Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/1061 E. 2022/2037 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/1061
KARAR NO : 2022/2037

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27.11.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/747E., 2018/760K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Taraf vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; kooperatifin iflasına karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, Kooperatifler Kanunu, anasözleşme ve yüksek yargı kararları gereği kooperatif ortaklarının taahhüt etmiş oldukları ortaklık paylarını ödemeleri gerektiğini, dolayısıyla ortakların kooperatifin iflas etmesine neden olan borçlarından sorumlu olduklarını, ancak davalının bugüne kadar yapması gereken ödemeyi yapmadığını ve başlatılan takibe kötüniyetli olarak itiraz ettiğini beyan ederek, vaki itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; kooperatifin alacaklılarına karşı mal varlığı ile sorumlu olduğunu, ek ödeme yükümlülüğü getirilebileceğini, kooperatif anasözleşmesi ile sınırlı veya sınırsız olarak herhangi bir şahsi sorumluluk getirilmediğini, ortakların kooperatif borçlarından dolayı doğan sorumlulukların saptanmasında anasözleşme hükümlerinin geçerli olacağını, anasözleşmede bu konuda bir hüküm yoksa koydukları sermaye ile sorumlu tutulacaklarını, iflas halinde sorumlulukları belirleyen 33. maddenin uygulanamayacağını, bu nedenlerle iflas masasının ortaklardan para talep edemeyeceğini, müvekkilinin peşin ortak olduğunu ve 26/05/2005 ve 07/05/2007 tarihli genel kurullarda alınan karar doğrultusunda kooperatif yönetim kurulunun 12/03/2007 günlü 173 sayılı kararı ile ortak alındığını, genel kurullarda geciken aidatlar için faiz uygulanacağına dair bir karar bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava; kooperatif üyeliği nedeniyle doğduğu iddia edilen alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
…hakkında Mahkememizin 19/06/2012 tarih, 2011/294 E, 2012/158 K sayılı ilamı ile iflas kararı verilmiştir. İflas idaresi tarafından, kooperatifin borçlarının ödenmesine yönelik olarak aidatları ödemeyen üyeler hakkında takipler başlatılmıştır.
Davacı, alacaklı olduğu iddiasıyla davalı hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğü nün 2017/1866 E sayılı dosyasında 79.485,00 TL asıl alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 01.02.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 07/02/2017 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Dava, hak düşürücü süresi içinde açıldığından işin esasına girilmiştir.
Davalı üyenin, peşin bedel ödemek suretiyle kooperatife ortak olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, iflas idaresi tarafından talep edilen aidatın miktarı, peşin bedel ödemek suretiyle ortak olan üyelerden istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Kooperatif kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme sonucu alınan 18/09/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; davalının peşin bedel ödemek suretiyle ortaklık sıfatını kazandığı, davalı tarafından D blok güney cephe 6 nolu dairenin dava dışı … dan ortaklık ile birlikte devralındığı, bu ortaklığa ait 119.606,00 TL ödeme bulunduğu, mevcut ve iptal edilmemiş genel kurul kararları ve özellikle 21/09/2008 tarihli olağanüstü genel kurul kararı ile alınan eşitleme kararları kapsamında daire maliyet bedelinin 166.000,00 TL olduğu, buna göre davalının 48.117,84 TL borcunun bulunduğu, peşin ortaklıkla ilgili genel kurul kararı gözetildiğinde ve eşitleme kararının geçerli olmadığı düşünüldüğünde davalının borcunun bulunmadığı ve hatta fazla ödemesinin bulunduğu kanaati belirtilmiştir.
Her ne kadar bilirkişi raporuna yönelik itirazda bulunulmuşsa da, bilirkişi tarafından davacı kayıtları ve alınan genel kurul kararları, davalının ortaklığının niteliği, kabul beyanı ve ödeme belgeleri uyarınca yapılan hesaplama uygun bulunduğundan yeniden inceleme yapılması düşünülmemiştir.
Buna göre; davacı kooperatifte peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığı bulunan davalının, ödemeleri ile genel kurullarda alınan mevcut iptal edilmemiş kararlar ve eşitleme kararı uyarınca ödemesi gereken miktarlar hesaplandığında 48.117,84 TL borcu bulunduğu, eşitlemeye dair genel kurul kararının iptal edildiğine ilişkin bir delil bulunmadığından bilirkişi raporundaki bu hesaba göre alacak borç değerlendirmesi yapılması gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Katılma yoluyla istinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davanın kabulü gerektiğini, bilirkişinin davalının parasal yükümlülüklerini takip tarihine kadar yapması gerekirken 2011 yılı sonrasına dair ve üyelikten kaynaklanan sair yükümlülükleri, gecikme tazminatı, faizi vs..’yi hesaplamasına dahil etmediğini, takip talebinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğunu, eksik hesaplama yapıldığını bildirerek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: müvekkilinin peşin bedelli ortak olduğunu, tüm aidatları 2005 yılındaki Genel Kurulda kararlaştırıldığı gibi 35.000,00-TL ödediğini, sadece yönetim giderleri ve alt yapı giderleri talep edilebileceğini, bunun dışındaki taleplerin yasal dayanağının olmadığını, karar gerekçesinin hatalı olduğunu, 21.09.2008 tarihli olağanüstü Genel Kurulda alınan eşitleme kararının Sincan Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/55 E., 2012/111 K sayılı ilamı ile iptal edildiğini, peşin bedelli ortak olan davalıdan yapılmayan alt yapı giderlerinin ve tapu masraflarının istenmesinin adaletsiz olduğunu, yargılamayı gerektiren alacak için icra inkar tazminatına karar verilmesinin doğru olmadığını bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava kooperatif üyeliği nedeniyle doğduğu iddia edilen alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
I-HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
II- Yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu ile davalının peşin ödemeli ortak olduğu, davalı peşin ödemeli ortak olduğundan inşaat finansmanı için istenilen aidatlardan sorumluluğunun bulunmadığı, ancak oluşacak genel yönetim, alt yapı ve çevre gideri harcamalarını karşılaması gerektiği, ortaklığı döneminde toplam 119.606,00 TL ödeme yaptığı, peşin ortaklıkla ilgili olarak alınan genel kurul gereği şerefiye payı ve diğer yükümlülükler dikkate alındığında takip ile istenilen dönem için davalının toplam ödemesi gereken tutarın 107.822,31 TL olarak hesaplandığı, bu durumda 11.783,31 TL fazla ödeme yaptığı, anlaşılmıştır.
21.09.2008 tarihli Genel Kurulun 8. ve 9/a. maddeleri ile düzenlenen eşitlemeye ilişkin kararlar, Sincan Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/55 E., 2012/121K., sayılı, 26.04.2012 tarihli kararı ile iptal edilmiş ve 21.12.2014 tarihinde kesinleşmiş olduğundan bu karar doğrultusunda alacak borç değerlendirmesi yapılamayacaktır. Kaldı ki peşin bedelli ortak olduğu anlaşılan davalıdan daire eşitleme bedeli talep edilmesi, peşin bedelli ortakların kazanılmış haklarına aykırıdır. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda Dairemizce, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (I) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/747E., 2018/760K. sayılı dava dosyasında verdiği 27.11.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
II-Yukarıda (II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile: HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/747E., 2018/760K. sayılı dava dosyasında verdiği 27.11.2018 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre;
“1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL. karar ve ilam harcının, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 959,98 TL’den mahsubu ile kalan 879,28 TL.’nin davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 12.717,60 TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yatırılan 821,73 TL. istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine”
II-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının ve gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
III-Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
21.12.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 21.12.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır