Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1145 E. 2023/231 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/1145
KARAR NO : 2023/231

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/335E., 2019/363K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : ….
VEKİLİ :

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davacının davalı kooperatiften çıkma payı alacağı olduğunu, ödeme yapılmaması üzerine icra takibi yapıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini, borca itiraz dilekçesinde aidat geri ödemesi adı altında 28.118,92 TL borcunun olduğunu ikrar ettiğini ancak haksız bir şekilde 26.06.2011 tarihli genel kurul kararına dayanarak alacağın, istifadan sonraki bilançonun yapıldığı genel kuruldan 18 ay sonra başlayacak 18 eşit taksitte ödenebileceğini ileri sürdüğünü, her ihtimalde kooperatif genel kurulunda alınan 18 aylık sürenin geçtiğini, davacı alacağının muaccel hale geldiğini ileri sürerek, itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, icra takip dosyasında talep edilen alacağın neye ilişkin olduğunun belli olmadığını, davalının davacıya karşı muaccel hale gelen bir borcunun olmadığını, kooperatif genel kurullarında alınan kararlar gereği ayrılan üyelere geri ödemelerin istifadan sonra yapılan genel kuruldan 18 ay sonra başlayarak 18 eşit taksitte yapılacağını, kooperatif kayıtlarına göre davacının 26.636,48 TL aidat ve 1.482,44 TL gecikme bedeli olmak üzere toplam 28.118,92 TL alacağının göründüğünü ancak alacağın muaccel olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Davacı davalı kooperatife üye iken 07/02/2013 tarihinde üyelikten istifa etmiş, davacının istifası davalı kooperatif tarafından kabul edilmiştir. Ana sözleşmenin 15.maddesine göre ortaklığın devir dışında sona ermesi halinde, ortaklığı sona erenlerin sermayesinin o yılın bilançosuna göre hesaplanarak, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verileceği düzenlenmiştir. Kooperatifler Kanunu 17/2.maddesi uyarınca davalı kooperatifin ödemeleri ertleme imkanı olsa da, davacının üyelikten ayrıldığı yıl genel kurul kararında böyle bir karar alınmamış daha önce alınan erteleme kararının davacıyı kapsamadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle 07/02/2013 tarihinde davalı kooperatiften istifa eden davacının alacağı, 23/07/2014 tarihinde muaccel hale gelmiştir.
Bilirkişi raporunda davacının yaptığı ödemeler toplamı 27.665,00 TL, Koopertifler Kanununun 17.maddesi uyarınca davacının yaptığı ödemelerden düşülmesi gereken miktar 613,00 TL, bu tutar düşüldükten sonra davacıya ödenecek miktar 27.052,00 TL anapara ve işlemiş faiz ise 7.390,75 TL olarak hesaplanmıştır. Davacının takip talebinde 30.924,00 TL asıl alacak ve 12.497,53 TL işlemiş faiz ettiğinden takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 27.052,00 TL asıl alacak ve 7.390,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 34.442,75 TL üzerinden takip yapmakta haklı olduğundan bu miktar üzerinden itirazın iptaline ve takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir. İİK 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davacı tarafın yaptığı ödeme miktarından genel gider payı düşülerek çıkma payı alacağının belirlenmesi gerekeceğinden, davacı açısından çıkma payı alacağı belirlenebilir, bilinebilir ve hesap edilebilir değildir. (Aynı doğrultuda 23.HD 2015/723 -7170 E-K) Bu nedenle icra inkar tazminatının reddine karar vermek gerekmiştir…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek; davacının başlattığı icra takibinde aidat alacağı belli olmayan toplu bir para talep ettiğini, hem icra takibinin usulsüz hem de aidat geri alacağı talebinin usulsüz olduğunu, muaccel alacak bulunmadığını beyan ederek,yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatiften çıkma payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/335E., 2019/363K. sayılı dava dosyasında verdiği 09/04/2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.112,42 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak alınan 528,10 TL’nin mahsubuyla kalan 1.584,32‬ TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4- HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
08/02/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 09/02/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır