Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/123 E. 2022/2129 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/123
KARAR NO : 2022/2129

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/695 E.-2018/495 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Taraf vekillerince, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi gereğince taşeron işçisi olarak çalışan dava dışı işçi tarafından kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının tahsili istemiyle müvekkili İdare aleyhine iş mahkemesinde dava açıldığını, kesinleşen İş Mahkemesi kararı gereğince müvekkilince icra dosyasına 11.09.2015 tarihinde 12.507,24 TL. ödeme yapıldığını, dava dışı işçinin işten ayrılmadan önce davalı şirketin işçisi olarak çalıştığını, hizmet alım sözleşmesi ve eki genel ve teknik şartnameler gereğince işçilik alacaklarından taşeron şirketlerin, somut olayda son alt işveren olan davalı şirketin sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 12.507,24 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans ile birlikte rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı İdarenin işçilik alacaklarından taşeron şirketlerin sorumlu olduğunu ve idarenin hukuki sorumluluğunun bulunmadığını iddia ettiğini ancak İdare tarafından düzenlenen yaklaşık maliyette kıdem tazminatı ile ilgili bir maliyet kalemi öngörülmediğini, dava dışı işçinin ihale makamı ile yapılan sözleşmeden çok daha önce işe başladığını ve bu durumdan davacı tarafın yararlandığını, 4857 sayılı Kanunun 112. maddesinde alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından ödeneceğinin düzenlendiğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin dava dışı işçinin müvekkili şirkette çalışmış olduğu kıdem tazminattan yarı oranında sorumlu tutulması gerektiğini, ayrıca dava dışı işçi davalı kurumda iş yapan bir kaç tane şirkette çalışmış olup, kurumca ödenen paranın tamamının müvekkili şirketten talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı kurum işveren olup, işi yapan tüm taşeronlara iş yaptığı süre ile sınırlı olarak rücu talebinde bulunabileceğini, dava konusu alacağını zaman aşımına uğradığını, davacı kurum tacir olmadığı için ve iş de ticari bir iş olmadığı için avans faizi istenemeyeceğini savunarak, davanın …., …, …, …. Ve …’ne ihbarına, sonuç itibariyle davanın reddine karar verilmesini, mahkemece aksi düşünülürse işçinin müvekkilinin yanında çalıştığı dönemle ilgili olarak sınırlı bir şekilde devir esnasındaki işçinin almış olduğu ücretle sınırlı bir şekilde yarı yarı sorumlu tutulmasını istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Somut olayda; davacı ile davalı arasında hizmet sözleşmesi imzalandığı, bu kapsamda davalı şirket bünyesinde çalışan işçinin işçilik alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle Konya 1. İş Mahkemesinde dava açtıkları, mahkemece yapılan yargılamalar sonucunda davanın kabulüne karar verildiği ve bu kararların Yargıtay 7. HD tarafından onandığı, davacı işçi tarafından bu kararlara dayanarak davacı borçlu … aleyhine icra takibi yapıldığı, davacının icra takipleri nedeniyle Konya 7. İcra Müdürlüğünün 2014/11732 sayılı dosyasına toplam 12.507,24 TL ödeme yaptığı, davacı ve davalı arasında yapılan sözleşme gereği davalı şirketlerin çalıştırmış olduğu işçilerin mevzuat ve İş Hukuku Kurallarından doğan alacaklarından sorumlu oldukları bu nedenle davacının ödemiş olduğu bedelleri davalı taraftan talepte haklı olduğu…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 3.738,73 TL(1.708,36 TL ihbar tazminatı ve faizi+1.173,39 TL kıdem tazminatı ve faizi+856,98 TL icra masrafı ve faizi toplamı) alacağın 12.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde;
Dava dışı işçinin çalışmış olduğu en son taşeron şirket olan davalı şirketin işyerini devir almasından önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçları da kapsayacak şekilde dava dışı işçiye müvekkili idare tarafından ödenen tutarların tümü açısından sorumluluğu bulunduğunu, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, hizmet alım sözleşmesi ve eki genel şartname ile teknik şartname gereğince işçilik alacaklarından davalı şirketin sorumlu olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının “fazlaya ilişkin istemin reddine” ilişkin hüküm kısmının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki hizmet alımı sözleşmesinde yüklenicilerin işçilerin tazminatlarından sorumlu olacaklarına dair bir hüküm bulunmadığını,
Bu sebeple ihale konusu işin maliyeti hesaplanırken sözleşme gereği kıdem tazminatını hesaplamaya dahil etmediklerini, sözleşme gideri veya genel giderler için ayrılan tutarların ihale bedelinin yüzde 3’le sınırlı olması nedeniyle kıdem tazminatı ödemesi yapılamadığını, 6552 sayılı Kanun ile 4857 sayılı Kanunu eklenen 112. maddesi ile kıdem tazminatlarından asli sorumlunun asıl işveren konumunda olan kurum olduğunun düzenlendiğini,
Sözleşmede rücuya ilişkin hüküm olmadığı iddialarından vaz geçmemek kaydıyla söz konusu işçinin, ihale makamı ile yapılan sözleşmeden çok daha önce işe başladığını ve bu durumdan davacı tarafın yararlandığını,
Davacı kurumun asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olacağını,
Ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesinin de hukuka aykırı olduğunu,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dava, mahkeme kararına dayalı olarak dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 23.09.2021 tarih ve 2021/697 E., 2021/355 K. sayılı kararında; “İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.” görüşüne yer verilmiştir.
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.04.2011 tarih ve 2010/3-727 E. ve 2011/75 K; Dairemizin 12.03.2014 gün ve 2013/8037 E., 2014/1827 K.; 07.09.2015 tarih ve 2014/9969 E., 2015/5634 K; 19.10.2015 tarih ve 2014/9196 E., 2015/6667 K. sayılı kararlarında açıklandığı üzere;
Sebepsiz zenginleşmede, TBK’nın 117/2. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olmaması halinde haksız iktisap tarihinden itibaren temerrüt faizi istenebilir ise de, somut olayda, sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan alacağın tahsili kapsamında talep edilen bedele borçlunun bir ihtar ile temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren faiz istenebilir. Bu durumda, mahkemece, davacı vekilince, davadan önce davalının TBK’nın 117. maddesi hükmüne uygun olarak miktar ve ödeme talebi içeren bir ihtarname ile temerrüde düşürüldüğünün iddia edilmediği ve ihtarname sunulmadığı gözetilerek, kabulüne karar verilen alacağa dava tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesi gerekirken, ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını faizin başlangıç tarihi yönünden düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURULARININ ESASTAN REDDİNE,
II-HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.05.2018 tarih ve 2016/695 E., 2018/495 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
2-3.738,73 TL(1.708,36 TL ihbar tazminatı ve faizi+1.173,39 TL kıdem tazminatı ve faizi+856,98 TL icra masrafı ve faizi toplamı) alacağın 24.08.2016 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 3, 13 maddeleri gereğince hesaplanan takdiren 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
4-Reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.887,50 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 564,22 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan 23,00 TL posta giderinin davanın red oranına göre 16,10 TL.’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
8-Alınması gerekli 255,39 TL harçtan peşin alınan 213,60 TL harcın düşümü ile arta kalan 41,79 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
9-Peşin alınan 213,60 TL harcın davalı taraftan alınarak davacıya ödenmesine,”
III-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubuyla kalan 44,80 TL.’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı tarafça istinaf yoluna başvurma harcı yatırılmadığından, yatırdığı miktardan mahsubuyla (255,39-80,70=)kalan 174,69 TL.’nin istek halinde davalı tarafa iadesine,
IV-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
V-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
28.12.2022 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 107.090,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza