Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1360 E. 2022/2040 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/1360
KARAR NO : 2022/2040

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28.03.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/68E., 2019/386K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davalı hakkında Ankara 2. icra Müdürlüğü’nün 2015/20736 E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinde, davalı-borclunun borca itirazları üzerine takibin durduğunu, davalı-borçlunun takibe itirazlarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, iptalinin gerektiğini, müvekkil ile davalı arasında 01.11.2014 imza tarihli 01.12.2015 sözleşme tarihli Proje Danışmanlık Hizmet Alım Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin söz konusu sözleşme uyarınca tüm edimlerini ifa ettiğini, müvekkilinin verdiği danışmanlık hizmeti sayesinde davalının; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Kırsal Kalkınma Yatırımları Destekleme Programına gerekli tüm başvuruların müvekkili sayesinde yaptığını, bu kapsamda fon ve hibe almaya hak kazandığını, ancak davalının; son aşamada hibe sözleşmesinin imzalanması için bakanlık tarafından kendisinden talep edilen bazı evrakları (ÇED raporu veya muafiyet belgesi) bakanlığın uyarı yazılarına rağmen ibraz edemediğini, müvekkilinin vereceği danışmanlık hizmetlerinin ne olduğunun sözleşmenin 2. maddesinde açıkça belirlendiğini, bu hizmetlerin; proje oluşturulmasında danışmanlık hizmeti vermek, projeyi destekleyici verilerin toplanması için yönlendirmek, proje başvurusundaki dokümanları teklif olarak sunulacak hale getirmek ve dokümantasyon yönetimi hakkında danışmanlık vermek, proje bütçesinin hazırlama hizmeti vermek, proje sunma kontrol listesinin hazırlanması, projenin başvuru formatına uygun hale getirilmesi, projenin ilgili makama teslim edilecek hale getirilene kadar dosyalama işlemlerinin gerçekleştirilmesi olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeye göre danışmanlık hizmeti bedeli/ücretlendirme iki bölümden oluşmakta olduğunu, birinci bölümün, sözleşmenin 7. maddesinde düzenlenmiş olan proje geliştirme ve ön hazırlık çalışmaları karşılığı olan 2.000.00 TL+ KDV proje hazırlama bedeli olduğunu, ücretlendirme bölümünün ikinci kısmı olan başarı primi ise yine maddede düzenlendiğini, Bakanlığa teslim edilen projenin hibe almaya hak kazanmasına rağmen müşteri tarafından mücbir sebep sayılan haller dışında uygulanmaması durumunda da danışmanın başarı primine hak kazanacağı ve bu tutarın müşterinin hak kazanmış olduğu hibe bedelinin % 3+KDV tutarında olacağının belirlendiğini, davalıdan sözleşmenin bu maddesine istinaden ve sözleşmeye uygun olarak talep edilen başarı primi ödenmediğini, alacağın tahsili amacı ile davalı hakkında Ankara 2. Müdürlüğü 2015/20736 E. dosyası ile başlatılan icra takibinde takibin davalı-borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazları sebebi ile durdurulduğunu ileri sürerek, haksız ve kötüniyetli itirazın iptali ile borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirket ile davacı arasında Proje Danışmanlık Hizmet Alım Sözleşmesi bulunduğunu, müvekkili şirketin Fiziki ve Teknik Kapasite Gelişimi İmalat Alanı ve Yeni Teknolojiyle İmalat Kapasitesi ve Rekabet Gücünün Artıkılması Projesi ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına başvurduğunu, İstanbul Valiliği İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 20.02.2015 tarihli yazısında, ÇED Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına gerek olmadığının kanaatine varıldığını, başvuruda bulunulan projenin oluşturulmasında davacı danışmanlık şirketinden destek alınmadığını, Bakanlığa bildirilen rakamlar ile ÇED raporunda yer alan rakamlar arasında farklılık olduğunu, hal böyle olunca da Bakanlıkça ilgili ÇED raporunun kabul edilmediğini, yine aynı şekilde davacı şirketçe müvekkili şirketin başvuru formuna 2200 ton kapasite artışı olduğu bilgisinin yazıldığını, oysaki müvekkili şirketçe 540 ton üretim artışının söz konusu olduğunu, davacı şirketin yapmış olduğu fahiş hata nedeniyle müvekkili şirketin deri işleme kapasitesinin 4940 ton fazla gösterilmesi, üstüne üstlük 540 tonluk kapasite artışı ile 2200 tona yükselmek istemesine karşın, 2200 tonluk kapasite artışı varmış gibi bir sonuca varılması halinde, müvekkili şirketin gerçek olmayan bu rakamlar doğrultusunda hibe sözleşmesini imzalamasının söz konusu olmayacağını, davacının kendi hatası ve sözleşmeye ilişkin edimlerini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle müvekkili şirketin hibe alamamasına ve projesinin iptal edilmesine sebebiyet vermiş olması hususunun açıkça ortada iken bir de başarı primi talep ediyor olmasının hiçbir suretle kabulünün mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Dava, davacı tarafça fatura alacağına dayanan takibe davalının itirazı üzerine davacının açmış bulunduğu 2004 sayılı İİK’nda düzenlenen itirazın iptali davasına ilişkindir.
Ankara 2. İcra Müdürlüğünün 2015/20736 takip sayılı icra dosyası, sözleşme ve fatura örnekleri, müzekkere cevapları, ticaret sicil özeti, bilirkişi raporu ile diğer belgeler dosyada mevcuttur.
Ankara 2. İcra Müdürlüğünün 2015/20736 takip sayılı icra dosyasının incelenmesinde; dosya alacaklısının …., borçlusunun …., takip çıkışının 34.424,06 TL olduğu, faturadan kaynaklı ilamsız icra takibi yapıldığı, borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durduğu, asıl alacak miktarı üzerinden iş bu davanın süresinde açıldığı anlaşıldı.
Taraflar arasında danışmanlık hizmet alım sözleşmesi akdedildiği, sözleşme kapsamının Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Kırsal Kalkınma Yatırımları Destekleme Programı kapsamında sağlamış olduğu fon ve projelerde yer almak üzere yürütülecek danışmanlık hizmetine ilişkin genel hüküm ve kurallarının tayinine ilişkin olduğu, sözleşmede müşterinin davalı, danışmanın ise davacı olarak gösterildiği, sözleşmenin 7. maddesinde proje geliştirme ön hazırlık çalışmalarına başlamak için peşinat 2.000,00-TL + KDV proje hazırlama bedeli alınacağı, hazırlanıp Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına teslim edilen projenin hibe almaya hak kazanması ve uygulanması durumunda müşterinin kazanmış olduğu hibe bedelinin yüzde 4+KDV oranındaki başarı priminin müşterinin hibeyi almaya hak kazandığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde müşteri tarafından danışmanın hesabına yatırılacağı, müşterinin hibe almaya hak kazanmasına rağmen projeyi mücbir sebep sayılan haller dışında bir sebepten ötürü uygulanmaması durumunda ise hak kazanılan hibe bedelinin yüzde 3+KDV oranında tutarın müşteri tarafından danışmanın hesabına hibeyi almaya hak kazandığı tarihten itibaren 1 ay içinde yatırılacağının düzenleme altına alındığı anlaşılmıştır.
HMK.nun 222/1, 220/3 maddeleri gereğince taraflara dava konusu ticari defter ve kayıtlarını sunması süre verilmiş ve bilirkişi tarafından tarafların ticari defter kayıtları incelenmiştir.
Dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
05.11.2018 tarihli rapora göre, usulünce düzenlenmekle sahibi lehine delil olma vasfına haiz olan davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlarına göre 16.09.2015 olan takip tarihi itibariyle takibe konu faturadan ötürü davalı şirketten 34.424,06 TL.alacaklı olduğu, davacı danışman firmanın danışmanlık hizmetini tam olarak ifa edemediği, davalı firmanın başvuruyu başarılı bir şekilde yaparak gerekçeli veya gerekçesiz imzalanmaması söz konusu olmayıp Bakanlığın başvuruyu 28.05.2015 tarih ve 12853 sayılı cevabi yazı kapsamında doğrudan red ettiği anlaşılmakta olduğundan danışmanlık hizmet sözleşmesinin 7. madde kapsamında girmediğinin bildirildiği,
28.01.2019 tarihli ek rapora göre, 05.11.2018 tarihinde hazırlanan kök raporda verilen görüşün de değişiklik yapıldığı, usulünce düzenlenmekle sahibi lehine delil olma vasfına haiz olan davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlarına göre 16.09.2015 olan takip tarihi itibariyle takibe konu faturadan ötürü davalı şirketten 34.424,06 TL.alacaklı olduğu, davacı danışman firmanın davalı firmanın görüş ve bilgisi doğrultusunda başvuru formu hazırlayarak hibe başvurusunda bulunulduğu, başvurunun Bakanlık tarafından onaylandığı, ancak davalı firma tarafından sunulan ÇED görüş yazısının Bakanlık tarafından onaylanan projeye kapasitesine uygun olmadığından, İl Müdürlüğü tarafından belirtilen tarihe kadar gerekli olan ÇED görüş yazısının sunulamamasından ve imzalanmamasından dolayı projenin iptal edilmesinden dolayı Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi 7. madde “…müşterinin hibe almaya hak kazanmasına rağmen projeyi mücbir sebep sayılan haller dışında bir sebepten ötürü uygulanmaması durumunda hak kazanmış olduğu hibe bedelinin % 3’ü + KDV oranında tutar müşteri tarafından danışmanın hesabına hibeyi almaya hak kazandığı tarihten itibaren 1 ay içerisinde yatırılacaktır” kapsamına girdiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Davadaki uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince davacının yaptığı danışmanlık hizmeti esnasında başvuru formunda davalı şirketin kapasite artışına ilişkin davalının bilgi ve onayı dışında hata yapılıp yapılmadığı, davalının hibe almaya hak kazanıp kazanmadığı, kazanmamış ise bunun hangi tarafın kusurundan kaynaklandığı, davacının sözleşmede kararlaştırılan başarı primi almaya hak kazanıp kazanmadığı noktalarında toplanmıştır.
Somut olayda; yukarıda detayları belirtilen sözleşme kapsamında davalı adına davacının danışmanlığında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Kırsal Kalkınma Yatırımları Destekleme Programına 34.2.HÜİ.09.00202 proje numarası ile İstanbul İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne başvuruda bulunulduğu, yapılan başvuruya karşın ise davalının ÇED raporu veya muafiyet belgesinde belirtilen kapasite raporuna uygun olmayan kapasite ile hibe programına başvurması ve hibe sözleşmesi aşamasında verilmesi gerekli belgeler listesinde yer alan başvuru formunda belirtilen ÇED raporu ile muafiyet belgesinin sunulmamasından dolayı daha önce onaylanan proje ile sunulan ÇED görüş yazısının uygun olmadığının tespit edildiği, davalıdan yeni kapasiteye uygun ÇED raporunun istenilmiş olduğu, projenin yeni kapasiteye uygun alınan ÇED görüş yazısı ile birlikte hibe sözleşmesi imzalamanın son tarihine kadar imzalanmaması nedeniyle idare tarafından iptal edildiği, dolayısıyla davacının öncelikle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Kırsal Kalkınma Yatırımları Destekleme Programına katılmak üzere başvuru formatına uygun olarak hazırlattığı projenin ilgili Bakanlığa online ortamda sunularak proje onayı alıp hibe almaya hak kazanmasından sonra yukarıda belirtilen nedenlerden ötürü onay alan projenin sonrasında iptal edildiği, diğer yandan yerinde inceleme yetkisi verilerek alınan ek bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere taraflar arasında hazırlanan başvuru formunun gözden geçirilmesi için elektronik ortamda atılan mesajların olduğu, davalının çeşitli konularda revize taleplerinin bulunduğu, ancak bu mesajlarda davalının kapasiteyi ÇED raporunda belirtilen ve olması gerekli miktar yönünde düzeltme talebinin bulunmadığının tespit edildiği, belirtilen nedenlerle taraflar arasında yapılan sözleşmenin 7. maddesi metin dikkate alındığında davacının danışmanlık işi gereği hibe bedelinin yüzde 3+KDV oranında tutarı talep hakkının bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde toplanan deliller, icra dosyası, ticari defter kayıtları, bilirkişi raporları, müzekkere cevapları ve tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafın, faturadan kaynaklanan ve bilirkişi raporu ile hesaplanan alacaklar için icra takibi yapmakta haklı olduğu anlaşıldığından davanın dava dilekçesinde belirtilen ve talep konusu edilen miktar dikkate alınarak kabulüne, bilirkişi raporunda hesaplanan alacak miktarı üzerinden itirazın iptaline icra takibinin devamına, nakdi alacak likit olduğundan hesaplanan %20 icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davacı tarafın adresinde yapılmış olan bilirkişinin yaptığı incelemede davacı tarafın bulunması ancak taraflarının katılım sağlayacağını belirtmiş olmalarına rağmen kendilerine haber dahi verilmemiş olduğunu bu durumda, incelemenin nasıl yapıldığını bilmediklerinden ve bu inceleme sonucunda elde edilen belgelerin doğru ve hukuka uygun olup olmadığını bilemeyeceklerinden ötürü itirazlarını sunduklarını, inceleme ile inceleme neticesinde elde edilen belge ve bilgilere muvafakatlerinin bulunmadığını, bilirkişi raporundaki görüşe esas alınan işbu belgelerin taraflarına tebliğ edilmemesi ve Uyap üzerinden kontrol ettiklerinde dahi bu belgelere ulaşamıyor durumda olmalarından ötürü, öncelikle bu sebeple ilgi rapora ve eklerine itiraz ettiklerini, müvekkil şirket yeni ÇED raporu alsaydı dahi, bu ÇED raporu yine 1660 ton üzerinden alınabileceğini, zira müvekkili şirketin 6600 ton ile bir ilgisinin bulunmadığını, dolayısıyla yine projeye uygun olmayacağını, Mahkemece, sanki müvekkil şirketin, Bakanlığa uygun belge sunabilir durumdaymış da sunmamış gibi kararında bahsediyor olmasının hiçbir anlamlı tarafı bulunmadığını, müvekkili şirketin hatalı başvurudan sonra, hatalı bilgilerin yer aldığı başvuruya uydurabileceği bir belge yaratması beklenemeyeceğini, davacı şirket, müvekkili şirketin başvuru konusunda danışmanlığını yapan şirket olarak, 20.02.2015 tarihli ÇED Raporunda kapasitenin 1.660 ton/yıl olduğu yazmasına rağmen nasıl olur da kapasite sanki 6.600 ton/yıl gibi bir başvuru yapabileceğini, basiretli bir şirket olarak ve müvekkil şirketin bu husustaki danışmanlığını yürüten şirket olarak başvuru formunu göz göre göre nasıl böyle hatalı doldurup gönderebileceğini, müvekkili şirkete danışmanlık yapan şirketin, danışmanlık yaptığı konuda teknik bilgisinden hareketle, başvurunun ÇED raporuna dayandığı ve bu başvurunun ÇED raporuna uygun olması gerekliliğini bilmesi gerektiğini ve yine bu ÇED raporuna aykırı bir başvuru yapmaması, yapılıyorsa dahi müvekkil şirketi uyarması gerektiğini, davacının talepte bulunduğu başarı primine hak kazanabilmesi için iki durumun gerçekleşmesi gerektiğini, davacı tarafından hazırlanıp ilgili makama sunulan proje, hibe almaya hak kazanamamış, İstanbul İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne sunulan belgelerin incelenmesiyle, Müdürlüğe sunulan belgelerin projeye uygun olmadığı tespit edilmiş ve ilaveten istenen şartlar da yerine getirilememiş olup, sunulmuş olan projenin Bakanlıkça iptal edildiğini, bu gerçeklik karşısında, davacı şirketin hatası ve yanlış yönlendirmesiyle işbu projenin iptali söz konusu olmasına rağmen, bunu araya katmadan yalnızca Sözleşmenin 7. maddesi dikkate alındığında açıkça görülecektir ki: Proje hibe almaya hak kazanamamış, bu sebeple proje uygulanamamış ve sözleşmenin 7. maddesinde yer alan başarı primine ilişkin her iki şart da gerçekleşmediği için başarı primine hak kazanılmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, Proje Danışmanlık Hizmet Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/68E., 2019/386K. sayılı dava dosyasında verdiği 28.03.2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.351,51-TL harçtan peşin olarak alınan 587,88-TL’nin düşümü ile kalan 1.763,63-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
21.12.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 21.12.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır