Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1179 E. 2023/976 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

ESAS NO : 2019/1179
KARAR NO : 2023/976

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06.02.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/199 E., 2019/68 K.

DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı … vekili müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, parasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle ortaklıktan çıkarıldığını, çıkarma kararına dayanak yapılan ihtarnamelerin içerik ve şekil bakımından Kooperatifler Kanunu ve Anasözleşmeye aykırı olduğunu, davalı kooperatifin 21.05.2011 tarihli genel kurulunda tasfiye kararı alındığını, tasfiye kurulunun ihraç kararı verme hak ve yetkisinin bulunmadığını, yapılan bu uygulamanın Kooperatifler Kanununun 81’inci maddesi hükmüne açıkça aykırılık oluşturduğunu, bu nedenle hukuka ve eşitlik ilkesine aykırı olarak alınan ihraç kararının yok hükmünde olduğunu, ihtarnamelerin yasada öngörülen koşulları taşımadığını belirterek ihraç kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile kooperatif ortağı olduğunun tespitine, müvekkiline verilecek daire bulunmaması halinde emsal dairenin rayiç değerinin tespiti ile kur’a tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte ödenmesine, taraflar arasındaki aidat miktarına yönelik muarazanın giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili parasal yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacı ile ilgili çıkarma kararı alındığını ve bu kararın usulüne uygun biçimde kesinleştiğini, bu karara karşı süresi içinde dava açılmadığını; kooperatifin 2013 yılında ferdi mülkiyete geçerek ortaklarına tapularını verdiğini, kur’a döneminde kooperatif inşaat halinde olduğundan Kooperatifler Kanunu’nun 81’inci maddesinin uygulanamayacağını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince davanın süreden reddine ilişkin ilk kararın Dairemizin 20.12.2016/55-60 E.K sayılı kararı ile kaldırılmasından sonra:
“…Somut olayda; Davacı, 17.08.2016 tarih ve 24 sayılı yönetim kurulu kararı ile kooperatif ortaklığına kabul edilmiştir. Ankara 15. Noterliğinin 28.02.2010 tarih ve … yevmiye sayılı düzenleme şeklindeki kur’a tutanağına göre 37. sırada davacı adına … Blok …. Kat … Nolu konutun isabet ettiği ve şerefiye belirlendiği anlaşılmıştır. Davalı Kooperatif tarafından 21.05.2011 tarihinde yapılan genel kurul kararının 5. maddesinde oy çokluğu ile tasfiye kararı alınmış, 6. maddesinde yönetim kurulu ve denetim kurulu feshedilerek yerine tasfiye memurları seçilmesine karar verilmiş, 1. maddesinde kooperatife borcu olan veya aidatlarını ödemeyen ortaklara kanuni işlem yapılmasına ilişkin tasfiye kuruluna yetki verilmiştir.Davacının mali yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle Ankara 36. Noterliği’nin 06/06/2011 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 21.05.2011 tarihinde kooperatifin tasfiyeye girdiği, Mayıs 2011 sonu itibariyle aidat borcu olarak 58.850,00 TL ve gecikme cezası olarak 20.282,50 TL’ nin 10 gün içinde yatırılması aksi halde ana sözleşmenin 14/2. maddesi gereğince ortaklıktan çıkarılacağı ihtar edilmiş olup 09.06.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borcun ödenmemesi üzerine Yenimahalle 5. Noterliği’nin 20.06.2011 tarih ve … yevmiye sayılı ikinci ihtarnamesi ile Mayıs … sonu itibariyle aidat borcu olarak 58.85,00 TL gecikme cezası olarak 20.282,50 TL’ nin 10 gün içinde yatırılmadığı belirtilerek 1 ay içinde yatırılması aksi halde ana sözleşmenin 14/2. maddesi gereğince ortaklıktan çıkarılacağı ihtar edilmiş olup 28.06.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davalı Kooperatif Tasfiye Kurulunun 31.07.2011 gün ve … numaralı kararı ile davacı … mali yükümlülüklerini iki ihtarnameye rağmen yerine getirmediğinden ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmiş, Ankara 36. Noterliğinin 01.08.2011 gün ve … yevmiye sayılı yazısı ile ortaklıktan çıkarıldığı bildirilmiş, davacıya 09.08.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Anılan ihraç kararı davacı tarafın itirazı olmaksızın 03.03.2012 tarihli genel kurul gündemine getirilmiş, genel kurulda oy birliği ile ihraç kararı kabul edilmiştir. Ancak, 03.03.2012 tarihli Genel Kurul kararının davacıya tebliğ edildiğine dair bir belge ibraz edilmediğinden davanın süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Kooperatif Anasözleşme[si]nin 14. Maddesinde, ortaklıktan çıkarmanın ne şekilde olacağa düzenlenmiştir. Buna göre parasal yükümlülüklerini geciktiren ortaklara noter ihtarı keşide edilebilmesi için aidat borcunu 30 gün süre ile geciktirilmiş olması zorunludur, gecikmenin 30 günden az olduğu bir aidat borcu için ortağa noter ihtarı keşide edilmesi kooperatif Anasözleşmesine uygun olmayıp, keşide edilen ihtara dayalı olarak ihraca karar verilmesi de mümkün değildir. İhraca dayanak yapılan 06.06.2011 tarihli ilk ihtarla Mayıs ayı aidatı olan 300 TL ihtara konu edilmiş olup, Anasözleşmenin 14.maddesi uyarınca Mayıs ayının ihtara konu edilebilmesi için muaccel olduğu 30 Mayıs gününden itibaren 30 günlük sürenin beklenmesi gerekecektir. 06.06.2011 ihtar tarihi itibariyle tarihten itibaren Mayıs ayı aidatı ihtara konu edilemeyeceğinden bu ihtara dayalı ihraç kararı usulsüzdür” gerekçesiyle davanın kabulüne ve “…davacının ihracına ilişkin tasfiye kurulunca verilen 31/07/2011 tarih ve 18 sayılı karar ile bu kararın onaylanmasına ilişkin 03/03/2012 tarihli genel kurul gündeminin 8.maddesinin davacı ortak yönünden iptaline” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde:
-İlk derece mahkemesinin hüküm verirken Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 13.11.2018 gün ve 2016/2558 E, 2018/5265 K sayılı emsal kararını dikkate almadığını,
– Davacının kooperatife ortak olmadığını ve dolayısıyla “aktif dava ehliyeti”nin (?) bulunmadığını,
– Dava için yasanın öngördüğü hak düşürücü sürenin geçtiğini,
– İhraç tarihinde sadece kur’a çekildiğini fakat ferdi mülkiyete geçilmediğini,
– Tazminat talebi bulunmasına rağmen harcın tamamlatılmamasının hukuka aykırı olduğunu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE :
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297’nci maddesinin 1 numaralı fıkrasının c bendinde hükmün gerekçe bölümünün, 2 numaralı fıkrasında ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Buna göre gerekçe iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsamalı; hükmün sonuç kısmında ise taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir.
Somut olayda davacı vekili genel kurul kararının iptali ile birlikte kendisine isabet eden taşınmazın teslimini, bunun mümkün olmaması halinde tazminat istemiştir. Ne var ki mahkemece bu kısım istem harçlandırılmamış ve bu konuda hüküm kurulmamıştır.
Bu durumda mahkemece Harçlar Kanunu’nun 30 ve 32’nci maddeleri gözetilerek dava değerinin belirlenmesi, harcın tamamlatılması ve varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözden kaçırılması yukarıda gösterilen yasal düzenlemeye aykırı olmuş, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve anılan eksikliğin giderilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir (HMK m.355).
Kaldırma nedenine göre davalı vekilinin diğer istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığı anlaşılmıştır.
HÜKÜM :
1-HMK’nın 297 ve 355. maddeleri uyarınca, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/199 E., 2019/68 K sayılı dava dosyasında verdiği 06.02.2019 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Kaldırma nedenine göre davalı vekilinin diğer istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine,
4-HMK m.359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m.302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin Dairemizce yapılmasına,
31.05.2023 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK m. 361/1 gereğince, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere karar verildi. (GK Yazım Tarihi: 01.06.2023)

Başkan … Üye … Üye … Katip …