Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1075 E. 2023/433 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1075 – 2023/433
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/1075
KARAR NO : 2023/433

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/02/2017
ESAS-KARAR NUMARASI : 2015/649E., 2017/97K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davacının, davalı nezdinde Barutsan roket ve patlayıcı fabrikası için 2013 yılında 88.000 adet yemeğin fabrika yemekhanesinde 15 kişi ile malzemeli olarak hazırlanması, dağıtılması ve sonrası hizmetlerinin yapılması işleri ihalesini aldığını, taraflar arasında 21/03/2013 tarihli 27/03/2013-31/12/2013 tarihleri arasını kapsayan sözleşme imzalandığını, hizmet sözleşmesinin sona erdiği 2013 yılı Aralık son hak edişinden kalan 17.275,83 TL’nin ödenmediğini, bu miktarın işçi alacakları için tutulduğunun bildirildiğini ancak tüm işçilerin davalı bünyesinde yeni ihale yüklenicisi firma üzerinde çalışmalarına devam ettiklerini yani kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi hükümlerinin doğmadığını, müvekkili şirketin SGK ya borcunun bulunmadığını, davalı kuruma SGK ilişiksiz belgesi ile vergi borcu olmadığına ilişkin belgenin gönderildiğini, buna rağmen hakediş ödemesinin yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 17.275,83 TL’nin fatura tarihi olan 31/12/2013 tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacı yükümlülüklerini yerine getirmediğinden ödeme yapılmadığını, ihale bitimi ile iş akdi sonlandırılan işçilerin kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödenmesi gerektiğini çünkü davacının son işveren olduğunu, davalı kurum tarafından dilekçe ile başvuran işçilere yapılan ödemeler yapıldığını ve dava açacak işçilere yapılacak muhtemel ödemeler nedeniyle son hakedişin sözleşme hükümleri kapsamında iade edilmemesinin haklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 36. Maddesi hükmüde nazara alındığında çalışan işçilerin tüm işçilik alacaklarının davacının yükümlülüğünde bulunduğu, davalı tarafça işçilere ödenen miktarın 11.151,03 TL ayrıca Gülşen Saçı ve Ahmet Karaca yönünden verilen mahkeme kararları ile ödenmesi hüküm altına alınan miktarların 8.768,42 TL ve 2.498,41 TL olduğu, davacı alacağını aşan meblağda davalı ödemesi durumunun söz konusu olduğu bunlardan 11.151,03 TL’nin ödenip geri kalanın ödenip ödenmemesi hususunun bu aşamada belirgin olmayıp verilen kararların içeriği ve sözleşmenin 36. Maddesi de nazara alınarak hakediş miktarı da gözetilerek bu aşama itibariyle ödenmesi gerekir bir alacağın bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: işçilere kıdem tazminatı ödenmesi için işçilerin işten ayrılmaları gerektiğini, halbuki mevcut işte halen daha tüm işçilerin 01.01.2014 tarihinden sonra davalı bünyesinde yeni ihale ile çalışmalarına devam ettiğini, yüklenici tarafından istihdam edilecek personelden kaç kişinin kıdem tazminatını hak ederek işten ayrılacağına ilişkin tespitin başlangıçta yapılmasının imkan dahilinde olmadığını, iki personelin Ankara 10. İş Mahkemesine dava açtığını ve davadan doğan tüm alacaklardan davalı kurumun sorumlu olduğundan bahisle değerlendirme yapıldığını oysa tüm personelin 10 ay çalıştırdığını, dava açan iki personelin davalı tarafça işten çıkartıldığını, diğer personellerin iş akitlerinin feshedilmediğini, davacı şirketin SGK borcu bulunmadığını, teminat mektubunun iade edildiğini ancak hak edişinin verilmediğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi kapsamında ödenmeyen hak ediş alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından da son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır( Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/1763 E, 2021/2455 K sayılı 21.12.2021 tarihli ilamı).
Somut olayda, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca davacı işverenin dava açan iki işçi yönünden son işveren olması nedeniyle yıllık izin ve ücret alacağının tamamından sorumlu olduğu, kıdem tazminatından dönemsel olarak sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında yapılan hesaplamalar sonucu işçi … için 3.136,00 TL ihbar, 1.435,84 TL ihbar, çalışılan dönemle sınırlı 1.013,00 TL kıdem tazminatı alacağı; işçi … için ise 2.171,12 TL ihbar, 953,40 TL ihbar, çalışılan dönemle sınırlı 1.013,00 TL kıdem tazminatı alacağı bulunduğu tespit edilmiştir. Davacının sonuç olarak bu miktarların toplamı 9.722,36 TL den sorumlu olduğu ve bu işçiler haricindeki işçilere de 11.151,03 TL ödeme yapmış olduğu sabit olduğundan davacının ödenmeyen hak ediş alacağının haklı olarak kesildiği kanaatine varılmıştır.
Bu açıklamalar kapsamına, dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/649E., 2017/97K. sayılı dava dosyasında verdiği 17/02/2017 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile 135,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4- HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
08/03/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08/03/2023

Başkan Üye Üye Katip