Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1118 E. 2023/274 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/1118
KARAR NO : 2023/274

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/1187 Esas-2019/184 Karar
DAVACI : … -…
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin (…) nolu üyesi olduğunu ve çiftçilik yaptığını, bu çalışmaları sırasında gübre, buğday v.b.ihtiyaçlarını davalı kooperatiften karşıladığını, müvekkilinin davalı koopretarife olan tüm borcunu 2019 yılında ödediğini, buna ilişkin belgenin sistemin olmadığı veya yazıcının bozuk olduğu gerekçesi ile müvekkiline verilmediğini, 2014 yılında davalı kooperatif elemanı olan … isimli kişinin tahsil edilen paraları hesaplara işlemediğini ve çiftçiler adına senetler düzenleyip borçlandırdığının tespit edilip hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldığını, bu kişinin hileli işlemler yaptığını, sahte senetler düzenlediğini, müvekkili adına da borç yenileme kredileri kullandırdığını ve almadığı gübre nedeniyle borç senedi düzenlendiğini, müvekkilinin bu durumu öğrenince dava açma zarureti doğduğunu, borç yenileme kredisi ile borç senedindeki imzaların müvekkiline ait olduğunu ancak üst kısımdaki yazının müvekkili eli mahsulü olmadığını, zira müvekkilinin okuma ve yazma bilmeddiğini, müvekkilinin kendisine ait borçları cebri icraya maruz kalmamak için ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek davalı kooperatife ödenen 25.449,00 TL’nın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak dava açılamayacağını, zamanaşımı süresinin geçtiğini, ayrıca müvekkilinin davacıdan senet ve sözleşmeye dayalı olarak alacaklı olduğunu, davacının iddiasının yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini, tanık dinletilmesine muvafakati olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Davacı ile davalı kooperatif arasında imzası ve içeriği inkar edilmeyen Tarım Kredi Kooperatifleri Kredi Genel sözleşmesinin düzenlenip imzalandığı, bu konuda taraflar arasında bir uyuşmazlığın olmadığı, bu sözleşmeye istinaden davacının davalı kooperatifin … nolu üyesi olduğu, sözleşmenin 19. maddesine göre ortak ve müteselsil kefiller, kooperatifle aralarında çıkacak her türlü anlaşmazlıklarda kooperatife ait defter, kayıt ve belgelerin yegane kesin delil olacağını ve bunlara hiçbir şekilde itiraz etmeyeceklerini kabul ve taahhüt ettiklerinin açıkça düzenlendiği, davacının iş bu sözleşmeyi imzalamış olması nedeniyle gerek davalı kooperatif, gerekse üyesi olan davacı yönünden tarafları hukuken bağlayıcı ve geçerli nitelikte bir sözleşme olduğu anlaşılmıştır.
Davacı mahmemeizin 13/07/2018 tarihli celsesinde kredi borç senetşerindeki imzaların kendisine ait olduğunu kabul etmiş, yazıalrın kendisine ait olmadığına beyan etmiştir. Davaya konu kredi borç senetlerindeki yazıların davacıya ait olmasının zorunlu olmaması, açık bir imza itirazın da bulunamaması nedeniyle imza ve yazı yönünden bir bilirkişi incelmesi yoluna gidilmemiştir.
Davacının imzasını açık bir şekilde inkar etmediği senetlerin vasfına göre davalı kooperatifin alacağını yazılı delil olarak kesin şekilde ispata yarayan belge vasfında olmaları, senetlerin vasfına göre … numaralı senet karşılığı malın davalı kooperatifçe davacıya teslim edildiğinin ve … numaralı senet karşılığı yenileme genel ihtiyaç kredisinin kullandırıldığının karine teşkil etmesi, … numaralı senet karşılığı gübrenin davacıya teslim alınmadığının, … numaralı senet karşılığı yenileme genel ihtiyaç kredisinin kullandırılmadığının yani karinenin aksinin ispat yükünün davacıda olması, dayanak belgelerin senet vasfında olması nedeniyle bu iddiaların yazılı delillerle ispatının gerekmesi davacının bu konudaki iddialarının ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf davalı kooperatifin kayıtlarına da delil olarak dayandığından ve kooperatifin defter, kayıt ve belgelerinin incelettirilmesinin de konusunda uzman bilirkişiler vasıtasıyla olabilmesi, HMK 266. Maddesi gereğince hakimin hakimlik mesleki bilgi ve tecrübesiyle incelenip tespit edilebilecek hususlardan olmaması nedeniyle, mahkememizin 23/11/2018 tarihli celsesinin (2) nolu ara kararında ayrıntılı olarak belirtilen sebepler ve hususlarda davalı kooperatifin ilgili tüm defter, kayıt ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişiden oluşturulan bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir. Mahkememizce aldırılan 06/01/2019 tarihli bilirkişi raporunun objektif, denetime açık, ayrıntılı, gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle itibar edilmiştir.
Davacının dava konusu ettiği iki senetten 23/12/2013 düzenleme tarihli, … numaralı, 14.449,00 TL bedelli senet yenileme genel ihtiyaç kredisi neticesinde düzenlenmiştir. Davacının aynı tarihli davalı kooperatife altında imzası bulunan başvuru dilekçesi de mevcuttur. Yine davacının senet altında da imzası mevcuttur. Davacının başvuru dilekçesi incelendiğinde krediyi önceki tarihli borçlarını ödeyememesi nedeniyle davalı kooperatiften talep etmiştir. Yani bu senede ilişkin kullandırılan kredi yönünden davacının önceki tarihli bir borcu bulunduğu anlaşılmıştır. Zaten itibar edilen bilirkişi raporunda da bu hususta açıklamalar ve önceki tarihli senetlere ilişkin şema ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Diğer dava konusu 17/03/2014 düzenleme tarihli … numaralı, 11.000,00 TL bedelli senet yönünden ise altında yine davacının imzası bulunan senede göre davacının cari faizli gübre ürünlerini davalı kooperatiften kullandığı belirtilmiştir. Buna ilişkin olarak da 17/03/2014 tarihli … numaralı davalı tarafından davacıya düzenlenen amonyum nitrat satışına ilişkin fatura düzenlenmiş ve altı davacı tarafından imzalanmıştır.
Dosyadaki itibar edilen yazılı belgelerin aksi nitelikteki davacı vekilinin davacının borçlu gösterilmeye çalışıldığı ve hileye yönelik irade bozukluğuna dair iddialarına itibar edilmemiştir. HMK’nın 203/1-ç. maddesi uyarınca “Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları.” kapsamında tanık dinlenmiş ise de, davacının bildirdiği tanık beyanlarının itibar edilen dosyada mevcut yazılı belgeler ve bilirkişi raporunun aksini ispat edecek nitelikte ayrıntılı beyan içermemesi ile kesin nitelikte delil kuvvetine haiz olmadığı kanaatine varılarak tanık beyanlarına itibar edilmemiştir.
Dosya kapsamındaki davalı kooperatif ile itibari ile taraflar arasındaki borç ve alacak ilişkisinin davalı kooperatifin tarafları açısından yegane ve kesin delil olarak kabul edilmiş olan kooperatifin kayıtlarında yer aldığı ve işlendiği, dayanak belgelerinin de tarafların imzasını içerdiği, bu belgeler yönünden açık şekilde bir sahtelik ya da imza inkarının bulunmadığı, davacının bu konudaki işlemler yönünden davalı kooperatif çalışanının hata, hile vs davranışları bulunduğuna dair ve sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacağa ilişkin iddialarının da somut, yazılı, kesin ve yeterli delil ve belgelerle ispat edilemediği kanaatine varıldığından iş bu dava yönünden davacının davalı kooperatife haksız ve borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı bir ödemesinin olmadığı, yaptığı ödemenin kooperatif kayıtlarına göre haklı bir ödeme olduğu, bu nedenle ödediği bedelin davalı kooperatiften dava konusu senetler nedeniyle iadesini talep edemeyeceği, bu konudaki iş bu talep ve davasının sübuta ermediği anlaşıldığından reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Müvekkili ve oğlunun yıl içindeki alımları incelenmeden karar verildiğini, müvekkilinin adına bilgisi olmadan kredi alındığını, müvekkilinin borcu olmadığını, davalı kooperatif yetkilisi dava dışı şahsın hileli işlemler ile üyeleri borçlandırdığını, gübre alınmış gibi işlem yapılıp yenileme kredileri kullandırıldığını, bu kişi hakkında soruşturma yapıldığını, müvekkilinin okuma yazmasının olmadığını, müvekkilinin icraya konu olmamak için ödeme yapmak zorunda kaldığını, mahkemece Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkilinin hileli işlemler nedeniyle borçlandırıldığını, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIK :
Uyuşmazlık; davalı kooperatif üyesi olan davacının dava konusu senetlerden dolayı davalı kooperatife borçlu olup olmadığı ve senetler karşılığı mal alıp almadığı, bir başka deyişle davalı kooperatifin davacı tarafından ödenen senet bedelleri nedeniyle davalıya ödeme yapmasının gerekip gerekmediği hususlarında toplanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davalı kooperatife davacı tarafından cebri icra tehdidi altında ödendiği iddia olunan bedeller nedeniyle sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1187E., 2019/184K. sayılı dava dosyasında verdiği 21/02/2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf harcından peşin alınan 121,30 TL’nın mahsubu ile bakiye 58,60 TL’nın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
15/02/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza