Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1154 E. 2023/287 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1154 – 2023/287
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/1154
KARAR NO : 2023/287

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/176E., 2019/204K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, dava dışı sigortalı …’a ait iş yeri için davacı tarafından işyeri sigorta poliçesi tanzim edildiğini, 01/02/2017 tarihinde yangın fıskiyesinin bir anda patlayıp fışkırması sonucu sigortalı işyerine sirayet eden sular nedeni ile davaya konu hasarın meydana geldiğini, davacı tarafından sigortalıya ödeme yapıldığını, halef olarak hasara sebep olan kişiye ve zarardan sorumlu bulunanlara rücu hakkının olduğunu, hasarın meydana gelmesinde davalının sorumlu olduğunu, ödeme yapılmaması üzerine takip başlatıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, ayrıca davalı kooperatifin pazar yerinin maliki ve yapımı üstlenenin kendisi olmadığını ve dava dilekçesinde zararın hangi eksiklikten kaynaklandığının belirtilmediğini savunarak, davanın reddi ile %20 den aşağı olmamak üzere tazminatın tahsilini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Davalı tarafın sigortalısına yaptığı ödeme 24/02/2017 tarihinde yapılıp icra takibi 5 ay sonra 07/07/2017 tarihinde yapıldığından ve 2 yıllık zamanaşımı süresi tamamlanmadığından davalının zamanaşımı itirazına itibar edilmemiştir.
Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2017/13280 sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; takibin taraflar arasında olduğu, davacının davalıdan 4.470,90 TL asıl alacak, 158,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.629,74 TL alacak talebinde bulunduğu, davalının süresinde itirazı ile takibin durduğu görülmüştür.
Davanın konusu, davacı sigortacının işyeri paket sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalısına ödediği hasar tazminatı 4.470,90 TL yi davalıdan talep edip edemeyeceğidir.
Davacı sigortacının 16/06/2016-16/06/2017 tarihleri arasında dava dışı …’a ait işyerini yangın, yıldırım, yer kayması, dahili su ….. … kapsamında teminatlandırdığı sigortalı iş yerinde 01/02/2017 yani poliçenin kapsadığı tarih aralığında yangın fiskiyesinin patlaması ve fışkırması sonucu hasar meydana geldiği, sigortacının 4.470,90 TL hasar tazminatı ödediği konularında tartışma bulunmamaktadır.
Davalı vekiline12/11/2018 tarihli duruşmada yöneltilen soru üzerine verilen cevapta; dava dışı kişiye ait sigortalı işyerinin davalı kooperatifin yönetimini yaptığı … bulunduğu, pasajın güvenliğinin, idaresinin ve hukuki yönden haklarının savunulması yetkisinin davacıda olduğu kabul edilmiş ayrıca davalı vekili 15/11/2018 tarihli dilekçesi ile dava konusu bedele dair itirazlarının bulunmadığını, itirazlarının sadece sorumluluk hukuku çerçevesinde talebin kendilerine yöneltilemeyeceği noktasında olduğunu bildirmiştir.
Davacı taraf dava dışı üçüncü kişiye ödenen tazminat tutarına miktar itibariyle itiraz etmediğinden davacı sigortacının yaptığı ödemenin gerçek hasar miktarı kadar olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmayarak ödenen miktarın hasar ile ilintili olduğu hususunun taraflar arasında anlaşılamayan hususlardan olmadığı mahkememizce kabul edilmiştir. Çözülmesi gereken husus hasarın davalının ihmalinden kaynaklanıp kaynaklanmadığıdır. Sigortalı işyerinde meydana gelen hasar, davalı kooperatif başkanlığınca düzenlenen ilgili makama hitaben yazılmış belgeden de anlaşılacağı üzere yangın fiskiyesinin patlaması sonucu oluşmuştur. Söz konusu hasar, poliçe teminatı kapsamında bir hasardır. Davalı vekilinin duruşmadaki beyanından da anlaşıldığı üzere dükkanın bulunduğu pasajın güvenlik ve yönetimi davalıya ait olup hiçbir müdahale olmaksızın kendiliğinden yangın fiskiyesinin patlamasının sorumluluğununda davalı üzerinde olduğu, yangın fiskiyesinin pasajın ortak yangın söndürme sisteminin parçası olduğu ve bu sistemdeki herhangi bir arızadan bakım yükümlülüğünü üstlenen davalının sorumlu olması gerektiği ve bu kapsamda davacı sigorta şirketinin rücu isteminin yerinde olduğu kabul edilerek davanın kabulüne…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davalının pazar yerinin maliki olduğunu, bu pazar yerinin yapım işinin kendisine ait olmadığını, söz konusu hasarın inşaatın yapımından kaynaklandığını, bakım yükümlülüğünün de bulunmadığını, olay tarihinde iskanlı bir yapının da mevcut olmadığını, zararın meydana geldiği …nolu dükkanın dava dışı …’a ait olduğunu, kooperatifin yalnızca tapuda malik olduğunu, davacı tarafından meydana gelen zararın hangi eksiklikten kaynaklandığının belirtilmediğini beyan ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, dava dışı sigortalıya ödenen bedelin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/176E., 2019/204K. sayılı dava dosyasında verdiği 11/03/2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 316,21 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak alınan 79,10 TL’nin mahsubuyla kalan 237,11‬ TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15/02/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16/02/2023

Başkan Üye Üye Katip