parselde, C blokta bulunan arsa hisse sahibi… ile davacı …’na ait arsa hisselerinin B bloğa alınması, B blokta bulunan …’e ait 5 dairelik arsa hissesinin C bloğa alınması halinde, C blokta arsa hisse paylaşımı tamamlanmış B Blokta 2,5 dairelik arsa hissesinin (B Blokun 1/4 hissesi) …’na, C Blokta 2,5 dairelik hissesinin (C Blokun 1/4 hissesi) …’e, C Blokta 7,5 dairelik arsa hissesinin (C Blokun 3/4 hissesi) … adına, kalan 7/12 hissenin (A blokun tamamı ile B blokun 3/4 hissesi ) davalı kooperatif adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ettiklerini,
İlk derece Mahkemesince taşınmazdaki kat irtifakının davadan önce 2013 yılında terkin edilmiş olduğu ve tarla vasfındaki taşınmazla ilgili bu şekilde hüküm kurulması mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne dava konusu… parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 1/12 payının davacı …, 1/4 payının davacı …, 1/12 payının davacı … adına kayıt ve tescili ile kalan 1/6 payın davalı kooperatif üzerinde bırakılmasına karar verildiğini,
Karardaki arsa hisseleri toplandığında tüm payların 17,5 daire olduğunu, kalan arsa hissesinin diğer 7 arsa hissedarına verilmek üzere davalı kooperatif uhdesinde kalması gerektiğini,
İlk derece Mahkemesince dava konusu taşınmazın imarlı parsel olduğunu bildiren Belediye Başkanlığı dikkate alınmaksızın tarla vasfında olduğunun kabulü ile karar verildiğini, dava konusu taşınmazın imarlı arsa olduğunu,
Davalı kooperatif arsa hisselerinin devrini kat irtifaklı olarak devretme taahhüdünde bulunduğundan bu taahhüdünü yerine getirmek zorunda olduğunu,
Sincan Tapu Müdürlüğünün 06.03.2019 tarihli yazısı ekinde gönderilen dava konusu taşınmaza ait kat irtifakı tapu kütüğünde… parseldeki dairelerin kat irtifakı olduğunun bildirildiğini,
Arsa hisse sahibi üyelerin bulunamaması nedeniyle 2000 yılında başlayan tasfiyenin sonuçlanamadığını, davalı kooperatifçe tasfiye amacıyla toplam 240 dairelik arsa hisselerinin dağıtımına ilişkin hiç bir işlem yapılmadığını, diğer 7 arsa hissesi sahibinin yaşayıp yaşamadıklarının/mirasçılarının bilinemediğini, İlk derece Mahkemesi kararı kapsamında arsa hisselerinden daha uzun süre faydalanmalarının mümkün olmayacağını,
Taleplerinin aynen taksime uygun olduğunu,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının 23.11.2018 tarihli dilekçeleri doğrultusunda düzeltilerek onanmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek, genel kurulca m² fiyatı 100.000 TL’den az olmaksızın komisyon kurularak taşınmaz satışına karar verildiğini, komisyon kurulmadan yönetim kurulunca alınan satışa ilişkin kararın yok hükmünde olduğunu, satış işleminde bu bedelin göz önünde bulundurulmadığını, davacıların hiçbir teklif alınmaksızın sadece kendi belirledikleri kişilere ve kendi belirledikleri en az bedel ile satış yapılmış gibi karar aldıklarını,
Arsanın tamamının 19,5 daire olarak hesap edildiğini, oysa 20.03.2001 tarihli yönetim kurulu kararının “Kooperatifimizin yönetimince 6.12.2000 tarihinde alınan kararı gereğince Kooperatifimizin bünyesindeki… Nolu parselden 19,5 dairelik arsa satışı yapılmaktadır” şeklinde olduğunu, söz konusu arsanın 39 dairelik olup kabul anlamına gelmemek üzere yönetim kurulunun bunun yarısının (1.440/2=720 m²) satışını yaptığını,
Yönetim kurulunun komisyon kurmaksızın kooperatif üyesi olan kişilerin 1,5 arsa hissesi olduğunu varsaydığını ve satın alacak üyelerin 1,5 dairelik arsa hissesini… no’lu parsele aktardığını, hiç bir üyenin 1,5 dairelik arsa hissesi kalmadığını, 1,5 dairelik arsa hissesi kalmayan üyelerin arsalarının genel kurul kararı olmaksızın… no’lu parsele aktarılmasının mümkün olmadığını, kooperatif üyesi olan kişilere 1,5 dairelik arsa hissesi parası ödemeden 2,5 dairelik arsa hissesi verilmesinin mümkün olmadığını, bilirkişilerce bu durum göz önüne alınmadan hesaplama yapıldığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve Dairemizin kaldırma kararına uygun olarak inceleme ve araştırma yapılmış olmasına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Dava, davacılara satılan arsa hisselerinin tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından;
Davalı kooperatifin öncesinde … üyelerine sattığı arsalar üzerinde S.S. … unvanıyla kurulduğu, daha sonra unvanının S.S…. olarak değiştirildiği,
Kooperatifin arsa ihtiyacını Polis Yardım Sandığından arsa alan emniyet mensuplarının 2,5 dairelik arsa hisseleriyle karşıladığı,
2,5 dairelik arsa hissesi olanların bir dairelik arsa hissesinin üzerinde konut yapılmak üzere kooperatif, 1,5 dairelik arsa hissesinin ise sahibine verilmek kaydıyla kooperatif uhdesinde kaldığı, bazı ortakların 2,5 dairelik arsa hisselerini bedeli karşılığında kooperatife sattıkları, bu yolla arsası olmayan ortaklara kooperatifin satın aldığı arsa hisselerinden bir dairelik arsa satılmak suretiyle arsa ihtiyacının giderildiği,
30.01.1999 tarihli genel kurulun 5. gündem maddesinde, oyçokluğuyla arsaların satılmasına; bu konuda anasözleşmenin 44. maddesine göre yönetim kuruluna (yetki verilmesine) ayrıca üyelerden gelen istek üzerine …’dan oluşan komisyon oluşmasına oybirliğiyle karar verildiği, elde edilecek paranın her üyenin hissesi oranında dağıtılacağının belirtildiği ve 2035 ada 4, 5, 8 ve 2039 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8, parsellerde bulunan arsaların m²’si en az 100.000 TL.’sinden satılmasına oybirliğiyle karar verildiği,
19.03.2000 tarihli genel kurulda tasfiye kararı alındığı,
Kooperatifçe üyelere gönderilen 2000 yılı itibariyle bitirilen işlerin anlatıldığı yazıda, “Sayın üyemiz kooperatifimizden ayrılan üyelerden kalan arsalarla Toplu Konuta olan borcumuz ödenecektir.
Kooperatifimizin sahibi olduğu arsa hisselerinden 1 dairelik 1.600.000.000 TL. bedelle üyelerimize satılmasına karar verilmiştir. Bilindiği gibi üyelerimizin büyük bir kısmı 2,5 daire hissesi ile kooperatife girmişti. Bu üyelerimizin 1 dairelik hissesine evi yapıldı. 1,5 dairelik hisse kaldı. Şu anda bulunduğumuz alanda kooperatiflerce 2,5 dairelik hisseye 1 daire (130 m²) verilmektedir. Arzu eden üyemiz 1.600.000.000 TL. verdiği takdirde 1 dairelik hisse ile 2,5 dairelik hisse alacak, hiç arsası olmayan üyemiz 2.400.000.00 TL. verdiği takdirde 1,5 dairelik, 4.000.000.000 TL. verdiği takdirde 2,5 dairelik hisse tapu alınacaktır. 2,5 dairelik hissesiyle bir daire sahibi olabilir.” şeklinde duyuru yapıldığı,
20.03.2001 tarihli Yönetim Kurulu kararında; “Kooperatifimizin yönetimince 6.12.2000 tarihinde alınan kararı gereğince kooperatifimizin bünyesindeki… nolu parselden 19,5 dairelik arsa satışı yapılmıştır.
Arsa bedelleri, kooperatifimizin … Bankasındaki hesaplarına alıcılar tarafından yatırılmıştır,
Bundan böyle, Kooperatifimize ait arsa satışı yapılmayacağının üyelerimize bildirilmesine karar verilmiştir
19,5 dairelik arsa satışından hisse alanların listesi ve daire hisseleri aşağıda belirtilmiştir.

Şeklinde açıklama yapıldığı,
27.06.2003 tarihli Yönetim Kurulu kararında; “Kooperatifimiz bünyesindeki… parseldeki arsa tapularını almak üzere tapularını almak üzere talepte bulunan üyelerimize aşağıdaki düzenlemeye uygun olarak tapu verilmesine karar verilmiştir…. olmak üzere, Tüm tapu giderleri arsa sahiplerinden alınacaktır.” şeklinde karar alındığı,
Davacılardan … (…)ın 08.05.2005 tarihinde murisi annesi …’a ait hisse üzerindeki diğer mirasçıların hisselerini noterde devraldığı,
Davacılardan …’ün 23.06.2006 tarihinde …’ye ait 2,5 dairelik, …’ye ait 2,5 dairelik hisseler ile 05.07.2006 tarihinde …’a ait 2,5 dairelik hisseyi noterde devraldığı,
Dava konusu… parsel sayılı, 1.440 m²’lik taşınmaz davalı kooperatif adına kayıtlı iken, 23.08.1989 tarihinde, A, B ve C Blok şeklinde her bir blokta 10 daire olacak şekilde 1/30 arsa paylı 30 daire için davalı kooperatif lehine kat irtifakı kurulduğu,
09.12.2013 tarihinde davalı kooperatif yetkililerinin talebi üzerine kat irtifakının terkin edildiği,
Taşınmazın tarla vasfıyla davalı kooperatif adına kayıtlı olduğu,
Anlaşılmıştır.
Bu işlemlerin davalı kooperatifin tasfiyesini tamamlamak amacıyla yapıldığı, ortaklara yapılan 2000 yılı faaliyetleri ile ilgili duyurudan anlaşıldığı üzere, davacılardan …’nın, …’in hisselerini topladığı …’ın, …’ün hisselerini devraldığı … ve …’nin 2,5 dairelik hisse satın almalarından hiç arsası olmayan üyelerden oldukları, …’ın ise 2,5 dairelik hissesinin 1 dairelik bölümüne konut yapılan ve elinde 1,5 dairelik hisse kalan üye olduğu, satın aldığı 1 dairelik hisse ile birleştirerek toplam 2,5 dairelik hissesini davacı …’e devretmiş olduğu görülmektedir.
Her ne kadar satışa ilişkin yönetim kurulu kararlarında “2,5 dairelik” hisse satışlarından söz edilmekte ise de, yukarıda açıklanan 2000 yılı faaliyetleri ile ilgili duyuruda açıkça “2,5 dairelik hisseyle bir daire sahibi olunabileceği” belirtilmiştir.
Her ne kadar taşınmaz üzerindeki kat irtifakı terkin edilmiş ise de 2,5 dairelik hisse satın alan şahsın, toplam 30 daire yapılması öngörülen taşınmazda bir daire sahibi olmak üzere ortak olduğu açıktır.
Buna göre İlk derece Mahkemesince; dairelerin arsa paylarının eşit olduğu da gözetilerek, davacılardan …’nın 1/30, …’in 1/30, …’ün devraldığı birer dairelik hisseler toplamı 3/30 payının bulunduğunun kabulü ve bu payların iptaline karar verilmesi gerekirken, 20.03.2001 tarihli yönetim kurulu kararında… parselden (tamamı değil) 19,5 dairelik arsa satışı yapıldığının belirtilmiş olmasına karşın ve 2,5 dairelik hissenin bir daire satışına tekabül ettiği gözden kaçırılarak 2,5 dairelik hisse satışının 2,5 daire satışına tekabül ettiğinin kabulü ile yanılgılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURULARININ ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.03.2019 tarih ve 2018/199 E., 2019/174 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-DAVANIN KABULÜ İLE, davalı kooperatif adına kayıtlı olan …. parselde kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile taşınmazın 1/30 payının davacı …, 3/30 payının davacı …, 1/30 payının davacı … adına kayıt ve tescili ile kalan payın (25/30) davalı kooperatif üzerinde bırakılmasına, davacıların diğer taleplerinin reddine,
2-Kararın Tapu Müdürlüğüne bildirilmesine,
3-Alınması gereken 5.054,80 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 256,17 TL harcın ve 1.263,70 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 3.534,93 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 256,17 TL peşin harç, 27,70TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı ve 1.263,70 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.552,77 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 549,80 TL tebligat ve posta gideri ile 2.400,00TL bilirkişi ücreti, 50,00 TL keşif araç ücreti, 206,30 TL keşif harcı, 31,40 TL istinaf karar harcı ve 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 3.323,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacıların kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 8.489,78 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,”
III-Aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan davacılardan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken (179,90×3=)597,70 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubuyla kalan 495,30 TL.’nin davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
IV-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak yatırana iadesine,
V-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, VI-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
18/01/2023 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 19/01/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza