Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1194 E. 2022/441 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2019
ESAS-KARAR NUMARASI…..
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, taraflar arasında fuar katılımına ilişkin hizmet sözleşmesi düzenlendiğini, hizmet bedeli için kesilen faturanın ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığını, haksız olarak borca itiraz edildiğini, fuarla ilgili davacı şirketin tüm edimlerini yerine getirdiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile asıl alacağın fatura tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili; davanın hak düşürücü yasal süresinde açılmadığından usulen reddi gerektiğini, davacı şirket ile müvekkili şirket adına yetkisiz temsilci …’in sözleşme yaptığını, ticaret sicili incelendiğinde …’in yetkili olmadığının görüleceğini, bu nedenle yapılan sözleşmenin müvekkili şirketi bağlamadığını, ayrıca … Bakanlığı tarafından gönderilen fuar katılımcı listelerinde müvekkili şirketin yer almadığını, davalının davacıdan herhangi bir mal ve hizmet alımında bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Davalı, taraflar arasındaki sözleşmenin yetkisiz temsilci tarafından imzalandığı iddiasında bulunmuş ise de, bahse konu sözleşmenin davalı şirketin kaşe ve imzasını ihtiva ettiği, davalı yanın geçersiz kabul ettikleri sözleşme gereği düzenlenen fuara katılım sağlanmayacağının şirket yetkililerince bildirildiği savunmasının kendi içinde çelişki arzettiği dikkate alınarak, davalı yanın bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Davalı takip dosyasında itiraz dilekçesinde, sözleşmeden sözlü olarak süresinde caydığını ve e-posta gönderdiğini beyan etmiş ise de; taraflar arasında düzenlenen 17/06/2015 tarihli ve taraf şirketlerin kaşe ve imzasını taşıyan sözleşmenin 8.maddesinde cayma hakkının nasıl kullanacağı düzenlenmiş olup, davalı cayma hakkını sözleşmeye uygun olarak kullandığına dair hiç bir delil sunmadığı gibi iddia ettiği şekilde kullandığını da ispat edememiştir. Bu durum karşısında davacının takibe konu ettiği fatura bedelini istemekte haklı olduğu kanaatine varılmakla; davalı yanın takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediği ve davacı vekilinin katıldığı 22/02/2019 tarihli celsede, “dava değerimizin işlemiş faiz değil asıl alacak 74.589,01 TL üzerinden gösterdik ve talebimiz asıl alacak yönünden iptali ile takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi istemine ilişkindir,” şeklinde beyanda bulunduğu dikkate alınarak, davanın kabulü…” yönünde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davanın hak düşürücü yasal süre içinde açılmadığını, gerekenin yetersiz olduğunu, davacının dayandığı sözleşmenin müvekkili şirket adına yetkisi olmayan … isimli şahıs tarafından imzalandığını, şirket kaşesinin sözleşmede yer almasının tek başına yetkili temsilin ve geçerli bir sözleşmenin göstergesi olamayacağını, … Bakanlığı tarafından gönderilen 23.03.2018 tarihli ….” katılımcı listesinde müvekkili şirketin yer almadığının aşikar olduğunu ve davacı şirketten herhangi bir mal veya hizmet alımında bulunmadığını, sözleşme metinlerinden de anlaşılacağı üzere yazı puntolarının son derece küçük olduğunu, mahkemenin 05.10.2018 tarihli 4. celsesinin 1 nolu ara kararında da sözleşmenin okunaklı bir örneğinin sunulmasına karar verildiğini, bu durumun sözleşmeye aldatıcı bir nitelik vermekte olduğunu ve davacı şirketin kötü niyetini, basiretli bir iş adamı gibi hareket etmediğini gösterdiğini, sözleşme tarihi üzerinde tahriflerin bulunduğunu, tarihin ihtilaflı hale geldiğini, imza incelemesi bile yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, sözleşmede 120 günlük sözleşmeden dönme süresinin öngörüldüğünü ve davalının niyetinin bu yönde olduğunu, tazminat şartlarının oluşmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle davalının katılımcı listesinde katılmayanlar arasında yer almasından davacının katılım için hazırlık yaptığının anlaşılmasına ve sözleşmenin inkarına yönelik savunmaların dayanaksız olmasına, sözleşmenin 8.maddesinde katılmama durumunun davacıya fuardan 120 gün önce bildirilmesi gerekmesi ile buna ilişkin bildirimin dosya kapsamında olmamasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/199E., 2019/178K. sayılı dava dosyasında verdiği 22/02/2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.095,17-TL’den 1.274,00-TL’nin mahsubu ile kalan 3.821,17‬-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
16/03/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 25/03/2022

….