Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1098 E. 2023/381 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1098 – 2023/381
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/1098
KARAR NO : 2023/381

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/200 Esas-2018/897 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davalılar vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili ile davadışı …A.Ş.arasında sigorta poliçesi imzalandığını, 14.08.2017 tarihinde davalılar tarafından yürütülen yeraltı tesis çalışmaları sırasında meydana gelen voltaj dalgalanmaları nedeniyle dava dışı sigortalının işyerinde maddi hasar meydana geldiğini, oluşan zararın iş sahibi davalı … A.Ş.tarafından yüklenici diğer davalıya yaptırılan altyapı çalışmaları sonucunda meydana geldiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin zarar bedelini dava dışı sigortalı firmaya ödediğini, davalılara yapılan başvuruya rağmen sonuç alınamadığını, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 26.048,00 TL’nın avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş.vekili; davacının iddia ettiği zararın müvekkilinin şebekesinden kaynaklanmadığını ve voltaj dalgalanmasının olduğu hususunda delil sunulmadığını, olayın olduğu güne dair hiçbir yanlış bağlantı yapılmadığını, çevredeki diğer abonelerden de bir şikayet gelmediğini, dava dışı sigortalının müvekkilinden elektrik alıp almadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ….A.Ş.vekili; müvekkilinin iddia edilen zararın meydana gelmesinde hiçbir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, davanın müvekkilinin alt taşeron firmasına ihbar edilmesi gerektiğini, davacının zarar hususunda hiçbir delil sunmadığını, davanın zamanaşımı, işbölümü ve yetki nedenleriyle reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Bilirkişi raporu diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde; Dosyada mevcut bilgi ve belgeler, teknik raporlar, ekspertiz raporu, masraf dökümanları incelendiğinde, …nezdinde dava dışı … A.Ş adına kapsamlı iş yeri teminatı ile sigortalı olan iş yerinde 14.08.2017 tarihinde meydana gelen voltaj dalgalanması sonucu tesise ait elektrik donanımı ve cihazlarda hasar oluştuğu anlaşılmaktadır.
Dağıtım şebekesindeki elektrik kesintilerinin aboneliklerde zarara sebebiyet verecek boyutta olması, olay anı için elektriğin yeterli, kaliteli ve sürekli olmaması anlamına gelmektedir. 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun ilk maddesinde kanunun amacının elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevre ile uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması olduğu amaçlanmıştır. Kaliteli elektriğin tanımı ise; Elektrik dağıtımı ve perakende satışına ilişkin hizmet kalitesi yönetmeliği’nin teknik kalite başlıklı 5. bölümünün 21. maddesinde açıklanmıştır. Buna göre; teknik kalite, “dağıtım sisteminin kullanıcıların elektrik enerjisi talebini; gerilimin frekansı, genliği, dalga şekli ve üç faz simetrisi açısından kabul edilebilir değişim sınırları içerisinde kesintisiz ve kaliteli bir şekilde karşılayabilme kapasitesidir” şeklinde belirtilmiştir. Bu durumda abonelikte bulunan ve elektrik ile çalışan cihazların kullanım amaçları gözetildiğind,e bu cihazlardan beklenilen faydanın sağlanamamasına neden olacak şekilde voltaj dalgalanmaları olması, sunulan elektrik enerjisi hizmetinin yeterli, kaliteli ve sürekli olmadığını gösterdiğinden ayıplı hizmet olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun Tarifeler ve Tüketicilerin Desteklenmesi başlıklı 17. maddesinin 8. bendinde, elektrik enerjisinin kalitesizliğinden ve kesintilerden kaynaklanan zarar ve hasarların ilgililerinden tazminine ilişkin usul ve esasların kurul tarafından çıkartılan yönetmelik ile düzenleneceği belirtilmiş, elektrik dağıtımı ve perakende satışına ilişkin hizmet kalitesi yönetmeliğinin kullanıcının zararının tazmini başlıklı 26. maddesinin ilk fıkrasında ise; “kullanıcının kendi hatasından kaynaklanmaması kaydıyla kullanıcıya ait teçhizatta ortaya çıkan ve dağıtım şebekesinden kaynaklanan hasara ilişkin zararın tazmini için kullanıcı tarafından dağıtım şirketine zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren 10 gün içerisinde talepte bulunabilir” hükmüne yer verilmiştir.
Eksper raporu ve dosyada yer alan servis formlarından olayda cihazların etkilendiği anlaşılmaktadır. Olaydan etkilendiği iddia edilen cihazların hasar gören unsurları dikkate alındığında, bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde voltaj dalgalanmaları sonucunda ortaya çıkabilecek nitelikte hasarlar olduğu görülmüştür. Aynı anda farklı cihazların arızalanması hususu da şebeke gerilimindeki değişiklikten kaynaklandığının açık bir göstergesidir.
EPDK Elektrik Piyasası Dağıtım Yönetmeliği çerçevesinde, davalı elektrik dağıtım şirketinin davacı abonesine tüketim projelerine uygun enerjiyi vermek, kontrol etmek, olası değişiklikler için gerekli önlemleri almak ve ilgili mevzuatta tanımlandığı şekilde kaliteli ve sürekli enerji temin etmek yükümlülüğünü yerine getirmemek suretiyle, belirtilen mevzuat hükümlerinin ihlâl edilmiş olması nedeniyle olayda davalı dağıtım şirketinin asli oranda kusurlu olduğu, olayın meydana gelmesinde dava dışı sigortalının herhangi bir kusur, katkı ve sorumluluğu olmadığı da dikkate alındığında davalının %100 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre de, sigortacı halefiyet kuralı uyarınca sigortalısına yaptığı tazminat ödemesini ispat ederek rücu hakkını kullanabilecektir. Makine kırılması sigortası genel şartlarının hasar ve tazminatın sonuçlarını düzenleyen 16. maddesinde ise, sigortacının ödediği tazminat miktarınca hukuken sigorta ettiren yerine geçeceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre hasarın oluşum şekli makine kırılması sigortası genel şartlarına uygun olup, davacı sigorta şirketince yapılan ödemenin teminat kapsamında yapıldığı, hatır/lütuf ödemesi olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda sigortacı dava dışı sigortalının zararını tazmin etmesi nedeniyle halefiyet kuralı gereğince ödediği tazminatı kusurlu olan davalılardan talep edebilecektir.
Bu durumda; Olay tarihinde dava dışı sigortalıya ait işyerinde elektrik akımında meydana gelen voltaj dalgalanmasının işyerindeki cihazların hasara uğramasına sebebiyet verdiği, sigortalının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, olayda davalıların hasardan %100 oranında sorumlu olduğu kanaatine varılmış, olay tarihi itibariyle hasar tutarının 26.048,00 Türk lirası olup, 09.10.2017 tarihinde davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödendiği, meydana gelen hasarın sigorta teminatı kapsamında bulunduğu ve poliçenin hasar tarihinde yürürlükte bulunduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; Davacı sigorta şirketinin TTK’nun 1472. maddesine göre, sigortalının hakkına halef olduğundan ödediği bedeli hasara sebebiyet veren davalılardan rücuen talep edebileceği anlaşıldığından davanın kabulü ile; 26.048,00 Türk lirasının ödeme tarihi olan 09.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle: Somut olayda dava dışı sigortalının kusurunun hiç araştırılmadığını, bu kişinin tacir olduğunu, davalılar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, bu tür hasarların olabileceğini düşünüp önlem alması gerektiğini, mahkemece eksik ve hatalı rapora göre hüküm kurulduğunu, müterafik kusur hususunda emsal Yargıtay kararları bulunduğunu, müvekkilinin yüklenici davalıya verdiği iddia olunan zarardan hukuki sorumluluğu bulunmadığını, kararın kaldırılması ile reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı ….A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davanın müvekkili şirketin sigortacısı olan dava dışı … Sigorta A.Ş.’ye ihbarı gerektiğini, bu yöndeki taleplerinin ve rapora yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini, somut olayda dava konusu zararın oluşunda müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, olay tarihinde anılan bölgede hiç arıza kaydı bulunmadığını, davacının zarar hususunda delil sunmadığını, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIK :
Uyuşmazlık; davalı … tarafından ihale edilen yeraltı tesis çalışmalarının diğer davalı … A.Ş.tarafından yerine getirilmesi sırasında meydana gelen voltaj dalgalanması sonucu davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan dava dışı firmanın elektronik cihazlarında meydana geldiği iddia edilen arıza sonucu davacı sigortacının sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalısına ödediği bedelin davalılardan tahsili talebinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davalı … tarafından ihale edilen yeraltı tesis çalışmalarının diğer davalı … A.Ş.tarafından yerine getirilmesi sırasında meydana gelen voltaj dalgalanması sonucu davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan dava dışı firmanın elektronik cihazlarında meydana geldiği iddia edilen arıza sonucu davacı sigortacının sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalısına ödediği bedelin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalılar vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/200E., 2018/897K. sayılı dava dosyasında verdiği 26/11/2018 tarihli kararına yönelik davalılar vekillerinin İSTİNAF BAŞVURULARININ AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince davalı … A.Ş.’den alınması gerekli 1.779,33 TL harçtan peşin alınan 444,84 TL’nın mahsubu ile bakiye 1.334,49 TL’nın bu davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Davalı ….A.Ş.’den alınması gerekli 1.779,33 TL harçtan peşin alınan 350,00 TL’nın mahsubu ile bakiye 1.429,33 TL’nın bu davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
01/03/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 01/03/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza