Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1070 E. 2022/1403 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/1070
KARAR NO : 2022/1403

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06.03.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/817E., 2019/173K.
DAVACILAR :

VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davacılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; …’ın 06.08.2014 tarihinde …marka araç satın aldığı, aracı satın alırken … A.Ş. den N660132-1 sözleşme no ile kredi kullandığı, kredi kullanırken davalı … A.Ş. den … sayılı kredi koruma teminatlı hayat sigortası yapıldığı, poliçe teminatının 39.792,06 TL olduğu, … hakkında düzenlenen 03.02.2016 tarihli ölüm belgesi uyarınca mide kanseri nedeniyle öldüğü,… A.Ş. tarafından …’a hitaben yazılan 28.06.2016 tarihli yazı uyarınca Kredi Koruma Teminatlı Hayat Poliçesine ait tazminat talebini içeren yazının değerlendirildiği, muris …’ın 06.08.2014 olan poliçe başlangıç tarihi öncesinde mide rahatsızlığının mevcut olduğu, ölüm nedeni ile mevcut olan beyansız hastalıklar arasında illiyet bağı bulunduğu, mevcut sağlık durumu eksik olarak beyan edildiğinden tazminat talebinin yerine getirilemeyeceğinin bildirildiğini ileri sürerek, “…arttırılmak kaydı ile hayat poliçesinden kaynaklı 5.000,00 TL tazminata…” karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müteveffanın ölümüne sebebiyet veren mide rahatsızlığının poliçe başlangıç tarihinden önce mevcut olduğu ve bu rahatsızlığın poliçenin düzenlendiği sırada belirtilmediğinin açık olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Dava ve cevap dilekçesi içeriğine göre davacılar murisinin dava dışı şirketten araç alırken kullanılan kredi nedeniyle davalıya hayat sigortası yaptırdığı tartışmasızdır.
Davacı tarafça murisin kredi kullanımı sırasında düzenlenen hayat sigortası uyarınca miras bırakanları vefat ettiği halde davalı şirketin kendilerine sigorta tazminatı ödemediğini iddia ederek, davalı şirketten tazminat, davalı tarafça davanın reddi talep edilmiştir.
Somut olayda davacıların, dava dışı şirketten araç kredisi kullanan ve bu sırada vefat eden kişinin mirasçıları olduğu, miras bırakan …’ın araç kredisi çekerken, hayat sigortası düzenlendiği, yine miras bırakanın hayat sigortası katılım beyanında “… Mevcut durumda bir hastalığınız veya sağlık şikayetiniz, sonucu beklediğiniz veya devam eden bir tedaviniz ve/veya sigorta başlangıç tarihinden önce ortaya çıkmış hastalığınız, geçirmiş olduğunuz bir ameliyat varmı” sorusunu “Hayır” şeklinde cevapladığı ve bu şekilde sağlık beyan formunu imzaladığı, mahkememizce alınan hüküm kurmaya elverişli bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda, …’a 09/05/2014 tarihinde C16 tanı kodu ile mide MALİGN neoplazmı( mide kanseri) tanısı konulduğu, 2008 haziranda mide CA tanısı konulduğu, kredi koruma teminatlı hayat sigortasının yapıldığı, 06/08/2014 olan poliçe başlangıç tarihinden yaklaşık altı yıl önce mide kanserinden ameliyat edildiğinin kayıtlı olduğu, …’ın poliçe başlangıç tarihi olan 06/08/2014 tarihinde ölümüne neden olan mide kanseri hastalığının mevcut olduğu, davacılar murisinin poliçenin tanzimi aşamasında bildirilmeyen/ gizlenen hastalık ile ölüm rizikosu arasında doğrudan illiyet bağının bulunduğu, bu hususlar dikkate alındığında kredi kullananın sigorta poliçesinin imzalanması esnasında gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu, TTK’nun 1435 ve 1439 mad. hükümleri ile Hayat Sigortası Genel Şartlarının C.2.2. mad. hükmüne göre sigorta yaptıran kişinin doğru beyan yükümlülüğünün bulunduğu, bunun yerine getirilmemesi halinde sigortacının sözleşmeden cayma hakkının olduğu, bu haliyle sigortalının doğru ihbar yükümlülüğünü ihlal ettiği, sigorta şirketinin bu yükümlülüğün ihlal edildiğini riziko gerçekleştikten sonra öğrendiği için sigortalının ölümünden önce cayma hakkından söz edilemeyeceği, beyan edilmeyen hastalık ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması nedeniyle sözleşmenin cayma hakkı bulunan sigortacı yönünden hükümsüz olduğu sigorta şirketinin vefat tazminatından sorumlu olmayacağı anlaşıldığından davacıların davasının reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: müteveffanın geçmişe dayalı hastalık hikayesi bulunmakla birlikte poliçenin düzenlendiği tarihte bu rahatsızlıklarını atlatmış olduğunu, T.C. Sağlık Bakanlığı… Onkoloji Eğt. ve Arşt. Hastanesinden alınan 30.06.2015 tarihli raporunda da mide kanseri ile bağlantılı bir rahatsızlığının teşhis edilmediğini, poliçenin yapıldığı tarihte müvekkilinin şifa bulduğunu ve hasta olmadığını, müvekkilinin 06.08.2014 tarihinde mide kanseri olduğu ve bunu bildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, 06.08.2014 tarihinde müvekkilinin mide kanseri olduğunun ispatlanamamış olup aleyhe düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek verilen kararın müvekkilleri lehine bozulması gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise de müteveffaya yeterince müzakere imkanı tanınmadan poliçe düzenlendiğinden bahisle kararın kaldırılmasını, davalıya yerleşik Yargıtay kararları çerçevesinde müterafik kusur yükletilmesini, eksik kalan bu hususun da alınacak bilirkişi raporunda değerlendirilmesini, kusur durumuna göre müvekkillerinin alacağının hesaplanması için bilirkişi incelemesi yapılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, Hayat Sigortası Poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/817E., 2019/173K. sayılı dava dosyasında verdiği 06.03.2019 tarihli kararına yönelik davacılar vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL’den peşin olarak alınan 44,40-TL’nin düşümü ile kalan 36,30-TL’nin davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
28.09.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 29.09.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …