Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1140 E. 2022/2034 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/1140
KARAR NO : 2022/2034

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13.12.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2015/1156E., 2018/862K.
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Taraf vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davacı ile davalı arasında 20.01.2014 tarihinde davalı şirketin sontaj çalışmaları kapsamında helikopter ekipman ve hizmetlerinin sağlanması için helikopter hizmetlerini kapsayan ana hizmet sözleşmesi imzalandığı, davacının sözleşme uyarınca gönderilen iş emri doğrultusunda iş lokasyonu olan … kuyusunda sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten davalı şirket tarafından sözleşme hükümlerine ve hukuka aykırı olarak tek taraflı fesih edildiği tarih olan 28 Ekim 2014’e kadar AB (Bell)-412 helikopteri ile sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerin eksiksiz olarak yerine getirdiğini, 26-28 Eylül 2014 tarihleri arasında … kuyusunun analiz edilebilmesi için davacının toplantıya davet edildiğini, bu toplantıda Yenikuyu ile ilgili planlamalar yapıldığını, davacının toplantının ardından hazırlıklara başladığını, ancak davalının somut bir gerekçe göstermeden fesih bildirimini taahhütlü mektup ile 31 Ekim 2014’de tebliğ ettiğini, fesih işleminin sözleşmeye aykırı gerçekleştirildiğini, sözleşmenin 2.2. maddesine ve 14.1. maddesine göre; davalı şirketin fesih iradesinin ancak 30 gün sonra geçerli olabileceğini, diğer taraftan sözleşmenin Ek-B’sinin 15.2.’si ve alt bentlerinde helikopter ücretlendirme oranlarının belirtildiğini, bu madde hükümlerine uygun olarak hesaplama yapıldığında davacının sözleşmeye aykırı fesih işleminden dolayı feshin gerçekleştiği 28 Ekim 2014 ile sözleşmeye uygun fesih edilmiş olsaydı geçerli olacağı tarih olan 30 Ekim 2014 arasında 33 günlük bekleme ücreti (33×5.750 Euru=189.750,00 Euro) ayrıca sözleşmenin 15.2.1.2. Maddesinde öngörülen aylık ortalama 16 uçuş saati (16×2.060 Euro=32.960,00 Euro) toplamı 222.710,00 Euro kaybı bulunduğunu, davacı şirketin kayıpları hakkında davalıya yazı ile başvurarak fatura gönderdiğini, faturanın yazı ekinde iade edildiğini, davalının 03.09.2014 tarihli 208.335 Euro bedelli faturayı 11.09.2014’de 208.228,00 Euro olarak yani 107,00 Euro eksik ödediğini, ayrıca 13.11.2014 tarihli 197.530,67 Euro bedelli faturayı 197.637,67 Euro olarak yani 107,00 Euro eksik ödediğini belirterek davalının hukuka aykırı feshi nedeni ile şimdilik 10.000 TL zararının ödeme red tarihi olan 20.03.2015’den itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini, davalının eksik ödediği 214 Euro karşılığı olan 616,00 TL’nin geç ödeme tarihi olan 13.11.2014 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin çerçeve şekilde akdedilmiş bir çarter sözleşmesi olduğunu, petrol arama sektöründe planlama safhasında öngörülemeyen belirsizlikler nedeniyle kuyu süreleri kesin olarak belirlenemediğinden davalının hizmet alımına ilişkin çerçeve sözleşme sürelerini uzun tuttuğunu, bu süre içerisinde her kuyu için ayrı bir iş emri düzenlenerek hizmetlerin alındığını, bu sebeple çerçeve sözleşmesinin 4.1. Maddesi hükmünün yer aldığını, çerçeve sözleşmesinin 14.1. Maddesi başlığı sözleşmenin veya iş emrinin feshi olarak yazılmış olsa da; madde içeriğinde yalnızca iş emri feshinden söz edilmekte olduğunu, dolayısıyla fesihten 30 gün önce bildirim süresinin iş emri feshi için geçerli olduğunu, sözleşmenin 2.3. maddesi de gözönünde bulundurulduğunda tarafların çerçeve sözleşme ile iş emirlerinin feshini birbirinden farklı olarak düzenlemek istediğinin açık olup davalı tarafından fesih edilmiş bir iş emri bulunmadığından bu süreye dayanılarak bekleme ücreti talep edilmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını, … kuyusu için davacı yana çerçeve sözleşmesine uygun bir iş emri gönderildiğini, iş emri doğrultusunda hizmetlerin gerektiği şekilde temin edilip kuyu sondajının tamamlandığı tarihte hizmetlerin son bulduğunu, iptal olan Yılankale 1 kuyusu bakımından ise sözleşme kapsamında bir iş emri daha düzenlenmediğini, Yılankale 1 kuyusu için herhangi bir iş emri bulunmazken iş emri feshinin gerçekleştiğinden bahisle bekleme ücreti talep etmenin sözleşmeye ve hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen iki fatura bakımından ne eksik ne de fazla ödeme yapıldığını, fatura bedellerinin faturalar üzerinde yazan miktara eşit olarak davacının hesabına yatırıldığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Dava, taraflar arasında imzalanan 20.01.2014 tarihli helikopter hizmetlerini kapsayan ana hizmet sözleşmesinin haksız feshi nedeni ile kâr kaybı alacağının ve yapılan eksik ödemenin tahsili talebine ilişkindir.
Taraflar arasında helikopter ekipman ve hizmetlerinin sağlanması konulu 20.01.2014 tarihinde sözleşme imzalandığı, sözleşmenin süreye ilişkin 2.2. Maddesinde sözleşme süresinin imzalandığı tarihte başlayacağı ve daha önce fesih edilmez ise 2013-2014 yılları içerisinde gerçekleşmesi planlanan … Yılankaya-1 olmak üzere iki kuyu programı tamamlandığında ancak 12 aydan önce olmamak kaydıyla sona ereceğinin öngörüldüğü, sözleşmenin 14.1. maddesinde ise sözleşmenin veya iş emrinin feshinin TPAO’nun bir iş emrini tamamen veya kısmen herhangi bir nedenle yükleniciye 30 gün önceden bildirimde bulunmak suretiyle feshedebileceğinin düzenlendiği, aynı sözleşmenin 14.6. Maddesinde sözleşmenin 14.1’e uygun olarak kısmen veya tamamen fesih edilmesi halinde yükleniciye yapılacak tazminat ödemesinin öngörüldüğü, sözleşmenin eki olan Ek-B 15.2. maddesinde ise helikopter ücretlendirme oranlarının düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Davalı tarafından davacıya hitaben düzenlenen 27.10.2014 tarihli yazı içeriğinde, iş emri no 1 konulu … faaliyetlerinin 28.10.2014’de sonlandırılacağı, kalan sözleşme dönemi içinde ofshore operasyonu planlanmamakta olduğu, bu sebeple sözleşme kapsamında başkaca iş emri verilmeyeceğinden yürürlüğü taraflar için faydasız olan sözleşmenin, 28.10.2014 tarihi itibari ile fesih edildiğinin bildirildiği, bildirimin davacıya 31.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Toplanan deliller, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlen kök ve ek rapor içerikleri ve tüm dosya kapsamı uyarınca, taraflar arasında imzalanan 20.01.2014 tarihli helikopter hizmetlerini kapsayan ana hizmet sözleşmesinin davalı tarafından 28.10.2014 tarihi itibari ile fesih edildiği, sözleşmenin 2.2., 14.1. ve 14.6. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; yapılan fesih işleminin iş emrinin feshi niteliğinde olmayıp sözleşmenin feshedilmiş olduğu, sözleşmenin 2.2. Maddesine göre sözleşme süresinin gerçekleşmesi planlanan iki adet kuyu programı tamamlandığı zaman ve ancak 12 aydan önce olmamak kaydıyla sona ereceği, yine sözleşmenin 14.1. Maddesinde sözleşmenin veya iş emrinin feshi hükmünde TPAO’nun iş emrine tamamen veya kısmen herhangi bir nedenle yükleniciye 30 gün önceden bildirimde bulunmak suretiyle fesih edebileceği düzenlemelerine rağmen, davalı yanın 30 günlük fesih bildirim süresine uyulmaksızın sözleşmeyi fesih etmiş olduğundan yapılan feshin sözleşmeye aykırı haksız fesih olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Öte yandan, fesih bildiriminin içeriğine göre fesih nedenlerinin, davalıdan kaynaklanmadığı anlaşılmış olup sözleşmenin 14.6. Maddesi ve sözleşme eki Ek-B, 15.2. Maddelerinde öngörülen davalının verdiği garanti kapsamında davacı yandan kaynaklanmayan erken fesih nedeni ile 30 günlük fesih bildirim süresine ilişkin davacı zararından davalının sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından davalının sözleşmeyi erken feshi nedeniyle 30 günlük süreye ilişkin sözleşme kapsamında davacıya taahhüt etmiş olduğu toplam uçuş ve bekleme süresinden oluşan zararına ilişkin sözleşme eki Ek-B’nin 15.2. Maddesi kapsamında hesaplanan, 172.500,00 Euro, 30 günlük bekleme ücreti ile aylık ortalama 16 uçuş saati karşılığı 32.960,00 Euro, toplamı olan 205.460,00 Euro’dan davalının sorumlu olduğu, keza davalı tarafından davacıya yapılan döviz cinsinden banka havalesi nedeni ile muhabir bankaya ödenen komisyon tutarından davacının sorumlu olmadığı gözetilerek 214 Euro eksik ödenen bedelin davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla 205.460,00 Euro’nun dava tarihindeki döviz kuru esas alınarak belirlenen karşılığı (205.460,00 Euro x 3.0949) 635.878,15 TL ile 214 Euro’nun karşılığı olan 662,31 TL’yi davacının talep edebileceği ancak dava dilekçesinde 214 Euro karşılığı olarak 616 TL bedel talep edilmiş olmakla, taleple bağlılık ilkesi gözetilerek ve dava değerinin artırılmasına ilişkin ıslah talebi de nazara alınarak toplam 636.494,15 TL yönünden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının zarar bedeli talebinin reddine ilişkin davalı yanın 20.03.2015 tarihli yazısı esas alınarak temerrüt tarihinin 20.03.2015 olarak kabulü….” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Yerel mahkemenin alacağı hesaplar iken dava tarihindeki 1-Euro = 3,0949-TL kuru hükme esas alarak alacağı sırası ile 635.878,15-TL ve 616-TL olarak belirlemesinin hatalı olduğunu, alınan rapor ile çekişme giderilmiş alacak likit hale gelmiş ve müvekkilin alacağı sırası ile 205.460-Euro ve 214,00-Euro olmak üzere toplam 205.674-Euro olarak belirlendiğini, bu hali ile alacağın toplam değeri ıslah tarihindeki TL cinsinden toplam 205.674-Euro x 3,98-TL = 818.582,52-TL olduğunu, dava açılır iken 10.616-TL üzerinden harç ödendiği için ıslah dilekçeleri ile 818.582,52 – 10.616 = 807.966,52-TL için bakiye harç ödendiğini, 205.674-Euro karşılığı (1-Euro = 3,98-TL) 818.582,52-TL zararın ödeme ret tarihi olan 20.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline, 214-Euro karşılığı (1-Euro = 3,98-TL) 851,72-TL zararın ödeme ret tarihi olan 13.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline, (TBK 99/3. maddesi uyarınca alacağının fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini talep hakkımızın saklı tutulması) karar verilmesi gerektiğini, Yerel Mahkemenin anaparayı belirlerken aleyhlerine olacak şekilde dava harç tarihindeki kuru esas alırken, kısmen ret sebebi ile hükmedilecek vekalet ücretini belirlerken, ıslah harç tarihindeki kuru esas aldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: bilirkişi 2.ek raporunda …Bankasının 21.03.2017 tarihli yazısının incelendiğini ve sonuç bölümünde daha önceki raporlardan farklı olarak davalının 214 Euro’luk ödemeden sorumlu olduğuna değinilmediğini, bu nedenle davalının eksik ödemeden sorumlu tutulamayacağını, somut olayda bir iş emri feshinin söz konusu olmadığını, dolayısıyla bir iş emrinin haksız feshi durumunda değişebilecek sonuçların somut olay bakımından davalıya yüklenmesinin taraflar arasındaki Çerçeve Sözleşmeye aykırı olduğunu, davalı müvekkilinin Çerçeve Sözleşmesinin 2.2.maddesinde belirtilen 12 aylık süre dolana kadar sessiz kalıp bekleseydi davacıdan hiçbir hizmet talep etmeseydi (bir iş emri düzenlemeseydi) herhangi bir ödeme yapmayacakken, kararla davalının Çerçeve Sözleşmesinin işlevsiz kalması sebebiyle yaptığı fesih sebebiyle davacının talep ettiği fahiş miktarı ödemesi gerektiğine hükmedildiğini, kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu bildirerek, davanın tümden reddi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında imzalanan 20.01.2014 tarihli helikopter hizmetlerini kapsayan ana hizmet sözleşmesinin haksız feshi nedeni ile kâr kaybı alacağının ve yapılan eksik ödemenin tahsili talebine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1156E., 2018/862K. sayılı dava dosyasında verdiği 13.12.2018 tarihli kararına yönelik davacı ve davalı vekillerinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 43.479,91- TL’den peşin olarak yatırılan 10.863,79-TL’nin düşümü ile kalan 32.616,12-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL’den peşin olarak yatırılan 44,40-TL’nin düşümü ile kalan 36,30-TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
21.12.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 22.12.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır