Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1331 E. 2023/209 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1331 – 2023/209
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/1331
KARAR NO : 2023/209

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08.11.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2015/66E., 2018/856K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davacı ve davalı vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 07.12.2009 tarihli eksper hizmet sözleşmesi imzalandığını, dava dışı şirkete kredi sözleşmesi ile kredi kullandırıldığını, kredinin teminatı olarak bir taşınmazın gösterildiğini, taşınmaz için eksper raporu düzenlendiğini, anılan 28.07.2011 tarihli raporda rayiç değerin 215.000,00 TL olarak tespit olunmasının ardından dava dışı şirkete 150.000,00 TL’lik kredi kullandırıldığını, taşınmaz üzerinde de 03.08.2011 tarihinde 300.000,00 TL’lik ipotek tesis edildiğini, kredinin geri ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibi kapsamında İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2012/185 E. Sayılı dosyasında kıymet takdiri için alınan 27.02.2012 tarihli bilirkişi raporunda değerin 50.000,00 TL olarak tespit edildiğini, müvekkili tarafından kıymet takdirine itiraz edildiğini ve İzmir 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/149 E. 2012/356 K. Sayılı kararı ile taşınmazın kıymetinin 100.000,00 TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin zararından davalının sorumlu olduğunu, davalı şirketin personelinin tanzim ettiği ekspertiz raporuna istinaden kullandırılan kredi tutarı için 70.000,00 TL fazla tahsis edilen limit olduğunu, ayrıca bu zararın 20.01.2015 tarihine kadar 30.778,04 TL işlemiş faizi de bulunduğunu belirterek, 100.778,04 TL alacağın davalıdan ana paraya dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili tarafından yapılan değerleme raporunun ilgili yönetmeliğe uygun olduğunu, müvekkiline başvuru koşullarının oluşmadığını, müvekkili tarafından hazırlanan rapor ile davacının uğradığını iddia ettiği zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığını, davacı tarafından yapılan hesaplamanın da hatalı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava, taraflar arasında imzalanan ekspertiz hizmet sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce dava konusu taşınmaz üzerinde keşif yaptırılmak suretiyle bilirkişi raporu tanzim ettirilmiş olup, dava konusu eksper incelemesine konu taşınmazın günümüz itibariyle değerinin 168.000,00 TL olduğu, 28.07.2011 tarihi itibariyle değerinin 125.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde dava konusu eksper hizmetine konu taşınmazın bugünki rayiç değerini kabul ettiklerini, ancak tespit edilmesi gereken 28.07.2011 tarihi itibariyle değerin TEFE oranı esas alınarak geçmişe uyarlama yöntemiyle tespit edilmesini kabul etmediklerini, bilirkişi heyetinden tespit edilen bugünkü değerin TCMB tarafından İzmir için geçerli konut fiyat endeksi esas alınarak geçmişe uyarlama yöntemiyle tespit edilmesi için ek rapor alınması talep edilmiştir.
Davalı vekili keşif sırasında taşınmazın içerisinin incelenememesi nedeniyle yapılan tespitin yeterli olmayacağını, incelemeye konu taşınmazın inşaat seviyesinin hatalı tespit edildiğini, raporda ilgili bölgeye ait arsa m2 piyasa rayiç değerinin de hatalı belirlendiğini, ilgili yönetmeliğin gözönünde bulundurulmadığını bildirerek, rapora itiraz etmiştir.
Mahkememizce itirazların karşılanması için ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, 31.05.2016 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden kök rapordaki 28.07.2011 tarihi itibariyle taşınmazın değerinin 125.000,00 TL olduğuna dair yapılan tespitte bir değişiklik olmadığını, davalı şirket tarafından 28.07.2011 tarihli rapor ile tanzim edilen iş bu rapor arasında %20’den büyük fark olduğundan davaya konu olan raporun Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmeliğe uygun olmadığı bildirilmiştir.
Davalı vekili, ek rapora kök rapora itirazlarını tekrarlar şekilde itiraz etmiştir.
İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2012/185 E. Sayılı dosyasının incelenmesinden davacı bankanın müşterek borçlu ve mütelselsil kefil ve ipotek borçlusu … aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptığı takipte toplam 163.254,83 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, İzmir 3. İcra Mahkemesi’nin 18.04.2012 tarih, 2012/149 E. 2012/356 K. Sayılı kararı ile takip konusu taşınmazın satışının 100.000,00 TL üzerinden yapılmasına karar verildiği, 21.09.2012 tarihinde yapılan açık artırma ile 64.570,00 TL’ye üçüncü kişiye ihalenin yapıldığı, ihalenin feshi davasının reddine karar verildiği, 203.626,38 TL için rehin açığı belgesinin düzenlendiği tespit edilmiştir.
06.03.2017 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden İzmir 26. İcra Müdürlüğü’nün 2012/185 E. Sayılı dosyasında davacı bankanın müşterek borçlu ve mütelselsil kefil ve ipotek borçlusu … aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptığı takipte toplam 163.254,83 TL alacağın tahsilinin talep edildiği, İzmir 3. İcra Mahkemesi’nin 18.04.2012 tarih 2012/149 E. 2012/356 K. Sayılı kararı ile takip konusu taşınmazın satışının 100.000,00 TL üzerinden yapılmasına karar verildiği, 21.09.2012 tarihinde yapılan açık artırma ile 64.570,00 TL’ye üçüncü kişiye ihalenin yapıldığı, ihalenin feshi davasının reddine karar verildiği, 203.626,38 TL için rehin açığı belgesinin düzenlendiği, davacının kullandırdığı kredinin teminatı olan taşınmazın davalının değerleme yaptığı tarih itibariyle gerçek değerinin ne olduğu tespit edilmiş olup, tespit edilen tutarın davalının eksperlerinin belirlediği değerde nazara alınarak davacı zararının belirlenmesi gerektiği, somut olayda davacı zararının 90.000,00 TL olduğu, Bornova 6. Noterliği’nin 30.05.2014 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davacının 70.000,00 TL alacağın takip hesaplarına aktarıldığı, 29.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek 21.594,94 TL faizi ile birlikte tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, anılan tarihten itibaren davacının talep edebileceği faiz oranının 31.163,08 TL olacağı bildirilmiştir.
Davalı vekili rapora itiraz dilekçesinde, bilirkişi raporunda müvekkiline başvuru koşullarının bulunup bulunmadığı hususunun irdelenmediğini, bilirkişinin hesaplamasının hatalı olduğunu, faiz hesabı, faiz oranları ve faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu bildirerek, rapora itiraz etmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamında yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, hazırlanan 21.06.2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden teknik bilirkişilerce uyuşmazlığa konu taşınmazda 28.07.2011 tarihi itibariyle 125.000,00 TL değer biçildiği ve bu değerin davaya konu ekspertiz raporunda yer alan 215.000,00 TL’lik değerden %20’den fazla fark etmesi nedeniyle ekpertiz raporunun “Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik” hükümlerine aykırı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davalı değerleme şirketi tarafından hazırlanan raporun taşınmaza biçilen gerçek değeri yansıtmadığı ve bankacılık uygulamaları ölçüsünde ipotek konusu taşınmazın %80’i üzerinden kredi verileceğinin kabul edilmesi gerektiği, davacı şirketin davalı değerleme şirketinin raporuna itimat ederek fazladan 50.000,00 TL kredi tahsis ettiği, halihazırda kredi borçlularından tahsilatı sağlayamaması nedeniyle de 50.000,00 TL üzerinden zarara uğradığı, alacağın tasfiye olunan alacaklar hesabına aktarıldığı, 29.12.2011 tarihinden itibaren faiz işletilebileceği, bu durumda dava tarihine kadar toplam 21.984,25 TL faiz alacağının oluşacağı, ancak mahkemece rehin açığı belgesinin düzenlendiği 30.05.2014 tarihinde davacı banka tarafından davalı şirkete keşide edilen Bornova 6. Noterliği’nin… yevmiye nolu ihtarnamesinin davalı şirkete tebliğ edildiği 11.06.2014 tarihini dikkate alması halinde ise toplam faiz miktarının, 3.556,85 TL olarak hesaplanması gerektiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında imzalanan ekspertiz hizmet sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle davacı yanca iş bu dava açılmış olup, 28.07.2011 tarihli davalı yanca hazırlanan ipoteğe konu taşınmazın raporda rayiç değerinin 215.000,00 TL olarak tespit olunmasının ardından dava dışı şirkete 150.000,00 TL’lik kredi kullandırıldığı dosya kapsamı ile sabittir. Mahkememiz dosyası kapsamında teknik bilirkişilerce yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlığa konu taşınmaza da 28.07.2011 tarihi itibariyle 125.000,00 TL değer biçildiği ve bu değerin davaya konu ekspertiz raporunda yer alan 215.000,00 TL’lik değerden %20’den fazla fark etmesi nedeniyle ekpertiz raporunun “Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik” hükümlerine aykırı olduğunun kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davalının zarara neden olan eylemi, davacının kredi kullandırdığı dava dışı kişinin teminat olarak gösterdiği taşınmazın değerinin, gerçek değerinin üzerinde bir tutar olarak belirlemesidir. Davacının zararının, kredi alacağı bulunmak kaydıyla, taşınmazın değerleme tarihindeki gerçek değeri ile davalının eksperlerinin belirlediği değer arasındaki fark kadar olacağının kabulü gerekmektedir. Davalı değerleme şirketi tarafından hazırlanan raporun taşınmaza biçilen gerçek değeri yansıtmadığı ve bankacılık uygulamaları ölçüsünde ipotek konusu taşınmazın %80’i üzerinden kredi verileceğinin kabul edilmesi gerektiği, davacı şirketin davalı değerleme şirketinin raporuna itimat ederek fazladan 50.000,00 TL kredi tahsis ettiği ve davacının tahsil edemediği bu miktar kadar zararının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Alacağın tasfiye olunan alacaklar hesabına aktarıldığı 29.12.2011 tarihinden itibaren faiz işletilebileceği, bu durumda dava tarihine kadar toplam 21.984,25 TL faiz alacağının oluşacağı anlaşılmış olup davanın kısmen kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: yerel mahkeme kararının reddedilen kısım yönünden usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi ek raporunda kök rapora yönelik itirazlarının karşılanmadığını, İzmir 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/149 Esas sayılı dosyasında verilen 18.04.2012 tarihli kararın esas alınması gerektiğini, bilirkişi raporunun çelişkili olduğunu bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: kredi kullandırılıp kullandırılmayacağına ilişkin tüm değerlendirme ve takdir yetkisinin davacı bankaya ait olduğunu, sadece teminata dayalı olarak kredi kullandırılmasının mümkün olmadığını, hiçbir bankanın sadece teminata dayalı olarak kredi kullandırmayacağını, aksi takdirde kanun hükümlerine ve bankacılık uygulamalarına aykırılık teşkil edeceğini, bilirkişinin bu hususu göz önünde bulundurmadığını, müvekkili şirketin davacı bankanın kredi komitesinde bulunup kredinin verilmesinde etkin rol oynamış gibi sorumlu tutulabilmesinin mümkün olmadığını, kredi kullandırılması ile ilgili her türlü değerlendirmenin bankanın sorumluluğunda olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında imzalanan ekspertiz hizmet sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı ve davalı vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Yukarıda (I) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/66E., 2018/856K. sayılı dava dosyasında verdiği 08/11/2018 tarihli kararına yönelik davacı ve davalı vekillerinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL’den peşin olarak alınan 44,40-TL’nin düşümü ile kalan 135,50-TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.917,24-TL’den peşin olarak alınan 1.230,00-TL’nin düşümü ile kalan 3.687,24-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
08.02.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08.02.2023

Başkan Üye Üye Katip