Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1120 E. 2023/842 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/1120
KARAR NO : 2023/842

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25.02.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/369E., 2019/194K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -E tebligat
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. …-E tebligat
DAVALILAR :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkilinin … Kooperatifinin üyesi olduğunu, üye olduğu 1998 yılından Ekim 2010 yılına kadar üye aidatlarını ödediğini, müvekkilinin noter huzurunda yapılan çekiliş sonrası kendisine teslim edilen dairede 10 yılı aşkın süredir oturduğunu, müvekkilinin kooperatif yönetimi tarafından üyelikten ihraç edildiğini, bu ihraç istemine karşılık Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/330 esas sayılı dosyası ile ihracın iptali davası açıldığını, en son Yargıtay tarafından bozulan dosyanın Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/725 esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, ana tüzüğün üyelikten ihraç konulu maddesine göre “üyeliğine son verilenlerin üyelik hakları, ihraç davası sonuna kadar devam eder” denildiğini, müvekkilinin üyeliğinin fiilen sona ermemesine rağmen davalı yönetim tarafından dairenin …’ye satıldığını, o şahsın da daireyi …’e sattığını, kooperatife ait olduğu belli olan bu dairenin alım satım işlemlerinin kooperatif kararı ile olması gerektiğini, muvazaalı işlemlerin … Kooperatifi tarafından diğer üyelere karşı da yapıldığını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/62 esas sayılı dosyasının da aynı konu üzerine başka bir dava olduğunu, bu dosyanın da Yargıtay tarafından bozulduğunu, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/284 esas sayılı dosyanın derdest olduğunu, davalılardan …’nin evin sahibi olduğunu iddia ederek taşınmazın tahliyesi için Kayseri 2. Noterliğinin 11745 yevmiye numaralı ihtarnamesini çektiğini, bu ihtarname sonrası müvekkiline ait dairenin tapusunun başkası adına çıkartıldığını öğrendiğini ileri sürerek, … numaralı davalı … adına kayıtlı daire üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, kooperatif yönetim kurulunun müvekkiline ait dairenin devrine ait işlemlerin iptaliyle adına tesciline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; müvekkilinin söz konusu taşınmazı …den satın aldığını, bu taşınmaza ilişkin herhangi bir çekişmezlik olduğunu bilmediğini, taşınmazı kullanım ihtiyacından dolayı alan müvekkilinin devir sonrasında taşınmazın davacı tarafından haksız olarak işgal edildiğini öğrenip Kayseri 7. Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile taşınmazın boşaltılmasını istediğini ve davacıya uygun bir süre verildiğini ancak davacının taşınmazı tahliye etmediğini, bunun üzerine Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/267 esas sayılı dosyası ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açıldığını ve halen devam ettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava,tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
Bu dava ilk önce Kayseri Tüketici Mahkemesine açılmış, 2. Tüketici Mahkemesinin 2014/428 esasını almış, mahkemesince yapılan yargılama sonunda 2017/1177 karar sayılı ilamla görevli mahkemesinin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, kararın kesinleşmesi ve süresinde gönderme talebi nedeniyle mahkememize gelmiş, esasına kaydedilmiş ve mahkememizde işbu dosya üzerinden yargılamasına devam edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın tapu kayıt ve belgeleri getirtilip incelendiğinde … nolu bağımsız bölüm olarak tapuda ilk olarak davalı kooperatif adına tescilinden sonra ferdileşme sonucu … adına, bu kişi tarafından satışı nedeniyle davalı … adına, ondan da satışı yoluyla davalı … adına kayıt ve tescil edildiği görülmüştür. Mahallinde keşif yapılarak dava konusu dairenin dava tarihi itibariyle nisbi harca esas değeri bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmiştir. Mülk bilirkişisi … tarafından sunulan rapora göre taşınmazın dava tarihi itibariyle harca esas değerinin 89.956,30 TL olduğu tespit edilmiştir. 26/03/2018 tarihli celsenin (1) nolu ara kararıyla dava değeri üzerinden yasal peşin nisbi harcını yatırması için davacı vekiline kesin süre verilmiş, aksi halde davanın Harçlar Kanunu’nun 30 ve HMK 150. madde gereğince işlemden kaldırılacağı ihtar edilmiştir. Davacı taraf kesin süre içinde nisbi harcını tamamladığından davaya devam edilmiştir.
Davalı kooperatif, davacıyı üyelikten ihraç etmiştir. Davacı, ihraç kararının iptali için dava açmıştır. (Kayseri 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/408 esas sayılı davası). Bu dava Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/38 esas sayılı dava ile birleştirilmiştir. Mahkemesince yapılan yargılamada davacının üyelikten dolayı alacak-borç durumu da incelenmiş, bilirkişiden rapor alınmış ve sonuçta davacının Ağustos/2009 dönemi itibariyle davalı kooperatife 6.220,00 TL si ana para, 458,66 TL si gecikme faizi olmak üzere toplam 6.678,66 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davalı kooperatifçe davacıdan ihraç kararına dayanak olarak daha fazla alacak talep edilmek suretiyle ihtar göndererek ihraç kararı verdiğinden mahkemece söz konusu ihraç kararının iptaline dair davanın kabulüne karar vermiştir. İşbu davada alınan bilirkişi raporuna göre ve dolayısıyla yapılan yargılamada davacının 2009 yılı Ağustos ayı itibariyle davalı kooperatife yaptığı tüm ödemeleri ile ödenmesi gereken aidatlar vs. ödemeler dikkate alınarak alacak-borç hesabı ve tespiti yapılmıştır. Neticede de davacının davalı kooperatife toplam: 6.678,66 TL borçlu olduğu belirlenmiştir. Bu tespiti de içeren davada mahkemece nihai olarak 2017/795 karar sayılı karar verilmiş ve bu karar 07/03/2018 de kesinleşmiştir. Davacı ve davalı kooperatif söz konusu davanın tarafı olduklarından kesinleşen karar bu yönüyle hem davacı hem de davalı kooperatifi bağlayıcı nitelikte kesin bir karar vasfındadır.
Mahkememizce de 09/07/2018 tarihli celsenin (1) nolu ara kararında yazılı hususlar bakımından bilirkişi raporu alınmıştır. Mali Müşavir … tarafından sunulan 09/01/2019 tarihli raporda;”…Dosya kapsamından davacı …’nun 38 sıra numarası ile kooperatife üye olduğunun tespit edildiğini, … adına Kayseri 1. Noterliğince düzenlenen kura zaptında davaya konu meskenin kendisine çıktığı tespit edilmiştir, davacı kooperatife üyeliğinin devam edip etmediği, üyeliği sona ermiş ise hangi tarih itibari ile üyeliğinin sona erdiğinin tespit edilmemiş olduğu, davacı kooperatif adına ödemeler yaptığının tespit edildiğini, …’nun toplam ne kadar ödeme yaptığı ve ne kadar borcunun olduğunun tespit edilemediğini, dosya kapsamında bulunan tapu kaydı ve devirlerine ilişkin bilgilerde, davacı …’nun kayıtlarda geçmediğinin tespit edildiği…” bildirilmiştir.Bu raporda da davacının davalı kooperatife üyeliğinden dolayı yaptığı en son ödemesinin 30/06/2009 tarihli aidat olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla davacının davalı kooperatife karşı alacak-borç durumunu tespit eden ve kesinleşen 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/38 esas, 2017/795 karar sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da tespit edilen Ağustos/2009 döneminden sonra davalı kooperatife yaptığı ödemesinin olmadığı tespit edilmiştir.
Gerek kesinleşen 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/38 esas, 2017/795 karar sayılı ilamındaki davacının davalı kooperatife karşı açtığı ve birleştirilen 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/408 esas sayılı davası ile ilgili davacının davalı kooperatife olan alacak-borç durumuna ilişkin bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamalar, gerekse bu davada mahkememizce alınmış mali müşavir bilirkişisinin raporundaki tespitler birlikte dikkate alındığında sonuç olarak, davacının davalı kooperatife üyeliğinden dolayı halen davalı kooperatife borcunun bulunduğu, dolayısıyla davacının davalı kooperatife karşı üyeliğinden doğan mali yükümlülüklerini, borç ve sorumluluklarını tam ve eksiksiz olarak yerine getirmemiş olduğu anlaşılmıştır. Üyesi olduğu davalı kooperatife karşı borç ve yükümlülüklerini eksiksiz, tam olarak ifa etmemiş, yerine getirmemiş olan davacı üyenin davalı kooperatiften daire yani tapu iptali ve tescil talep hakkı yoktur.
Davacının diğer davalılar hakkındaki talep ve davası yönünden yapılan incelemede de, davalı en son tapu malikinin ve ondan önceki devreden davalı tapu malikinin davaya konu daireyi tapu kaydına ve tapu kayıtlarının aleniyet ve doğruluğu ilkesine inanarak ve güvenerek satış/devir ve tescil işlemlerini yaptıkları ve bu şekilde malik oldukları, tapu kayıtlarının aleniyeti ilkesi gereğince iktisap eden iyiniyetli malik 3. kişi olduklarının yasal karine olduğu, bu karinenin yani kötüniyetle, muvazaalı ve danışıklı olarak işbu taşınmazın satış, devir, tescil işlemlerini yaptıklarına dair iddianın ispat yükünün de davacıda olduğu, davacının da iş bu hususları kesin ve yeterli kanıtlarla ispat edemediği anlaşıldığından, davacının davalılar hakkındaki davasının reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: eksik inceleme ile karar verildiğini, kararın hakkaniyete, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, hukuki dinlenilme hakkının gözetilmesi gerektiğini, Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi gereğince herkesin haklarını kullanırken dürüstlük kuralına uyulması gerektiğini, davacının kooperatifin üyesi olduğunu, müvekkili ile ilgili alınan ihraç kararının Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/38 E sayılı dosyası ile iptal edildiğini, müvekkilinin üye aidatlarını yatırmaya devam ettiğini, üyeliği sona ermeden dairenin önce davalı …’ye sonra da davalı …’e satıldığını, davalıların muvazaalı satış gerçekleştirdiklerini, kötüniyetli olduklarını, hileli işlem yaptıklarını, davacının davalılar hakkında çıkar amaçlı örgüt ve dolandırıcılık suçundan dolayı suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkilinin aidatlarını ödediğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliğine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/369E., 2019/194K. sayılı dava dosyasında verdiği 25.02.2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’den peşin olarak alınan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m.359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına
10.05.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m.361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 10.05.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır